2010-06-09 - 12:43
TBMM ANAYASA KOMİSYONU...
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısının alt komisyona gönderilmesine karar verildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının, yıllardır gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna da çözüm getirdiğini söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, RTÜK Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının, yıllardır
gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna da çözüm getirdiğini
söyledi.

TBMM Anayasa Komisyonunda, ''Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başlandı.

Komisyonda hükümet adına konuşma yapan Arınç, görüşülen tasarının 4
yıllık bir çalışma sonucunda ortaya çıktığını söyledi. Bakan Arınç, mevcut
kanunun, öncelikle AB müktesebatına uyum kapsamında gözden geçirildiğini, 2007
yılının Aralık ayında yürürlüğe giren ve AB Sınırötesi Televizyon Direktifini
değiştiren AB Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi hükümlerinin esas
alınarak yeniden düzenlendiğini söyledi.

Sektörle ilgili düzenlemeler yapılırken, radyo ve televizyon kuruluşları
ve ilgili kamu kurumlarıyla, çok sayıda ortak toplantı yapıldığını kaydeden
Arınç, hazırlanan taslağın, ilgili kamu kurumlarının, radyo ve televizyon
kuruluşlarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşüne sunulduğunu
anlattı. Arınç, gelen görüşler çerçevesinde son kez gözden geçirilen taslağın,
daha sonra RTÜK'ün web sitesine yerleştirilerek kamuoyuyla paylaşıldığını, bir ay
süreyle gelen tüm görüşlerin değerlendirilmesi sonucunda taslağa son şeklinin
verildiğini bildirdi.

Bülent Arınç, geçici olanlar hariç 51 maddeden oluşan kanun tasarısının;
sektörün sorunlarına çözümler içeren, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını
ortadan kaldıran, yayın denetimi konusunda RTÜK'ü daha etkin kılan, yayıncılık
sektöründe rekabeti arttıran bir içeriğe sahip olduğunu vurguladı. Arınç,
tasarının, yıllardır gerçekleştirilemeyen karasal frekansların tahsisi konusuna
da çözüm getirdiğine dikkati çekti.

Yasada yer alan tanımların AB Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi
dikkate alınarak yenilendiğini belirten Arınç, tanımların sadeleştirildiğini ve
anlam bütünlüğü sağlandığını kaydetti.

Arınç, yeni düzenlemeyle, Avrupa eserleri, bağımsız yapımcı, editoryal
sorumluluk, gizli ticari iletişim, medya hizmet sağlayıcı, isteğe bağlı yayın
hizmeti, koruyucu sembol, sayısal yayın, ürün yerleştirme, verici tesis ve
işletim şirketi ve multipleks kapasitesi gibi yeni tanımların da mevzuata
girdiğini bildirdi.

Tasarının, RTÜK'ün görevlerini yeniden düzenlediğini belirten Arınç, bu
görevlerin bazılarını şöyle sıraladı:

''Yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce
çeşitliliğinin, rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması için
gerekli tedbirleri almak. Televizyon kanal ve radyo frekans planlamalarını yapmak
veya yaptırmak ve uygulamak; medya hizmet sağlayıcıların sunduğu yayın
hizmetlerinde ve platform, multipleks, altyapı işletmecileriyle verici tesis ve
işletim şirketinin sunduğu hizmetlerde müeyyideleri uygulamak.

Yayın hizmetlerine ilişkin kamuoyu araştırmaları yapmak veya yaptırmak ve
bu araştırmaların sonuçlarını taraflarla paylaşmak. Yayın hizmetlerinin izlenme
ve dinlenme oranı ölçümlerinin yapılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve
esaslarla, bu usul ve esaslara uymayan şirket ve kuruluşlara uygulanacak
müeyyideleri belirlemek.

Yayın hizmetleriyle ilgili gelişmeleri takip etmek, sektörle ilgili genel
stratejileri belirlemek, yayın hizmetlerinin ülkemizde gelişmesini sağlayacak
çalışmalarda bulunmak, medya hizmet sağlayıcıların çalışanlarına yönelik eğitim
ve sertifika programları düzenlemek ve sertifika vermek, Medya okuryazarlığının
toplumun tüm kesimlerini içerecek şekilde yaygınlaştırılması amacıyla, başta
Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere diğer kamu kurumlarıyla işbirliği yapmak.''

Bakan Arınç, tasarıyla, RTÜK'ün gerçekleştirdiği yayın denetiminin temel
dayanağı olan yayın ilkeleri de AB Görsel - İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi
esas alınarak yeniden düzenlendiğini ve çağdaş normlara dönüştürüldüğünü
söyledi.

Arınç, radyo ve televizyon yayınlarıyla, isteğe bağlı hizmetlere
uygulanacak yayın ilkelerinin ayrı olarak düzenlendiğini vurguladı.

Mevcut yasadaki yayın ilkelerinin de tasarıyla yeniden düzenlendiğini
belirten Arınç, şunları söyledi:

''Bu düzenlemelere göre, yayınlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık
ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk
ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz. Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf ve mezhep
farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret
duyguları oluşturamaz. Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı
olamaz.

İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı
olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü,
aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez. Yayınlarda, gizli kamera,
gizli mikrofon ve benzeri teknik araçlarla hukuka aykırı olarak elde edilen
görüntü ve kayıtlar kullanılamaz.

Terörizmi ve terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya
haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini
yansıtıcı nitelikte olamaz.

Irk, dil, din, cinsiyet, özürlülük, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve
benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve
teşvik edemez.

Toplumun milli manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması
ilkesine aykırı olamaz. Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç
tekniklerini öğretici nitelikte olamaz. Çocuklara karşı istismar ve şiddeti
özendiremez. Güçsüzlere ve özürlülere karşı ayrımcılık, istismar ve şiddeti
teşvik edemez.

Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek
davranışları teşvik edemez. Müstehcen olamaz. Kişileri fal veya batıl inançlar
yoluyla istismar edemez.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları
teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez. Şiddeti özendirici veya
kanıksatıcı olamaz.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, RTÜK Kanun Tasarısı'nın, dünya ile paralel olarak, karasal sayısal
yayıncılığa sorunsuz geçilmesini mümkün kıldığını söyledi.

TBMM Anaya Komisyonunda, ''Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başlandı.

Komisyonda hükümet adına konuşan Arınç, görüşülen tasarıda Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeler kapsamındaki konuların, iptal
gerekçelerine uygun olarak yeniden düzenlendiğini söyledi. Arınç, Anayasa
Mahkemesinin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine sektörel
toplam ticari iletişim geliri açısından yüzde 25, karasal frekans tahsisi
açısından en fazla 4 kanal sınırı getirildiğini kaydetti.

Bülent Arınç, tasarı ile yayın kuruluşlarının karasal yayın lisansına
sahip olmaları, lisans ücretlerinin, kanal ve frekans kullanım ücretlerinin
tahsil edilmesinin sağlanmasının amaçlandığını dile getirdi.

Tasarıda RTÜK'e verilen frekans planı yapma ve uygulama yetkisinin de
düzenlendiğini belirten Arınç, ayrıca dünya ile paralel olarak karasal sayısal
yayıncılığa sorunsuz geçilmesini mümkün kılındığını söyledi.

Tasarının getirdiği bazı önemli yenilikler hakkında bilgi veren Arınç,
şöyle devam etti:

''Tasarı, frekans kullanımının yıllık bedele bağlanmasını, vericilerin
tek bir şirkette toplanarak anten kirliliğinin bitirilmesini, bir yıl içinde
karasal sayısal yayın için frekans ihalesi yapılmasını, ihaleyi kazanan mevcut
yayıncılardan bir kısmına sayısal yayının yanı sıra analog yayını sürdürme imkanı
verilmesini, 3 yıl analog ve sayısal paralel yayın yapıldıktan sonra, analog
televizyon yayınlarına son verilmesini, analog televizyon yayınlarının
kapatılmasından sonra radyo ihaleleri yapılmasını öngörmektedir.

Tasarıyla, medya sahipliği konusu yeniden ele alınarak düzenlenmiştir. Bu
konuda radyo ve televizyon sahibi olmayla ilgili sınırlamalar daraltılarak
netleştirilmiş, tekelleşmeyi engellemek üzere tahsis edilecek frekans kapasitesi
ve elde edilen sektörel gelir bazlı bir düzenleme getirilmiştir. Yayın
kuruluşlarında yabancı sermaye oranı yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltilmiştir.
Ayrıca, bir yabancı gerçek veya tüzel kişi iki yayın kuruluşuna doğrudan ortak
olabilecektir. Dolaylı ortaklıkta ise oransal sınır konmamaktadır. Medya
sahipliğiyle ilgili düzenlemeler kapsamında üretim, yatırım, ihracat, ithalat,
pazarlama ve finans kurum ve kuruluşlarının yayıncı şirketlere ortak
olabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Ortaklıkta sektörel gelir ve frekans tahsisi
yönünden sınır getirilmektedir. Buna göre, en fazla 4 kanal ve sektörel gelirinin
yüzde 25'i geçilemiyor. Şirketlerin halka açılması kolaylaştırılmaktadır.''

Arınç, tasarıda, radyo ve televizyon frekans planlarını yapma yetkisinin
RTÜK'e ait olmasının öngörüldüğünü söyledi.

İletişim teknolojilerinin hızla değiştiğini, yayıncılık sektörünün de
buna bağlı olarak geliştiğini belirten Arınç, tasarının bu açıdan da önemli
imkanlar sağladığını ifade ederek, ''Örneğin IP-TV (Internet Protocol TV), DVB-H
(Digital Video Broadcasting-Handheld) ve HDTV (High Definition Television) gibi
yeni yayın teknolojileri ile ilgili belirsizlikleri ortadan kaldıracak açılımlar
getirilmektedir. Bu çerçevede, yayıncılık alanında yeni bir uygulama olarak
karşımıza çıkan isteğe bağlı hizmetlere tasarıda yer verilmiştir'' dedi.

Mevcut yasanın aksayan müeyyide sisteminin, tasarıyla yeniden
düzenlendiğini belirten Arınç, ''Müeyyide sisteminin etkin hale getirilmesi için
uyarı olmaksızın doğrudan program durdurma, tekrarı halinde üç kez gelire dayalı
idari para cezası, bir yıl içinde üç kez tekrarı halinde iki katı para cezası
aşamaları getirilmektedir. Tasarının yasalaşmasıyla birlikte müeyyide sistemi
değişeceğinden eski siciller silinecektir'' diye konuştu.

Bülent Arınç, tasarının, ayrıca TRT'nin de denetiminin RTÜK tarafından
gerçekleştirilmesini öngördüğünü kaydetti.

Televizyon yayınları karşısında en korunmasız kesimi çocukların
oluşturduğunu belirten Arınç, çocukların yayınlardan olumsuz etkilenmelerini
önlemek amacıyla 2006 yılında 'Akıllı İşaretler Koruyucu Sembol Sistemi'nin
hayata geçtiğini anımsattı.

Yayın kuruluşlarının gönüllü katılımı sayesinde uygulama imkanı bulan bu
sistemin hukuki bir altyapısı olmadığını belirten Arınç, tasarıyla, bu konunun ve
sayısal kayıt, arşiv ve analiz sistemi, izleyici temsilciliği, görsel işitsel
medya etik ilkeleri gibi uygulamaların hukuki alt yapıya kavuşturulduğunu
anlattı.

Bülent Arınç, tasarının, şu anda kontrolsüz bir şekilde yürütülen reyting
ölçümlerinin, bu ölçümleri yapacak şirketlerin RTÜK'ten izin alması ve bu
şirketlerin ölçümlerinin denetlenmesini de öngördüğünü ifade etti.

Mevcut durumda reyting ölçümleri ciddi tartışma konusu olduğunu anlatan
Arınç, şöyle devam etti:

''Tartışmalar, TİAK'ın (Televizyon İzleme Araştırma Komitesi) hukuki
durumu, örneklerin temsil kabiliyetinin bulunmaması ve denetimin işveren
tarafından yapılmasından kaynaklanmaktadır. Ticari bir faaliyet olan reyting
ölçümleri yayıncı kuruluşların yayın içerikleri üzerinde belirleyici olmaktadır.
Tasarıda, yayın hizmetlerinin izlenme ve dinlenme oranı ölçümlerinin yapılmasına
ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu usul ve esaslara uymayan şirket
ve kuruluşlara uygulanacak müeyyideleri belirleme yetkisi RTÜK'e
verilmektedir.''

Tasarıyla, Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde yayın
içeriklerinde Avrupa eserlerine de yer verilmesinin sağlandığını belirten Arınç,
bu kapsamda, çocuk yayınlarında çizgi filmlerin en az yüzde 20'sinin, diğer
programların ise en az yüzde 40'ının yerli yapım olması; haberler, spor olayları,
yarışmalar ve reklamlar dışında kalan yayın süresinin en az yüzde 50'sinin Avrupa
eserlerine ayrılması; haberler, spor olayları, yarışmalar ve reklamlar dışında
kalan yayın süresinin veya program bütçesinin yüzde 10'nunun, bağımsız
yapımcıların eserlerine ayrılmasının öngörüldüğünü söyledi.

Arınç, tasarıyla getirilen yeni düzenlemeler kapsamında ayrıca spor,
film, dizi ve eğlence programlarında ürün yerleştirmeye izin verilebileceğini
kaydetti.

Cevap ve düzeltme hakkının, Basın Kanunu'na paralel olarak yeniden
düzenlendiğini kaydeden Arınç, bu kapsamda, ilgili tarafa, mahkemeye başvurmadan
önce yayın kuruluşundan cevap ve düzeltme hakkının kullandırılmasını isteme
imkanı sağlandığına işaret etti.

Bülent Arınç, tasarının yayın kuruluşları açısından en fazla önem taşıyan
yeniliklerinden birinin de yüzde 5 olan RTÜK reklam payının yüzde 3'e düşürülmesi
olduğunu söyledi.

RTÜK'ün gelirlerini, yayın kuruluşlarının reklam gelirlerinden ayrılan bu
payların oluşturduğunu belirten Arınç, ''Üst Kurul bu gelirlerle ihtiyaçlarını
karşılamakta, artan miktar hazineye devredilmekte idi. Dolayısıyla gelir fazlası
söz konusu idi. Bu bakımdan, tasarıyla reklam payının yüzde beşten yüzde 3'e
indirilmesi öngörülmüş, böylece yayın kuruluşlarından gereksiz yere fazla kesinti
yapılmasının önlenmesi hedeflenmiştir'' dedi.

Arınç, tasarısının yıllardır sorun yumağı haline gelen radyo ve
televizyon yayıncılığı sektörünün, çağdaş normlara dayalı olarak yeniden
düzenlenmesine imkan sağlayacağına inandığını sözlerine ekledi.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı, alt komisyonda görüşülecek.

AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında toplanan TBMM
Anayasa Komisyonunda, müzakerelerin ardından, tasarının alt komisyona
gönderilmesine karar verildi.
(12.43)