
2017-10-20 - 12:57
Plan ve Bütçe Komisyonu, kamuoyunda "torba tasarı" olarak bilinen Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Tasarı'nın görüşmelerini sürdürüyor. Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve (Kanun Hükmünde Kararname) KHK'larda değişiklik yapan kanun tasarısının bugün kabul edilen 10 maddesiyle, kabul edilen madde sayısı 132 oldu.
Plan ve Bütçe Komisyonu, kamuoyunda "torba tasarı" olarak bilinen Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Tasarı'nın görüşmelerini sürdürüyor.
Kooperatiflerle ilgili muafiyet hükümlerinin değiştirilmesine yönelik maddenin görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı Naci Ağbal, kooperatiflerin önünü açacak düzenleme yaptıklarını söyledi.
Ağbal, "Kooperatif faaliyetlerine giriştiğimizde ekstra ayrıcalıklar verin" denilmemesi gerektiğini, bunu veremeyeceklerini belirtti. Ağbal, "Aynı faaliyeti yapan küçük işletmeler de var, o işletmeden vergi alacağım ama aynı faaliyeti yürüten kooperatiften almayacağım. Bu doğru mu? Gariban esnaf fındık işleme fabrikası kurmuş, ondan alacağım; diğeri kooperatif kurmuş ondan almayacağım. Bu olmaz." diye konuştu.
Ağbal, herkesin müstakil hesap tutması, kooperatiflerin "Alıştığımız muhasebe düzeni var" demesi halinde bu işin takip edilemeyeceğini, bunu vergi emniyeti açısından da sakıncalı olduğunu belirtti.
Bu madde üzerinde tartışmanın sürmesi üzerine, maddenin görüşmeleri atlanarak, diğer maddelere geçildi.
Görüşmeler sonrasında kabul edilen diğer düzenlemeler şöyle:
Kurumların, en az 2 yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların yüzde 75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların yüzde 50'lik kısmı Kurumlar Vergisinden müstesna olacak.
Kurumlar Vergisi kapsamında yer alan, bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnası, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak.
Kiracının temerrüdü nedeniyle kanunu takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devir aldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar da bu kapsama alınacak.
Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yapılacak ihalenin, herhangi bir nedenle gerçekleştirilememesi, sözleşmenin imzalanamaması, yüklenicinin imzalanmış son sözleşmenin bitim tarihi itibarıyla işe başlayamayacağının anlaşılması, yapılan ihaleye ilişkin sözleşmenin feshedilmesi veya iptali hallerinde, yapılan iş ve hizmetler, idarece, pazarlıkla temin usulüyle süresi 1 yılı geçmeyen sözleşmeyle yaptırılabilecek.
Ağbal, bu maddeye yönelik soruları yanıtlarken, Spor Toto Başkanlığının ihalelere yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü anımsattı. Ağbal, 2012 yılı 6,1 milyar lira, 2013 yılı için 7,053 milyar lira, 2014 yılı brüt satışları 8,1 milyar lira, 2015 yılı 9 milyar lira, 2016 yılı 9,7 milyar lira, bu yılın 9. sonu itibariyle 7 milyar lira gelir elde edildiğini bildirdi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan kanun tasarısının madencilik sektörüne yönelik maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Muhalefet milletvekilleri, "Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılacak. Diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlıklarca, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilecek. Aksi halde başvurularla ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak." maddesine eleştiriler yöneltti.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve sorumluluklarının kanunla belirlendiğini, kamu kurumlarına verilen görevin belirlenen sürede yerine getirilmemesi halinde, verilen sürelerle ilgili düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, bunun için de katkıda bulunacak kuruluşlar için zorlayıcı hükümler getirilebileceğini ifade etti.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, doğanın asla affetmeyeceğini, böyle bir vebalin altına kimsenin girmemesi gerektiğini söyledi.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, bu düzenlemeyle milli iradenin yok edildiğini, bunun akla ve mantığa uygun yerinin bulunmadığını savunarak, "Bu maddenin tasarıda kalması, millet için değil, rant için çalıştığınızın göstergesi." dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da bu düzenlemeyi, "ahlaksız bir teklif" olarak nitelendirmesine iktidarın itiraz etmesi üzerine, bunun "art niyetli" bir teklif olduğunu savundu.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, raporların iletilmesinde kurumlar arasında sıkıntı olup olmadığını sorarak, art niyetli bir tutum varsa, bununla ilgili düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti. Kalaycı, bu maddeyi kabul edemeyeceklerini kaydetti.
AK Parti Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan, düzenlemenin, bürokrasiyi hızlandırmak açısından getirildiğini, gündeme getirilmesinin doğru olduğunu, ahlaksız, art niyetli bir teklif olmadığını belirtti.
Arslan, maddenin, yatırımcının mevcut sorununa çözüm arayışına yönelik olduğunu dile getirerek, bir sorun bulunduğunu, çözülmesi gerektiğini söyledi.
Yatırımcı başvurduktan sonra uzun süre beklediğine işaret eden Arslan, kamu kurumlarının olumlu-olumsuz cevap vereceğini ancak cevabın uzadığını söyledi.
Arslan, "Bunlar normal, kendi işlemi içinde bile gecikmeye neden oluyor. Bu tür meselelerde bir haftada cevap verilecek evrak olduğu gibi 3 ay, 6 ay incelenmesi gereken evrak da oluyor. 3 ay süre gerçekten yeterli değil. Bu sürenin artırılması, 4,5 ay gibi bir süre olması daha mantıklı." dedi.
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, yatırımcının önünün bürokrasiyle kesildiğini dile getirerek, 2007'de İzmir Limanı'nın özelleştirilmesine yönelik ihale yapıldığını, Danıştayın bununla ilgili görüşünü ancak 29 ay sonra verdiğini, ihaleyi kazanan firmanın teminatını da yakarak bu alımdan vazgeçtiğini anlattı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Olumlu görüş sayılır" ibaresinin, ÇED raporu için olmadığını, ÇED raporu hazırlanması sırasında kurumlardan istenen idari görüş olduğunu belirtti.
Bu düzenlemenin ihtiyaca uygun olduğunu ve zorunluluktan kaynaklandığını belirten Ağbal, "İşlerin yürümesi için mutlak suretle gerekli." dedi.
Ağbal, bürokrasinin, o görüşü 3 ay içinde vereceğini vurgulayarak, olumsuz olduğu ortaya çıkarsa TCK'nın amir hükümlerinin belli olduğunu söyledi. Ağbal, devlet memuru, kendisine verilen görevi kanunda belirtilen sürede yerine getirmez, zarar doğarsa bunun talep edileceğini belirterek, "(Bu madde çıktı, yan gelip yatalım, görüş bildirmeye gerek yok, görüş gönderip başımızı belaya mı sokacaksınız?) maddesi değil. Tam tersine. Çözüm makamıyız, çözüm üretmek zorundayız. Maden ruhsatlarını bekletemeyiz." ifadelerini kullandı.
Daha sonra AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş tarafından verilen önerge doğrultusunda, "Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilecek. Aksi takdirde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvurularıyla ile ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak, Genel Müdürlük tarafından buna göre işlem yapılacak." maddesine yeni bir fıkra eklendi.
Buna göre, ilgili bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca 3 ay içinde sonuçlandırılmayan diğer izin başvurularıyla ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak. Genel Müdürlük tarafından buna göre işlem yapılacak.
Önergenin kabulünden sonra toplantıya kısa süre ara verildi. Aranın ardından söz konusu madde, daha sonra görüşülmek üzere oylanmadı.
Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve (Kanun Hükmünde Kararname) KHK'larda değişiklik yapan kanun tasarısının bugün kabul edilen 10 maddesiyle, kabul edilen madde sayısı 132 oldu.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda iki haftadan bu yana süren görüşmelerde bugün, madenciliğin gelişmesini ve maden sahalarının etkin kullanılmasını sağlamak amacıyla düzenlemeler içeren maddeler ele alındı.
Çevresel etki değerlendirmesi işlemlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, diğer izinlere ilişkin işlemlerin de ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilmesi, aksi takdirde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvurularıyla ile ilgili olumlu karar verileceğine yönelik maddenin görüşmeleri daha sonraya kaldı.
Madencilik sektörüyle ilgili maddeler, önergeler doğrultusunda değiştirilerek kabul edildi.
Buna göre, ara ve uç ürüne yönelik maden sahaları ihaleleri, ihtisaslaşmış devlet kuruluşlarına devredilen maden sahaları ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca ihale edilen maden sahalarının ihale edilebilmesi ve işletmelerinin yapılabilmesinin daha cazip getirilebilmesi amacıyla işletme izin tarihinden itibaren 10 yıl süreyle ağaçlandırma bedeli hariç, arazi izin bedeli alınmayacak.
4. grup işletme izinli maden ruhsat sahalarının cinsi, rezervi, bulunduğu bölge, tenörü, istihdamı, yatırım ve ülke ihtiyaçları dikkate alınarak ara ve uç ürün üretmek şartıyla, bu ruhsatlardan işletme izni düzenlendiği tarihten itibaren başlamak üzere 10 yıl süreyle ağaçlandırma bedeli hariç, diğer bedellerin alınıp alınmayacağını Bakanlar Kurulu belirleyecek.
Maden arama ve işletme faaliyetlerinde orman bedellerinin çok yüksek olduğu için ilk işletme faaliyetinin yapılamaması üzerine yeni bir düzenleme getiriliyor. Bu kapsamda işletme izin tarihinden itibaren alınan orman arazisi izin bedelinin yarısı, 10 yıl süreyle alınacak.
Genel arama deneme süresi sonuna kadar maden arama projesinde belirtilen maden kaynağına ilişkin bilgilerin ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını da gösteren genel arama faaliyet raporunun verilmesi zorunlu olacak.
Genel arama dönemi sonuna kadar ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgeler, Genel Müdürlüğe verilmezse arama ruhsatı iptal edilecek.
Genel Müdürlüğe verilen ön arama ve genel arama raporlarının veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde 20 bin lira idari para cezası verilecek. Eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi, ruhsat sahibine yazılı bildirilecek.
Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin verilen sürede tamamlanmaması veya verilen ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde arama ruhsatı iptal edilecek.
İlgili mevzuat kapsamında diğer kurumların ruhsat sahibinin gerekli izinlere ilişkin başvusurusu olumsuz sonuçlandırması veya bu izinlerin ruhsat sahibinden kaynaklanan nedenlerle alınamaması halinde de arama ruhsatı iptal edilecek.
Jeolojik haritalama, jeofizik etüt, sismik ve karot, kırıntı ve numune almaya yönelik sathi hazırlık işlemleri için çevresel etki değerlendirmesi kararı aranmayacak.
5 yıllık dönemde, üretimin en az olduğu herhangi 3 yılında yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen bir yıllık üretim miktarının yüzde 30'undan az olması durumunda, ruhsat sahiplerine 50 bin TL idari para cezası verilecek.
İdari para cezasının uygulanmasından başlamak üzere, geriye doğru 3 yıllık dönemlerde yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen yıllık üretim miktarının yüzde 30'undan daha az olması durumunda ruhsat sahiplerine 50 bin TL idari para cezası kesilecek. Bu kapsamda 5 yıl içerisinde iki defa idari para cezası uygulanması halinde ruhsat iptal edilecek.
Yılların belirlenmesi, takvim yılı hesabına göre yapılacak. Dönemlerin hesaplanmasında, işletme izninin verildiği yıl ile üretime ilişkin tespitin yapıldığı yıl dikkate alınmayacak.
Ancak mücbir sebepler, beklenmeyen haller veya Genel Müdürlük tarafından kabul edilen işletme projesi ve termin planına göre madene ulaşmak amacıyla galeri, kuyu ve/veya dekapaj için geçirilen süreler, projede beyan edilen yıllık üretim miktarıyla orantılı olarak dikkate alınacak. Buradaki idari para cezası hariç diğer oranları iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye ve ruhsat türlerine göre farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak.
Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) sınırları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen Ereğli Kömür Havzası'ndaki taşkömürlerini işletmeye ve hukuku uhdesinde kalmak şartıyla işlettirmeye olan yetkisinde değişikliğe gidiliyor. TTK ile Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmek, işlettirmek, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmek ve bu ruhsatları ihale etmekle yetkilendiriliyor.
Komisyonda bugün kabul edilen diğer düzenlemeler ise şöyle:
Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler "ortak dışı" işlemler olacak.
Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmayacak. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilecek.
Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi olmayacak. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasları, Maliye Bakanlığı belirleyecek.
Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yapılacak ihalenin herhangi bir sebeple gerçekleştirilememesi, sözleşmenin imzalanamaması, yüklenicinin imzalanmış son sözleşmenin bitim tarihi itibarıyla işe başlayamayacağının anlaşılması, yapılan ihaleye ilişkin sözleşmenin feshedilmesi veya iptali hallerinde yapılan iş ve hizmetler, idare tarafından pazarlıkla temin usulüyle süresi bir yılı geçmeyen sözleşmeyle yaptırılabilecek.
Tasarıyla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde veya üst sınırına ilişkin tutar ve oranlar aşağı çekiliyor.
Buna göre, bu kanun çerçevesinde ihtara rağmen yetkili, görevli kişi veya kuruluşlara, her türlü bilgi, belgeyi doğru olarak göstermeyen veya istenmesi halinde belgeleri vermeyenler hakkında verilen 25 bin TL'den az olmamak üzere aykırılığın tespitinden bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde 1'ine kadar idari para cezası, binde 2 oranına düşürüyor.
Belirtilen fıkralardaki idari para cezaları hariç, aykırılığın tespit edildiği tarih itibarıyla bir takvim yılında uygulanan toplam idari para cezası tutarının 25 bin TL'yi aştığı durumlarda, bu miktardan az olmamak üzere 100 milyon TL'yi geçmemek üzere verilen toplam idari para cezası 20 milyon lira olarak değiştiriliyor.
Cezaya muhatap gerçek ya da tüzel kişinin, aykırılığın tespitinden bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde 5'ini aşamayacağı hükmü, yüzde 1'ine indiriliyor.
Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar için, kamuya açıklanan en son finansal tablolarda yayınlanan öz kaynağının binde 1'ini aşamayacak.
Yargı harcından muaf tutulan ya da yaptıkları işlemler istisna olan kamu idareleri aleyhine hükmedilmiş yargı harçları tahsil edilmeyecek, tahsil edinler ise yargı harçları ret ve iade edilmeyecek.
Tasarının görüşmeleri, 23 Ekim Pazartesi günü de devam edecek. Tasarıya yaklaşık 10 maddenin daha eklenmesi bekleniyor. Ekleneceklerle beraber 17 maddenin daha ele alınması öngörülüyor.
Kooperatiflerle ilgili muafiyet hükümlerinin değiştirilmesine yönelik maddenin görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı Naci Ağbal, kooperatiflerin önünü açacak düzenleme yaptıklarını söyledi.
Ağbal, "Kooperatif faaliyetlerine giriştiğimizde ekstra ayrıcalıklar verin" denilmemesi gerektiğini, bunu veremeyeceklerini belirtti. Ağbal, "Aynı faaliyeti yapan küçük işletmeler de var, o işletmeden vergi alacağım ama aynı faaliyeti yürüten kooperatiften almayacağım. Bu doğru mu? Gariban esnaf fındık işleme fabrikası kurmuş, ondan alacağım; diğeri kooperatif kurmuş ondan almayacağım. Bu olmaz." diye konuştu.
Ağbal, herkesin müstakil hesap tutması, kooperatiflerin "Alıştığımız muhasebe düzeni var" demesi halinde bu işin takip edilemeyeceğini, bunu vergi emniyeti açısından da sakıncalı olduğunu belirtti.
Bu madde üzerinde tartışmanın sürmesi üzerine, maddenin görüşmeleri atlanarak, diğer maddelere geçildi.
Görüşmeler sonrasında kabul edilen diğer düzenlemeler şöyle:
Kurumların, en az 2 yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların yüzde 75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların yüzde 50'lik kısmı Kurumlar Vergisinden müstesna olacak.
Kurumlar Vergisi kapsamında yer alan, bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnası, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak.
Kiracının temerrüdü nedeniyle kanunu takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devir aldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar da bu kapsama alınacak.
Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yapılacak ihalenin, herhangi bir nedenle gerçekleştirilememesi, sözleşmenin imzalanamaması, yüklenicinin imzalanmış son sözleşmenin bitim tarihi itibarıyla işe başlayamayacağının anlaşılması, yapılan ihaleye ilişkin sözleşmenin feshedilmesi veya iptali hallerinde, yapılan iş ve hizmetler, idarece, pazarlıkla temin usulüyle süresi 1 yılı geçmeyen sözleşmeyle yaptırılabilecek.
Ağbal, bu maddeye yönelik soruları yanıtlarken, Spor Toto Başkanlığının ihalelere yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü anımsattı. Ağbal, 2012 yılı 6,1 milyar lira, 2013 yılı için 7,053 milyar lira, 2014 yılı brüt satışları 8,1 milyar lira, 2015 yılı 9 milyar lira, 2016 yılı 9,7 milyar lira, bu yılın 9. sonu itibariyle 7 milyar lira gelir elde edildiğini bildirdi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan kanun tasarısının madencilik sektörüne yönelik maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Muhalefet milletvekilleri, "Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılacak. Diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlıklarca, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilecek. Aksi halde başvurularla ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak." maddesine eleştiriler yöneltti.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve sorumluluklarının kanunla belirlendiğini, kamu kurumlarına verilen görevin belirlenen sürede yerine getirilmemesi halinde, verilen sürelerle ilgili düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, bunun için de katkıda bulunacak kuruluşlar için zorlayıcı hükümler getirilebileceğini ifade etti.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, doğanın asla affetmeyeceğini, böyle bir vebalin altına kimsenin girmemesi gerektiğini söyledi.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, bu düzenlemeyle milli iradenin yok edildiğini, bunun akla ve mantığa uygun yerinin bulunmadığını savunarak, "Bu maddenin tasarıda kalması, millet için değil, rant için çalıştığınızın göstergesi." dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da bu düzenlemeyi, "ahlaksız bir teklif" olarak nitelendirmesine iktidarın itiraz etmesi üzerine, bunun "art niyetli" bir teklif olduğunu savundu.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, raporların iletilmesinde kurumlar arasında sıkıntı olup olmadığını sorarak, art niyetli bir tutum varsa, bununla ilgili düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti. Kalaycı, bu maddeyi kabul edemeyeceklerini kaydetti.
AK Parti Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan, düzenlemenin, bürokrasiyi hızlandırmak açısından getirildiğini, gündeme getirilmesinin doğru olduğunu, ahlaksız, art niyetli bir teklif olmadığını belirtti.
Arslan, maddenin, yatırımcının mevcut sorununa çözüm arayışına yönelik olduğunu dile getirerek, bir sorun bulunduğunu, çözülmesi gerektiğini söyledi.
Yatırımcı başvurduktan sonra uzun süre beklediğine işaret eden Arslan, kamu kurumlarının olumlu-olumsuz cevap vereceğini ancak cevabın uzadığını söyledi.
Arslan, "Bunlar normal, kendi işlemi içinde bile gecikmeye neden oluyor. Bu tür meselelerde bir haftada cevap verilecek evrak olduğu gibi 3 ay, 6 ay incelenmesi gereken evrak da oluyor. 3 ay süre gerçekten yeterli değil. Bu sürenin artırılması, 4,5 ay gibi bir süre olması daha mantıklı." dedi.
AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, yatırımcının önünün bürokrasiyle kesildiğini dile getirerek, 2007'de İzmir Limanı'nın özelleştirilmesine yönelik ihale yapıldığını, Danıştayın bununla ilgili görüşünü ancak 29 ay sonra verdiğini, ihaleyi kazanan firmanın teminatını da yakarak bu alımdan vazgeçtiğini anlattı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Olumlu görüş sayılır" ibaresinin, ÇED raporu için olmadığını, ÇED raporu hazırlanması sırasında kurumlardan istenen idari görüş olduğunu belirtti.
Bu düzenlemenin ihtiyaca uygun olduğunu ve zorunluluktan kaynaklandığını belirten Ağbal, "İşlerin yürümesi için mutlak suretle gerekli." dedi.
Ağbal, bürokrasinin, o görüşü 3 ay içinde vereceğini vurgulayarak, olumsuz olduğu ortaya çıkarsa TCK'nın amir hükümlerinin belli olduğunu söyledi. Ağbal, devlet memuru, kendisine verilen görevi kanunda belirtilen sürede yerine getirmez, zarar doğarsa bunun talep edileceğini belirterek, "(Bu madde çıktı, yan gelip yatalım, görüş bildirmeye gerek yok, görüş gönderip başımızı belaya mı sokacaksınız?) maddesi değil. Tam tersine. Çözüm makamıyız, çözüm üretmek zorundayız. Maden ruhsatlarını bekletemeyiz." ifadelerini kullandı.
Daha sonra AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş tarafından verilen önerge doğrultusunda, "Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilecek. Aksi takdirde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvurularıyla ile ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak, Genel Müdürlük tarafından buna göre işlem yapılacak." maddesine yeni bir fıkra eklendi.
Buna göre, ilgili bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca 3 ay içinde sonuçlandırılmayan diğer izin başvurularıyla ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak. Genel Müdürlük tarafından buna göre işlem yapılacak.
Önergenin kabulünden sonra toplantıya kısa süre ara verildi. Aranın ardından söz konusu madde, daha sonra görüşülmek üzere oylanmadı.
Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve (Kanun Hükmünde Kararname) KHK'larda değişiklik yapan kanun tasarısının bugün kabul edilen 10 maddesiyle, kabul edilen madde sayısı 132 oldu.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda iki haftadan bu yana süren görüşmelerde bugün, madenciliğin gelişmesini ve maden sahalarının etkin kullanılmasını sağlamak amacıyla düzenlemeler içeren maddeler ele alındı.
Çevresel etki değerlendirmesi işlemlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, diğer izinlere ilişkin işlemlerin de ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilmesi, aksi takdirde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvurularıyla ile ilgili olumlu karar verileceğine yönelik maddenin görüşmeleri daha sonraya kaldı.
Madencilik sektörüyle ilgili maddeler, önergeler doğrultusunda değiştirilerek kabul edildi.
Buna göre, ara ve uç ürüne yönelik maden sahaları ihaleleri, ihtisaslaşmış devlet kuruluşlarına devredilen maden sahaları ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca ihale edilen maden sahalarının ihale edilebilmesi ve işletmelerinin yapılabilmesinin daha cazip getirilebilmesi amacıyla işletme izin tarihinden itibaren 10 yıl süreyle ağaçlandırma bedeli hariç, arazi izin bedeli alınmayacak.
4. grup işletme izinli maden ruhsat sahalarının cinsi, rezervi, bulunduğu bölge, tenörü, istihdamı, yatırım ve ülke ihtiyaçları dikkate alınarak ara ve uç ürün üretmek şartıyla, bu ruhsatlardan işletme izni düzenlendiği tarihten itibaren başlamak üzere 10 yıl süreyle ağaçlandırma bedeli hariç, diğer bedellerin alınıp alınmayacağını Bakanlar Kurulu belirleyecek.
Maden arama ve işletme faaliyetlerinde orman bedellerinin çok yüksek olduğu için ilk işletme faaliyetinin yapılamaması üzerine yeni bir düzenleme getiriliyor. Bu kapsamda işletme izin tarihinden itibaren alınan orman arazisi izin bedelinin yarısı, 10 yıl süreyle alınacak.
Genel arama deneme süresi sonuna kadar maden arama projesinde belirtilen maden kaynağına ilişkin bilgilerin ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını da gösteren genel arama faaliyet raporunun verilmesi zorunlu olacak.
Genel arama dönemi sonuna kadar ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgeler, Genel Müdürlüğe verilmezse arama ruhsatı iptal edilecek.
Genel Müdürlüğe verilen ön arama ve genel arama raporlarının veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde 20 bin lira idari para cezası verilecek. Eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi, ruhsat sahibine yazılı bildirilecek.
Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin verilen sürede tamamlanmaması veya verilen ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde arama ruhsatı iptal edilecek.
İlgili mevzuat kapsamında diğer kurumların ruhsat sahibinin gerekli izinlere ilişkin başvusurusu olumsuz sonuçlandırması veya bu izinlerin ruhsat sahibinden kaynaklanan nedenlerle alınamaması halinde de arama ruhsatı iptal edilecek.
Jeolojik haritalama, jeofizik etüt, sismik ve karot, kırıntı ve numune almaya yönelik sathi hazırlık işlemleri için çevresel etki değerlendirmesi kararı aranmayacak.
5 yıllık dönemde, üretimin en az olduğu herhangi 3 yılında yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen bir yıllık üretim miktarının yüzde 30'undan az olması durumunda, ruhsat sahiplerine 50 bin TL idari para cezası verilecek.
İdari para cezasının uygulanmasından başlamak üzere, geriye doğru 3 yıllık dönemlerde yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen yıllık üretim miktarının yüzde 30'undan daha az olması durumunda ruhsat sahiplerine 50 bin TL idari para cezası kesilecek. Bu kapsamda 5 yıl içerisinde iki defa idari para cezası uygulanması halinde ruhsat iptal edilecek.
Yılların belirlenmesi, takvim yılı hesabına göre yapılacak. Dönemlerin hesaplanmasında, işletme izninin verildiği yıl ile üretime ilişkin tespitin yapıldığı yıl dikkate alınmayacak.
Ancak mücbir sebepler, beklenmeyen haller veya Genel Müdürlük tarafından kabul edilen işletme projesi ve termin planına göre madene ulaşmak amacıyla galeri, kuyu ve/veya dekapaj için geçirilen süreler, projede beyan edilen yıllık üretim miktarıyla orantılı olarak dikkate alınacak. Buradaki idari para cezası hariç diğer oranları iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye ve ruhsat türlerine göre farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak.
Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) sınırları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen Ereğli Kömür Havzası'ndaki taşkömürlerini işletmeye ve hukuku uhdesinde kalmak şartıyla işlettirmeye olan yetkisinde değişikliğe gidiliyor. TTK ile Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmek, işlettirmek, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmek ve bu ruhsatları ihale etmekle yetkilendiriliyor.
Komisyonda bugün kabul edilen diğer düzenlemeler ise şöyle:
Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler "ortak dışı" işlemler olacak.
Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmayacak. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilecek.
Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi olmayacak. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasları, Maliye Bakanlığı belirleyecek.
Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun kapsamında yapılacak ihalenin herhangi bir sebeple gerçekleştirilememesi, sözleşmenin imzalanamaması, yüklenicinin imzalanmış son sözleşmenin bitim tarihi itibarıyla işe başlayamayacağının anlaşılması, yapılan ihaleye ilişkin sözleşmenin feshedilmesi veya iptali hallerinde yapılan iş ve hizmetler, idare tarafından pazarlıkla temin usulüyle süresi bir yılı geçmeyen sözleşmeyle yaptırılabilecek.
Tasarıyla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde veya üst sınırına ilişkin tutar ve oranlar aşağı çekiliyor.
Buna göre, bu kanun çerçevesinde ihtara rağmen yetkili, görevli kişi veya kuruluşlara, her türlü bilgi, belgeyi doğru olarak göstermeyen veya istenmesi halinde belgeleri vermeyenler hakkında verilen 25 bin TL'den az olmamak üzere aykırılığın tespitinden bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde 1'ine kadar idari para cezası, binde 2 oranına düşürüyor.
Belirtilen fıkralardaki idari para cezaları hariç, aykırılığın tespit edildiği tarih itibarıyla bir takvim yılında uygulanan toplam idari para cezası tutarının 25 bin TL'yi aştığı durumlarda, bu miktardan az olmamak üzere 100 milyon TL'yi geçmemek üzere verilen toplam idari para cezası 20 milyon lira olarak değiştiriliyor.
Cezaya muhatap gerçek ya da tüzel kişinin, aykırılığın tespitinden bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde 5'ini aşamayacağı hükmü, yüzde 1'ine indiriliyor.
Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar için, kamuya açıklanan en son finansal tablolarda yayınlanan öz kaynağının binde 1'ini aşamayacak.
Yargı harcından muaf tutulan ya da yaptıkları işlemler istisna olan kamu idareleri aleyhine hükmedilmiş yargı harçları tahsil edilmeyecek, tahsil edinler ise yargı harçları ret ve iade edilmeyecek.
Tasarının görüşmeleri, 23 Ekim Pazartesi günü de devam edecek. Tasarıya yaklaşık 10 maddenin daha eklenmesi bekleniyor. Ekleneceklerle beraber 17 maddenin daha ele alınması öngörülüyor.