2014-01-14 - 20:55
TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bazı kanunlarda değişiklik öngören "torba tasarı" görüşüldü. Toplantıda, internet erişiminin engellenmesi, içeriğin yayından kaldırılması, uyarı yöntemleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne ilişkin madde de tartışıldı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bazı kanunlarda değişiklik öngören "torba tasarı" üzerinde görüşmeler devam ediyor.

Komisyonda, AK Parti Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ve arkadaşlarının imzasını taşıyan kanun teklifinin tasarıyla birleştirilmesine karar verildi. Söz konusu teklif, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu için ihdas edilen başkanlık müşaviri kadro sayısının 15'ten 25'e çıkarılmasını öngörüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, teklifin tasarıyla birleştirilmesine çıkarak, bunun usule de aykırı olduğunu savundular.

AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise usule aykırı bir durum olmadığını, işlemin İçtüzüğe uygun olduğunu ifade etti.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, tasarıda siber güvenliğe yönelik bir altyapı oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti. Elvan, özellikle internet ortamında Türkiye'ye yönelik gelebilecek saldırılara karşı mücadele için ilave elemana ihtiyaç duyulduğunu, söz konusu düzenlemenin de bunu içerdiğini söyledi.

Tasarıdaki, ön ödemeli telefon hatlarında ÖTV'yi düzenleyen madde de kabul edildi. Buna göre, ön ödemeli hat kullanıcıları tarafından yapılan yüklemelerin farklı oranlara tabi hizmetlerde kullanılması halinde, her hizmet tabi olduğu oran üzerinden vergilendirilecek.

Yüzde 25 ve yüzde 15 vergi oranlarını yüzde 5?e, yüzde 5 oranını ise sıfıra kadar indirmeye ve artırmaya Bakanlar Kurulu; ön ödemeli hatlara yapılan yüklemelerin farklı oranlara tabi hizmetlerde kullanılması halinde fazla tahsil edilen vergiyi kullanıcıya ödenmesi koşuluyla mükellefe iade ettirmeye Maliye Bakanlığı yetkili olacak. Düzenlemeyle, ön ödemeli hat kullanan vatandaşların ödediği ÖTV oranı indirilmiş olacak.

Toplantıda, Anadolu Ajansı (AA) ile ilgili düzenlemeyi içeren madde de kabul edildi. Söz konusu madde ile AA'nın tespit edilemeyen hissedarlarına ait hisselerin şirket tüzel kişiliği tarafından geriye alınabilmesine imkan tanıyan hukuki altyapı hazırlanıyor. Ayrıca düzenleme ile AA'nın mevcut hukuki statüsünün ve özerkliğinin devamının sağlanması amaçlanıyor.

Madde üzerinde görüşmelerde, muhalefet milletvekilleri düzenlemeye ilişkin eleştirilerini dile getirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AA'nın, haberlerinde tarafsız davranmadığını, özellikle muhalefetin sesine yeterince yer vermediğini ileri sürdü.

CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, AA'nın yüzde 25 hissesinin mevcut Genel Müdürlük makamınca alındığını, bunun hukuka aykırı olduğunu savundu. Aslanoğlu, intifa hakkının devrinde sorun yaşanılabileceğini iddia etti.

CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, kurumun Sayıştay denetimine tabi olması gerektiğini söyledi.

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay da söz konusu düzenlemeden vazgeçilmesi gerektiğini savundu.

Milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan AA Genel Müdür Yardımcısı Ebubekir Şahin, son 2 yıla kadar tek bir dilde yayın yapan AA'nın şimdi 7 dilde yayın yaptığını vurguladı.

Ajansın, muhalefetin sesine yer vermediği iddialarını da yanıtlayan Şahin, 2013 yılında, Meclis'te grubu bulunan partilerle ilgili servise konulan haberleri örnek gösterdi. Şahin, ajansın CHP grubundan 498, MHP grubundan 213, BDP grubunda 95, AK Parti grubundan ise 52 toplantı ve açıklamayı haberleştirdiğini belirtti.

AA ile ilgili düzenlemeye değinen Ebubekir Şahin, ajansın, yıllardır bilinmeyen hisselerle ilgili ciddi sıkıntılar yaşadığını, bunları bir araya getirmek için hukuki bir altyapı oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti.

Anadolu Ajansı Hukuk Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Özdamar da tasarıdaki düzenlemeyle, sahipleri tespit edilemeyen sermayenin ajansın tüzel kişiliği tarafından kullanılmasının önünün açılmasının amaçlandığını ifade etti.

Hazine'nin şu anda yüzde 47.75 oranında payı bulunduğunu kaydeden Özdamar, bunun da sabit kalacağını, yalnızca, kurum dışında, bilinmeyen hissedarların paylarının geriye alınacağını dile getirdi.

Özdamar, AA Genel Müdürlüğü makamında bulunan hisselere ilişkin de açıklama yaptı. Mehmet Özdamar, "Bu hisseler de kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte hemen şirket tüzel kişiliğine devir edilecek. Zaten Sayın Genel Müdür, yazılı olarak, bu hisseleri, görevden ayrıldığı takdirde devredeceği ya da herhangi bir şekilde hayat sona erdiğinde bu hisselerin Hazine'nin uygun göreceği kişiye devredeceğine dair yazılı taahhütnamede bulundu" dedi. Özdamar ayrıca, Genel Kurulda, söz konusu hisselere tekabul eden oy hakkının da Hazine tarafından kullanıldığını ifade etti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bazı kanunlarda değişiklik öngören "torba tasarı" görüşüldü. Toplantıda, internet erişiminin engellenmesi, içeriğin yayından kaldırılması, uyarı yöntemleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne ilişkin madde de tartışıldı.

CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, tasarıdaki maddenin, üçüncü dünya ülkelerindeki düzenlemeleri hatırlattığını savundu. "Devlet internette polislik yapamaz" diyen Aksünger, ailelerin bilinçlendirilmesi, dijital okur yazarlığın artırılması gerektiğini vurguladı.

Aksünger, şöyle devam etti:

"Zaten, interneti öyle ya da böyle engelleyemezsiniz. Devletin bu konuda kendini güvence altına alması çok komik bir şey zaten. Acaba devlet bir güvence sağlayabiliyor mu?

Örneğin Sayın Baykal ya da MHP'nin değerli milletvekilleri... Bu insanlar dinlenmiş olabilirler. Bunların güvencesini devlet sağlayamadı. Kanun yok ortada. Devlet ile vatandaş arasındaki güven problemini nasıl ortadan kaldıracaksınız? Millet yargıya güvenmiyor. Benim, çocuğumun, ailemin, bu Meclis'teki milletvekillerinin telefonlarının, e-maillerinde yazdıklarının güvenliği var mı?"

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, söz konusu düzenlemenin 17 Aralık'tan sonra hızlı bir şekilde hazırlandığını öne sürdü.

İktidarın, 17 Aralık'ta başlatılan operasyonların ardından ciddi bir endişe ve korku içinde olduğunu iddia eden Akçay, görüşülen düzenlemenin de bunun bir sonucu olduğunu ileri sürdü. Akçay, "Bu şekilde birtakım temel hak ve hürriyetler çiğnenebilecek. Abdulhamit döneminde gazeteler, Abdulhamit'i hatırlatırmış diye 'burun' kelimesini yazamazmış. Şimdi de kimse 'ayakkabı kutusu' diyemeyecek ya da ayakkabı kutusu gösteremeyecek" dedi.

BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, internet erişimi ile ilgili getirilecek yeni düzenlemeyi eleştirirken, "Bu düzenlemeyle erişimi engelleyen dördüncü ülke olacağız. Diğer üç ülke Suudi Arabistan, Çin ve İran. Diyelim ki bir gazeteci yazı yazdı ve bu yazı hükümetin bir mensubuna dokundu. Kişilik haklarına saldırı olarak yorumlanacak ve bu sansürlenebilecek" diye konuştu.

Tasarıyla birleştirilen kanun teklifini hazırlayan AK Parti Adana Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar, o günün koşullarında hazırlanan mevcut kanunun, bugün internette yaşanan gelişmeleri karşılayamayabileceğini ifade etti. Ünüvar, internette yeni fırsatlarla birlikte yeni tehditlerin de geldiğini söyledi.

Getirilen yeni düzenlemenin, kişilerin haklarının korunmasına ilişkin olduğunu belirten Ünüvar, bunun "internette sansür" başlığı altında kamuoyuna sunulmasını yanlış bulduğunu vurguladı.

İnternet üzerinde bir haksızlığa maruz kalan kişinin, derdini anlatacağı bir merci bulmak için koşturduğunu kaydeden Ünüvar, bu mağduriyeti gidermek için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Türkiye'nin bu konuda, ihbar hattı bulunan ancak yardım hattı olmayan iki ülkeden biri olduğuna dikkati çeken Ünüvar, bu konudaki mevzuat sıkıntısının da giderilmesi gerektiğini işaret etti.

-"Mevcut yasa yalnızca katalog suçları içeriyor"-

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, söz konusu maddeye ilişkin açıklama yaptı.

Mevcut kanunun bu konudaki yetersizliğini dile getiren Elvan, öncelikle yasanın, çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş gibi katalog suçları içerdiğini ancak bireysel hakkın, özel hayatın gizliliğinin ihlali halinde erişimin engellenmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.

Gelişmiş ülkelerin uygulamalarının hem katalog suçları hem de bireysel hak ve özel hayatın gizliliğine yönelik işlenen suçları içerdiğini belirten Elvan, "Bizim yasamızda ise bireysel hakların ihlali ve özel hayatın gizliliğine ilişkin durumlarda erişimin engellenmesi gibi bir durum söz konusu değil. 'İçeriğin çıkarılması' adı altında bölüm var ama bugüne kadar uygulanamamış. Gelişmiş ülkelerdeki uygulamada, komple bir internet sitesinin engellenmesi söz konusu değil. Sadece sakıncalı bulunan içeriğe yönelik engelleme söz konusu" diye konuştu.

-"Sansür, söz konusu değil"-

Mevcut yasaya göre, internet üzerinde bireysel hakkının ihlal edildiğini gören bir vatandaşın, önce söz konusu içerik sağlayıcısına başvurması ve 2 gün bekledikten sonra mahkemeye müracaat etmesi gerektiğini anlatan Elvan, mahkemenin de bunu 3 gün içinde sonuçlandırması gerektiğini söyledi. Elvan, yaklaşık bir hafta gibi bir sürenin söz konusu olduğunu, bu süre içinde ihlal içeren bu yayının internette yayınlanmaya devam ettiğini söyledi.

İçerik sağlayıcıların genellikle yurtdışında olduğuna dikkati çeken Elvan, "Mahkeme söz konusu içeriğin yayından kaldırılmasına hükmetse bile içerik sağlayıcının bunu yayından kaldırmaması halinde bir şey yapamıyorsunuz" ifadesini kullandı.

Elvan, şöyle devam etti:

"Yeni düzenlemeyle, özellikle bireysel hakları korumayı amaçlıyoruz. Diyelim ki herhangi bir vatandaşımız mağdur oldu. İki gün boyunca içerik sağlayıcısından yanıt beklemek zorunda olmayacak. İçeriğin engellenmesi için doğrudan mahkemeye başvurabilecek. Mahkeme 24 saat içinde karar vermek zorunda olacak. Bu, yalnızca bireysel hakların ihlaline yönelik olacak. Mahkeme kararını verir vermez, bu kararı Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne gönderecek ve Birlik tüm erişim sağlayıcılarını uyaracak. Ardından 4 saat içinde Birlik o yanının çıkarılmasını sağlayacak. Burada mahkeme kararı olmadan engelleme söz konusu değil. Yani bir sansür uygulaması söz konusu değil.

Eğer içerik, sadece özel hayatın gizliliğine ilişkin bir husus ise TİB Başkanı doğrudan ya da mahkeme kararıyla erişimi engelleyebilecek. Mahkeme de 48 saat içinde konuyla ilgili karar vermek zorunda olacak. Eğer mahkeme de 'erişimi engelleyin' derse engelleme devam edecek. 'Engellemeyi kaldırın' derse, bu engelleme kaldırılacak.

Getirdiğimiz bu düzenlemenin, geri kalmış ülkelerdeki düzenlemelere benzetilmesi kesinlikle doğru değil.

Oralarda internet sitesine erişim doğrudan engelleniyor. Ama bizim getirdiğimiz düzenlemede, sitenin tamamına erişimin engellenmesi söz konusu değil. Yalnızca, ilgili içeriğe ilişkin. Yani bir paragraflık yazıdan dolayı engelleme söz konusuysa, yalnızca o paragrafa yönelik engelleme söz konusu olacak. Sitenin erişime engellenmesi gibi bir uygulamaya gidilmeyecek.

Bu düzenleme hiçbir şekilde sansür getiren bir düzenleme değil. Bizi gelişmiş ülke standartlarına ulaştıran ve gerçek anlamda mevcut kanunu işlevsel hale getiren bir düzenlemedir."

-"Çalışmalar, Gezi Parkı olaylarında da önce başladı"-

Yeni düzenlemenin Ceza Kanunu gibi de değerlendirilemeyeceğini kaydeden Elvan, mahkeme kararının kesinlikle arandığını ifade etti. Elvan, özel hayatın gizliliğine yönelik mahkeme kararı olmaksızın alınan kararın da mahkeme karar verinceye kadar yapılan geçici bir uygulama olduğunu vurguladı.

Hapis cezasının kaldırılmasına ilişkin ayrıntıya da açıklık getiren Elvan, "İnternet üzerinden yayın yapan birçok önemli şirket, 'hapis kararını kanununuzda tuttuğunuz sürece ülkenize gelmeyiz. Diğer ülkelerdeki uygulama bu şekilde değil' diyor. Bu nedenle, para cezasına dönüştürme gibi bir uygulama tercih edildi" diye konuştu.

Elvan, devletin internette polislik yapmayacağını, uygulamanın tamamının yargı kararlarına bağlı olduğunu söyledi.

Söz konusu düzenlemenin 17 Aralık'ta başlayan operasyonların ardından hazırlandığı yönündeki iddiaları da yanıtlayan Elvan, bu çalışmanın Gezi Parkı olaylarından da önce yapıldığını bildirdi.

Elvan, internet verilerinin 6 ay ile 2 yıl arasında tutulmasının bir fişleme olarak değerlendirilemeyeceğini anlatarak, bu verilerin devlet tarafından değil, işletmeciler tarafından muhafaza edildiğini vurguladı. Elvan, burada bir içeriğin söz konusu olmadığını, yalnızca kayıtların tutulacağını, ayrıca bunun AB direktifleri arasında yer aldığın kaydetti.

Tasarının bugünkü görüşmeleri yaklaşık 13 saat sürdü. CHP milletvekilleri, uzun çalışma süresi nedeniyle sağlıklı bir yasa çıkarılamayacağı yönünde tepki göstererek, görüşmelere yarın devam edilmesini istedi.

Bunun üzerine Komisyon Başkanı Recai Berber, bugün saat 11.00'de toplanmak üzere toplantıyı kapattı.