
2017-02-14 - 18:00
Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi düzenlemesinin de bulunduğu kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlandı. Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 4 maddesi kabul edildi.
Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi düzenlemesinin de bulunduğu kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlandı.
Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmelerine başlandı.
Teklife ilişkin bilgi veren Maliye Bakanı Naci Ağbal, düzenlemenin, toplumun değişik kesimlerine yönelik hükümler içerdiğini söyledi.
Vergisini gününde ödeyen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine ilişkin vergisel teşvik getirilmesi konusunda uzun süredir çalışma yaptıklarını ifade eden Ağbal, vergiye gönüllü uymaya destek verecek önemli bir düzenleme getirdiklerini söyledi.
Gönüllü Vergi Uyumu Programına uyan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yüzde 5'lik vergi indiriminin getirildiğini belirten Ağbal, teklifte belirtilen şartların sağlanması halinde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin beyanname üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5'lik kısmının ödenmesi gereken vergiden mahsup edebileceklerini kaydetti.
Türkiye'ye döviz girişini artırmak ve inşaat sektörünü desteklemek amacıyla konut sektörüne yönelik katma değer vergisi istisnası getirildiğini belirten Ağbal, özellikle yabancılara konut ve iş yeri satışlarını teşvik etmek istediklerini belirtti.
Ağbal, tapu harcı oranları ile inşaat sektöründe kullanılan bazı kağıtlar bakımından damga vergisi oranlarının farklılaştırılmasına imkan sağladıklarını anlattı.
Maliye Bakanı Ağbal, teklifle Ahilik Fonu kurulmasını amaçladıklarını, esnafın kötü gününde yanında olacak bir tasarruf sandığı yaklaşımıyla bu fonun kurulmasını istediklerini ifade ederek, esnafın, BAĞKUR prim matrağının yüzde 2'si oranında bir miktarı fona yatıracağını, devletin de yüzde 1'lik bir oranla bu fona katkı sağlayacağını söyledi.
Ağbal, "Bu fonun uzun vadede dengesini koruyup koruyamayacağı, gelir-gider dengesi bakımından sürdürülebilir olup olmadığı gündeme gelebilir. Fonun gelir veya prim toplamasıyla dağıtması arasında rasyonel ilişki olması gerekiyor. Fonun gelir-gider dengesinin uzun vadeli trendi konusunda finans bakımından gerekli analizler yapıldı." dedi.
Genel Sağlık Sigortası sisteminde yer alan gelir testine bağlı prim ödeyenler bakımından zorluklar yaşadıklarını ifade eden Ağbal, yapılacak düzenlemeyle gelir testi sonucu prim ödemesi gerekenler için var olan 3 kademenin teke indirilerek, gelir testine tabi grubun 53 lira prim ödemesiyle sistemden yararlanabileceğini kaydetti.
Ağbal, "Bu prim tahsilat oranları son derece düşük, yüzde 8.2 düzeyinde. Zamanında kişiler gelir testine gelmediği durumda mevcut kanuni düzenlemeye göre en yüksek tavandan prim hesaplaması yapılıp tahakkuk ettiriliyor. Yeni getirilen öneriyle sistemi tersine döndürüyoruz. Mevcut sistemde kişinin gelir testini yaptırması gerekiyor, buna göre prim hesaplanması gerekiyor. Kişi gelmediğinde en yüksek tavandan prim tahakkuk ettiriliyor. Düzenleme 7.2 milyon insanı, gelir bakımından en düşük grupta olan toplum kesimini de ilgilendirmektedir." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Bu düzenlemeler genel anlamda ekonomide farklı toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık olmak üzere getirilen düzenlemelerdir." dedi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi düzenlemesinin de bulunduğu Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, yapısal bir kriz yaşandığını bundan dolayı çok daha köklü önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kuşoğlu, "Türkiye'de hem tüketicinin çok büyük bir borcu var hem de üretimle ilgili arzın artmasından oluşan sorunlar var. Bunlar yapısaldır. Onun için daha farklı yaklaşım gereklidir." değerlendirmesinde bulundu.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından söz alan Maliye Bakanı Naci Ağbal, düzenlemelerin genel anlamda ekonomide farklı toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık olmak üzere getirilen düzenlemeler olduğunu belirterek, "3 ana omurgası vardır. Vergi kanunları, işsizlik sigortası kanunu ve genel sağlık sigortası sistemine ilişkin düzenlemelerdir" diye konuştu.
Ağbal, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimine ilişkin düzenlemenin son anda ortaya çıkan, acele ile hazırlanan bir düzenleme olmadığını, uzun süre üzerinde çalışılan bir düzenleme olduğunu ifade etti. Ağbal, inşaat sektörüyle ilgili sektörde maliyetlerin düşürülmesi ve talebin arttırılması konusunda uzun süredir çalıştıklarını anlattı.
Yabancılara konut ve işyeri satışı konusunun önemli bir konu olduğuna işaret eden Ağbal, şöyle devam etti:
"Bizim buradaki temel bakış açımız; özellikle Türkiye, son dönemde olmak üzere yabancılardan çok ciddi anlamda konut talebinde bulunulan bir ülkedir. Çok farklı ülkelerden insanlar gelip Türkiye'de tatil yapmak istiyorlar. Tatil yaptıkları dönemden bir süre sonra da düzenli olarak Türkiye'ye gelme kararı vererek, konut edinmeyi de bir tatil yapma yöntemi olarak seçiyorlar. Özellikle tatil yörelerinde çok sayıda insan bu şekilde konut ediniyor. Bu insanlar için aslında konut edinme Türkiye için uzun vadeli döviz kazandırıcı işlem olması bakımından da teşvik edilmesi gereken bir sektör olarak görüyoruz.
Burada, konut sektörüne getirdiğimiz imkan aslında konut sektörüne getirilen bir imkan olmaktan öte turizm sektörüne getirilen bir imkandır. Burada yabancıların konut veya işyeri edinimi sınırsız değildir. Kuralları ve kaideleri var. Tapu kanununda bu konuyla ilgili düzenlemeler var. Burada herhangi bir şekilde kendi vatandaşlarımızın aleyhine bir durum oluşturmak değil Türkiye'ye döviz kazandırıcı bir işlem yapmak amacıyla bunu teşvik ediyoruz."
Ağbal, Esnaf Ahilik Sandığı'nın sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılarak, ismine varıncaya kadar onların görüşleri de dikkate alınarak hazırlandığını söyledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Asgari ücret dahil olmak üzere bütün yapılan artışları enflasyonun karşısına koyun her zaman için çalışan, enflasyonun üzerinde bir ücret artışı almıştır." dedi.
Teklifin, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen maddesine ilişkin işçi ve işveren temsilcileri görüşlerini paylaşırken, işçi temsilcileri, artan vergi oranlarını eleştirerek, ücretli çalışanların da vergi indirimi kapsamına alınmasını talep etti.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, her şeyin bir temel mantığı olduğunu onun kaybedilmemesi gerektiğini dünyanın neresine gidilirse gidilsin vergide artan oranlılık ile vergi adaleti bakımından olmazsa olmaz kurallar bulunduğunu söyledi.
Yıl başındaki elde edilen gelir ile yıl sonunda elde edilen gelirin vergi tarifesi nedeniyle faklılaşması kadar doğal bir şeyin olmadığını belirten Ağbal, "Bu sadece asgari ücretli değil bütün gelir grupları için geçerlidir. Dolayısı ile 'bu niye böyle oluyor' diye soru sormak. Çok açık belli olan, Magna Carta'dan bu tarafa da bilinen ve uygulana gelen bir gerçekliği tamamen böyle yok farz etmektir." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, şöyle devam etti:
"Burada ücretliler aleyhine sanki özel bir uygulama yapılıyormuş gibi yanlış ve eksik bilgiler vermeyelim. Artan oranlılık vergi adaleti ve ödeme gücü ilkesi bakımından olmazsa olmazdır. Ücretliler bakımından, asgari geçim indirimi uygulaması yoluyla sağladığımız ve sosyal adaleti gerçekleştiren son derece doğru bir düzenleme var. 2008'den bu yana bunu uyguluyoruz. Hiçbir hükümet döneminde bu yoktu.
Bugün çalışanlar bakımından son 14 yılda hem asgari geçim indirimi bakımından hem de diğer uygulamalara sağladığımız iyileştirme ortadadır. Bugün çalışanların refah düzeyi 2001'in üzerindedir. Asgari ücret dahil olmak üzere bütün yapılan artışları enflasyonun karşısına koyun her zaman için çalışan enflasyonun üzerinde bir ücret artışı almıştır. Biz burada, beyanname veren mükellefler bakımından toplumsal bir talebe dayalı olarak böyle bir düzenlemeyi yapıyoruz, bu doğru bir düzelemedir. Sanki bunları ücretliler bakımından yapmazsak onlara karşı bir yanlışlık yapıyormuşuz gibi bir algı üretilmeye çalışılıyor. Bu doğru bir şey değildir."
Ağbal, düzenlemeden kimsenin çalışanların aleyhine bir anlam çıkarmaya kalkmaması gerektiğini ve rakamların da ortada olduğunu söyledi. Ağbal, vergi tarifesinin çok net olduğunu ve bütün dünyada artan oranlılık ile ödeme gücü ilkesinin bulunduğunu söyledi. Ağbal, "Ocak ayında elime geçen gelir Aralık ayında da elime geçmelidir" fikrinin, doğru bir fikir olmadığını artan oranlı bir sistemde her zaman için vergi tarifesinde farklı dilimlere geçilmişse o zaman gelirin azalacağını, önemli olanın bir yıl içerisinde elde edilen ortalama gelir olduğunu kaydetti.
Ağbal, 2016 yılında gerçekleşmiş rakamlara bakıldığında nominal vergi oranı yüzde 15 olsa da bekar bir çalışanın efektif vergi oranının yüzde 6,3, evli, çocuk sahibi olmayan bir kişi için efektif vergi oranının yüzde 4,8, bir çocuklu için yüzde 3,7, iki çocuklu için yüzde 2,6, üç çocuklu için yüzde 1,1 olduğunu söyledi. Ağbal, burada gerçekten ücretliler özellikle asgari ücretlilerin lehine bir vergi sistemi olduğunu kaydetti.
Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 4 maddesi kabul edildi.
Teklifle, Gelir Vergisi Kanunu'nun 121. Maddesi "Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi" başlığıyla yeniden düzenleniyor.
Buna göre, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere kurumlar vergisi mükelleflerinden, belirlenen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilecek.
Hesaplanan indirim tutarı, her hal ve takdirde 1 milyon liradan fazla olamayacak.
İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecek. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar ret ve iade edilmeyecek.
Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak, tespit edilecek.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması gerekecek.
Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmayacak. Her bir beyanname itibarıyla 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmayacak.
Aynı sürelerde mükelleflerin haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, resen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekecek.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartı aranacak.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu'nun "kaçakçılık suçları ve cezaları" başlığı altındaki sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamayacak.
Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilecek.
Bakanlar Kurulu, indirim oranını ve bir milyon liralık tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye yetkili olacak.
Damga vergisine tabi kağıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne ilişkin farklı sözleşme türlerinde oranların farklılaştırılmasına ve kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının desteklediği sosyal sorumluluk kapsamındaki projelerin başlangıç maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla desteği sağlayanlar ile proje yürütücüleri arasında düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna tutulmasına imkan veriliyor.
Bakanlar Kurulu tapu harcı oranını, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere, bir katına kadar artırmaya, onda birine kadar indirmeye yetkili olacak.
İnşa edilen iş yeri ve konutların, satış bedelinin yurt dışından getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla, Türkiye'de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de olmayan ve bir iş yeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye'de kazanç elde etmeyen kurumlara ilk satışı, KDV'den istisna olacak.
Teklifin görüşülmesine bugün devam edilecek.
Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmelerine başlandı.
Teklife ilişkin bilgi veren Maliye Bakanı Naci Ağbal, düzenlemenin, toplumun değişik kesimlerine yönelik hükümler içerdiğini söyledi.
Vergisini gününde ödeyen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine ilişkin vergisel teşvik getirilmesi konusunda uzun süredir çalışma yaptıklarını ifade eden Ağbal, vergiye gönüllü uymaya destek verecek önemli bir düzenleme getirdiklerini söyledi.
Gönüllü Vergi Uyumu Programına uyan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yüzde 5'lik vergi indiriminin getirildiğini belirten Ağbal, teklifte belirtilen şartların sağlanması halinde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin beyanname üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5'lik kısmının ödenmesi gereken vergiden mahsup edebileceklerini kaydetti.
Türkiye'ye döviz girişini artırmak ve inşaat sektörünü desteklemek amacıyla konut sektörüne yönelik katma değer vergisi istisnası getirildiğini belirten Ağbal, özellikle yabancılara konut ve iş yeri satışlarını teşvik etmek istediklerini belirtti.
Ağbal, tapu harcı oranları ile inşaat sektöründe kullanılan bazı kağıtlar bakımından damga vergisi oranlarının farklılaştırılmasına imkan sağladıklarını anlattı.
Maliye Bakanı Ağbal, teklifle Ahilik Fonu kurulmasını amaçladıklarını, esnafın kötü gününde yanında olacak bir tasarruf sandığı yaklaşımıyla bu fonun kurulmasını istediklerini ifade ederek, esnafın, BAĞKUR prim matrağının yüzde 2'si oranında bir miktarı fona yatıracağını, devletin de yüzde 1'lik bir oranla bu fona katkı sağlayacağını söyledi.
Ağbal, "Bu fonun uzun vadede dengesini koruyup koruyamayacağı, gelir-gider dengesi bakımından sürdürülebilir olup olmadığı gündeme gelebilir. Fonun gelir veya prim toplamasıyla dağıtması arasında rasyonel ilişki olması gerekiyor. Fonun gelir-gider dengesinin uzun vadeli trendi konusunda finans bakımından gerekli analizler yapıldı." dedi.
Genel Sağlık Sigortası sisteminde yer alan gelir testine bağlı prim ödeyenler bakımından zorluklar yaşadıklarını ifade eden Ağbal, yapılacak düzenlemeyle gelir testi sonucu prim ödemesi gerekenler için var olan 3 kademenin teke indirilerek, gelir testine tabi grubun 53 lira prim ödemesiyle sistemden yararlanabileceğini kaydetti.
Ağbal, "Bu prim tahsilat oranları son derece düşük, yüzde 8.2 düzeyinde. Zamanında kişiler gelir testine gelmediği durumda mevcut kanuni düzenlemeye göre en yüksek tavandan prim hesaplaması yapılıp tahakkuk ettiriliyor. Yeni getirilen öneriyle sistemi tersine döndürüyoruz. Mevcut sistemde kişinin gelir testini yaptırması gerekiyor, buna göre prim hesaplanması gerekiyor. Kişi gelmediğinde en yüksek tavandan prim tahakkuk ettiriliyor. Düzenleme 7.2 milyon insanı, gelir bakımından en düşük grupta olan toplum kesimini de ilgilendirmektedir." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Bu düzenlemeler genel anlamda ekonomide farklı toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık olmak üzere getirilen düzenlemelerdir." dedi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi düzenlemesinin de bulunduğu Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, yapısal bir kriz yaşandığını bundan dolayı çok daha köklü önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kuşoğlu, "Türkiye'de hem tüketicinin çok büyük bir borcu var hem de üretimle ilgili arzın artmasından oluşan sorunlar var. Bunlar yapısaldır. Onun için daha farklı yaklaşım gereklidir." değerlendirmesinde bulundu.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından söz alan Maliye Bakanı Naci Ağbal, düzenlemelerin genel anlamda ekonomide farklı toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık olmak üzere getirilen düzenlemeler olduğunu belirterek, "3 ana omurgası vardır. Vergi kanunları, işsizlik sigortası kanunu ve genel sağlık sigortası sistemine ilişkin düzenlemelerdir" diye konuştu.
Ağbal, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimine ilişkin düzenlemenin son anda ortaya çıkan, acele ile hazırlanan bir düzenleme olmadığını, uzun süre üzerinde çalışılan bir düzenleme olduğunu ifade etti. Ağbal, inşaat sektörüyle ilgili sektörde maliyetlerin düşürülmesi ve talebin arttırılması konusunda uzun süredir çalıştıklarını anlattı.
Yabancılara konut ve işyeri satışı konusunun önemli bir konu olduğuna işaret eden Ağbal, şöyle devam etti:
"Bizim buradaki temel bakış açımız; özellikle Türkiye, son dönemde olmak üzere yabancılardan çok ciddi anlamda konut talebinde bulunulan bir ülkedir. Çok farklı ülkelerden insanlar gelip Türkiye'de tatil yapmak istiyorlar. Tatil yaptıkları dönemden bir süre sonra da düzenli olarak Türkiye'ye gelme kararı vererek, konut edinmeyi de bir tatil yapma yöntemi olarak seçiyorlar. Özellikle tatil yörelerinde çok sayıda insan bu şekilde konut ediniyor. Bu insanlar için aslında konut edinme Türkiye için uzun vadeli döviz kazandırıcı işlem olması bakımından da teşvik edilmesi gereken bir sektör olarak görüyoruz.
Burada, konut sektörüne getirdiğimiz imkan aslında konut sektörüne getirilen bir imkan olmaktan öte turizm sektörüne getirilen bir imkandır. Burada yabancıların konut veya işyeri edinimi sınırsız değildir. Kuralları ve kaideleri var. Tapu kanununda bu konuyla ilgili düzenlemeler var. Burada herhangi bir şekilde kendi vatandaşlarımızın aleyhine bir durum oluşturmak değil Türkiye'ye döviz kazandırıcı bir işlem yapmak amacıyla bunu teşvik ediyoruz."
Ağbal, Esnaf Ahilik Sandığı'nın sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılarak, ismine varıncaya kadar onların görüşleri de dikkate alınarak hazırlandığını söyledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Asgari ücret dahil olmak üzere bütün yapılan artışları enflasyonun karşısına koyun her zaman için çalışan, enflasyonun üzerinde bir ücret artışı almıştır." dedi.
Teklifin, vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen maddesine ilişkin işçi ve işveren temsilcileri görüşlerini paylaşırken, işçi temsilcileri, artan vergi oranlarını eleştirerek, ücretli çalışanların da vergi indirimi kapsamına alınmasını talep etti.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, her şeyin bir temel mantığı olduğunu onun kaybedilmemesi gerektiğini dünyanın neresine gidilirse gidilsin vergide artan oranlılık ile vergi adaleti bakımından olmazsa olmaz kurallar bulunduğunu söyledi.
Yıl başındaki elde edilen gelir ile yıl sonunda elde edilen gelirin vergi tarifesi nedeniyle faklılaşması kadar doğal bir şeyin olmadığını belirten Ağbal, "Bu sadece asgari ücretli değil bütün gelir grupları için geçerlidir. Dolayısı ile 'bu niye böyle oluyor' diye soru sormak. Çok açık belli olan, Magna Carta'dan bu tarafa da bilinen ve uygulana gelen bir gerçekliği tamamen böyle yok farz etmektir." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, şöyle devam etti:
"Burada ücretliler aleyhine sanki özel bir uygulama yapılıyormuş gibi yanlış ve eksik bilgiler vermeyelim. Artan oranlılık vergi adaleti ve ödeme gücü ilkesi bakımından olmazsa olmazdır. Ücretliler bakımından, asgari geçim indirimi uygulaması yoluyla sağladığımız ve sosyal adaleti gerçekleştiren son derece doğru bir düzenleme var. 2008'den bu yana bunu uyguluyoruz. Hiçbir hükümet döneminde bu yoktu.
Bugün çalışanlar bakımından son 14 yılda hem asgari geçim indirimi bakımından hem de diğer uygulamalara sağladığımız iyileştirme ortadadır. Bugün çalışanların refah düzeyi 2001'in üzerindedir. Asgari ücret dahil olmak üzere bütün yapılan artışları enflasyonun karşısına koyun her zaman için çalışan enflasyonun üzerinde bir ücret artışı almıştır. Biz burada, beyanname veren mükellefler bakımından toplumsal bir talebe dayalı olarak böyle bir düzenlemeyi yapıyoruz, bu doğru bir düzelemedir. Sanki bunları ücretliler bakımından yapmazsak onlara karşı bir yanlışlık yapıyormuşuz gibi bir algı üretilmeye çalışılıyor. Bu doğru bir şey değildir."
Ağbal, düzenlemeden kimsenin çalışanların aleyhine bir anlam çıkarmaya kalkmaması gerektiğini ve rakamların da ortada olduğunu söyledi. Ağbal, vergi tarifesinin çok net olduğunu ve bütün dünyada artan oranlılık ile ödeme gücü ilkesinin bulunduğunu söyledi. Ağbal, "Ocak ayında elime geçen gelir Aralık ayında da elime geçmelidir" fikrinin, doğru bir fikir olmadığını artan oranlı bir sistemde her zaman için vergi tarifesinde farklı dilimlere geçilmişse o zaman gelirin azalacağını, önemli olanın bir yıl içerisinde elde edilen ortalama gelir olduğunu kaydetti.
Ağbal, 2016 yılında gerçekleşmiş rakamlara bakıldığında nominal vergi oranı yüzde 15 olsa da bekar bir çalışanın efektif vergi oranının yüzde 6,3, evli, çocuk sahibi olmayan bir kişi için efektif vergi oranının yüzde 4,8, bir çocuklu için yüzde 3,7, iki çocuklu için yüzde 2,6, üç çocuklu için yüzde 1,1 olduğunu söyledi. Ağbal, burada gerçekten ücretliler özellikle asgari ücretlilerin lehine bir vergi sistemi olduğunu kaydetti.
Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 4 maddesi kabul edildi.
Teklifle, Gelir Vergisi Kanunu'nun 121. Maddesi "Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi" başlığıyla yeniden düzenleniyor.
Buna göre, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere kurumlar vergisi mükelleflerinden, belirlenen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilecek.
Hesaplanan indirim tutarı, her hal ve takdirde 1 milyon liradan fazla olamayacak.
İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecek. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar ret ve iade edilmeyecek.
Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak, tespit edilecek.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması gerekecek.
Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmayacak. Her bir beyanname itibarıyla 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmayacak.
Aynı sürelerde mükelleflerin haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, resen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekecek.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartı aranacak.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu'nun "kaçakçılık suçları ve cezaları" başlığı altındaki sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamayacak.
Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilecek.
Bakanlar Kurulu, indirim oranını ve bir milyon liralık tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye yetkili olacak.
Damga vergisine tabi kağıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne ilişkin farklı sözleşme türlerinde oranların farklılaştırılmasına ve kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının desteklediği sosyal sorumluluk kapsamındaki projelerin başlangıç maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla desteği sağlayanlar ile proje yürütücüleri arasında düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna tutulmasına imkan veriliyor.
Bakanlar Kurulu tapu harcı oranını, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere, bir katına kadar artırmaya, onda birine kadar indirmeye yetkili olacak.
İnşa edilen iş yeri ve konutların, satış bedelinin yurt dışından getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla, Türkiye'de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de olmayan ve bir iş yeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye'de kazanç elde etmeyen kurumlara ilk satışı, KDV'den istisna olacak.
Teklifin görüşülmesine bugün devam edilecek.