2008-03-31 - 18:15
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ NİHAT ERGÜN, KAPATMA DAVASI KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
Ergün: "Referandum bir seçenek olarak masada duruyor."
TBMM'de, gazetecilerin Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkındaki
kararıyla ilgili sorularını yanıtlayan Ergün, bundan sonraki
değerlendirmelerin farklı olacağını, Anayasa Mahkemesinin kararlarına ya
da yargılama sürecine dönük bir değerlendirmede bulunulmayacağını
söyledi. ''Bundan sonraki değerlendirmeler, daha çok Türkiye'de
siyasi parti kapatma sistemimizin restorasyonuna dönük olacaktır'' diyen
Ergün, şöyle konuştu:
''Bizim Anayasamızdaki siyasi parti kapatma sistemimiz, siyaseti çözüm
üretme konusunda yeterince serbest bırakmayan bir sistemdir. Siyasetçi
bu sistem içinde düşüncelerini açıklamakta çok zarlanacaktır ve
zorlanmaktadır. Siyasi partiler çözüm üretme konusunda son derece
zorlanacaktır. Hatta Parlamento, toplumsal problemlere çözüm üretme,
onları tartışma, onlarla ilgili düzenleme yapma konusunda çok
sıkışılıklık içinde gözükmektedir. Mevcut kapatma sistemi, siyasetin bir
nevi elini kolunu bağlayan, onun alanının son derece daraltan bir sistem
olarak görülmektedir. Bu sistemin tadil edilmesi zarureti vardır.
Burada, AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla gördüğümüz şey budur.
İddianamede kanun teklifine imza attığı için siyasi yasak talebinde
bulunulan milletvekilleri vardır. Savcı iddianameyi Anayasa değişikliği
sebebiyle açtığını bir takım görüşmelerde, basınla yaptığı görüşmelerde
ortaya koymuştur.''

-''O ZAMAN MECLİSİ KAPATMA DAVASI OLURDU''-

Anayasa değişikliği teklifinin de bir kanun teklifi olduğunu,
milletvekillerinin partilerden bağımsız bir şekilde bu teklifi TBMM'ye
sunduğunu ve oylamasının da gizli yapıldığını anımsatan Ergün, şöyle
devam etti:
''AK Parti'den 330 milletvekili bu değişikliğe imza atmıştır. Eğer 330
milletvekili iddianameye siyasi yasak talebiyle konulmuş olsaydı -ki
olabilirdi, savcının bunu yapma yetkisi vardı- ve mahkeme de bu
istikamette karar almış olsaydı, bu o zaman parti kapatma davası
olmazdı, Meclisi kapatma davası olurdu. Bizim siyasi parti kapatma
sistemimizin Parlamentoyu kapatma, yasama faaliyetlerini durdurma
noktasına kadar uzanabilen bir açıklıkta olduğunu görüyoruz. Bu kadar
ucu açık bir siyasi parti kapatma istemi, açıkçası doğru bir sistem
olarak görülmüyor. Bu nedenle, bu kapatma sistemini düzenleyen
Anayasanın 68 ve 69. maddelerinde bir değişiklik yaparak Parlamentonun
bu sistemi düzeltmesi ve siyasetin alanını genişleten yeni bir düzene
kavuşmasını sağlamalıdır. Parlamentonun bunu yapabilme imkanı vardır.''

-''REFERANDUM, BİR SEÇENEK OLARAK MASADA DURUYOR''

Bundan sonraki süreçte, konuyla ilgili siyasi partiler arasında
görüşmeler yapılabileceğine işaret eden Ergün, geçmişte bu konuda
düzenleme yapma girişimleri olduğunu hatırlattı. 2001 yılında
DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde böyle bir teklifin
hazırlandığını ifade eden Ergün, Anayasanın 69. maddesinde değişiklik
yapılmasını içeren bu teklifin, parti kapatmayı zorlaştıran ve parti
kapatmayı yerel mahkemelerdeki kararlara bağlı kılan bir metin olduğunu
kaydetti.
Ergün, ''Eğer bu düzenlemeler mutabakat halinde Parlamentodan
geçirilirse, süratli bir şekilde sistem düzeltilmiş olur. Yok
Parlamentoda büyük bir mutabakat olmazsa, olabildiği kadarıyla olur.
Sorun o şekilde çözülmüş olur. Ama referandum konusu da bir seçenek
olarak hala masada durmaktadır. Gerekirse Parlamento, bu düzenlemeyi
yapar ve konuyu emanetin gerçek sahipleri olan millete götürür. Biz
isteriz ki milletten önce, milletin temsilcileriyle uzlaşılsın ve
onların eliyle bu sorun bir çözüme kavuşturulsun'' diye konuştu.