2007-11-21 - 17:00
TBMM GENEL KURULU...
TBMM Genel Kurulunda, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Kanununda değişiklik öngören tasarı ile TSK Hasta Beslenme Kanunu Tasarısı, kabul edilerek yasalaştı.
Tasarının görüşmelerinde ''intihal'' tartışması yaşandı. Tasarının 1.
maddesi üzerinde konuşan CHP Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal, dün
akşam yapılan görüşmelerde Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in
intihal suçuyla ilgili dile getirdiği iddialara, AK Parti İstanbul
Milletvekili Ömer Dinçer'in sataşma olduğu gerekçesiyle yanıt verdiğini
anımsattı.
''Halkımız tatmin oldu mu?'' diye soran Ünsal, kendisinin tatmin
olmadığını, Dinçer'in hiç böyle bir şey olmamış gibi konuyu anlattığını
söyledi.
Dinçer hakkında YÖK'ün aldığı karara ilişkin süreci anlatan Ünsal,
''İntihal suçu işleyen dünyada başka bir başbakanlık müsteşarı var mı?''
diye sordu. Ömer Dinçer'in konuşma ve yazılarından alıntılar da yapan
Ünsal, ''İntihal büyük bir suçtur. İntihal suçu işleyenler de gerekli
cezayı almalıdırlar. Bu GATA'da olsa da almalıdırlar, herhangi bir
üniversitede olsa da almalıdırlar. Yalnız bu cezayı alanlar, siyaseten
bir noktaya geldikten sonra dokunulmazlık zırhının arkasına girerek, bu
anlayışlarını devam ettiremezler'' diye konuştu.

-DİNÇER, İDDİALARI YANITLADI-

Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer
Dinçer, ''Benden önceki konuşmacı hakikaten YÖK'ün nasıl el çabukluğuyla
beni cezalandırdığına ilişkin bilgileri size sundu'' diyerek, şöyle
devam etti:
''Söylediği şeylerin hepsi oldu... Bu ülkede bir takım meçhul
ihbarcılar, bazı raporları hazırladılar, allem edip kallem edip,
başkalarının ayıpları apaçık ortada dururken ve onlar için hiçbir işlem
yapmayan YÖK, benim için 2.5 aylık süre içinde ihbarcının raporunu aynen
Cumhuriyet Üniversitesi'ne onaylattı. Ertesi gün benim müdafaamı doğru
dürüst gözönünde bulundurmaksızın, Denetleme Kuruluna raporunu
hazırlattı ve toplantıdan 1 gün öncede benimle ilgili ceza kararını
kamuoyuna duyurdu.''

-''BİLGİ VE BELGE GÖSTERSİNLER, İDDİALARI KABUL EDECEĞİM''-

Dinçer, meseleye böyle bakıldığında, intihalle suçlanmanın hiç basit bir
şey olmadığının kabullenilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Ama bunu
yapanların ahlaki sorunlarını burada tartışmaya hiç gerek yok. Benim
kitabımda kaynağı gösterilmemiş, dip notu verilmemiş, bilgi ve belge
göstersinler, bütün iddiaları kabul edeceğim. Onların hepsine cevabım
var. Benim cevabım dikkate alınmamıştır ve mahkeme süreci devam
etmektedir'' diye konuştu.
Bir tarafıyla ortaya konulan meselelerin, aslında kendisinin intihalden
değil, siyaseten mahkum olduğunu gösterdiğini anlatan Dinçer, ''Bu
tezgahların nasıl kurulduğunu, orada oturanlar ve gelip burada
konuşanlar, benden daha iyi biliyorlar'' dedi.
''Sizin bilmeniz gereken şey şu'' diyen Dinçer, ''Karşınızda konuşan
adam, sizi mahcup edecek, sizin yüzünüzü kızartacak, kendisine güvenen
insanların boynunu bükecek hiçbir şey yapmadı. O kitapları yayınlamaya
devam edecek'' dedi.

-YÜKSEK YARGIYA ELEŞTİRİ-

''Dokunulmazlık zırhına sığınacağım hiçbir davam yok'' diyen Dinçer,
süren davaların, kendisinin açtığı tazminat davaları ile YÖK'ün aldığı
karara karşı açtığı dava olduğunu söyledi. Dinçer, sözlerini ''Bana
hakaret eden insanlara tazminat davası açtığımda, o yüksek yargının
nasıl karar verdiğini hep beraber gördük. Mahkeme 'hakaret vardır veya
yoktur' demesi gerekirken, 'Anayasaya aykırı düşünmektedir, dolayısıyla
bu hakaretlere tahammül etmelidir' demiştir. Bu ülkede düşünce özgürlüğü
var mı, yok mu? Savunacak mıyız, savunmayacak mıyız?'' diyerek tamamladı.

-''O KONUŞMAYI KABUL EDİYORUM''-

CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, Dinçer'in Sivas'ta yaptığı
konuşmada kastettiği değişimin ne olduğunu sorarak, buna açıklık
getirmesini istedi.
Bunun üzerine Dinçer, Sivas'taki 1995 yılında yaptığı ve ''21. yüzyıla
girerken Dünyada ve Türkiye'de İslam'' konulu bir konuşma yaptığını
anlattı. Kendisinin bir bilim adamı olduğunu hatırlatan Dinçer, ''Bilim
adamları, bu ülke için doğru olan şeyleri söylemelidir. Ben ülkemi
seviyorum. Ülkem adına o gün doğru bildiğimi söyledim ve daha sonra
yüzüme vurulduğunda bunu inkar etmedim. Ben o konuşmayı her zaman kabul
ettim ve ediyorum. Bunu herkes böyle bilmelidir'' dedi.
O konuşmasında Cumhuriyet, laiklik, devletçilik ve halkçılıkla ilgili
değerlendirme yaptığı gibi o günkü siyasi hareketleri içerisinde RP ile
ilgili de değerlendirmelerde bulunduğunu anlatan Dinçer, şöyle konuştu:
''Hepimiz kabul ediyor ve biliyoruz ki bu ülkede bürokrasi, değişimin
bir aracı olarak kullanılmıştır. O günlerde RP de iktidara gelme umudu
taşıyordu. Ben onlara, 'siz bürokrasiyi değişimin bir aracı olarak
kullanacak mısınız?' diye sorarak, bunun karşısındaki riskleri dile
getirdim. Bunun üzerinde durmuyorum. Benim üzerinde durduğum, konuşmamın
kamuoyuna nasıl sunulduğuna dair ahlaki problemdir. Onları ben zaten
söylüyorum. Ama konuşmamın belli yerlerini alıp arka arkaya koyup bir
metin üreterek değil. Daha derinleşmiş bir demokrasiye sahip, katılımcı
bir Cumhuriyet öngördüm. Bunun neresi mahsurlu olabilir? Mahsurlu bile
olsa, bunun bilim adamının kendi düşüncesini ortaya koymasına, bu ülkede
düşünce özgürlüğü adına hep beraber sahip çıkmak zorunda değil miyiz?
Bir bilim adamına sahip çıkamayacaksak, bir vatandaşın ortaya koyduğu
düşünceye kiminle sahip çıkacağız?''

-''DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ VAR DİYE ÜLKEYİ PARÇALAYAMAZSINIZ''-

Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, milletvekillerinin Anayasaya
sadakat yemini ettiğini belirterek, düşünce özgürlüğü denilerek temel
hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağını söyledi.
Genç, ''Siz laik Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmaya
yönelik bir düşünce taşıyamazsınız. 'Düşünce özgürlüğü var' diye
Türkiye'yi parçalayamazsınız. O zaman PKK'ya niye karşı çıkıyorsunuz?
Onların da düşünce özgürlüğü var. Sen çıkacaksın 'Laik Türkiye
Cumhuriyeti'nin artık sonu gelmiştir, laikliği kaldırıp İslam
kurallarına göre yönetmek lazım' dersen, bu düşünce özgürlüğünü aşan bir
şey olur. Siz eğer o günkü konuşmanızın arkasında duruyorsanız burada
görev yapamazsınız'' dedi.
Dili sürçerek, ''intihal'' yerine ''infial, intihar'' kelimelerini de
kullanan Genç, ''Bence intihal yapan bir kimsenin ondan sonra intihar
etmesi gerekir'' demesi gülüşmelere yol açtı.

-YASA NE GETİRİYOR?-

Tartışmaların ardından tasarı kabul edildi.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununda Değişiklik Öngören Yasaya göre,
''Bilimsel eser hırsızlığı yapılması'' durumunda, GATA'daki öğretim
elemanlarının meslekten çıkarılma esasları, üniversitelerdeki öğretim
elemanlarıyla uyumlu hale getiriyor.
GATA'da, bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya
bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek fiilini
işlediği akademik kurulca tespit edilen öğretim elemanlarının
görevlerine son verilecek.
Öğretim elemanlığı görevine son verilenler, GATA'da başka bir göreve ya
da GATA dışındaki karargah veya kurumlara atanacak.


-TSK HASTA BESLEME KANUNU TASARISI KABUL EDİLDİ

Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait yataklı
tedavi yerlerinde hastaların beslenmesi ''diyet'' ve ''normal'' olarak
ikiye ayrılacak, gıda maddeleri seçimini doktor ve diyetisyenler yapacak.
TSK Hasta Beslenme Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek
yasalaştı. Yasa, ''normal yemek'', ''diyet yemeği'', ''ara öğün'' ve
''yataklı tedavi yerleri''ni tanımlıyor.
Yasaya göre, gıda maddelerinin seçim yetkisi, doktor ve diyetisyenlerde
olacak. Normal hasta yemek listesi, yeterli ve dengeli beslenmeyi
sağlayacak her türlü besin maddeleri, depo veya bütçe imkanları göz
önüne alınarak, diyetisyen tarafından belirlenecek.
Diyet yemeği alacak hastalara yiyecek maddesi, sınırlamaya tabi olmadan
gruplandırılacak ve normal yemek listelerinden de azami ölçüde
yararlanılarak verilecek.
Askeri öğrenci, erbaş ve erlerin, yatarak tedavileri tamamlandıktan
sonra nekahet dönemleri veya muayene edildikten sonraki ilaçlı
tedavilerinin nasıl olacağı ve süresi, doktor tarafından taburcu
belgesinde veya raporda belirtilecek. Bu hastaların beslenmeleri,
diyetisyen tarafından belirlenecek kriterlere göre yapılacak. Hava
değişimine gönderilen veya birliğine katılması için taburcu edilen
askeri öğrenci, erbaş ve erlere, yol süresine bağlı olarak kumanya
verilecek.

-HASTA ASKERE SİGARA YOK-

Normal yemekle tedavi olan hastalara, ayrıca öğün aralarında yiyecek,
içecek ve taze meyve verilecek. İçme suyunun uygun olmadığı bölgelerdeki
hastanelerde, yeteri kadar su arıtma cihazı sağlanacak.
Kanunla, ''Sigara içen hastalara doktorun yazdığı sayıda sigara
verilebileceği'' hükmünü de içeren ''Askeri Hastaneler ile Hastane Gibi
Kullanılacak Revirlerde Hastaların Beslenme ve Bakımları Hakkında
Kanun'' da yürürlükten kaldırıldı.

-AKŞENER'E, ''HOŞGÖRÜSÜZ'' ELEŞTİRİSİ-

Görüşmelerde, TBMM Başkanvekili Meral Akşener'in, Genel Kurulu
yönetirken izlediği tutum da tartışma konusu oldu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, Başkanvekili Akşener'i,
''hoşgörüsüz ve milletvekillerinin düşüncelerini açıklamalarına izin
vermeyen bir tutum izlediği'' iddiasıyla eleştirdi.
İçtüzük hükümlerine göre Genel Kurulu yönettiğini belirten Akşener de
İçtüzüğün 67. maddesini okudu. İçtüzüğü
titizlikle uygulamaya gayret ettiğini, onun dışında bir bakış açısı
olmadığını ifade eden Akşener, Genel Kurulun, İçtüzüğü
değiştirebileceğine işaret etti. Akşenir, herkesin, mevcut İçtüzüğe
uymak durumunda olduğunu kaydederek, ''Ama daha geniş, daha hoşgörülü,
daha farklı bir İçtüzük hazırlama görevi de Genel Kurulundur'' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Akşener'in, İçtüzük hükümleri
neyi gerektiriyorsa, ona uygun gayret gösterdiğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da ''Sayın Başkanım, İçtüzüğün
değişmesine gerek yok. Sayın Ömer Dinçer'e, Sayın Bülent Arınç'a
gösterdiğiniz hoşgörüyü, CHP milletvekillerine, Sayın Kamer Genç'e de
gösterin'' diye konuştu.