2008-03-12 - 12:00
TBMM Başkanvekili ve TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı Nevzat Pakdil: ''Mehmet Akif'e ve İstiklal
Marşımıza gösterilen saygı, ulusal değerlere gösterilen saygıyla eş anlamlıdır. Köklerine bağlı ve geçmişinden güç alan kuşakların
yetişmesi, bu anlayışın bütün kişi ve kurumlarda yerleşmesiyle mümkündür''
TBMM Başkanvekili ve TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı Nevzat Pakdil, ''Mehmet Akif'e ve İstiklal
Marşımıza gösterilen saygı, ulusal değerlere gösterilen saygıyla eş
anlamlıdır. Köklerine bağlı ve geçmişinden güç alan kuşakların
yetişmesi, bu anlayışın bütün kişi ve kurumlarda yerleşmesiyle
mümkündür'' dedi.
Pakdil, 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma
Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Nevzat Pakdil, mesajında milli kararlılığın eşsiz bir şiire dönüştüğü,
Türk milletinin sinesinden çıkan ve Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden
dökülen İstiklal Marşı'nın, TBMM'de kabulünün 87. yıldönümünü idrak
ettiklerini belirterek, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u, büyük önder Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla
andığını bildirdi.
Yaşadığı devri bütün yönleri ve derinliği ile şiirlerinde yansıtmaya
çalışan Akif'in, milletin acılarını, hayal kırıklıklarını ve ümitlerini
bir destan havası içinde kağıda döktüğünü vurgulayan TBMM Başkanvekili
Pakdil, mesajında şunları kaydetti:
''Bu yüzden vatanın sinesinden çıkmış ve milletin sesi olmuş Mehmet
Akif'i yalnızca 'edebiyatçı' veya 'şair' diye nitelemek, onun temsil
ettiği özellikleri ifade etmek için yetersiz kalmaktadır. Vatanperver
Akif, edebiyatın doğduğu toprağa bağlı olmakla canlılık kazanabileceği
ve belli bir işlevi yerine getirmedikçe değer taşımayacağı görüşündeydi.
İşte İstiklal Marşımızın filizlendiği, şekillendiği ve neticede hayat
bulduğu ortam, Mehmet Akif'in bu mümtaz şahsiyetiyle, Türk Milletinin
emsalsiz özelliklerinin harmanlandığı böyle ideal bir ortamdır. Ortaya
konan Milli Marşımız da milletimizin yüksek karakterinin temsil edildiği
ve bu nedenle 'İstiklal Marşı' olarak anılma mertebesine erişmiş
istisnai bir metindir.
Tarih bilinci taşımayan, kültür değerlerinin ve birikimlerinin farkında
olmayan toplumların, ulus birliği içinde yaşama imkanları son derece
sınırlıdır ve tarih, bunun acı örnekleriyle doludur. Bu itibarla Mehmet
Akif'e ve İstiklal Marşımıza gösterilen saygı, ulusal değerlere
gösterilen ve gösterilecek saygıyla eş anlamlıdır. Köklerine bağlı ve
geçmişinden güç alan kuşakların yetişmesi, bu anlayışın bütün kişi ve
kurumlarda yerleşmesiyle mümkündür.''
Marşımıza gösterilen saygı, ulusal değerlere gösterilen saygıyla eş
anlamlıdır. Köklerine bağlı ve geçmişinden güç alan kuşakların
yetişmesi, bu anlayışın bütün kişi ve kurumlarda yerleşmesiyle
mümkündür'' dedi.
Pakdil, 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma
Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Nevzat Pakdil, mesajında milli kararlılığın eşsiz bir şiire dönüştüğü,
Türk milletinin sinesinden çıkan ve Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden
dökülen İstiklal Marşı'nın, TBMM'de kabulünün 87. yıldönümünü idrak
ettiklerini belirterek, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u, büyük önder Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını minnet ve şükranla
andığını bildirdi.
Yaşadığı devri bütün yönleri ve derinliği ile şiirlerinde yansıtmaya
çalışan Akif'in, milletin acılarını, hayal kırıklıklarını ve ümitlerini
bir destan havası içinde kağıda döktüğünü vurgulayan TBMM Başkanvekili
Pakdil, mesajında şunları kaydetti:
''Bu yüzden vatanın sinesinden çıkmış ve milletin sesi olmuş Mehmet
Akif'i yalnızca 'edebiyatçı' veya 'şair' diye nitelemek, onun temsil
ettiği özellikleri ifade etmek için yetersiz kalmaktadır. Vatanperver
Akif, edebiyatın doğduğu toprağa bağlı olmakla canlılık kazanabileceği
ve belli bir işlevi yerine getirmedikçe değer taşımayacağı görüşündeydi.
İşte İstiklal Marşımızın filizlendiği, şekillendiği ve neticede hayat
bulduğu ortam, Mehmet Akif'in bu mümtaz şahsiyetiyle, Türk Milletinin
emsalsiz özelliklerinin harmanlandığı böyle ideal bir ortamdır. Ortaya
konan Milli Marşımız da milletimizin yüksek karakterinin temsil edildiği
ve bu nedenle 'İstiklal Marşı' olarak anılma mertebesine erişmiş
istisnai bir metindir.
Tarih bilinci taşımayan, kültür değerlerinin ve birikimlerinin farkında
olmayan toplumların, ulus birliği içinde yaşama imkanları son derece
sınırlıdır ve tarih, bunun acı örnekleriyle doludur. Bu itibarla Mehmet
Akif'e ve İstiklal Marşımıza gösterilen saygı, ulusal değerlere
gösterilen ve gösterilecek saygıyla eş anlamlıdır. Köklerine bağlı ve
geçmişinden güç alan kuşakların yetişmesi, bu anlayışın bütün kişi ve
kurumlarda yerleşmesiyle mümkündür.''
