2009-12-25 - 19:00
TBMM GENEL KURULU, 2010 YILI BÜTÇE KANUNU TASARISI ÜZERİNDE SON KONUŞMALAR İÇİN TOPLANDI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bütçe görüşmelerinde muhalefetin sergilediği tavrı eleştirerek, ''Biz, bu 7 senede hiç doğru bir şey yapmadık mı? Hiç ülke yararına bir şey yapmadık mı?'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek, bütçe görüşmelerinde muhalefetin sergilediği tavrı eleştirerek, ''Biz, bu
7 senede hiç doğru bir şey yapmadık mı? Hiç ülke yararına bir şey yapmadık mı?''
dedi.

2010 Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde Hükümet
adına konuşan Çiçek, sözlerine; Türkiye'nin birliği, dirliği ve kalkınması için
emek veren herkesi rahmetle ve minnetle andığını ifade ederek başladı. Çiçek,
sözlerinin başında Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ölüm
yıldönümünü hatırlatarak, ''Kendisini bu kürsüden saygıyla anıyorum'' dedi.

Bütçe müzakerelerinin, parlamento ve demokrasi kültüründe önemli bir yeri
olduğunu Kaydeden Çiçek, bu müzakereleri bir ''parlamento klasiği'' olarak
niteledi. Bütçelerin, parlamentoların varlık sebebi olduğunu anlatan Çiçek,
parlamentoların, bütçe hakkına sahip çıkılmasıyla ortaya çıktığını ifade etti.

Çiçek, parlamenter sistemi kabul eden bütün ülkelerde genellikle Aralık
ayında bütçe müzakerelerinin yapıldığını hatırlatarak, bu müzakerelerde geçmiş
yılların, bugünün ve geleceğin değerlendirildiğini anlattı.

Bütçe görüşmelerinde partilerin ''görücüye çıktığını'' ifade eden Çiçek,
Meclis televizyonu aracılığı ile görüşmelerin vatandaşlar tarafından da
izlendiğini söyledi. Meclis kürsüsünün ''milletin kürsüsü'' olduğunu vurgulayan
Çiçek, milletin yararına olan her şeyin burada konuşulacağını belirtti.

Ülkenin her türlü sorununun konuşulacağı yerin Meclis olduğunu kaydeden
Çiçek, bu bütçenin AK Parti hükümetlerinin 8. bütçesi olduğunu söyledi.

Çiçek, bu bütçelerde ne söylediğine bakıldığında ortak bir noktanın
görüleceğine işaret ederek, şunları söyledi:

''O da şudur: Hükümetler hep kötüdür. Biz, 7 yıldır her şeyi kötü
yaptık... Her şeyi berbat ettik. Bu ülkede yaptığımız hiç iyi bir şey yok.
Noktayı koydukları anda da 60. dakika dolmuş oluyor. Şimdi bu doğru mudur? Bir
arkadaşımız 'insaflı olun' dedi. İnsaf, dinin yarısıdır. Böyle denilir bir
atasözümüzde. Biz, bu 7 senede hiç doğru bir şey yapmadık mı? Hiç ülke yararına
bir şey yapmadık mı? Hiç ülkenin menfaatine, ileri gitmesine, milletimize hizmet
yolunda taş üstüne hiç taş koymadık mı? Bırakın taş koymayı, teşekkürü hak edecek
küçük bir işte mi yapmadık? Eğer, siyasette yapılan her şeyi inkar eden bir
kültür oluşturursak, siyaset kültürünü inkar kültürüne dayandırdığımız takdirde
de siyasete güven azalıyor. Biz yaptığımız her şeyi doğru yaptık diyemeyiz belki
ama doğru niyetiyle yaptık.

Muhalefet, iktidarın yanlışlarını söyleyecek ama doğru yaptıklarını da
söyleyecek. Bir önceki bütçe konuşmasında da ifade etmiştim; dere tepe düz
gittik, geriye dönüp baktığmızda, bu müzakere stilinde bir arpa boyu yol gittik
mi?''

''MEÇHUL''

''Aziz milletimize soruyorum: Bugünkü müzakerelerin sonucunda, 'ben
iktidar olsaydım şu yanlışları yapmazdım' tarzında bir proje üretildiğine tanık
olan var mı?'' diyen Çiçek, bu olmadığı sürece siyasetin bir ''karalama''
olacağını söyledi. Bu geleneğin terk edilmesini isteyen Çiçek, bu durumun ''beyin
tembelliğine sevk ettiğini'' öne sürdü.

İktidarın ne yaptığının belli olduğuna işaret eden Çiçek, ''İktidarın
meçhul olan bir yanı olmaz. Parlamenter sistemde, demokratik sistemde, iktidarın
ne yapacağı meçhul değildir. Neden Hükümet programı var, getirdiği yasalar var,
bütçesi var. Bunlardan bellidir. Vatandaş açısından meçhul olan bir yön yok.
Meçhul olan ne? Meçhul olan muhalefet'' diye konuştu.

Batı sistemlerinde bu tür muhalefetin ortadan kalktığını belirten Çiçek,
şöyle devam etti:

''Her şey iyi gidiyordu da vatandaş yanılıp bizi mi seçti? Öyle şeyler
ortaya konuldu ki bu millet akşamı zor çıkarır, sabahı çıkarması da kesinlikle
mümkün değil... Birilerimiz manifaturacaya gidiyor kefen almaya, öbürlerimizde
kazma kürek aldık mezar kazmaya, bu milletin cenazesini kaldıracağız... Böyle bir
atmosfer Türkiye'ye yakışıyor mu? Doğru mudur bu? Gerçekten Türkiye bu noktada
mıdır?

Siyasetçi, 'ayranım ekşi' demez. Ben de tatlı diyorum, siz de tatlı
diyorsunuz ama taban millet. Millet tadacak ona göre de tercihini yapacak. İlk
bütçemizle karşınızda olsaydık, o zaman 'hele bir yürüyüşünüzü görelim...' Bizim,
7 senedir yürüyüşümüz belli. Bizim nereye gittiğimiz belli de bizi tenkit
edenlerin menzili maksuda ne kadar sürede gidecekleri, gidip gidemeyecekleri
belli değil.''

RAKAMLAR

İktidarları döneminde bütçelerde eğitimi her zaman 1. sıraya koyduklarını
anlatan Çiçek, 2002 bütçesinde eğitime ayrılan paranın 7,5 milyar TL, 2010
bütçesinde ayrılan paranınsa 28,74 milyar TL olduğunu, artışın, yüzde 178'e
çıktığını söyledi. muhalefete, ''Hiç olmazsa bunu söylemez miydiniz?'' sorusunu
yönelten Çiçek, yüksek öğretime 2002 yılındaki 2,5 milyar olan bütçesinin 2010'da
9,4 milyar liraya yükseldiğini bildirdi.

Her ile bir üniversite açtıklarını hatırlatan Çiçek, ''Bu da mı teşekkürü
hak etmiyor? Teşekkürde neden cimri davranıyorsunuz?'' dedi.

Sağlıkta yapılanları da anlatan Çiçek, 245 yeni hastane açtıklarını ve
1503 sağlık tesisini tamamladıklarını hatırlattı.