2005-10-01 - 23:00
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis'in 22. Dönem 4. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla Meclis Tören Salonu'nda verdiği resepsiyonda, gazetecilerin Genel Kurul'da yaptığı konuşmasına ilişkin sorularını yanıtladı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, AB konusunda gelinen noktayla ilgili olarak, ''Biz vakar içerisinde bekliyoruz. Onların alacağı karara, ibret vesikası olarak bakacağız'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis'in 22. Dönem 4. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla Meclis Tören Salonu'nda resepsiyon verdi.
Resepsiyona, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı, yüksek yargı organlarının temsilcileri, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, devlet bakanları Ali Babacan, Beşir Atalay, Nimet Çubukçu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Saadet Partisi Genel Başkanvekili Recai Kutan, eski ve yeni milletvekilleri, yabancı misyon temsilcileri, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu katıldı.
Davetlileri karşılayan Arınç, TBMM'nin açılışının 85. yılı ve geçen yasama yılından görüntülerin içerdiği sinevizyon gösterisinin ardından kısa bir konuşma yaptı. TBMM'nin 22. Dönem 4. Yasama Yılı'na bugün başladığını hatırlatan Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in çok önemli bir konuşma yaptığını belirtti. Milletvekillerinin 4. Yasama Yılı'nda da geçen yıllarda olduğu gibi milletin yararına çalışmalar için gayret göstereceğini söyleyen Arınç, kendilerine başarılar diledi. Davetlilere katılımından dolayı teşekkür eden Arınç, ''Sizleri görmek bizi çok mutlu etti'' dedi.
Arınç, daha sonra salonda dolaşarak davetlilerle kısa süreli sohbet etti. Bülent Arınç, gazetecilerin, bugün Genel Kurul'da yaptığı konuşmaya ilişkin sorularını yanıtladı. AB sürecinde gelinen noktayla ilgili olarak AB üyesi ülkelerin parlamento başkanlarıyla görüşüp görüşmediği sorusuna karşılık Arınç, parlamento başkanları ile her zaman görüştüğünü, 3 Ekim Pazartesi günü Avusturya Meclis Başkanı'nın kendisini ziyaret edeceğini söyledi. Parlamentoların önemli konularda hükümetleri etkileyebildiğini kaydeden Arınç, son 2 yılda bunun çok yararını gördüklerini söyledi. Arınç, ''17 Aralık'ta müzakere tarihi alınmasında Hükümet kadar bu Meclis'in katkısı olmuştur'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Bugünkü konuşmanızda AB ile ilgili sözleriniz sertti. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından daha sertti. Bunu nasıl yorumlamak gerekir?'' demesi üzerine Arınç, Türkiye'nin güçlü ve büyük bir devlet olduğunu belirterek, ''Biz vakar içerisinde bekliyoruz. Onların alacağı karara, ibret vesikası olarak bakacağız'' diye konuştu.
Türkiye'nin kritik eşiği açtığını, AB konusunda alınacak karardan ekonomik olarak etkilenmeyeceğine dair sevindirici haberleri basında gördüğünü anlatan Arınç, bunun kendisini mutlu ettiğini vurguladı.
AB süreciyle ilgili olarak Arınç, ''Sınavdan başarıyla çıktık. Yenik olan biz değiliz. Yapmamız gerekeni fazlasıyla yaptık'' diyen Arınç, Türkiye'nin önüne başka gerekçeler öne sürmenin dürüst olmayacağını kaydetti. Arınç, ''Bu mesaj kime, iç kamuoyuna mı?'' sorusuna, ''İç, dış, yukarı, aşağı... Kim duyduysa, kim anlarsa duysun diye söyledik. Kendi kendimize konuşmak için söylemedik'' dedi.
Arınç, bazı milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasından ötürü kendisini tebrik etmesi üzerine, ''Biz görevimizi yaptık. Görevini yapması gerekenlerin ne yapacağını bekliyoruz şimdi. Yazı da gelse tura da gelse biz kazanacağız'' görüşünü ifade etti.
''NE KADAR GÜZEL...''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün ''Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı bizim hislerimize tercüman oldu'' dediğini hatırlatan bir gazetecinin bunu nasıl değerlendirdiği sorusuna Arınç, ''Bu değerlendirmeyi bana sormayın. Bundan ötesi geyik muhabbetti...
Beğenmişlerse ne kadar güzel bir şey. Takdir ediyor demektir. Keşke siz de böyle güzellikler yapsanız arada...'' dedi.
''MECLİS'İN KARARINA SAYGI DUYUYORUM''
Bir gazetecinin ''Hükümet, Ankara Anlaşması'na ilişkin ek protokolü hemen Meclis'e sevk edecekmiş. Buradaki süreç ne kadar sürer?'' şeklindeki sorusuna karşılık Arınç, şöyle konuştu:
''Sözleşmenin kanun haline gelebilmesi için Genel Kurul tarafından uygun bulunması lazım. Bu uygun bulunma konusu, Hükümet tarafından bir tasarıyla gönderilir. Önce Dışişleri Komisyonu'nda incelenir, bağlantısı varsa AB Uyum ve Anayasa Komisyonu'nda incelenir. Sonra Genel Kurul'a gelir. Oradan da salt çoğunlukla çıkar, nitelikli çoğunluk isteyen bir konu değil. Bu sürecin ne zaman başlayacağı ve biteceği Hükümet'in inisiyatifinde olan bir konu. Benim bir şey söylemem mümkün değil.''
Arınç, bir gazetecinin ''Ek protokolün onayı 1 Mart Tezkeresi benzeri bir tecrübe doğurur mu?'' sorusuna, ''1 Mart tecrübesi, BM Raporu'nda da yer aldı. çok önemli bir tecrübe oldu'' dedi.
Ek protokol konusunda sivil toplum örgütlerinin taleplerini içeren mektupları milletvekillerine gönderdiğini ve bunun oylamaya etkisi olup olmayacağını soran bir gazeteciye Arınç, şu karşılığı verdi:
''Milletvekillerimiz Anayasa'ya yemin etmiş kişilerdir. Vicdani kanaatleri vardır. Bir konuyu araştırırlar, duyarlar, hissederler, toplumla içli dışlı olurlar, sonra kararlarını verirler. Bireysel
olarak hangi milletvekili arkadaşımızın hangi istikamette oy kullanacağını önceden söylemek mümkün değildir. Milletvekilleri, adı üstünde milletin vekilleridir. Halkın hislerine, duygularına tercüman olmak gibi görevleri vardır. Bir taraftan da ülke çıkarlarını düşünürler, sonra bir karara varırlar. Ben her zaman olduğu gibi Meclisin kararına saygı duyuyorum, ne şekilde tecelli ederse etsin...''.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis'in 22. Dönem 4. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla Meclis Tören Salonu'nda resepsiyon verdi.
Resepsiyona, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı, yüksek yargı organlarının temsilcileri, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, devlet bakanları Ali Babacan, Beşir Atalay, Nimet Çubukçu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Saadet Partisi Genel Başkanvekili Recai Kutan, eski ve yeni milletvekilleri, yabancı misyon temsilcileri, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu katıldı.
Davetlileri karşılayan Arınç, TBMM'nin açılışının 85. yılı ve geçen yasama yılından görüntülerin içerdiği sinevizyon gösterisinin ardından kısa bir konuşma yaptı. TBMM'nin 22. Dönem 4. Yasama Yılı'na bugün başladığını hatırlatan Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in çok önemli bir konuşma yaptığını belirtti. Milletvekillerinin 4. Yasama Yılı'nda da geçen yıllarda olduğu gibi milletin yararına çalışmalar için gayret göstereceğini söyleyen Arınç, kendilerine başarılar diledi. Davetlilere katılımından dolayı teşekkür eden Arınç, ''Sizleri görmek bizi çok mutlu etti'' dedi.
Arınç, daha sonra salonda dolaşarak davetlilerle kısa süreli sohbet etti. Bülent Arınç, gazetecilerin, bugün Genel Kurul'da yaptığı konuşmaya ilişkin sorularını yanıtladı. AB sürecinde gelinen noktayla ilgili olarak AB üyesi ülkelerin parlamento başkanlarıyla görüşüp görüşmediği sorusuna karşılık Arınç, parlamento başkanları ile her zaman görüştüğünü, 3 Ekim Pazartesi günü Avusturya Meclis Başkanı'nın kendisini ziyaret edeceğini söyledi. Parlamentoların önemli konularda hükümetleri etkileyebildiğini kaydeden Arınç, son 2 yılda bunun çok yararını gördüklerini söyledi. Arınç, ''17 Aralık'ta müzakere tarihi alınmasında Hükümet kadar bu Meclis'in katkısı olmuştur'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Bugünkü konuşmanızda AB ile ilgili sözleriniz sertti. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından daha sertti. Bunu nasıl yorumlamak gerekir?'' demesi üzerine Arınç, Türkiye'nin güçlü ve büyük bir devlet olduğunu belirterek, ''Biz vakar içerisinde bekliyoruz. Onların alacağı karara, ibret vesikası olarak bakacağız'' diye konuştu.
Türkiye'nin kritik eşiği açtığını, AB konusunda alınacak karardan ekonomik olarak etkilenmeyeceğine dair sevindirici haberleri basında gördüğünü anlatan Arınç, bunun kendisini mutlu ettiğini vurguladı.
AB süreciyle ilgili olarak Arınç, ''Sınavdan başarıyla çıktık. Yenik olan biz değiliz. Yapmamız gerekeni fazlasıyla yaptık'' diyen Arınç, Türkiye'nin önüne başka gerekçeler öne sürmenin dürüst olmayacağını kaydetti. Arınç, ''Bu mesaj kime, iç kamuoyuna mı?'' sorusuna, ''İç, dış, yukarı, aşağı... Kim duyduysa, kim anlarsa duysun diye söyledik. Kendi kendimize konuşmak için söylemedik'' dedi.
Arınç, bazı milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasından ötürü kendisini tebrik etmesi üzerine, ''Biz görevimizi yaptık. Görevini yapması gerekenlerin ne yapacağını bekliyoruz şimdi. Yazı da gelse tura da gelse biz kazanacağız'' görüşünü ifade etti.
''NE KADAR GÜZEL...''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün ''Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı bizim hislerimize tercüman oldu'' dediğini hatırlatan bir gazetecinin bunu nasıl değerlendirdiği sorusuna Arınç, ''Bu değerlendirmeyi bana sormayın. Bundan ötesi geyik muhabbetti...
Beğenmişlerse ne kadar güzel bir şey. Takdir ediyor demektir. Keşke siz de böyle güzellikler yapsanız arada...'' dedi.
''MECLİS'İN KARARINA SAYGI DUYUYORUM''
Bir gazetecinin ''Hükümet, Ankara Anlaşması'na ilişkin ek protokolü hemen Meclis'e sevk edecekmiş. Buradaki süreç ne kadar sürer?'' şeklindeki sorusuna karşılık Arınç, şöyle konuştu:
''Sözleşmenin kanun haline gelebilmesi için Genel Kurul tarafından uygun bulunması lazım. Bu uygun bulunma konusu, Hükümet tarafından bir tasarıyla gönderilir. Önce Dışişleri Komisyonu'nda incelenir, bağlantısı varsa AB Uyum ve Anayasa Komisyonu'nda incelenir. Sonra Genel Kurul'a gelir. Oradan da salt çoğunlukla çıkar, nitelikli çoğunluk isteyen bir konu değil. Bu sürecin ne zaman başlayacağı ve biteceği Hükümet'in inisiyatifinde olan bir konu. Benim bir şey söylemem mümkün değil.''
Arınç, bir gazetecinin ''Ek protokolün onayı 1 Mart Tezkeresi benzeri bir tecrübe doğurur mu?'' sorusuna, ''1 Mart tecrübesi, BM Raporu'nda da yer aldı. çok önemli bir tecrübe oldu'' dedi.
Ek protokol konusunda sivil toplum örgütlerinin taleplerini içeren mektupları milletvekillerine gönderdiğini ve bunun oylamaya etkisi olup olmayacağını soran bir gazeteciye Arınç, şu karşılığı verdi:
''Milletvekillerimiz Anayasa'ya yemin etmiş kişilerdir. Vicdani kanaatleri vardır. Bir konuyu araştırırlar, duyarlar, hissederler, toplumla içli dışlı olurlar, sonra kararlarını verirler. Bireysel
olarak hangi milletvekili arkadaşımızın hangi istikamette oy kullanacağını önceden söylemek mümkün değildir. Milletvekilleri, adı üstünde milletin vekilleridir. Halkın hislerine, duygularına tercüman olmak gibi görevleri vardır. Bir taraftan da ülke çıkarlarını düşünürler, sonra bir karara varırlar. Ben her zaman olduğu gibi Meclisin kararına saygı duyuyorum, ne şekilde tecelli ederse etsin...''.
