2007-03-06 - 14:31
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, cumhurbaşkanı seçimi konusunda Anayasa Mahkemesi'ne gidilemeyeceğini ifade ederek,
açılacak bir davanın da reddedileceğini söyledi.
Kuzu, Yüksek Mahkemenin aksi bir karar vermesi durumunda, bu kararın
mahkemeyi ''siyasallaştıracağını'' ifade etti.
Burhan Kuzu, AK Parti grup toplantısından önce, gazetecilerin, Baykal'ın,
''Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. turunda Meclis üçte iki çoğunlukla toplanmazsa,
bunu Anayasa Mahkemesine götürebiliriz'' yönündeki açıklamasını hatırlatması
üzerine, bunun yeni bir konu olmadığını; bir kaç aydır tartışıldığını söyledi.
Kuzu, ''367 rakamı, bir karar nisabıdır (yeter sayı), toplantı nisabı
değildir. Toplantı nisabı sadece 184'tür Anayasa'da... Anayasa, 8-10 konuda bu
kuraldan karar nisabı olarak ayrılmış, diğerleri için kiminde 5'te 3, kiminde
2/3, kiminde 3/4 gibi karar nisapları öngörmüş. Dolayısıyla toplantı konusunda
farklı nisaplar ve toplantı kararları bizde yok. Bu bakımdan bunun tutar hiç bir
tarafı yok'' diye konuştu.
-''1980 ÖNCESİNDE 6 AY CUMHURBAŞKANI SEÇİLEMEDİ''-
1980 öncesinde günlerce süren turlara rağmen, 6 ay boyunca cumhurbaşkanı
seçilemediğini anımsatan Kuzu, şunları kaydetti:
''Çünkü toplanamıyor Meclis... O zaman, 226 kişiyle bile toplanamamış. 367
rakamını siz düşünebiliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, 'biz bu
yoldan vazgeçtik, kolaylaştırdık, arkasından 367 arayacaksın...' Bunun mantığını
bulmak mümkün değil.
O bakımdan burada 4 turlu bir süreç öngörmüş Anayasa. İlk iki turda 367
diyor, bulamazsan son 2 turda 276 demiş. Buna da bir yaptırım bağlamış, farkı da
o. Son turda seçemezsen seçime gidersin diyor. Dolayısıyla bu, kendi içinde
aslında seçime zorlamadır. Mutabakat yaparsın, yapmazsın o ayrı bir mesele. Yani
276'nın seçime zorlaması bir mutabakat aslında kendi içerisinde. Ama bu
mutabakat, illa 'zorunlu olarak bir araya geleceğiz' anlamında değil.
Bu konuda Anayasa Mahkemesine gidilemez, çünkü bu Meclis kararıdır. Gerçi
Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği kararlar var ama o kararlar bundan
farklıdır. O açıdan açılacak bir dava retle sonuçlanır, onu şimdiden söyleyeyim.
Anayasa Mahkemesi aksine bir karar verecek olursa bu, mahkemeyi
siyasallaştırır. Bunu açık açık söylüyorum. Bu, siyasi bir karar olur. Çünkü
bunun hiç bir tutar tarafı yok. Demirel'in, Özal'ın, Sezer'in cumhurbaşkanı
seçilmesinde bu sayı aranmamıştır; sorulmamış bile. 'Çoğunluğumuz var' diye
başlanmış. Derler ya, 'eski köye yeni adet çıkarmak'. Bu, böyle bir şeydir.
Sanırım bu, gözdağı vermedir, mutabakata zorlama şeklinde. Taktik savaşı gibi
zannediyorum. Ama bu tutmaz.''
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise aynı konudaki
görüşlerinin sorulması üzerine, ''Ciddiye almıyorum artık...'' dedi.
mahkemeyi ''siyasallaştıracağını'' ifade etti.
Burhan Kuzu, AK Parti grup toplantısından önce, gazetecilerin, Baykal'ın,
''Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. turunda Meclis üçte iki çoğunlukla toplanmazsa,
bunu Anayasa Mahkemesine götürebiliriz'' yönündeki açıklamasını hatırlatması
üzerine, bunun yeni bir konu olmadığını; bir kaç aydır tartışıldığını söyledi.
Kuzu, ''367 rakamı, bir karar nisabıdır (yeter sayı), toplantı nisabı
değildir. Toplantı nisabı sadece 184'tür Anayasa'da... Anayasa, 8-10 konuda bu
kuraldan karar nisabı olarak ayrılmış, diğerleri için kiminde 5'te 3, kiminde
2/3, kiminde 3/4 gibi karar nisapları öngörmüş. Dolayısıyla toplantı konusunda
farklı nisaplar ve toplantı kararları bizde yok. Bu bakımdan bunun tutar hiç bir
tarafı yok'' diye konuştu.
-''1980 ÖNCESİNDE 6 AY CUMHURBAŞKANI SEÇİLEMEDİ''-
1980 öncesinde günlerce süren turlara rağmen, 6 ay boyunca cumhurbaşkanı
seçilemediğini anımsatan Kuzu, şunları kaydetti:
''Çünkü toplanamıyor Meclis... O zaman, 226 kişiyle bile toplanamamış. 367
rakamını siz düşünebiliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, 'biz bu
yoldan vazgeçtik, kolaylaştırdık, arkasından 367 arayacaksın...' Bunun mantığını
bulmak mümkün değil.
O bakımdan burada 4 turlu bir süreç öngörmüş Anayasa. İlk iki turda 367
diyor, bulamazsan son 2 turda 276 demiş. Buna da bir yaptırım bağlamış, farkı da
o. Son turda seçemezsen seçime gidersin diyor. Dolayısıyla bu, kendi içinde
aslında seçime zorlamadır. Mutabakat yaparsın, yapmazsın o ayrı bir mesele. Yani
276'nın seçime zorlaması bir mutabakat aslında kendi içerisinde. Ama bu
mutabakat, illa 'zorunlu olarak bir araya geleceğiz' anlamında değil.
Bu konuda Anayasa Mahkemesine gidilemez, çünkü bu Meclis kararıdır. Gerçi
Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği kararlar var ama o kararlar bundan
farklıdır. O açıdan açılacak bir dava retle sonuçlanır, onu şimdiden söyleyeyim.
Anayasa Mahkemesi aksine bir karar verecek olursa bu, mahkemeyi
siyasallaştırır. Bunu açık açık söylüyorum. Bu, siyasi bir karar olur. Çünkü
bunun hiç bir tutar tarafı yok. Demirel'in, Özal'ın, Sezer'in cumhurbaşkanı
seçilmesinde bu sayı aranmamıştır; sorulmamış bile. 'Çoğunluğumuz var' diye
başlanmış. Derler ya, 'eski köye yeni adet çıkarmak'. Bu, böyle bir şeydir.
Sanırım bu, gözdağı vermedir, mutabakata zorlama şeklinde. Taktik savaşı gibi
zannediyorum. Ama bu tutmaz.''
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise aynı konudaki
görüşlerinin sorulması üzerine, ''Ciddiye almıyorum artık...'' dedi.
