2006-04-05 - 14:00
ANAVATAN GRUP TOPLANTISI...
Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu grup toplantısında yaptığı konuşmada, 'Kürt meselesinde, hükümetin bir politikası olmadığını'' öne sürerek, ''Diyarbakır'da bir türlü, Ankara'da başka türlü, Söğüt'te başka türlü konuşarak bu mesele çözülmez''dedi.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Kürt meselesinde,
hükümetin bir politikası olmadığını'' öne sürerek,
''Diyarbakır'da bir türlü, Ankara'da başka türlü, Söğüt'te
başka türlü konuşarak bu mesele çözülmez''dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Mumcu, Türkiye'nin
önündeki en büyük sorunun, bölücülük sorunu olduğunu söyledi.

Son günlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki bazı illerde
başlayan ve daha sonra batıya da yayılan terör eylemlerinin
arkasındaki niyetin, Türkiye'yi bölmek olduğunu ifade eden Mumcu, bu
durumun, Türkiye'nin en önemli ve en öncelikli meselesi olduğunu
kaydetti. Bu meseleye hiç kimsenin arkasını dönemeyeceğini söyleyen
Mumcu, meselenin, laf cambazlığıyla idare edilemeyeceğini belirtti.
Erkan Mumcu, meselenin büyümesiyle Türkiye'nin gelecek endişesinin
büyüyeceğine işaret etti.

-''SORUMLU, KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLAR DEĞİL''-

Konuya ilişkin tanımlamanın, ''Kürt sorunu'' şeklinde yapılmasının
yanlış ve tehlikeli olduğunu belirten Mumcu, milletin diğer bölümünün,
Kürt kökenli vatandaşları ''meselenin sorumlusu gibi görmeye
başladıklarını'' ifade etti. Mumcu, bu durumun Türkiye'nin başına
gelebilecek en büyük bela ve tehlike olduğuna dikkati çekerek, PKK'nın
hedefinin de vatandaşların kafasında ırkçılık duvarı örmek olduğunu
söyledi.

Mumcu, Kürt kökenli vatandaşların bu sorunun sebebi değil, mağduru
olduğunu; terörün bedelini ödediklerini ifade ederek, bu insanları
sorumlu görmenin, içine düşülebilecek en büyük yanılgı olacağını
kaydetti.

-HÜKÜMETE, İSTİSMAR SUÇLAMASI-

Sorunun çözümü için ciddiyete, samimiyete ve cesarete ihtiyaç
olduğunu anlatan Mumcu, şöyle konuştu:

''Ciddi politikanız olacak... Kürt meselesinde, hükümetin bir
politikası var mı? Bu hükümetin bir politikası olduğunu düşünen bir
Allah'ın kulu var mı? Hükümetin, bu meseledeki politikasını
anlayabilen bir Allah'ın kulu var mı? Yok... Çünkü bu hükümetin bir
politikası yok. 'Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar' misali,
Diyarbakır'da bir türlü, Ankara'da başka türlü, Söğüt'te başka türlü
konuşarak bu mesele çözülmez. Diyarbakır'da bir türlü, Ankara'da başka
türlü, Söğüt'e gidip bambaşka türlü konuşmak, bu meseleyi istismar
etmektir. Bu istismarın adı, kan ve gözyaşından beslenmekten başka bir
şey değildir. Samimi olmak lazım. Diyarbakır'da ne söylüyorsan,
Ankara'da, Söğüt'te aynı şeyi söyleyeceksin. Şimdi Ankara'da ne
söylüyorsam, 8'inde Adıyaman'a gidiyorum; Adıyaman'da da aynı şeyi
söyleyeceğim.

Çok anlama gelebilecek bir dille konuşmak, 'isteyen istediği gibi
anlasın' biçimindeki sözlerle konuşmak, böyle bir meselede vatana
ihanetten başka bir anlam taşımaz. Bu vatan, bizim mukaddesimizdir.
Anamız nasıl mukaddesimizse, vatanımız da öyle mukaddesimizdir. Onun
için bu partinin adı Anavatan Partisi'dir. Onun için bu mukaddesin,
siyasi istismarcıların oyuncağı olmasına seyirci kalamayız; seyirci
kalmayacağız. İstismarı yapan hükümet, diğer tarafında DTP, öteki
uçlarında başkaları var. Herkes bilsin ki böyle bir mesele karşısında
takınmamız gereken tavır, ne güvercin ne şahin tavrıdır. Takınmamız
gereken tavır, adam tavrıdır.''

Mumcu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin
terörle mücadele konusundaki politikasını eleştirdi. ''İstismarla
iktidara gelenler, istismarla iktidarda kalacağını zannediyor'' diyen
Mumcu, meselenin önceden bilindiğine dikkati çekti.

''Bölücülük tehlikesini, hükümetin kendisinin yarattığını'' öne
süren Erkan Mumcu, vatandaşların bir kısmını zenci, bir kısmını beyaz
gören anlayışın işbaşında olduğunu ileri sürdü. Terör örgütü PKK'nın
can çekiştiği bir dönemde yapılan seçimlerde Kürt kökenli
vatandaşların, Türkiye'nin birliği ve beraberliği için mevcut iktidara
oy verdiğini savunan Mumcu, şimdiye kadar sorunun çözülmediğini
belirtti.

-''MİLLET CENAZE NAMAZI KILMAKTAN BIKTI''-

Diyarbakır olaylarının görüşüldüğü dünkü Genel Kurul'da kendisinin
konuşmak için kürsüye çıkacağı zaman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Genel Kurul'dan ayrıldığını anımsatan Mumcu, ''Konuşmam sırasında,
kimisi gazete okuyor, kimisi laf atıyor, birisi de namaza gitmiş.
Yüzleşme cesareti olmadığı için kaçtı... Namaza gitmiş. Dinin, namazın
bu kadar istismar edilmesine artık bu millet seyirci kalamaz'' diye
konuştu.

''Başbakan namaza gitmiş, orada kendisine bir ilham geldi mi,
gelmedi mi bilmiyorum'' diyen Mumcu, devlet işini görürken, devletin
mumunu yakan ve işi bittikten sonra bu mumu söndürerek kendi mumunu
yakan Hazreti Ömer'in, Fırat kıyısında bir koyunun kuzusunu kaybetmesi
halinde sorumlu olduğunu anlattı.

Mumcu, ''Fırat ve Dicle kıyılarında analar, kuzularını
kaybediyorlar, hesap sorulacak adamlar namaza kaçıyor. Niye analar
kuzularını kaybetmeye devam ediyor. Niye sorunu çözmüyoruz. Namaza
kaçmak bir politika ise sizi tebrik ediyorum. Ama millet cenaze namazı
kılmaktan bıktı, usandı'' diye konuştu.

-''SİZDEN DUYMAK İSTEDİĞİMİZ SÖZ VAR''-

ANAVATAN lideri Mumcu, bin yıldır süregelen aile geleneğine devam
edilmesi gerektiğini belirterek, ''Kız alıp vermeye devam, hatır
sormaya devam, kardeşçe kucaklaşmaya devam...'' dedi.

Mumcu, şöyle devam etti:

''Suskun kalan Kürt kardeşlerime sesleniyorum; milletimizin sizden
duymak istediği söz var. Yüreğinizde düğümlenen o sözü artık
haykırmanızın zamanı gelmiştir; ''Türkiye bizim vatanımızdır, Türkiye
Cumhuriyeti bizim devletimizdir'' demenizi bekliyoruz.

Ey hükümet, Anayasa'nın görev verdiği devlet organları, muhalefet;
milli mesele karşısında akıl birliği, cesaret ortaya koyalım. Sorunu
çözüp tarihin çöplüğüne atalım. Türkiye'nin kaybedecek vakti yok.''