2007-01-11 - 13:00
ÇOCUK VE GENÇLERDEKİ ŞİDDETİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU...
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu,uyuşturucu veya fuhuş çetelerinin, çocukları kullandığını ifade ederek, ''Bizim kurumlarımızdan oraya gitmiyorlar; tam tersine, oralardan yakalandıkları için kurum bakımına alınıyorlar'' dedi.
Çocuk ve gençlerdeki şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Çubukçu'nun bilgisine
başvurdu.
Türkiye'deki aile yapısının son derece sağlam olduğunu ifade eden Çubukçu,
Türk toplumunun yüzde 96'sının aile çatısı altında yaşadığını söyledi.
Çubukçu, henüz çökmemiş ailenin, sorunlar karşısında çözüm mekanizması
üretebilen bir mekanizma olması gerektiğini belirtti. Çubukçu, buna rağmen
şiddetin öğrenildiği, kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerin de aile olduğunu
vurguladı.
Çocukların, şiddet, zorbalık ve istismar olgusuyla sadece okulda karşı
karşıya kalmadığını kaydeden Çubukçu, okul ve çevresinde görülen şiddetin,
toplumsal sisteme ayna tuttuğunu söyledi.
Çubukçu, evde, sokakta, stadyumda, trafikte görülen şiddetin, okulları da
içine alarak hayatın bütün alanını kuşattığını belirtti.
Ailedeki şiddetin, kuşaktan kuşağa sorun çözme aracı olarak görüldüğünü;
şiddetin öğrenilen ve aktarılan bir unsur olduğunu kaydeden Çubukçu, eğitimde
şiddetin ortadan kaldırılmasının önemine işaret etti.
Çubukçu, şiddeti doğuran temel nedenlerin okuldan çok, aile kurumunda ve
toplumsal ortamlarda hazırlandığını dile getirdi.
Bireylerin eğitim düzeyindeki artışa bağlı olarak, şiddet eğiliminin de
azaldığını vurgulayan Çubukçu, aile içinde şiddet, cinsel ve fiziksel istismarın,
çocukları sokağa itebildiğini söyledi. Çubukçu, her türlü tehlikeye rağmen,
sokağın cazip hale gelebildiğini de kaydetti.

-''ÇOCUKLARIN FUHŞA İTİLDİĞİ İDDİALARI''-

Kurumlardaki çocukların yüzde 81,6'sının, öğrenimleri sırasında hiçbir
disiplin cezası almadığını bildiren Çubukçu, kurumdaki 680 öğrenciden 314'ünün
üniversiteyi kazandığını kaydetti.
Bakan Çubukçu, ''kötü hikayelerin prim yaptığı bir ortamda, bu başarı
öykülerini yeterince yansıtamadıklarını'' ifade etti.
Çubukçu, Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi'ndeki olayın, ''çocuk
yurdunda tecavüz'' diye duyurulduğunu belirterek, bu çocukların, sokakta istismar
edildiği için burada olduğunu kaydetti.
''Kurum bakımındaki çocuklar fuhşa gidiyor'' yönündeki haberlere işaret eden
Çubukçu, bu çocukların, fuhuşta yakalandığı için tedbir ve koruma kararıyla kurum
bakımına alınan çocuklar olduğunu söyledi.
Çubukçu, yurt veya yuvalar gibi genel tanımlarla verilen haberlerin, zaten
toplumun zor kabul ettiği kurum bakımındaki çocukların, bu kabulünü daha da
güçleştirdiğini söyledi.

-''KAPILARI KİLİTLEYİP, HİZMET VERMİYORUZ''-

Koruma kararıyla kız yurtlarında yaşayan çocukların, kimsenin çocuğundan
farklı olmadığını belirten Çubukçu, şöyle devam etti:
''Ağır bir cinsel sömürüye, istismara maruz kalan çocuklar için ilk adım
istasyonlarında çalışmalar yürütüyoruz. Bu kurumların hiçbiri cezaevi değildir.
Kapalı infaz sistemindeki gibi, kapılarını kilitleyerek, onların sokağa çıkmasını
engelleyerek, hizmet vermiyoruz.''
Uyuşturucu veya fuhuş çetelerinin, çocukları kullandığını ifade eden
Çubukçu, ''Ama bu çocukların kullanıldıkları yerlerde, biz müdahale ediyoruz,
koruma altına alıp, mücadele veriyoruz. Bizim kurumlarımızdan oraya gitmiyorlar;
tam tersine, oralardan yakalandıkları için kurum bakımına alınıyorlar'' diye
konuştu.
Çubukçu, kendilerine set çeken, dışlayan topluma karşı, kurumdaki çocukların
çok sert tutum içinde olduğunu, mesafe koyduğunu ifade etti.
Kurumdaki çocuklara, ''Sizi fuhşa sürüklüyorlar mı?'' sorusunun, bütün
çıplaklığı ile sorulduğunu belirten Çubukçu, vatandaşların, karşılarındakinin
birer çocuk olduğunun farkına varmadığını söyledi.
Mesleklerinde çok başarılı olduğu halde, yurtta yetiştiğini söyleyemeyecek
durumda kişiler bulunduğunu belirten Çubukçu, ''Geçmişlerinde kara bir leke gibi,
kurumlarını damgalamak en büyük haksızlık olur'' dedi.

-SEVGİSİZ AİLE ORTAMI-

Devlet Bakanı Çubukçu, sevgisiz aile ortamında yetişen, ihmal ve istismar
ortamından gelen çocukların, düşük öz saygıya sahip, gelecek konusundaki
beklentileri az, çevre ve okula karşı ilgisiz, ilaç ya da alkol bağımlısı ve suça
itilmeye elverişli çocuklar olduğunu belirtti. Çubukçu, bugün ihmal ve istismara
uğrayan çocukların, yarın istismar ve ihmal eden bireye, anne-babaya dönüşme
ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çekti.
Toplumun temeli olan ailenin, aynı zamanda şiddetin de ilk yapı taşlarının
konulduğu yer olduğunu dile getiren Çubukçu, ''Aile kurumuna daha fazla
eğilmemiz, değişen koşullar altında dağılmaya yüz tutan aileye daha fazla destek
vermemiz ve güçlendirmemiz, şiddeti uzun vadede önlemek için atılması gereken ilk
adımdır'' diye konuştu.

EĞİTİM SEN'İN ARAŞTIRMASI....

Eğitim Sen, ortaöğretim kurumlarında karşılaşılan şiddet
olaylarına yönelik yaptığı araştırma sonuçlarını, Meclis Araştırma Komisyonuna sundu.
Eğitim Sen'in araştırmasına göre İstanbul'da her 3 okuldan, İzmir'de ise her 4 okuldan 1'i uyuşturucu ile tanıştı.
Türkiye genelinde yapılan, 250 okulda, 650 öğretmeni kapsayan araştırmaya
göre, son dönem içinde okulların yüzde 12'sinde uyuşturucu, yüzde 15'inde ise
keyif verici haplara rastlandı.
İstanbul, Ankara ve İzmir ile Akdeniz bölgesindeki okullarda, keyif verici
haplara rastlanma oranı daha yüksek. İstanbul'da her 3 okuldan biri, keyif verici
hap ile tanışmış durumda.
Liselerin yüzde 26'sında keyif verici hap görülürken, uyuşturucu maddeye
rastlanan okul oranı yüzde 12.
İstanbul'da her 3 okuldan, İzmir'de ise her 4 okuldan 1'inde uyuşturucu
görülüyor. Liselerde görülen okul oranı ise yüzde 21'lere ulaşıyor.

-SAÇ KESME CEZASI, SOPAYLA DOLAŞMA-

Araştırmaya göre, okulların yüzde 20'sinde saç kesme cezası görülüyor. Saç
kesme cezası İstanbul'da yüzde 33, Ankara'da yüzde 25, Anadolu liselerinde ise
yüzde 24'ünde uygulanıyor.
İdarecilerin yüzde 10'u, öğretmenlerin ise yüzde 18'i okulda sopayla
dolaşıyor. İdarecilerin sopayla dolaşması, endüstri meslek ve ticaret
liselerinde, diğer okullara oranla daha fazla görülüyor.

-DAYAK ATAN ÖĞRETMENLER-

Öğretmenlerin dayak atmasına, okulların yüzde 39'unda rastlanıyor.
2006 bahar eğitim-öğretim yılında, öğrencilerin yüzde 90,69 birbirine
küfretti, yüzde 88,18'i kavga etti, yüzde 88'i sigara kullandı veya bulundurdu.
Her 4 okuldan 3'ünde öğrencilere okul dışında sataşma, her 3 okuldan 1'inde
ise bıçaklı-silahlı kavga yaşandı.
Son dönem içinde bıçaklı-silahlı kavganın yaşandığı okul oranı yüzde 34,2.
Okulların yüzde 5'inde bu tür olaylar haftada bir veya daha sık görüldü.
İstanbul'da, okulların yüzde 50'sinde öğrenciler arasında bıçaklı kavga
meydana gelirken, bir yarı yıl içinde 2 okuldan 1'inde bıçaklı kavga yaşandı.

-KIZ ÖĞRENCİLERE LAF ATMA-

Okul içinde kız öğrencilere laf atma, rahatsız etme oranı yüzde 69,19, okul
dışından öğrencilere yönelik sözel sataşma ve tehdit yüzde 75,37, okul dışından
öğrencilere yönelik fiziki tehdit, saldırı yüzde 48,02 oranında görüldü.
Öğretmenlerin yüzde 56,37'si hakarete uğradı, yüzde 20,30'u öğrencilerin
fiziki tehdit ve saldırısına maruz kaldı, yüzde 15,74'ü meslek yaşamlarında
öğrenci veya öğrenci yakınları tarafından ciddi bir saldırı ile karşılaştı.