2007-04-09 - 14:19
DYP GENEL BAŞKANI AĞAR: ''367 TARTIŞMALARINI HUKUKU ZORLAMA OLARAK GÖRÜYORUZ. 184'ÜN YETERLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ. BİZ BU KONUNUN DIŞINDAYIZ''
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağar, Mecliste cumhurbaşkanı seçimi oylamalarına katılıp katılmama konusunda bir şey söylemenin erken olduğunu söyledi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, cumhurbaşkanı
seçimi sırasında, TBMM Genel Kurulunda toplantı yeter sayısıyla ilgili
tartışmaları değerlendirirken, ''367 tartışmalarını, hukuku zorlama olarak
görüyoruz. 184'ün yeterli olduğunu düşünüyoruz'' dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Ağar, Mecliste cumhurbaşkanı seçimi oylamalarına katılıp katılmama konusunda bir
şey söylemenin erken olduğunu söyledi.
Bu konuyu, günü geldiğinde arkadaşlarıyla değerlendireceklerini dile getiren
Ağar, şunları kaydetti:
''Bugün itibariyle bizim söylediğimiz; 367'yi, hukuku zorlama olarak
görüyoruz. 184'ün yeterli olduğunu düşünüyoruz. Başka görüşleri ortaya koyanlara
da saygı duyuyoruz. Bunlar tartışılacaktır. Bu anlamda tartışmalar olacaktır.
Ortada aday yoktur. Sadece mesele, bir oyalama çerçevesine oturtulmuştur. Biz bu
konunun dışındayız.''

-''İTTİFAK OLMAZ, BAŞKA BİR ŞEY OLUR...''-

Ağar, Anavatan Partisi ile bir ittifak olup olmadığına ilişkin soru üzerine,
bugün dış politikayla ilgili basın toplantısı düzenlediğini, bu konuda 1-2 gün
sonra görüş açıklayabileceğini ifade etti.
Bu konuda bir olumsuzluğun söz konusu olmadığını ve siyaseti olumlu yönde
yaptıklarını kaydeden Ağar, gazetecilerin, ''Ülkenin geleceği açısından ittifak
yapar mısınız?'' sorusu üzerine, ''İttifak olmaz, başka bir şey olur. Detaylarını
başka zaman konuşuruz'' dedi.

BARZANİ'NİN SÖZLERİ

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Irak Kürdistan
Demokratik Partisi Lideri Mesut Barzani'nin açıklamalarına isim vermeden tepki
göstererek, ''Herkes, haddini ve hakkını bilmek zorundadır. Kimse, Türkiye'nin
gücünü sınamaya kalkmasın'' dedi.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Ağar, Bingöl'de teröristlerle çıkan
çatışmalarda şehit olan askerlere rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı
diledi.
Terörsüz günlere kavuşma konusundaki kararlılıklarının ne kadar haklı
olduğunun görüldüğünü vurgulayan Ağar, ''Gerek terör, gerekse dış politikayı dışa
havale eden bir hükümetin, Türkiye'ye nelere mal olduğu görüldü'' dedi.
Ağar, Türkiye'yi yakından ilgilendiren konuların sahipsiz olduğunu
savunarak, ''İktidarın, kendi yazdığı senaryolarla cumhurbaşkanı seçimine
kilitlenmesi, ülkenin geleceği açısından önemli sıkıntıları da beraberinde
getiriyor'' dedi.
Hükümetin Başbakanı ve Dışişleri Bakanının kendi konularıyla ilintili
olduğunu, dışarıda Türkiye'yi rahatsız eden gelişmelere karşı bir tepkisizlik
görüldüğünü belirten Ağar, ortaya çıkan zafiyetin, Türkiye'nin değil, doğrudan
doğruya Hükümetin olduğunu söyledi.

-IRAK İLE İLGİLİ TOPLANTI-

Mehmet Ağar, kısa süre önce Irak'a komşu ülkeler toplantısının Türkiye'de
yapılacağının açıklandığına, ancak toplantının Mısır'a alındığına dikkati
çekerek, şunları kaydetti:
''Bunun, Türkiye açısından fevkalade önemli olduğunu görmek lazım. Ülkede
zafiyet devam ederken, periyodik hale getirilen Türkiye'ye yönelik bir takım
münasebetsiz, densiz beyanlar oluyor. Türkiye'de il ismi telaffuz edilerek,
Türkiye'nin iç işlerine müdahaleye ve Türkiye'nin vatandaşlarının kaderi üzerinde
söz söylemeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşların kaderini, ülkenin müşterek iradesi
tayin eder. Bu bölgedeki coğrafyanın kaderinin hakim olacağı yegane başkent,
Ankara'dır. Bunu kavrayamayan Hükümet, bu sözleri Türkiye'ye muhatap etmektedir.
Bunların kabulü söz konusu olamaz. Herkes haddini ve hakkını bilmek zorundadır.
Türkiye, bu ülkede istikrar, güvenlik ve refah üretmek için gayret etmektedir.
Herkes, Türkiye'nin dostluğunun ne anlama geldiğini bilmek zorundadır.''

-HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİ-

Türkiye'nin iç işlerine ilişkin kimsenin söz söyleyemeyeceğini vurgulayan
Ağar, şunları kaydetti:
''Bu cesaret, Türkiye'deki hükümetin iradesinden kaynaklanıyor. Kimse,
Türkiye'nin gücünü sınamaya kalkmamalıdır. Bölgenin en güçlü silahlı kuvvetlerine
ve müşterek vatanda bölünmez bütünlük içinde yaşayan milletine sahip olan bir
ülke vardır. Türkiye'de yaşayan insanlar, kaderini bu topraklara bağlamıştır. O
insanların geleceği üzerinde söz etme hakkı, Türkiye dışında yaşayan kimseye ait
olamaz.''

-''SEL GİDER, KUM KALIR''-

Mehmet Ağar, Hükümetin zafiyetinin, bu tür açıklama yapma cesaretini
birilerine verebileceğini öne sürerek, ''Ancak bilinmelidir ki sel gidecektir,
kum kalacaktır. Bu topraklardaki kumun en iri tanesi Türkiye...'' diye konuştu.
''Hükümetin varlığından kaynaklanan zafiyetin'' kimseyi yanlış hesaplar
içine girme rahatlığına sokamayacağını vurgulayan Ağar, ''Hükümete tavsiyemiz,
kendi çizdikleri iç politikanın labirentlerinde dolaşacaklarına, kafalarını
kaldırıp, etrafımızda neler olduğuna baksınlar ve bu meselelere tepki
göstersinler'' dedi.
Ağar, Hükümetin yapabildiği tek şeyin, bu tür konuları başka devletlere
şikayet etmek olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
''Türkiye, bir mızmız çocuk edası içinde politika üretemez. Kendi gücünü,
kendi varlığını ve bugüne kadar ortaya koyduğu güçlü iradeyi, kendi diliyle ifade
etmelidir. Millet bu gerçeği biliyor. Milletin sabrı, milletin varacağı yol,
seçim sandığına kadardır. Seçim sandığı, bütün bu zorlukları aşacaktır.''

-''ÖN ALACAK BİR HÜKÜMET İRADESİNE İHTİYAÇ VAR''-

Mehmet Ağar, son günlerde artan terör olayları ile Barzani'nin
açıklamalarının üst üste gelmesinin bir tesadüf olup olmadığının sorulması
üzerine, Türkiye'deki her hükümetin birinci gündem maddesinin, terör olması
gerektiğini söyledi. Ağar, Hükümet 4,5 yılda terör konusunda adım atar gibi
gözüktüğünü, ama atamadığını öne sürdü.
Barzani'nin açıklamalarına paralel olarak eski ABD Genelkurmay Başkanının
sözlerinin hatırlatılması üzerine Ağar, şöyle devam etti.
''Beyanat, fevkalade münasebetsiz olmuştur. TSK ile müşterek mesaide
bulunmuş eski bir komutanın siyasi içeriği olan beyanatının, kabul edilebilir
hiçbir yanı yok. Türkiye'de öyle bir hükümet olmalıdır ki hiç kimse Türkiye'yi
rencide edici bir beyan verme rahatlığında olmamalıdır. Ön alacak bir hükümet
iradesine ihtiyaç var. Testi kırıldıktan sonra olmaz, testiyi kırdırmamak
lazım.''