2023-11-22 - 13:55
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞININ 2024 YILI BÜTÇESİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Aile yapısının ve değerlerinin güçlendirilmesi, ailenin risk ve tehditlerden korunması, aile bireylerinin psikososyal durumlarının iyileştirilmesine ilişkin politikalarımıza yön verecek Aile Enstitüsü ve Bilim Kurulu'nu kuracağız." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, bugün devlet olarak Gazze'ye insani yardımları ulaştırmak için ellerinden gelen tüm çabayı ve gayreti gösterdiklerini söyledi.

Bu kapsamda Filistinli çocukların Türkiye'ye getirilerek, bu haksız saldırıların açtığı yaraların sarılacağını belirten Göktaş, Türkiye'nin dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlara uzatılan şefkat eli olmaya devam edeceğini vurguladı.

Geçmişte bir benzeri daha görülmemiş büyük bir yıkımın 6 Şubat'ta yaşandığını hatırlatan Göktaş, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini, yaşamını yitirenler arasında 46 Bakanlık çalışanının da bulunduğunu anlattı.

Devlet olarak depremin ilk anından itibaren tüm imkanları seferber ettiklerini vurgulayan Göktaş, şöyle devam etti:

"Merkez ve taşra teşkilatlarımızla depremden etkilenen kardeşlerimizin yardımına koştuk. Depremin ilk gününde korumamız altında olan engelli, yaşlı, çocuk ve kadınlardan oluşan 2 bin 610 kişiyi güvenli bölgelerdeki kuruluşlara yerleştirdik. 1300 kişilik Afet Acil Sosyal Yardım ekibini ivedi bir şekilde bölgeye yönlendirdik. Vatandaşlarımızın acil ihtiyaçları için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına 1,8 milyar lira gönderdik. Ulusal ve uluslararası 88 ayni bağış deposu kurduk. 206'sı deprem bölgesinde olmak üzere 300 sosyal market kurduk. 14 Mobil Sosyal Market Tırı'nı faaliyete geçirdik. Kadınlar ve bebekler için 27 giyim ve bebek bakım ünitesi kurduk. Ayni bağışlar için hava araçlarıyla 487 sefer tertip ettik. 32 binden fazla yardım tırını ayni yardım depolarına yönlendirdik. Ekiplerimizle hastanelerde, çadırlarda, vatandaşlarımızın yaşadığı tüm alanlarda depremden etkilenenlerle görüştük, ihtiyaçlarını tespit ettik."

- "1912 çocuğa Türk milleti adına biz sahip çıktık"

Göktaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil Türkiye'nin dört bir yanında bulunan depremden etkilenenlerle yüz yüze, 7 gün 24 saat kesintisiz psikososyal destek faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, bu kapsamda 3,9 milyon kişiye ulaştıklarını söyledi.

Afet alanında ihtiyaç duyulan malzemelerin lojistik planlamasını yaptıklarını ve teminini sağladıklarını anlatan Göktaş, rehabilitasyon amacıyla "Kadın Kooperatifleri İş Atölyesi" adıyla sosyal alanlar oluşturduklarını ifade etti.

Çocuklar için tüm kurumlarla sıkı bir çalışma yürüttüklerinin altını çizen Göktaş, "Çocuklarla ilgili talep ve bildirimlerin alındığı 7 gün 24 saat hizmet veren bir çağrı merkezi kurduk. Tüm bilgileri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaştık. Deprem nedeniyle ailesinden ayrı düşmüş veya refakatçisi olmayan 1912 çocuğa Türk milleti adına biz sahip çıktık. Hızlı bir koordinasyonla çocukların kimliklendirme çalışmalarını tamamladık. Bu kapsamda 1866 çocuğu ailesine veya aile yakınlarına teslim ettik. 5 çocuğu aile odaklı hizmetlerden faydalandırdık. Tedavisi devam eden 2 çocuğun durumlarını takip ediyoruz. 24 çocuğu Bakanlık olarak bakım ve koruma altına aldık. 15 çocuk ise maalesef vefat etmiştir." diye konuştu.

Ekim ayında çocukların güvenli ve huzurlu bir ortamda yetişmeleri için Adıyaman ve Hatay'da yeni çocuk evleri sitelerinin temellerini attıklarını dile getiren Göktaş, bu yeni yaşam merkezlerinin yeşil alanları, oyun ve spor sahalarıyla çocuklara sıcak bir yuva olacağını söyledi.

Göktaş, STK'lerle işbirliği içinde kadınlar ve çocuklar için çeşitli faaliyet ve etkinliklerin düzenlendiği merkezler açtıklarını hatırlatarak, diğer yandan depremden etkilenen engelli vatandaşlar için 120 işaret dili tercümanının sahada canla başla çalıştığını ifade etti.

Engelliler için 6 mola evini hizmete açtıklarını aktaran Göktaş, sahada hala aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.

- "Ailenin Güçlenmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nı 2024'ün başında milletimizle paylaşacağız"

Bakan Göktaş, Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek güçlü nesillerin yetişeceği aile yapısının ve değerlerinin korunması ve güçlendirilmesi için güçlü politikalar hayata geçirdiklerini belirtti.

Kadınların hayatın tüm alanlarında fırsat ve imkanlardan eşit bir şekilde faydalanması için çalışmaları kararlılıkla sürdürdüklerinin altını çizen Göktaş, ihtiyaç sahiplerine sosyal hizmet ve yardımların etkin bir hizmet ağıyla adil bir şekilde ulaştırılmasını sağladıklarını, 12. Kalkınma Planı'nda yer alan "Nitelikli İnsan, Güçlü Aile, Sağlıklı Toplum" hedefinin bu anlayışın somut bir göstergesi olduğunu aktardı.

Merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatları, sosyal hizmet kuruluşları ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarıyla vatandaşlara hizmetleri ulaştırdıklarına işaret eden Göktaş, 66 bin 386 personelle millete hizmet etmeyi sürdürdüklerini vurguladı.

Toplumun temeli olan aileyi güçlü kılmak için tüm paydaşların katkılarıyla 81 ilde "Aile Çalıştayları" gerçekleştirdiklerini hatırlatan Göktaş, bu çalışmaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenledikleri "8. Aile Şurası"yla taçlandırdıklarını dile getirdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şura kararlarımızı destekleyecek 'Ailenin Güçlenmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nı 2024'ün başında milletimizle paylaşacağız. Bu planla aile bağlamında kalkınma, çevre, iklim ve dijitalleşme gibi konularda Türkiye'nin dört bir yanında farkındalık artırıcı çalışmalar yapacağız. Aile yapısının ve değerlerinin güçlendirilmesi, ailenin risk ve tehditlerden korunması, aile bireylerinin psikososyal durumlarının iyileştirilmesine ilişkin politikalarımıza yön verecek Aile Enstitüsü ve Bilim Kurulu'nu kuracağız. Enstitü ile Bakanlığımız politikalarına yön verecek akademik çalışmalar gerçekleştirecek ve personelimizin mesleki bilgi ve becerilerini artıracak nitelikli eğitim programları oluşturacağız. Bilim Kurulu ile Bakanlığımız çalışma alanlarına ilişkin veri temelli, bilimsel ve bütüncül bir perspektifle daha güçlü politikaların hayata geçmesini sağlayacağız. Yeni dönemde Türk devletleriyle aile odaklı hizmet, eğitim, araştırma ve psikososyal destek alanlarında işbirlikleri geliştireceğimiz önemli bir süreci başlattık. Bu kapsamda yapacağımız Türk Dünyası Aile Bakanları Zirvesi ve Türk Dünyası Aile Çalıştayı için çalışıyoruz."

- "KKTC'de Sosyal Hizmet Merkezi açacağız"

Göktaş, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Programı'na ayırdıkları bütçenin aileye verdikleri önemin somut bir göstergesi olduğunu belirterek, "Programa 2023'te 3,8 milyar bütçe ayırmışken, yüzde 208 oranında bir artışla 2024'te 11,9 milyar lira ödenek tahsis ettik." dedi.

Türkiye'nin dört bir yanında açtıkları 410 Sosyal Hizmet Merkezi ile vatandaşların tek bir noktadan sosyal hizmetlere erişimini sağladıklarını aktaran Göktaş, sosyal hizmetlere erişimi kolaylaştırmak için merkezleri Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaygınlaştıracaklarını söyledi.

"2024 yılı içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de bir Sosyal Hizmet Merkezi açacağımızın müjdesini paylaşmak isterim." diyen Göktaş, politikaların güçlü bir uygulaması olan "Aile Sosyal Destek Programı" ile ihtiyaçları sahada tespit ettiklerini dile getirdi.

Kırmızı Yelekli kahramanlarla, hizmetleri kişiye özel hale getirerek, rehberlik ve önleyici tedbir faaliyetleri yürüttüklerini belirten Göktaş, şu ifadeleri kullandı:

"2017'den bu yana toplam 6,9 milyon haneye misafir olduk. Sadece bu yıl deprem bölgesi dışında 4 bin 786 ASDEP görevlimizle 1,3 milyon haneye ulaştık. Aile içi iletişimi geliştirmek amacıyla başlattığımız Aile Danışmanlığı hizmetiyle 109 bin kişiye hizmet sunduk. Evlilik Öncesi Eğitim Programı'mızla 1,6 milyon gencimize, Aile Eğitim Programı'mızla 3,8 milyon kişiye eğitim verdik. Petrol, doğal gaz ve maden gelirleriyle kurulan Aile ve Gençlik Fonu ile yeni evlilikleri teşvik ederek gençlerimize destek olacağız. Ayrıca fon aracılığıyla gençlerin girişimlerine, gelişimlerine ve sosyal risklerden koruması projelerine de destek olacağız. Fonun kurulmasına dair kanun teklifi komisyonda kabul edildi. Genel Kurul'da ise görüşmeleri devam ediyor. Kanun teklifinin Meclis'imizden geçmesinin hemen ardından 2024'ün ilk yarısında pilot uygulamalarını deprem bölgesinden başlatacağız. 150 bin liralık desteği 48 ay vadeli, 2 yılı geri ödemesiz olacak şekilde gençlerimizin istifadesine sunacağız."

- "Mahalle Odaklı Kreş modelini başlatıyoruz"

Bakan Göktaş, Türkiye Yeşilay Cemiyetiyle işbirliğinde, gençleri ve aileyi tehdit eden madde bağımlılığıyla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizdi.

Çocukların milli değerlere sahip, kendine güvenen, eğitimli ve sağlıklı birer fert olarak yetişmeleri için tüm gayretleriyle çalıştıklarını vurgulayan Göktaş, bu kapsamda çocukların sağlıklı gelişimi ve ebeveyn becerilerinin desteklenmesi için eğitim programları düzenlediklerini söyledi.

Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması programına bu yıl ayırdıkları bütçenin 14 milyar lira olduğunu hatırlatan Göktaş, 2024'te yüzde 90 oranında bir artışla bu programa 26,5 milyar lira ödenek tahsis ettiklerini aktardı.

Göktaş, 0-3 yaş dönemi çocuklara bakım ve eğitim hizmeti veren kurumların sayısını artıracak çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, "Bu kapsamda 'Mahalle Odaklı Kreş modelini başlatıyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında yaygınlaştıracağımız bu modelle özellikle kadınların ev veya iş hayatı arasında bir tercih yapmak zorunda olmalarının önüne geçmeyi hedefliyoruz." bilgisini verdi.

"Sosyal ve Ekonomik Destek" programıyla 164 bin çocuğu ailelerinin yanında ve sosyal çevresinden koparmadan takip ettiklerini anlatan Göktaş, psikososyal destek ihtiyacı olanlara sosyal hizmet, maddi zorluk yaşayan ailelere de aylık 3 bin 571 lira maddi destek sağladıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen "Gönül Elçileri Projesi" ile ailelerinden ayrı düşmüş çocukların sevgi ve şefkatle büyüdüğünü dile getiren Göktaş, koruyucu aile yanında kalan çocuk sayısını 2023 yılı itibarıyla 9 bin 535'e çıkardıklarını, her bir çocuk için 5 bin 705 lira destek sağladıklarını söyledi.

Koruyucu aile sisteminin güçlendirilmesi, uzman ve geçici koruyucu aile programının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaları sürdürdüklerini aktaran Göktaş, evlat edinme hizmetiyle sadece bu yıl 494 çocuğun sıcak bir yuvaya kavuştuğunu, böylece 19 bin 441 çocuğun aile şefkatiyle büyümesini sağladıklarını anlattı.

- "Bugün itibarıyla devlet korumasındaki 61 bin 480 gencimizin kamuda istihdamını sağladık"

Bakan Göktaş, çocuk bakım kuruluşlarında büyük bir hizmet dönüşümü gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bugün 14 bin 464 çocuğun 1185 çocuk evi, 116 çocuk evleri sitesi ve 64 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde aile ortamında büyümelerini sağladıklarını aktaran Göktaş, bunlar arasında bulunan 2 bin 828 engelli çocuğa özel koruma ve bakım hizmeti verdiklerini dile getirdi.

Şu an kuruluşlarda kalan ve en az bir spor dalıyla uğraşan 5 bin 517 çocuk bulunduğunu belirten Göktaş, 20'si milli, 1557'si lisanslı ve 3 bin 960'ı amatör olan sporcu çocuklarla gurur duyduklarını ifade etti.

Mayıs ayında gerçekleşen Okullar Avrupa Satranç Şampiyonası'nda bir sporcunun gümüş madalya kazandığını hatırlatan Göktaş, ulusal müsabakalarda ise farklı branşlarda 175 derece elde edildiği bilgisini verdi.

Sporun yanı sıra kültür, sanat, teknoloji ve bilişim alanlarına merakı olan çocukları desteklediklerine işaret eden Göktaş, ayrıca çocukların mesleki gelişimlerine katkı sunmak için özel staj programları hazırladıklarını söyledi.

Göktaş, bugün itibarıyla devlet korumasındaki 61 bin 480 gencin kamuda istihdam edilmesini sağladıklarını belirterek, gençlerin özel sektörde istihdam edilmesini de teşvik ettiklerini, bu kapsamda işe girişlerinden itibaren beş yıl boyunca gençlerin SGK primlerinin tamamını Bakanlık olarak ödediklerini dile getirdi.

- "RTÜK ile 'Çocukların Dijital Mahremiyetine Yönelik' çalışmalarımızı başlattık"

Bakan Göktaş, gündüzlü çocuk hizmet birimi olan Çocuk Yaşam Merkezi'nin pilot uygulamasını geçen yıl Bursa'da faaliyete geçirdiklerini hatırlatarak, bu yıl da Kahramanmaraş ve Hatay'da hizmete açtıkları Çocuk Yaşam Merkezlerini yaygınlaştırmak için çalışmalara devam ettiklerini bildirdi.

Çocuk katılımında dünyada örnek olan Çocuk Hakları Komitelerini kurduklarını hatırlatan Göktaş, komite üyesi olan 880'i engelli 41 bin 209 çocuğun çocuk haklarına yönelik çalışmalarda aktif bir şekilde görev aldığını söyledi.

Göktaş, çocukların, haklarıyla birlikte sorumluluklarının da farkında olacağı politikalar oluşturduklarını belirterek, bu kapsamda bu yıl nisan ayında ilk Çocuk Şurası'nı yaptıklarını, 24. Çocuk Forumu'nun da bu hedefi gerçekleştirmede önemli bir aşama olduğunu dile getirdi.

"Çocuklar Güvende" ekiplerinin sayısının 382'yi bulduğuna işaret eden Göktaş, "Ekiplerimizle okulları ziyaret ediyor, çocukları karşılaşabilecekleri tehlikelerden uzak tutmaya gayret ediyoruz. Çocuklarımızın zarar görebileceği içerikleri yakından takip ettik. Bunun yanı sıra dijital zorbalığı önleyici eğitimler düzenliyoruz. İnsanı koruyan her şeyin ailenin ve toplumun kimliğini koruduğu inancıyla RTÜK ile 'Çocukların Dijital Mahremiyetine Yönelik' çalışmalarımızı başlattık." diye konuştu.

Bakan Göktaş, yetimleri unutmadıklarını belirterek, Türkiye'de sayısı 352 bini bulan öksüz ve yetim çocuğa sosyal hizmetler ve yardımları ulaştırdıklarını söyledi.

Son iki yılda 31 bin 687 çocuğu ve ailesini bizzat ziyaret ederek ihtiyaçlarını yerinde tespit ettiklerini aktaran Göktaş, şöyle devam etti:

"Ailesinden ayrı düşmüş, yabancı uyruklu çocuklara psikososyal destek sağlıyoruz. Kolluk birimlerinden teslim alınan bu çocukları uzman ekiplerimiz gözetiminde kuruluşlarımızda misafir ediyoruz. Bu kapsamda ülkemizde yaşayan 385 binden fazla yabancı uyruklu çocuğa ulaşarak sosyal uyum hizmeti sunduk. Engelli kardeşlerimiz için eğitim, bakım, rehabilitasyon, istihdam ve erişilebilirlik başta olmak üzere her alanda önemli politikalar hayata geçirdik. Bu yıl Engellilerin Toplumsal Hayata Katılımı ve Özel Eğitim Programı'na yüzde 71 artış oranıyla 72,3 milyar lira bütçe ayırdık. 2002'den bu yana 68 bin 108 engelli vatandaşımızı kendileri için uygun olan kadrolara atadık. Bu yıl şubat ayında 2 bin 323 engelli vatandaşımızın atamalarını gerçekleştirmiştik. Bu vesileyle kısa bir süre içerisinde yeni engelli atamalarının yapılacağının müjdesini de sizlerle ve milletimizle paylaşmak isterim."

- "Uzun Süreli Bakım Güvence Sistemi'ni hayata geçireceğiz"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çalışma ortamlarını engellilerin ihtiyaçlarına göre düzenleyen korumalı iş yerlerine kaynak aktardıklarını anlattı.

Engelli vatandaşların aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını öncelediklerine dikkati çeken Göktaş, şu bilgileri paylaştı:

"Ailelerine aylık 5 bin 97 liralık evde bakım yardımı yapıyoruz. Bugün bu hizmetten 562 bin 267 kişi faydalanıyor. Bu kapsamda 2006 yılından bugüne kadar 110,5 milyar liralık ödeme gerçekleştirdik. Özel bakıma ihtiyacı olan 7 bin 49 engelli için 107 Bakım ve Rehabilitasyon Merkezimizde gece gündüz demeden hizmet veriyoruz. 310 Özel Bakım Merkezi, 136 Gündüzlü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi ve 149 Umut Evi ile engelli vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Bunun yanı sıra engelli ailelerinin kendilerine vakit ayırmalarına imkan sağlamak için yatılı kuruluşlarımızda misafir bakım hizmeti sunuyoruz. Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu ile engelli haklarının korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Kurul, bu yıl teknik bir çalıştay gerçekleştirdi. Çalıştaydan elde ettiğimiz sonuçlar doğrultusunda ülkemizin koşullarına uygun Uzun Süreli Bakım Güvence Sistemi'ni hayata geçireceğiz."

Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma Programı'na yüzde 102 artış oranıyla 2024'te 8,5 milyar lira bütçe ayırdıklarını anlatan Göktaş, bu kapsamda 10 gün önce Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'ni hizmete sunduklarını anımsattı.

Göktaş, 168 huzurevinde 14 bin 637 yaşlıya bakım hizmetini yatılı olarak sunduklarını ifade ederek, 13 bin 312 yaşlıya da özel kuruluşlarca işletilen 268 huzurevinde bakım hizmeti sağladıklarını dile getirdi.

2016'da başlattıkları Yaşlı Destek Programı'yla yaşlıların temel bakımlarını evlerinde yaptıklarını söyleyen Göktaş, belediyelere proje bazlı kaynak aktardıkları programla 87 bin 479 hanede, 128 bin 148 yaşlıya hizmet götürdüklerini kaydetti.

- Şehir içi toplu taşımada 1,9 milyar liralık ödeme

Engelli ve yaşlıların şehir içi toplu taşımadan ücretsiz yararlanmalarını sağladıklarını belirten Göktaş, "Bu kapsamda 2015 yılından bugüne kadar 1,9 milyar lira ödeme yaptık. Araç başına yaptığımız ödemeyi bu yıl yüzde 100'den fazla artırdık." dedi.

Mahinur Özdemir Göktaş, TÜİK ile Yaşlı Profili Araştırması yaptıklarını ifade ederek, yaşlılara yönelik politikaların seyrini belirleyecek bu araştırmanın ön sonuçlarını 2024'ün Mart ayında kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı.

Yaşlı ve engelliler için yürütülen çalışmaların kapsamını daha da genişlettiklerini anlatan Göktaş, "Yeni dönemde hizmetlerimizin önem ve yoğunluğunu göz önüne alarak, bu alanı iki müstakil genel müdürlük olarak yeniden düzenleyip çalışmaları daha spesifik hale getireceğiz." diye konuştu.

Göktaş, kadının Türk medeniyetinde her daim saygın bir yeri olduğunu vurgulayarak, genel istihdam oranı yüzde 12 artarken, kadın istihdamının yüzde 25 oranında artırıldığına dikkati çekti.

İŞKUR eğitimleri, KOSGEB ve KOBİ destekleriyle kadınlara yeni iş imkanları sağladıklarını dile getiren Göktaş, KOBİ sahibi ve esnaf kadın girişimcilerin sosyo-ekonomik konumlarını güçlendirerek, ihracatta daha fazla yer almalarını sağlayacaklarını ve kadın girişimciliğini daha da yaygınlaştıracaklarını söyledi.

- "1008 yeni kadın kooperatifinin kurulmasını sağladık"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, iki bakanlıkla yürüttükleri çalışmalarla 1008 yeni kadın kooperatifinin kurulmasını sağladıklarını belirterek, Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi ile 7 bin 114 kadına ürün geliştirme ve gıda güvenliği konularında danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiklerini kaydetti.

Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi ile 11 ilde kadınların ihtiyaçlarına göre eğitim ve danışmanlık faaliyetleri yürüttüklerini bildiren Göktaş, genç kadınların Türkiye'nin her yerinde iş, staj, eğitim ve girişim desteğine ulaşmalarına destek olduklarını söyledi. Göktaş, Türkiye'de Kadın-Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçeleme Projesi ile kadın ve erkeklerin farklı öncelik ve ihtiyaçlarını gözeten bir bakış açısını planlama ve bütçelemenin tüm aşamalarına yansıtmayı hedeflediklerini belirtti.

Kadınların şiddetle karşı karşıya kalmasının hukuken de vicdanen de ahlaken de asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Göktaş, bu alandaki mücadeleyi sıfır tolerans ilkesiyle ve büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceklerini ifade etti.

- "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi birkaç gün içinde yayımlanacak"

Mahinur Özdemir Göktaş, Kadının Güçlenmesi Programı'na ayırdıkları bütçeyi 2024 yılı için yüzde 165 oranında artırdıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyada eşi benzeri az bulunan bir hukuki düzenlemeye sahibiz. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı ile 2024 yılı faaliyet planımızı bu hafta sonu kamuoyuyla paylaşacağız. Kadının Güçlenmesi 2. Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile eğitim, sağlık, ekonomi, liderlik ve karar alma mekanizmalarına katılım, çevre ve iklim değişikliği konularında temel politikalarımızı güçlendireceğiz. Şiddetle mücadele politikalarımız için önemli bir kaynak olacak Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'nın üçüncüsünü 2024 yılının ilk yarısında yapacağız. Mevcut koşulları göz önünde bulundurarak genişlettiğimiz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi'nin, birkaç gün içerisinde yayımlanacağını dile getirmek isterim."

Kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalığı artırıcı programlardan 4 milyondan fazla kişinin eğitim aldığını belirten Göktaş, 81 ildeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde (ŞÖNİM) 2012'den bugüne kadar 1 milyon 618 bin kişiye hizmet verdiklerini söyledi.

2024'te Adana, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir, Konya ve Şanlıurfa'da yeni ŞÖNİM'leri faaliyete geçireceklerini açıklayan Göktaş, şöyle devam etti:

"2002 yılında kapasitesi 283 olan 11 kadın konukevimiz bulunuyorken, bu yıl itibarıyla 112'si bakanlığımıza bağlı olmak üzere 149 kadın konukevinde 3 bin 650 kadına yardım eli uzatıyoruz. Kadın konukevlerini mağdur kadınların ve beraberindeki çocuklarının risk durumları ve farklı ihtiyaçlarına göre yapılandırıyoruz. Bu doğrultuda, 15 ilde 17 kadın konukevini ihtisaslaştırdık. Erken yaşta ve zorla evlilikleri önlemek için 28 ilde acil eylem planlarımızı etkili bir şekilde yürütüyoruz. Bu kapsamda 2002 yılından bugüne 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının oranını yüzde 73 azalttık. Kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik her türlü şiddet, istismar ve ihmal vakalarının hukuki süreçlerini 81 ilde 350 avukatımızla titizlikle takip ediyor, davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz."

- "Şehit yakını, gazi ve gazi yakını 48 bin 819 kişinin kamuda istihdamını sağladık"

Türkiye Cumhuriyetinin şehit ve gazilerin kahramanlık ve fedakarlıklarının eseri olduğunu dile getiren Göktaş, onların emanetlerine sahip çıkmanın da vefa borcu olduğunu söyledi.

Göktaş, bu anlayışla şehit yakını ve gazileri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda desteklediklerini ifade ederek, "Şehit yakını, gazi ve gazi yakını 48 bin 819 kişinin kamuda istihdamını sağladık. Nisan ayında yaptığımız değişiklikle muharip gazilerin şeref aylıklarının, sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın eşitlenmesini sağladık. Toplam 226 bin 367 ücretsiz seyahat kartını şehit yakını, gazi ve gazi yakınları ile vazife malullerimize ulaştırdık. 30 bin 929 Kıbrıs gazimize Milli Mücadele Madalyası tevcih ettik. Bu yıl 81 ilde sınavlara giren şehit ve gazilerin çocuklarına 3 bin 296 rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunduk. Kariyer planlamalarına yardımcı olduk." diye konuştu.

Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı ile şehit yakını ve gazilere hizmet etmeye devam ettiklerini anlatan Göktaş, "15 Temmuz, İstanbul Beşiktaş saldırısı ve Zeytin Dalı Harekatı'nda hayatını kaybeden şehit yakını ve gaziler için yapılan şartlı bağışları hak sahiplerine aylık ödemeler halinde aktardık. Yardım miktarını 2 bin 600 liradan 4 bin liraya çıkardık. Son 2 yılda bayramlarda, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde ilave ödemeler gerçekleştirdik." dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, hak sahibi şehit yakını ve gazilere bugüne kadar 569,9 milyon lira ödeme yaptıklarını, kasım başında 2 bin 863 şehit yakını ve gazinin toplu ödeme talebini yerine getirdiklerini söyledi.

Bakan Göktaş, vakıf hesaplarında bulunan 7,2 milyon lira ile 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası kapsamında 218 hak sahibine tercihleri doğrultusunda aylık ödeme yapmaya devam ettiklerini kaydetti.

Sosyal yardımlardan faydalananların yüzde 82'sinin çalışamayacak durumda olan vatandaşlardan oluştuğunu aktaran Göktaş, sosyal yardımları değişen ihtiyaç gruplarına göre çeşitlendirdiklerini ve 2022 yılı itibarıyla sosyal yardımların farklı kalemlerinden 4,4 milyon hanenin yararlandığını ifade etti.

Kadınların sosyal, kültürel, kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlamak için bu yıl 279 Aile Destek Merkezi (ADEM) ve 61 Sosyal Dayanışma Merkezi (SODAM) açtıklarını kaydeden Göktaş, böylece ADEM sayısını 610'a, SODAM sayısını 108'e çıkardıklarını bildirdi.

- "2023'te hizmet götürdüğümüz yaşlı ve engelli sayısını 126 bin 40'a çıkardık"

Göktaş, Türkiye Aile Destek Programı'nı bir yıl daha uzattıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:

"2010 yılında başlayan yaşlıların ve engellilerin kişisel bakımlarının yapılmasını geçtiğimiz yıl ulusal bir program haline getirdik. Böylece Ulusal Vefa Programı ile yaşlıların ve engellilerin zaruri ihtiyaçlarının düzenli olarak karşılanmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda 2022 yılında 59 bin yaşlı ve engelli vatandaşa hizmet verirken 2023 yılında hizmet götürdüğümüz yaşlı ve engelli sayısını 126 bin 40'a çıkardık. Çalışabilecek durumda olan vatandaşlarımıza İŞKUR üzerinden iş imkanı sağlıyoruz. Düzenli sosyal yardım alırken istihdam edilen kişilerin 12 ay boyunca işveren sigorta primini ödüyoruz. Bu kişilere, brüt asgari ücretin yüzde 10'una kadar ve tek seferlik 4 bin 471 lira işe başlama yardımı yapıyoruz. Ayrıca eğitim, gıda ve kömür yardımlarında öncelik tanıyor, Eğitim ve Sağlık Yardımını 12 ay boyunca devam ettiriyoruz."

Türkiye'nin dünyadaki en kuşatıcı sosyal destek sistemine sahip ülkelerden biri olduğunun altını çizen Göktaş, "2024 yılı bakanlığımız bütçesinde ücretsiz seyahat desteği için 740 milyon, koruyucu aile programı için 1,4 milyar, ihtiyaç sahibi ailelerin çocukları için 12,5 milyar, Aile Destek Programı için 32 milyar, engelli vatandaşlarımızın evde bakımları için 56,2 milyar, bakımı yapılan engelli ve yaşlı yakınları için 64,1 milyar, sağlık primi giderlerini karşılayamayan vatandaşlarımız için 100,5 milyar lira kaynak ayırdık." dedi.

Atacakları güçlü dijitalleşme adımlarıyla sosyal yardımları sadeleştireceklerini belirten Göktaş, 19 sivil toplum kuruluşuyla protokol imzaladıklarını ve önümüzdeki günlerde deprem bölgesi için Eğitim ve Vaka Yönlendirme Çalıştayı yapacaklarını açıkladı.

Uluslararası platformlarda aile, kadın, çocuk, engelli ve yaşlı hakları konusunda çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden Göktaş, bu yıl imzaladıkları 5 uluslararası anlaşmayla taraf oldukları anlaşma sayısını 35'e çıkardıklarını kaydetti.

- "76 ülkede 1883 uluslararası sosyal hizmet vaka çalışması yürüttük"

Göktaş, yurt dışı temsilciliklerle vatandaşlara ve soydaşlara sosyal konularda destek olduklarını, ülkeyle olan bağlarını güçlendirdiklerini belirterek, bugün itibarıyla 76 ülkede 1883 uluslararası sosyal hizmet vaka çalışması yürüttüklerini anlattı.

Kısa bir süre önce ek ders karşılığı çalışan personelin şartlarını iyileştirdiklerini dile getiren Göktaş, diğer alanlarda çalışanların da beklentileri olduğunun farkında olduklarını, çalışanların tüm haklarını gözeterek beklentilerini karşılamak için ellerinden gelen tüm çabayı göstereceklerini söyledi.

Bu yıl 3 huzurevi, 4 çocuk evi sitesi, bir engelsiz yaşam merkezi, bir kadın konukevi, bir sosyal hizmet merkezi ve il müdürlüğünü milletin hizmetine sunduklarını hatırlatan Göktaş, 2024 yılı bütçesiyle de 8 huzurevi, 4 engelsiz yaşam merkezi, 4 çocuk evleri sitesi, bir kadın konuk evi, 5 sosyal hizmet merkezi ve il müdürlüğünün yapım ve hizmete alma faaliyetlerini sürdüreceklerini belirtti.

Göktaş, 2024 yılı bütçe tekliflerinin 334 milyar 349 milyon 925 bin lira olduğunu ifade ederek, merkez ve taşra birimlerinin personel giderlerine 28,4 milyar, sosyal güvenlik giderlerine 4,3 milyar, mal ve hizmet alım giderlerine 13,7 milyar, cari transferlere 283,5 milyar, sermaye giderlerine 4,1 milyar, sermaye transferlerine 5,2 milyon lira bütçe tahsis edildiğini kaydetti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin son derece özensiz hazırlandığını, katma değer yaratmayacak bir bütçe olduğunu ileri sürdü.

Programlar itibarıyla genel bütçeye bakıldığında ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına 2022 yılında 2 milyar 264 milyon lira ayrıldığını ve bunun her yıl belli oranda artışlar ile seyrettiğini belirten Yaman, bu yıl ailenin korunması ve güçlendirilmesi programının, bütçeye sadık kalarak 3 milyar 800 milyon lira ile tamamlanacağını ifade etti.

Programın, 2024 yılı için 12 milyar lira olarak öngörülmesinin açık bir yoksulluk göstergesi olduğunu ileri süren Yaman, "Ortaya konulan programlara ait rakamlardaki artış, yoksulluğun bakanlık tarafından itirafıdır. Göstergelerin son derece özensiz hazırlandığı açıktır. Bütçe disiplini önemli bir şeydir. Bakanlığın bu özensizliği düşündürücü bir konudur." dedi.

HEDEP Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, kadına karşı şiddeti önlemenin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sorumluluğunda olduğunu belirtti.

AK Parti iktidarlarının kadının konumunu aile olarak göstererek tek yerde tanımladığını iddia eden Türkoğlu, "Kadını özne olarak görmeyen bir iktidarın bakanı olarak sizlere bir kez daha hatırlatıyoruz, kadınlar bu yaşamın öznesidir. Adında 'kadın' geçmeyen bir bakanlıkta kadına yönelik sorunları tartışmak, kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı politika üretmek, kadınlar lehine toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturmak da bu şartlarda ancak bu kadar olurdu." diye konuştu.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, genel bütçeye bakıldığında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ayrılan payın tüm bütçenin yüzde 3'üne tekabül ettiğini, her yıl düşen oranın endişe verici olduğunu söyledi.

Genel bütçeden faiz giderlerine ayrılan payın bakanlığın bütçesinin 4 katı olduğunu ifade eden Yanıkömeroğlu, "Ülkemizde yoksulluk bu kadar derinleşmişken, çocuklar yataklarına aç girerken, sosyal yardımları yapacak bakanlığımız faiz lobisi tarafından ezilmiştir. Buna neden bir tepki gösterilmiyor?" dedi.

Yanıkömeroğlu, Sayıştay Başkanlığının denetim raporunda, bakanlığın özellikle taşra teşkilatlarının muhasebe kayıtları ile bazı satın almalarda ciddi sıkıntıların olduğunun görüldüğünü ileri sürerek, "Özellikle doğrudan temin suretiyle yapılan alımlar usulüne uygun yapılmamış, uyarılara rağmen sistem aynı şekilde devam etmiştir. Farklı harcama birimlerine ilişkin muhasebe kayıtları toplu olarak yapılmış, denetimlerde belgelere ulaşım noktasında sıkıntı yaratmıştır. Bakanlık personelinin özlük bilgileri güncellenmediği için personele eksik, fazla, yersiz ödemeler yapılmıştır. Sayıştay içerisinde daha birçok başlık mevcut." ifadelerini kullandı.

- "Kadınları artık korkutamazsınız"

AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, sosyal yardım kalemlerinin 50'yi aştığını, buna olumsuz anlam yüklemenin son derece yanlış olduğunu söyledi.

Sosyal yardımlarda kalem sayısının artmasının artan refahtan toplumun tüm kesimlerinin pay alma politikasına işaret ettiğini ifade eden Keşir, "Biz kadim doğrulardan güç alır ama yeni gerçekleri de göz önünde bulundururuz. Pek çok siyasi partiden en önemli farkımız, kadın ve aile politikalarına yaklaşımımız 'ya-ya da' şeklinde değil 'hem-hem de' şeklinde olmuştur. Bu nedende muhalefet partilerinin bu perspektifi çok da anlamasını beklemiyorum." dedi.

Kadına ait tüm sorunlarla mücadelenin temelinde kadının güçlendirilmesinin olduğunu, bunun en temel politikasının da "eğitim" olduğuna işaret eden Keşir, 40 yıldır yürüttüğü sivil toplum çalışmalarında, dün kadının eğitim almasına karşı olanların, kadınları korkutanların, bugün AK Parti'nin politikalarını eleştirdiğini dile getirdi.

"Eğitemediğiniz kadını güçlendiremezsiniz" diyen Keşir, şöyle devam etti:

"Kız çocuklarının 2001 yılında üniversiteleşme oranı yüzde 13,5'ti. Bu oran ortadayken kadın yoksulluğuyla nasıl mücadele edecektiniz, iş gücü piyasasına katılımdan nasıl bahsedecektiniz? Bugün kız çocuklarının önündeki en büyük engel olan yasaklar kalktı. Bugün Türkiye genelinde 207 üniversite var. Kız çocuklarının çağ nüfusu içinde okullaşma oranı yüzde 48,5'e ulaşmıştır. Bu oran erkeklerde yüzde 40'tır. Kız çocuklarının eğitimle güçlendirilmesi eğitim politikalarına nasıl yaklaştığımızın en net örneğidir. Bununla beraber kadın istihdam oranı son 20 yılda erkeklerin istihdam oranının iki katından fazladır. Bugün kamuda çalışan kadın oranı yüzde 41'dir. Eğitim rakamları, istihdam rakamları, girişimcilik rakamları ortada. Bütün bunlar ortadayken kadınlar üzerinden bir korku politikası yayarak politika yapma dönemini biz tarihe gömdük. Kadınları artık korkutamazsınız. 1935'teki ilk parlamentoda 18 milletvekilliğiyle kadın milletvekili oranı 4,1'di. 2002 seçimlerine kadar bu oran hiç artmaz mı? Artmadı. İlk defa 2002 seçimlerinde bu oran aşıldı. Bugün bu oran yüzde 20 seviyesindedir. Görmek istemeseniz de bu da AK Parti'nin başarısıdır."

Ayşe Keşir, kadına yönelik şiddet ve kadına yönelik yoksullukla mücadelede en önemli konunun eğitim olduğunu söyledi.

Dün eğitime pranga vuranların, kapıları kapatanların bugün "kadın hakları" diye havanda su dövdüklerini ifade eden Keşir, şunları kaydetti:

"Kadına şiddetle mücadele konusunda da son derece kararlıyız. Anayasanın eşitlik ilkesini anayasaya biz getirdik. Medeni kanundaki eşitlik ilkesini de biz getirdik. Kadına yönelik şiddet AK Parti iktidarına kadar kanunda tanımlı değildi. AK Parti 2005 yılında çıkardığı köklü kanunla kadına yönelik şiddeti suç olarak tanımladı. İşinize gelmediği için bunları duymak istemeyebilirsiniz. Yapılan açıklamalarda 'Kürt karşıtlığı' gibi ırkçı yaklaşımlar sergileniyor. Ben bu tür fişlemelere ve ırkçı yaklaşımlara son derece karşıyım. Eğer Kürt kadınlarının, kız çocuklarının ölümünü gerçekten dert ediyorsanız 13-15 yaşlarındaki kız çocuklarının nasıl silahlandırıldığına, nasıl zorla dağa kaçırıldığına, nasıl tecavüze uğradığına bir şeyler söylersiniz. Siz, kız çocuklarını, Kürt çocuklarını araçsallaştırıyorsunuz. Sırtınızı oralara dayadığınız için de bir şey söylemek işinize gelmiyor. Siz Kürt çocuklarını birazcık düşünüyor olsaydınız bugüne kadar yaşananlarla ilgili tek bir cümle söylerdiniz."

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2024 bütçesi üzerinde milletvekilleri görüş ve önerilerini dile getirdi.

HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın kabinenin tek kadın bakanı olduğunu, bir kadın olarak Göktaş'ın doğru politikalarla başarılı olmasını çok istediğini söyledi.

İktidarın yürüttüğü politikalara rağmen Göktaş'ın özgünlüğünü nasıl yansıtabileceğini de merak ettiğini kaydeden Sayyiğit, "Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kadınlar için yaşam zorlu bir süreç. Dünyanın farklı köşelerinde yükselen aşırı sağcı popülizm ve kapitalist dinamiklerle birlikte, kadınlara ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik saldırılar her geçen gün artıyor. Yaşanan vakalarda şiddetin daha da pervasızlaşarak açık hale geldiğini görüyoruz. Kadınlar, bakanlığın bir dekoru olmamalı, politika yapımında birer özne olarak kabul edilmelidir." diye konuştu.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye'de ihtiyaca yönelik geliştirilmiş sosyal yardım programlarıyla hiç kimseyi sahipsiz bırakmayacak bir destek sisteminin bulunduğunu söyledi.

Küresel ölçekte yaşanan krizlerin yol açtığı sorunların ve asrın felaketi olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonrasındaki sürecin başarılı şekilde yönetilmesinde, Türkiye'nin güçlü sağlık ve sosyal güvenlik alt yapısıyla sosyal koruma sisteminin etkili ve belirleyici olduğunu vurgulayan Aksu, şöyle konuştu:

"Toplumsal dayanışma anlayışımızın, milli ve manevi değerlerimizin yaşatılması da benzeri sorunların aşılmasında önemli bir paya sahip. Bu değerlerin korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında milli bütünlüğün ve dayanışmanın pekiştirilmesinde, sosyal düzenin güçlü şekilde oluşmasında, toplumun temel taşı olan aile önemli bir role sahiptir. Aile kurumunun ve aile bütünlüğünü koruyucu politikaların geliştirilmesi, kadınların aile içindeki konumunun güçlendirilmesi, aileyi ve sosyal fonksiyonları zayıflatıcı unsurların ortadan kaldırılması için çok yönlü bir mücadele gerekmektedir."

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, 2024 bütçesine bakıldığında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının vaatleriyle Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçesinin farklı bir görüntü sunduğunu öne sürdü.

Sosyal yardımlaşmaya ayrılan ödenek artışının ortalamanın çok altında seyrettiğini ifade eden Özlale, Avrupa'da yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında olan çocukların oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu ileri sürdü.

Özlale, "Türkiye'de 7 milyon yoksul çocuk var. Türkiye'de yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında olanların oranı yüzde 45'dir. Bu oranın son 5 sene içerisinde yüzde 10 arttığını görüyoruz. Dolayısıyla karşımızda hiç yadsıyamayacağımız bir çocuk yoksulluğu problemi var. Bunun sebebi siz değilsiniz ama bunu giderecek olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır." diye konuştu.

- "AK Parti asla kadın düşmanı olmamıştır"

AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, Türk toplumunun en güçlü yapısının aile olduğunu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu yöndeki politikalarını önemsediklerini söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın sunumu sırasında, mahalle odaklı kreş modelini hayata geçireceklerini söylediğini anımsatan Ök, kadınların iş hayatına katılımı için kreşin büyük önem taşıdığını ifade etti.

AK Parti iktidarlarında kadının başta sosyal ve ekonomik hayat olmak üzere her alanda yer alması için reform niteliğindeki kanunları devreye aldıklarını vurgulayan Ök, şunları kaydetti:

"Kadınları, hukuki olarak güçlendirmek için Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanununa eklemeler yapıldı. Anayasa'ya pozitif ayrımcılık getirdik. Bu pozitif ayrımcılığın birçok kurumda artıları oldu. Kadınların özellikle iş hayatına katılması için ön açan yine bizler olduk. Kadınların her alanda sayılarının artması, eğitime ulaşmakla ve bu hakların bilinciyle ortaya çıkıyor. AK Parti asla kadın düşmanı olmamıştır. Kadının her alanda yer alması için elimizden geleni yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Yoksulluğun kaynağında yanlış politikalar bulunuyor"

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'de gelir dağılımında eşitsizlik olduğunu, nüfusun yüzde 21,6'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığını söyledi.

38 OECD ülkesi arasında gelir dağılımı en bozuk üçüncü ülkenin Türkiye olduğunu iddia eden Türeli, "Türkiye'de gelir dağılımı bozuluyor ve yoksulluk artıyor. AKP iktidarları döneminde Türkiye'de gelir dağılımı düzelmemiş, yoksulluk ortadan kalkmamış. Politika olarak da yoksulluğun çözümü değil yoksulluğun yönetilmesine ilişkin bir politik perspektifin var olduğunu görüyoruz. Bu aynı zamanda siyasi rant aracı olarak görülüyor." dedi. Türeli, şunları söyledi:

"Yoksulluğun kaynağında uygulanan yanlış politikalar bulunmaktadır. Sermaye birikimi, insan gücüne yapılan yatırımların yetersizliği, bilgi ve teknoloji üretme kapasitesinin düşüklüğü, yetersiz kurumsallaşma düzeyi, ekonomi yönetiminde yapılan hatalar, faiz indirimi gibi konular, yaşadığımız sorunların temel nedenini oluşturmaktadır. Çalışma hayatındaki sorunlar da gelir dağılımını bozmakta ve yoksulluğu artırmaktadır. Düşük işgücüne katılım oranları, yüksek kayıt dışılık, düşük sendikalaşma oranları bu alandaki sorunları ortaya koyuyor. Tarımda çözülme devam ediyor. Ciddi anlamda tarımdan bir kopuş var. Bireyin yaşamında karşılaşacağı her türlü risklere karşı gerekli önlemleri almak devletin görevidir. Fakat Türkiye sosyal koruma sistemi noktasında yetersiz."