2008-05-28 - 13:00
CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha Okay, grup yönetim kurulu üyeleriyle, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, CHP
Genel Sekreteri Önder Sav'ın, eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile
makamında yaptığı görüşmenin dinlenildiğine ilişkin iddialar konusunda,
''Bunu, ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda
meclis gündemine getireceğiz'' dedi.
CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha
Okay, grup yönetim kurulu üyeleriyle, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Anadol, Önder Sav'ın makamında yaptığı özel görüşmenin, ''Sanki meclis
tutanağı gibi noktasına, virgülüne kadar aynen yayınlandığını'' ifade
ederek, Anayasa ve İçtüzüğün CHP'ye verdiği olanakları kullanarak,
olayı, ''Ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda
meclis gündemine getireceklerini'' söyledi.
Hakkı Suha Okay da cumhuriyet savcılarının olaya derhal el koyması
gerektiğini belirterek, ''Buradan, CHP Grup Başkanvekili olarak suç
duyurusunda bulunuyorum'' dedi.
Okay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da istifasını istedi.
Anadol, Türkiye'nin klasik demokratik rejimden hızla uzaklaştığını,
evrensel hak ve özgürlüklerin tehlikeye düştüğü bir dönemin yaşandığını
ileri sürerek, AK Parti'nin hızla Türkiye'yi polis devletine
dönüştürdüğünü savundu. Başka bir demokratik ülkede hükümetlerin
yıkılmasına, başkanların çekilmesine, çok önemli siyasal gelişmelere yol
açan bir takım özgürlük ihlallerinin artık vakai adiye haline geldiğini
savunan Anadol, bunun son örneğinin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın,
eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile makamında yaptığı özel görüşmenin,
''Sanki Meclis tutanağı gibi bir konuşma tutanağı halinde iktidara yakın
bir gazetede noktasına, virgülüne kadar aynen yayınlanması'' olduğunu
söyledi.
ABD'de yaşanan Watergate skandalını anımsatan Anadol, ''Aynı olayın,
yıllar sonra Türkiye'de tekrarlandığını'' ileri sürdü. Anadol, şöyle
konuştu.
''Türkiye nereye gidiyor? Yani 340 kişilik Meclis çoğunluğuna dayanarak,
bu iktidar 'Ben, her istediğimi yaparım' anlayışını bu kadar pervasızca
ne zamana kadar sürdürecek? Yani ABD'de başkanların düşmesine neden olan
bir olay, Türkiye'de bu kadar hafife alınabilir mi? Ve yapılan tespitte,
CHP Genel Merkezinde 'Böcek' tabir edilen dinleme cihazı bulunamamıştır.
Bu şu acı gerçeği ortaya koyuyor: Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman
Paksüt'ün dinlenilme olayı ve orada kullanılan yöntem, CHP Genel
Sekreteri ve genel merkezini dinleme yöntemi olarak aynen uygulanmıştır.
Yani ortam dinlemesi. Binaya yakın bir yerde dinleme cihazı getirilerek,
oradan CHP Genel Merkezindeki herhalde bütün konuşmaların, genel
sekreterin dinlenildiği gibi, mutlaka genel başkan, merkez yönetim
kurulu üyeleri ve diğer görevli ve yetkili arkadaşların da bu şekilde
dinlendiğini gösteriyor. Bir ortam dinlemesi olayıyla karşı karşıyayız.
Yani Watergate olayı, yıllar sonra Türkiye'de pervasızca
tekrarlanmaktadır.''
Bunun, AK Parti'nin devleti nereye götürdüğünün tipik örneği olduğunu
savunan Anadol, ''Yani 'Bu devlet bizim devletimiz değil mi' diye
vatandaş haklı olarak soruyor. Bu devlet, benim devletim değil mi? CHP
Genel Sekreterini dinleme olayı, yurttaşların devletini, AKP'nin devleti
haline dönüştürme çabasının çok somut bir örneğidir'' dedi.
-''KUŞKULAR HAKLI ÇIKTI''-
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da toplumun, ''Acaba büyük bir
kulak'' tarafından dinleniyor muyuz kuşkusuna, son 1.5-2 ayda yaşanan
olayların haklılık kazandırdığını söyledi. Türkiye'de herkesin artık
yargı kararı olmadan dinlendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel
Merkezini ve Genel Sekreterini dinleme talimatını kim vermiştir?
Dinlemeden sonra ortaya çıkan konuşma metnini, AKP'ye yakın medyaya
kimler servis etmiştir?'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, hükümetin bu kuşkuları giderecek açıklamayı derhal yapması
gerektiğini belirterek, ''Bu olay, üstü örtülecek olay olmaktan
çıkmıştır. Ya demokrasiye, insan haklarına 'evet' diyeceğiz ya da
bunları görmemezlikten geleceğiz ve insan hakları ihlallerini
sıradanlaşmış bir olay olarak kabul edeceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, bu suçluluğu üstünden atması için olayı
bütün çıplaklığıyla, CHP ve kamuoyunu tatmin edecek şekilde ortaya
çıkarması gerektiğini söyledi.
-''UTANÇ DUYULACAK TABLO''-
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da ''Bu, Türkiye'de demokrasi
skandalı, rezaletidir. Utanç duyulacak bir tablodur'' dedi.
Sav'ın özel görüşmesinin içeriğini yayınlayan gazetedeki bir köşe
yazarının ''Kendilerine bu konuşma bandının servis edildiğini''
yazdığını anlatan Okay, kimin servis ettiğini sordu.
-''BİZİM ODALARIMIZI DA DİNLER''-
Gazetecilerin, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da dinlenilmiş
olabileceğine işaret ettiniz. Bu konuda elinizde bilgi ve bulgu var
mı?'' sorusu üzerine Kemal Anadol, bunu ortam dinlemesi yapıldığı
tespitine dayanarak söylediğini bildirdi. Anadol, ''Ortam dinlemesi
ortaya çıktığına göre, binanın 10. katını dinleyen, 12. katını da 1.
katını da dinler. Bizim odalarımızı da dinler. Meclisin arkasına veya
kampüsün içine yerleştirilmiş bir araç, bunu yapıyor'' diye konuştu.
Genel Sekreteri Önder Sav'ın, eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile
makamında yaptığı görüşmenin dinlenildiğine ilişkin iddialar konusunda,
''Bunu, ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda
meclis gündemine getireceğiz'' dedi.
CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha
Okay, grup yönetim kurulu üyeleriyle, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Anadol, Önder Sav'ın makamında yaptığı özel görüşmenin, ''Sanki meclis
tutanağı gibi noktasına, virgülüne kadar aynen yayınlandığını'' ifade
ederek, Anayasa ve İçtüzüğün CHP'ye verdiği olanakları kullanarak,
olayı, ''Ya gensoru ya da meclis soruşturması biçimde en kısa zamanda
meclis gündemine getireceklerini'' söyledi.
Hakkı Suha Okay da cumhuriyet savcılarının olaya derhal el koyması
gerektiğini belirterek, ''Buradan, CHP Grup Başkanvekili olarak suç
duyurusunda bulunuyorum'' dedi.
Okay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da istifasını istedi.
Anadol, Türkiye'nin klasik demokratik rejimden hızla uzaklaştığını,
evrensel hak ve özgürlüklerin tehlikeye düştüğü bir dönemin yaşandığını
ileri sürerek, AK Parti'nin hızla Türkiye'yi polis devletine
dönüştürdüğünü savundu. Başka bir demokratik ülkede hükümetlerin
yıkılmasına, başkanların çekilmesine, çok önemli siyasal gelişmelere yol
açan bir takım özgürlük ihlallerinin artık vakai adiye haline geldiğini
savunan Anadol, bunun son örneğinin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın,
eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile makamında yaptığı özel görüşmenin,
''Sanki Meclis tutanağı gibi bir konuşma tutanağı halinde iktidara yakın
bir gazetede noktasına, virgülüne kadar aynen yayınlanması'' olduğunu
söyledi.
ABD'de yaşanan Watergate skandalını anımsatan Anadol, ''Aynı olayın,
yıllar sonra Türkiye'de tekrarlandığını'' ileri sürdü. Anadol, şöyle
konuştu.
''Türkiye nereye gidiyor? Yani 340 kişilik Meclis çoğunluğuna dayanarak,
bu iktidar 'Ben, her istediğimi yaparım' anlayışını bu kadar pervasızca
ne zamana kadar sürdürecek? Yani ABD'de başkanların düşmesine neden olan
bir olay, Türkiye'de bu kadar hafife alınabilir mi? Ve yapılan tespitte,
CHP Genel Merkezinde 'Böcek' tabir edilen dinleme cihazı bulunamamıştır.
Bu şu acı gerçeği ortaya koyuyor: Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman
Paksüt'ün dinlenilme olayı ve orada kullanılan yöntem, CHP Genel
Sekreteri ve genel merkezini dinleme yöntemi olarak aynen uygulanmıştır.
Yani ortam dinlemesi. Binaya yakın bir yerde dinleme cihazı getirilerek,
oradan CHP Genel Merkezindeki herhalde bütün konuşmaların, genel
sekreterin dinlenildiği gibi, mutlaka genel başkan, merkez yönetim
kurulu üyeleri ve diğer görevli ve yetkili arkadaşların da bu şekilde
dinlendiğini gösteriyor. Bir ortam dinlemesi olayıyla karşı karşıyayız.
Yani Watergate olayı, yıllar sonra Türkiye'de pervasızca
tekrarlanmaktadır.''
Bunun, AK Parti'nin devleti nereye götürdüğünün tipik örneği olduğunu
savunan Anadol, ''Yani 'Bu devlet bizim devletimiz değil mi' diye
vatandaş haklı olarak soruyor. Bu devlet, benim devletim değil mi? CHP
Genel Sekreterini dinleme olayı, yurttaşların devletini, AKP'nin devleti
haline dönüştürme çabasının çok somut bir örneğidir'' dedi.
-''KUŞKULAR HAKLI ÇIKTI''-
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da toplumun, ''Acaba büyük bir
kulak'' tarafından dinleniyor muyuz kuşkusuna, son 1.5-2 ayda yaşanan
olayların haklılık kazandırdığını söyledi. Türkiye'de herkesin artık
yargı kararı olmadan dinlendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel
Merkezini ve Genel Sekreterini dinleme talimatını kim vermiştir?
Dinlemeden sonra ortaya çıkan konuşma metnini, AKP'ye yakın medyaya
kimler servis etmiştir?'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, hükümetin bu kuşkuları giderecek açıklamayı derhal yapması
gerektiğini belirterek, ''Bu olay, üstü örtülecek olay olmaktan
çıkmıştır. Ya demokrasiye, insan haklarına 'evet' diyeceğiz ya da
bunları görmemezlikten geleceğiz ve insan hakları ihlallerini
sıradanlaşmış bir olay olarak kabul edeceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, bu suçluluğu üstünden atması için olayı
bütün çıplaklığıyla, CHP ve kamuoyunu tatmin edecek şekilde ortaya
çıkarması gerektiğini söyledi.
-''UTANÇ DUYULACAK TABLO''-
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da ''Bu, Türkiye'de demokrasi
skandalı, rezaletidir. Utanç duyulacak bir tablodur'' dedi.
Sav'ın özel görüşmesinin içeriğini yayınlayan gazetedeki bir köşe
yazarının ''Kendilerine bu konuşma bandının servis edildiğini''
yazdığını anlatan Okay, kimin servis ettiğini sordu.
-''BİZİM ODALARIMIZI DA DİNLER''-
Gazetecilerin, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da dinlenilmiş
olabileceğine işaret ettiniz. Bu konuda elinizde bilgi ve bulgu var
mı?'' sorusu üzerine Kemal Anadol, bunu ortam dinlemesi yapıldığı
tespitine dayanarak söylediğini bildirdi. Anadol, ''Ortam dinlemesi
ortaya çıktığına göre, binanın 10. katını dinleyen, 12. katını da 1.
katını da dinler. Bizim odalarımızı da dinler. Meclisin arkasına veya
kampüsün içine yerleştirilmiş bir araç, bunu yapıyor'' diye konuştu.
