2008-10-22 - 17:00
ÖĞRENCİ AFFINI DÜZENLEYEN KANUN TASARISI..
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter: ''Af, başarısızlığa verilen bir ödün değil, başarılı olmak için getirilen son fırsat olarak algılanmalı'', AK Parti'li Özden: ''Hocalarımız, affın ardından okula dönen öğrencilere, daha önce kullanamadıkları imkanı iyi değerlendirmeleri için rehberlik etmeli'', MHP'li Asil: ''YÖK, üniversiteden ilişiği kesilen öğrencilerle ilgili kapsamlı rapor hazırlayarak, hükümete sunmalı'', DTP'li Tuncel: ''Eğitimde adalet için öğrenci affı sadece bir adım'', ÖDP Genel Başkanı, Uras: ''Bu, insanları kazanmanın bir yoludur, lütuf değil''

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, öğrenci affının, ''başarısızlığa verilen bir ödün değil, başarılı olmak için getirilen
son fırsat'' olarak algılanması gerektiğini söyledi.

TBMM Genel Kurulunda, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Serter, tasarıyla ilgili CHP Grubunun görüşlerini dile getirirken,
öğrenci aflarının Meclis gündemine 1,2,3 yıl aralarla geldiğini söyledi. Serter,
bunun, övünülecek, sevinilecek, gurur duyulacak bir tablo olmadığını belirterek,
özellikle üniversitelerden, sürekli af çıkarılmasının, eğitimin kalitesini
etkilediğine yönelik tepkiler geldiğini kaydetti.
Affın, hiçbir biçimde, siyasi partiler tarafından siyasi rant amacıyla
kullanılmaması gerektiğini dile getiren Serter, tasarıda da bu ilkeye dikkat
edildiğini vurguladı.
Serter, affın gerekli olduğunu dile getirerek, 42 yeni üniversite
açılmasının, affın meşru ortamını yarattığını söyledi. Serter, ''Eksikliklere
rağmen yeni üniversiteler açılırken, yüksek puanla üniversiteyi kazanmış gençlere
de bir fırsat daha tanınması gerekiyordu'' dedi.
Serter, Türkiye'nin aflar ülkesi olmaması, 2 yılda bir öğrenci affı
çıkarılmaması gerektiğini vurgulayarak, affın, başarısızlığa verilen bir ödün,
ödül gibi algılanmaması gerektiğini belirtti. Serter, bunun, ödün değil, başarılı
olmak için getirilen son bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

-''YÖK, RAPOR SUNMALI''-

MHP Grubu adına söz alan Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil, tasarının
yararlı, amaca uygun ve kapsamının yeterli olduğunu kaydederek, bugüne kadar
çıkarılan afların sorunu çözmediğini, TBMM'deki yığılmaların önüne geçmediğini,
bu kısır döngünün de kırılması gerektiğini belirtti.
Asil, YÖK'ün, bugüne kadar ilişiği kesilen öğrencilere ilişkin, kapsamlı
bir rapor hazırlayarak, kamuoyuna ve Hükümete sunması gerektiğini ifade etti.
Öğrencilerin okulla ilişiğinin kesilme nedenlerinin başında,
başarısızlığın geldiğini vurgulayan Asil, barınma sorununun da başarısızlığa yol
açtığını söyledi. Asil, sağlıklı barınma, dinlenme, ders çalışma olanağı
bulamayan öğrencilerin başarısız olduğunu ifade ederek, yurt sayısının
artırılmasını istedi.

-''BİR HASTALIK GİBİ...''-

DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, partisinin görüşlerini
açıklarken, öğrenci affının değil, eğitim sisteminin tartışılması gerektiğini,
eğitimde adalet için, öğrenci affının sadece bir adım olduğunu söyledi.
Tuncel, ''paran kadar eğitim'' anlayışından vazgeçilmesi ve harçların
kaldırılması gerektiğini belirterek, affın, 1980'den sonrasını kapsamasıyla daha
adaletli olacağını kaydetti.
Anadilde eğitimin, bazılarına göre ''kışkırtma'' olabileceğini savunan
Tuncel, ''Bu toplumsal bir taleptir, Kürt halkının talebidir. Okullarda,
İngilizce, Fransızca eğitim veriliyor, İstanbul, Alanya, Antalya'da Alman
okulları bulunuyor, ancak konu Kürtçe olunca farklılaşıyor. Bölünme paranoyası,
bir hastalık gibi kendini gösteriyor. Sözde kardeşlik, kardeşlik değildir'' diye
konuştu.
Tuncel, DTP dışındaki Kürt milletvekillerinin de Kürtçe eğitim veren
üniversite kurulmasına karşı çıkmayacağını öne sürdü.

-''ÖZLÜK HAKLARI VE ÜCRETLERİ DÜZENLENMELİ''-

AK Parti Muğla Milletvekili Yüksel Özden ise daha önceden üniversitelerin
yüzde 10-15'lik bir kesime hitap ettiğini, eğitimin elit olduğunu söyledi.
Özden, 50 bin gencin, ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde üniversite
diploması almak için uğraştığını dile getirerek, gençlerin, komşu ülkeler için
bir pazar olmasından rahatsızlık duyduğunu kaydetti.
Üniversite kontenjanlarını artırarak, daha fazla genci üniversiteli
yaptıklarını dile getiren Özden, bu yıl, açıköğretim ve örgün eğitimde 600 bin
kişiye üniversite hakkı verildiğini anlattı.
Özden, öğretim üyelerinden, affın ardından okula dönen öğrencilerin, daha
önce kullanamadıkları imkanı, daha iyi değerlendirmeleri konusunda rehberlik
etmesini istedi. Özden, fedakarlık istedikleri hocaların, özlük hakları ve
ücretlerinin düzenlenmesi için bir çalışma yapılmasının zamanı geldiğini
söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dünyada,
Türkiye kadar öğrencilerine ucuz yurt temin eden başka bir ülke olmadığını
söyledi.

ÖDP Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ufuk
Uras, öğrenci affı yerine, ''eğitime devam hakkı'' denilmesi gerektiğini
belirterek, ''Bu, insanları kazanmanın bir yoludur, lütuf değil'' dedi.
Öğrencilere af getiren Yükseköğretim Kanununda değişiklik yapan tasarının
1. maddesi üzerinde söz alan Uras, öğrenci affının, afların en masumu olduğunu
söyledi.
Uras, afların, ancak suçlarda olacağını savunarak, buna af değil,
''eğitime devam hakkı'' veya ''kesintisiz eğitim hakkı'' denilmesinin daha doğru
olacağını bildirdi. Uras, bu düzenlemenin lütuf değil, insanları kazanmanın bir
yolu olduğunu dile getirdi.

-''PANSUMAN YAPMAK...''-

CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat da konuşmasında, ''Derinlerde oluşan
bir yarayı tamamen kapatmak yerine, ileride yaranın tekrar açılmasını sağlayacak
pansumanı, bir kez daha yapmak üzere toplanmış bulunuyoruz'' dedi.
Neredeyse 1,5 yılda bir af çıkartıldığını ifade eden Arat, üniversite
öğrencilerinin bir çok sorunları bulunduğunu söyledi.
Arat, bu yasanın soruna kesin çözüm getirmeyeceğini, yarayı
iyileştirmeyeceğini, bu nedenle de eğitim sisteminin baştan sona gözden
geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Üniversite kontenjanlarının siyasal nedenlerle artırılmaması, üniversite
önündeki yığılmanın önlenmesi gerektiğini dile getiren Arat, ''Bunlar
yapılmadıkça hep bu aflara başvurulacak ve sorun da giderilmeyecek'' diye
konuştu.
CHP'li Arat, tasarının eksiklikleri bulunduğunu ifade ederek, Polis
Akademisi ve bağlı okullardaki öğrencilerin bu düzenlemeden yararlanmasını
istedi. Arat, yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin askerlik sorununun
giderilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
AK Parti Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz ise aflardan yararlananların
başarı ortalamasının yüzde 48 olduğunu vurgulayarak, ''Bu durum, yeni bir af
kanununun ne kadar elzem olduğunu gösteriyor'' dedi.

-MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK:
-''DÜNYADA, TÜRKİYE KADAR ÖĞRENCİLERİNE UCUZ
YURT TEMİN EDEN BAŞKA BİR ÜLKE YOK''

Bakan Çelik, TBMM Genel Kurulunda görüşülen, öğrenci affını düzenleyen
kanun tasarısının tümü üzerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini
yanıtladı.
Üniversite öğrencilerine, 2003'te kahvaltı ve öğle yemeği için 0,5 YTL
katkıda bulunulurken, kendilerinin bu rakamı 3,3 YTL'ye çıkardığını ifade eden
Çelik, üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarını büyük ölçüde
karşıladıklarını söyledi.
Bakan Çelik, dünyada, Türkiye kadar öğrencilerine ucuz yurt temin eden
başka bir ülke olmadığını kaydederek, 238 yurdun, 76'sının iktidarlarında
açıldığını belirtti.
Yapılacak 55 yurttan bazılarının inşaatının devam ettiğini dile getiren
Çelik, yurtlarda kız öğrencilere pozitif ayrımcılık yaptıklarını bildirdi.
Hüseyin Çelik, suç işleyenlerin de bu kapsama alınıp alınmayacağına
ilişkin bir soru üzerine, suçların burada teker teker sayılamayacağını söyledi.
''Her ne sebeple olursa olsun'' ibaresinin 1980 sonrasında çıkan bütün bu
kanunlarda yer aldığını ifade eden Çelik, akıl hastası olan birisi üniversiteye
başvurduğu zaman, intibak döneminde hastalığının tespit edilmesi durumunda
üniversiteye kabul edilmediğini bildirdi.
Üniversite öğrencilerinin mezun olduktan 2 yıl sonra kredilerini geri
ödemeye başladıklarını dile getiren Çelik, yurdu olmayan tek il olan Şırnak'ta
yurt yapımını, yatırım programına aldıklarını söyledi.
Çelik, tasarının KKTC'de okuyan Türk öğrencilerini kapsamadığını da
belirtti.

POLİS AKADEMİSİ ve BAĞLI YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI

Öğrenci affına ilişkin kanun tasarısının TBMM Genel Kurulundaki
görüşmelerinde, verilen bir önergeyle, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim
kurumlarının (GATA, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksek Okulları) yanı sıra
polis akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında ön lisans ve lisans düzeyinde
öğrenim görürken 7 Haziran 1995 tarihinden, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe
kadar ilişiği kesilenlerin, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 ay
içinde başvurmaları halinde YÖK tarafından askeri okullar dışındaki fakülte veya
yüksekokullara yerleştirilmelerine imkan tanındı.