MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, 12. Kalkınma Planıyla ilgili, "Planda ortaya konulan 2053 vizyonu bir anlamda Kızılelma'dır. Haliyle kısa ve orta vadeli tüm program, politika ve hedefler bu vizyona göre yürütülecektir." dedi.
HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, kalkınma planının genel anlamıyla hep temennilerden oluştuğunu ve hayali rakamlara yer verildiğini ileri sürerek, "2053 gibi bir projeksiyon var fakat biz üç aylık projeksiyonlar bile, üç aylık kestirimler bile üretemiyoruz. Siz bu planı yazmaya başladığınızdaki ekonomik göstergeler ile şu planı burada görüşmeye başladığımız süre zarfındaki gelişmeler bile olabildiğince dramatik, bunun nedeni her şeyden önce bu 'toplumsal mutabakat, toplumsal uzlaşma' dediğimiz belki de demokrasinin tabanını oluşturacak gelişmelerdeki çatışmalar." diye konuştu.
Türkiye'de toplumsal barış olmadığını ve toplumsal barış olmadan hiçbir iktisadi krizin çözülemeyeceğini ileri süren Temelli, "plan" diye önlerine konulan metinlerin sağlıklı bir planlama çalışması olmadığını iddia etti.
Planın bütününün çelişkiler barındırdığını savunan Temelli, "Bir yanıyla dijital teknolojik devrimden bahsediyorsunuz, bir yanıyla 'endüstri 3.0' odaklı bir plan hazırlamışsınız. Sanayileşme dediğiniz meselenin, yeni sanayi anlaşmasının artık 'endüstri 4.0' hatta 'endüstri 5.0'ın konuşulduğu bir dünyada, biz, imalat sektörüne öyle ağırlık vermişiz ki artık o imalat sektörü, o imalat sektörü olmayacak. Hele önümüzdeki 5 yılda yapay zekadaki ve diğer alanlardaki gelişmeler, sizin bu planınızı çok çok boşa düşürecek şeyler." değerlendirmesinde bulundu.
Temelli, satın alma gücü paritesiyle reel değerler üzerinden ekonomik planlama yapılabileceğini öne sürerek, planlamanın belki de merkezine oturması gereken sorunun kalkınma ve gelir dağılımı konusu olması gerektiğini söyledi.
- "Üniversitelerin yarısından fazlasını kapatsanız fazla bir şey fark etmez"
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, kalkınma planına bakıldığında iş gücü verimliliğinde çok fazla bir artış görünmediğini iddia ederek, "Bence önümüzdeki 5 yıl içerisinde, 10 yıl içerisinde ya da 30 yıl içerisinde burada en fazla önem vermemiz, özen göstermemiz gereken önemli konulardan bir tanesi iş gücü verimliliğidir." dedi.
İhracatçılar için özellikle beceri politikası ve iş gücü verimliliğinin öneminin çok daha fazla arttığını söyleyen Özlale, yetersiz eğitilmiş iş gücünün, ihracatçı başta olmak üzere bütün sanayi sektörü için en önemli problemlerden olduğunu iddia etti.
Üniversite fazlalığının çok iyi bir şey anlamına gelmediğini de ileri süren Özlale, "Üniversitelerin yarısından fazlasını kapatsanız Türkiye çok fazla bir şey kaybetmez. Bugün, üniversiteler maalesef kent ekonomisine talep yaratmanın ötesinde bir yere geçmiyor." diye konuştu.
Özlale, bu kadar fazla üniversite mezununa da ihtiyaç bulunmadığını savunarak, "Türkiye'nin becerikli ve kendi elde ettiği becerilerle yakışan işleri bulan kişilere ihtiyacı var. Mesleki eğitim ve beceri politikası bizim önümüzdeki dönemde bu kalkınma planının hedeflerine yaklaşılması için en kritik noktalardan bir tanesi. O yüzden bizim ilk yapmamız gereken şeylerden biri yükseköğrenim politikamızı, üniversiteleri kalkınma planı hedefleri doğrultusunda yeniden revize etmek olmalıdır. Birinci nokta bu; yani yükseköğrenim politikamız ile sanayi ve dış ticaret politikamızı birleştirmek ve bölgesel kalkınmanın içerisinde üniversiteleri çok daha aktif hale getirmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, öncelikli ele alınması gereken, öne çıkartılması gereken sektörlerin başında enerji sektörünün bulunduğunu ifade ederek, bunun doğru bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Salgınla gıdanın öneminin daha da anlaşıldığını anlatan Temurci, ancak üreticinin, çiftçinin köyünü boşalttığını ve üretimi bırakmaya başladığını öne sürdü.
Temurci, insanların ürettiklerinden sağladıkları gelirle geçinemeyecek duruma geldiğini ileri sürerek, "Milletin karnını doyurabilmek için o insanları bizim oralarda tutabilmemiz lazım. Bunun için de çok somut bir önerimiz var, biz bunu yaklaşık 2 yıldır birçok yerde dillendiriyoruz. Bu ülkenin 'kur korumalı' bir tarıma ihtiyacı var. Gelecek-Saadet Grubu adına önerim şudur: Bugün tarımsal girdilerle ilgili olarak eğer biz 700 milyarı aşkın bir rakamı çok küçük bir topluluğa aktarabilecek bir ekonomi yapısı kurgulayabildiysek yüzde 50 tarımsal girdilere destek vermek zorundayız. Gayrisafi milli hasılanın yüzde 1 tarımsal destek olarak verilmesi bence artık vazgeçilmez bir zorunluluk." diye konuştu.
Türkiye'nin yaşadığı ekonomik durumdan dolayı şirketlerin de ucuzladığını anlatan Temurci, devletin, iktidarın bu şirketlerin büyük yabancı gruplar, global şirketler ve yapılar tarafından satın alınamaması için mutlaka tedbirlere ihtiyaç duyulduğunu anlattı.
- "Ciddi yapısal sorunlar var"
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, bir siyasi ve ekonomik sistemin, milli geliri de büyütecek bir politika çerçevesinde ülkenin büyüme hızını, istihdam artırımını ve gelir dağılımını düzenlemek gibi amaçları olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin çok ciddi yapısal sorunları bulunduğunu ve AK Parti iktidarları döneminde bu sorunların çözülemediğini, aksine ağırlaştığını iddia eden Türeli, 10. Kalkınma Planı'nda buna dair tespitlerin olduğunu da öne sürdü.
Dış borcun arttığını, işsizlik oranının yükseldiğini, iş kazalarının arttığını, reel ücretin düştüğünü ileri süren Türeli, Türkiye'nin kaynaklarını da yanlış kullandığını savundu.
Türeli, ekonomi, emekli ve çalışan ücretlerine dair eleştirilerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu planda istihdam piyasasını, çalışma hayatını düzeltmeye ilişkin ciddi bir tedbir ben görmedim. Bu planda ben gelir dağılımının düzeltilmesine ilişkin ciddi bir plan görmedim ne ciddi bir vergi reformu ne ciddi anlamda reel ücretlerin artırılması, buna ilişkin bir politika seti yok. Sanki bu konular yok sayılmış. Üretim kısmına itirazımız yok, tabii ki önemli, Türkiye’nin üretimi, rekabet gücünü sağlaması, imalat sanayi sektörünün öncülük ettiği bir model, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, bunların hepsine tabii ki 'evet' diyeceğiz, üretim boyutu bunlar ama bölüşüm boyutunda bu plan ciddi eksiklikler içeriyor."
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, 12. Kalkınma Planı'nın Cumhuriyet'in yeni yüzyılında 2053 vizyonu çerçevesinde uzun vadeli bir perspektifle hazırlandığını kaydetti.
Planın 2024-2053 dönemini kapsayan uzun vadeli gelişme stratejisinin temel amacının, Türkiye'nin milli ve manevi değerleri koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refah içinde küresel gelişmelere yön veren, etkili, güçlü ve müreffeh bir ülke olmasını sağlamak olduğunu belirten Kalaycı, "Planda ortaya konulan 2053 vizyonu bir anlamda Kızılelma'dır. Haliyle kısa ve orta vadeli tüm program, politika ve hedefler bu vizyona göre yürütülecektir. Ülkemizin 21'inci yüzyılda bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olan, uluslararası ilişkilerde daha fazla söz ve itibar sahibi güçlü bir ülke konumuna gelmesi için gerekli bütün şartların hazırlanması Milliyetçi Hareket Partisinin stratejik hedefidir." diye konuştu.
Kalaycı, Türkiye'nin 2053 yılında küresel ölçekte bir güç ve lider ülke haline geleceğine inandığını belirtti.
HEDEP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Devlet Planlama Teşkilatının kapatılmasına rağmen hala bir kalkınma planı yapılmasının ülke için değerli olduğunu ve her koşulda planlı ekonomiyi desteklediklerini belirtti.
Geçmişteki deprem ve afetlerden sonra yaşananların, afetlere dayanıklı politikaların hayata geçirilmediğini gösterdiğini ifade eden Tiryaki, "Savunma sanayisinde yaşanan ve tartışılabilecek bazı başlıklar dışında gerçekten ileri teknolojiye dayalı, yüksek katma değer üreten bir ekonomiye sahip değiliz." diye konuştu.
Tiryaki, gelirin adil paylaşılmadığını öne sürerek, "Müreffeh bir Türkiye vizyonuyla hazırlandığını söylüyorsunuz. Türkiye ne istikrarlı ne de müreffeh bir ülke." ifadesini kullandı.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, enflasyon hedefinin tutturulmasının zor olduğunu belirterek, bu hedefin nasıl tutturulacağını merak ettiklerini söyledi. Akay, Türkiye'nin doğrudan yatırım yapılacak ilk ülkeler arasında tercih edilen bir konuma gelmesi hedefinin de gerçekçi olmadığını savundu.
Akay, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak hedeflerine ulaşmak için gerekli eylemlerin de planda yer almadığını kaydetti.
- "Her alanda bir adım daha ileri gitme hedefi"
AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, 12. Kalkınma Planı'nın AK Parti iktidarının 21 yıllık tecrübesi, birikimi ve günün koşullarına bakış açısıyla hazırlandığını dile getirdi.
Planın hayırlı olmasını dileyen Ök, "Her alanda bir adım daha ileri gitmeyi hedeflediğimiz 12. Kalkınma Planı'nın, vatandaşlarımızın beklentilerini karşılamak, ülkemizin uluslararası arenadaki konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını daha da arttırmak için bir yol haritası olacağını düşünüyoruz." dedi.
Planın aynı zamanda uzun vadeli, 2053 gelişme stratejisini de içerdiğini, temel amaç ve hedefleri de ortaya koyduğunu anlatan Ök, "Plana genel olarak baktığımızda bugün Türkiye kendi vatandaşlarına sağladığı imkanların yanında dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın kendisine koştuğu bir ülke konumundadır. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı için yapılacak her katkının bizim için çok kıymetli olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, toplumu orta direğin ayakta tuttuğunu söyledi.
Demokratik hukuk devletinin sigortasının; güçlü, sürdürülebilir, kapsayıcı kalkınmanın temelinin, toplumun azami refah ve mutluluğunun orta direkten kaynaklandığını dile getiren Dalgın, "40 milyon kişilik orta direk maalesef bir taarruz altında; imkanları, fırsatları, hak ve hürriyetleri baskı altında. Biz bu kalkınma hedeflerimize ulaşmak için bunu değiştirmek durumundayız." ifadesini kullandı.
