2007-02-01 - 12:30
TBMM Başkanvekili Ali Dinçer kendisine karaciğer naklini yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Organ Nakli Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sadık Ersöz, Prof. Dr. Kağan Karayalçın ve Doç. Dr. Selçuk Haznedaroğlu ile birlikte Parlamentoda basın toplantısı düzenledi.
TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, kendisine karaciğer naklini yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Organ Nakli Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sadık
Ersöz, Prof. Dr. Kağan Karayalçın ve Doç. Dr. Selçuk Haznedaroğlu ile birlikte
Parlamentoda basın toplantısı düzenledi.
Ali Dinçer, ''İlk zamanlar nakledilecek karaciğer bulunamadı. Hayattan
kayıyordum. Belki de bugün sizin aranızda olamayacaktım'' diye konuştu.
Beyin ölümü gerçekleştikten sonra karaciğeri kendisine nakledilen Hasan
Saka'ya rahmet dileyen Dinçer, oğlunun organ bağışına izin veren Şükran Saka'ya
da bir kez daha teşekkürlerini iletti.
Kendisine kan vermek için yüzlerce kişinin, havanın soğuk olmasına rağmen
geç saatlerde hastaneye koştuğunu anlatan Dinçer, ''Yurttaşlarımız, olağanüstü
bir vefa gösterdi. Verdiğim emeklerim helal olsun. Yeni halimle hizmet etmeye
devam edeceğim'' dedi.
-''ISDIRAP ÇEKENLERİ GÖRDÜM, YAŞADIM''-
Organ nakli konusunun Türkiye'de geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken
Dinçer, konuyla ilgili yasal düzenleme yapılması konusunda her partinin
milletvekilleriyle görüşmeye başladığını bildirdi.
Dinçer, 40 bin civarında diyaliz hastası olduğunu ve bu hastaların haftada 3
gün diyalize girmeleri gerektiğini, bu hastaların yıllık 1 milyar avro maliyeti
olduğunu kaydetti.
Organ nakli ile 100 binlerce hastanın sağlığa kavuşturulmasının mümkün
olduğunu vurgulayan Dinçer, ''Karaciğer nakli bekleyen 3 bin kişi olmasına
rağmen, gönüllü karaciğer nakli yapanların sayısı 140-150'yi aşmıyor. Bunun için
toplumun ciddi çaba göstermesi lazım. Hastanede ısdırap çekenleri gördüm,
yaşadım'' diye konuştu.
Organ naklinin yaygınlaştırılması konusunda medya, eğitim kurumları ve dini
kurumlara büyük görevler düştüğüne dikkati çeken Dinçer, ''Bu konuyu el
birliğiyle çözüme kavuşturabiliriz'' dedi.
-''CİDDİ, RADİKAL ÇÖZÜM GETİRİLMELİ''-
TBMM Başkanvekili Dinçer, Belçika'da dünyaya gelen herkesin organlarının
tamamını bağışlamış olarak kabul edildiğini bildirerek, organlarını bağışlamak
istemeyenlerin dilekçeyle başvurması gerektiğini söyledi.
Belçika'da yüzde 2 oranındaki nüfusun müracaat ederek organlarını bağışlamak
istemediklerini belirttiklerini kaydeden Dinçer, bu ülkede yaşayanların yüzde
98'inin organlarının nakledilmesini kabul ettiklerini söyledi.
Organ naklinin kolaylaştırılıp, bürokrasinin en aza indirilmesi gerektiğini
ifade eden Ali Dinçer, şöyle devam etti:
''Organ naklinin yetersizliği konusu hepimizin sorunu. Bu konuda ciddi,
radikal çözüm getirilmeli. Belçika modeli uygulanabilir. Askere gideceğimiz zaman
aileden veya şahsın kendisinden onay alınmıyor. Ülkenin birliğini bütünlüğünü,
milletin canını korumak, huzurunu sağlamak için askere gidiyoruz. Organ nakli de
aslında böyle bir görev; vatan görevidir. Belçika modeli, AB'ye uyum yasası
olarak düşünülebilir. Bunu, Türk yasal sistemine adapte edebiliriz.''
Dinçer, organ naklinin yaygınlaştırılması, tıp fakültesi bulunan illere
organ nakil merkezlerinin kurulması, organ naklini organize edecek ulusal
koordinasyon kurumu kurulmasının gerektiğini anlattı.
-''ORGAN MAFYASININ ASLINDAN ÇOK ADI VAR''-
Prof. Dr. Sadık Ersöz ise ölenlerden hiçbirinin cebinde organ bağışı
yapıldığına ilişkin karta rastlamadıklarını belirterek, ''Bağış yapanların kart
taşıması konusu pratikte uygulanamadı'' dedi.
Ersöz, gazetecilerin organ mafyasına ilişkin bir sorusu üzerine ''Mafyanın
aslından çok adı var. Organ hırsızlığı, bir taksi şoförünün F-16'yı hangardan
çıkarıp çalmasına benzer. Çok yıllar önce özel bir sağlık kuruluşunda hastanın
izni olmaksızın organları alınmıştı. Onun haricinde böyle bir şey söz konusu
değil. Depremde ölenlerin organlarının çalındığı iddiası tamamen asılsızdı. Organ
nakli çok kontrollü bir ameliyatla yapılması mümkün. Organ hırsızlığı konusunda
yaşanılan korkular yersizdir'' diye konuştu.
Daha sonra TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, karaciğer nakli yapılarak yeniden
yaşama dönmesi nedeniyle, üzerinde ''Organ bağışı can kurtarır'' yazılı pastayı
kesti. Dinçer, ''2007 yılında sizlerle olamayabilirdim. Organ nakli sonucu hayata
yeniden bağlandım'' dedi.
Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Organ Nakli Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sadık
Ersöz, Prof. Dr. Kağan Karayalçın ve Doç. Dr. Selçuk Haznedaroğlu ile birlikte
Parlamentoda basın toplantısı düzenledi.
Ali Dinçer, ''İlk zamanlar nakledilecek karaciğer bulunamadı. Hayattan
kayıyordum. Belki de bugün sizin aranızda olamayacaktım'' diye konuştu.
Beyin ölümü gerçekleştikten sonra karaciğeri kendisine nakledilen Hasan
Saka'ya rahmet dileyen Dinçer, oğlunun organ bağışına izin veren Şükran Saka'ya
da bir kez daha teşekkürlerini iletti.
Kendisine kan vermek için yüzlerce kişinin, havanın soğuk olmasına rağmen
geç saatlerde hastaneye koştuğunu anlatan Dinçer, ''Yurttaşlarımız, olağanüstü
bir vefa gösterdi. Verdiğim emeklerim helal olsun. Yeni halimle hizmet etmeye
devam edeceğim'' dedi.
-''ISDIRAP ÇEKENLERİ GÖRDÜM, YAŞADIM''-
Organ nakli konusunun Türkiye'de geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken
Dinçer, konuyla ilgili yasal düzenleme yapılması konusunda her partinin
milletvekilleriyle görüşmeye başladığını bildirdi.
Dinçer, 40 bin civarında diyaliz hastası olduğunu ve bu hastaların haftada 3
gün diyalize girmeleri gerektiğini, bu hastaların yıllık 1 milyar avro maliyeti
olduğunu kaydetti.
Organ nakli ile 100 binlerce hastanın sağlığa kavuşturulmasının mümkün
olduğunu vurgulayan Dinçer, ''Karaciğer nakli bekleyen 3 bin kişi olmasına
rağmen, gönüllü karaciğer nakli yapanların sayısı 140-150'yi aşmıyor. Bunun için
toplumun ciddi çaba göstermesi lazım. Hastanede ısdırap çekenleri gördüm,
yaşadım'' diye konuştu.
Organ naklinin yaygınlaştırılması konusunda medya, eğitim kurumları ve dini
kurumlara büyük görevler düştüğüne dikkati çeken Dinçer, ''Bu konuyu el
birliğiyle çözüme kavuşturabiliriz'' dedi.
-''CİDDİ, RADİKAL ÇÖZÜM GETİRİLMELİ''-
TBMM Başkanvekili Dinçer, Belçika'da dünyaya gelen herkesin organlarının
tamamını bağışlamış olarak kabul edildiğini bildirerek, organlarını bağışlamak
istemeyenlerin dilekçeyle başvurması gerektiğini söyledi.
Belçika'da yüzde 2 oranındaki nüfusun müracaat ederek organlarını bağışlamak
istemediklerini belirttiklerini kaydeden Dinçer, bu ülkede yaşayanların yüzde
98'inin organlarının nakledilmesini kabul ettiklerini söyledi.
Organ naklinin kolaylaştırılıp, bürokrasinin en aza indirilmesi gerektiğini
ifade eden Ali Dinçer, şöyle devam etti:
''Organ naklinin yetersizliği konusu hepimizin sorunu. Bu konuda ciddi,
radikal çözüm getirilmeli. Belçika modeli uygulanabilir. Askere gideceğimiz zaman
aileden veya şahsın kendisinden onay alınmıyor. Ülkenin birliğini bütünlüğünü,
milletin canını korumak, huzurunu sağlamak için askere gidiyoruz. Organ nakli de
aslında böyle bir görev; vatan görevidir. Belçika modeli, AB'ye uyum yasası
olarak düşünülebilir. Bunu, Türk yasal sistemine adapte edebiliriz.''
Dinçer, organ naklinin yaygınlaştırılması, tıp fakültesi bulunan illere
organ nakil merkezlerinin kurulması, organ naklini organize edecek ulusal
koordinasyon kurumu kurulmasının gerektiğini anlattı.
-''ORGAN MAFYASININ ASLINDAN ÇOK ADI VAR''-
Prof. Dr. Sadık Ersöz ise ölenlerden hiçbirinin cebinde organ bağışı
yapıldığına ilişkin karta rastlamadıklarını belirterek, ''Bağış yapanların kart
taşıması konusu pratikte uygulanamadı'' dedi.
Ersöz, gazetecilerin organ mafyasına ilişkin bir sorusu üzerine ''Mafyanın
aslından çok adı var. Organ hırsızlığı, bir taksi şoförünün F-16'yı hangardan
çıkarıp çalmasına benzer. Çok yıllar önce özel bir sağlık kuruluşunda hastanın
izni olmaksızın organları alınmıştı. Onun haricinde böyle bir şey söz konusu
değil. Depremde ölenlerin organlarının çalındığı iddiası tamamen asılsızdı. Organ
nakli çok kontrollü bir ameliyatla yapılması mümkün. Organ hırsızlığı konusunda
yaşanılan korkular yersizdir'' diye konuştu.
Daha sonra TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, karaciğer nakli yapılarak yeniden
yaşama dönmesi nedeniyle, üzerinde ''Organ bağışı can kurtarır'' yazılı pastayı
kesti. Dinçer, ''2007 yılında sizlerle olamayabilirdim. Organ nakli sonucu hayata
yeniden bağlandım'' dedi.
