2008-02-25 - 18:46
TBMM SANAYİ KOMİSYONU...
Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti ve Enerji Uzmanı Dr. Fatih Birol, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'na, enerji politikaları konusunda brifing verdi.
Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti ve
Enerji Uzmanı Dr. Fatih Birol, enerji fiyatlarının, önümüzdeki dönemde
yüksek seviyelerde kalacağını; fiyatların, geçmişte görülen seviyelere
düşeceğini beklemenin iyimserlik olacağını söyledi.
Birol, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu'na, enerji politikaları konusunda brifing verdi.
Uluslararası Enerji Ajansına 27 ülkenin üye olduğuna işaret eden Birol,
hükümetlere, ''Dünya enerji piyasalarında ne olduğunu ve gelecek dönemde
ne olacağı'' konusunda perspektif vermeye çalıştıklarını belirtti.
Birol, enerjinin giderek globalleştiğini, artık yerli enerji
politikalarından bahsetmenin giderek zorlaştığını bildirdi.
Birol, mevcut politikaların devam etmesi durumunda, 25 yıl içinde kömür,
petrol ve doğalgaz talebinin artacağına dikkati çekerek, nükleer enerji
üretiminin ise 2030 yılında şu andaki üretimine eşit olacağını tahmin
ettiklerini ifade ettti. Bazı ülkelerde, eskiyen santrallerdeki
üretiminin durdurulacağını belirten Birol, ancak Çin ve Hindistan'ın
yanı sıra, bazı batılı ülkelerde de nükleere karşı ''Ciddi ve sıcak
bakış'' olduğunu kaydetti.
Dünya enerji piyasalarında son 2 yılda yaşanan sorunların, Çin ve
Hindistan'ın ciddi şekilde büyümesinden kaynaklandığını anlatan Birol,
''Artık dünya enerji talebinin motoru, Çin ve Hindistan oldu'' dedi.
Petrol fiyatlarının yüksek olmasına, Çin ve Hindistan'ın talebinin de
etki ettiğini belirten Birol, ''Son 2 yıldaki petrol talebindeki
büyümenin yüzde 70'i sadece Çin ve Hindistan'dan geldi. Önümüzdeki
döneme baktığımızda Çin ve Hindistan, dünya enerji piyasalarına
damgasını vuracak'' diye konuştu.
Dünyada toplam enerji talebinde 25 yıl içinde ortaya çıkacak artışının
yüzde 50'ye yakının sadece Çin ve Hindistan'dan geleceğine işaret eden
Birol, ''Çin ve Hindistan, dünya enerji talebi ne kadar artacak, hangi
kaynaklar daha çok kullanılacak, buna yön verecek ülkeler olacak'' dedi.

-''PETROL PİYASALARINDA NELER OLACAK?''-

Petrol piyasalarında 5-6 yıl içinde neler olabileceğini de değerlendiren
Birol, ''Gelecek dönemde, şu andaki gibi son derece zorlu, hatta daha da
zorlu günlerden geçebileceğini düşündüklerini'' söyledi. Petrole olan
talebin hızla arttığını, ancak rezervlerin giderek düştüğünü anlatan
Birol, 2015 yılına kadar petrol üretimi kapasitesinin günlük 37.5 milyon
varile çıkması gerektiğini, gerçekleştirilebilecek üretimin ise 25
milyon varil olduğunu savundu.
Birol, ''Önümüzdeki yıllarda fiyatlarının, bugünkü fiyatlardan daha
yükseğe çıktığı görürsek, şaşırmamak lazım. Talep ile arz arasında
giderek daha ciddi gerilim doğacak. Bu, fiyatların ciddi bir şekilde
yüksek olmasına neden olabilir'' diye konuştu.

-ÇEVRE VE ENERJİ-

Çevre ve enerji konularının gelecek dönemde birlikte düşünülmesi
gerektiğine işaret eden Birol, iklim değişikliğinin esas sebebinin
karbondioksit emisyonları olduğunu; 25 yıl içinde mevcut politikalar
değiştirilmezse, 6 derecelik sıcaklık artışı olacağını kaydetti. Birol,
''İklim değişikliğinin nasıl önleneceği konusunda alınacak kararların,
enerji sektörünü ciddi şekilde etkileyeceğini'' belirtti.

-''NELER YAPMALI?''-

Birol, ''Dünyada önümüzdeki 25 yıl içinde neler yapmak lazım?'' diye
sorduktan sonra, bütün ülkelerin enerji politikaları açısından kritik
günlerden geçtiğini söyledi. Hiç beklenmedik sorunlarla karşı karşıya
kalındığını, Çin ve Hindistan'ın vereceği kararların diğer ülkeleri
etkileyeceğini anlatan Birol, ''Enerji fiyatları, tahminlerimize göre,
hem petrol, hem doğalgaz, hem de kömürde önümüzdeki dönemde yüksek
seviyelerde kalacak. Enerji fiyatlarının geçmişte gördüğümüz seviyelere
düşeceğini beklemek son derece büyük bir iyimserlik olur. Belki birkaç
ufak tefek düşüşler olabilir ama bunlar geçici düşüşlerdir. Ana trend,
enerji fiyatlarının yüksek olması. Bu, Türkiye gibi enerji ithal eden
ülkelerin makro ekonomik dengelerinde ciddi sorunlar yaratabilir'' diye
konuştu.

-3 ÖNERİDEN BİRİSİ NÜKLEER ENERJİ-

Sorunların çözümü konusunda üye ülkelere 3 konuya ağırlık vermeleri için
öneride bulunduklarını belirten Birol, enerji verimliliğinin ciddi ve
somut şekilde artırılmasını istediklerini söyledi. Üye ülkelere,
yenilebilir enerjinin teşvik edilmesini önerdiklerini anlatan Birol,
''Üçüncü önerdiğimiz politika ise nükleer enerjiye daha ciddi gözle
bakılmasıdır. Çünkü nükleer enerji, enerji arz güvenliği konusunda
özellikle doğalgaz konusunda önemli alternatif olabilecektir. Aynı
zamanda nükleer enerji, karbondioksit emisyonu çıkarmadığı için çevre
açısından da olumlu bir adım olacaktır'' dedi.
Fatih Birol, enerji sektöründeki sorunların sadece pazar ekonomisi
enstrümanlarıyla çözülemeyeceği ifade ederek, hükümetlerin, enerji
verimliliği, yenilebilir ve nükleer enerji konularında yol gösterici
olmaları gerektiğini dile getirdi.


-NÜKLEER ENERJİDE RÖNESANS RÜZGARI-

Birol, milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. AK Parti Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran'ın, ''Enerji piyasasındaki sorunların
çözümü için nükleer enerjinin payının artırılması gerekip gerekmediği''
sorusu üzerine Birol, nükleer enerjiye daha fazla önem verilmesi
gerektiğini söyledi. Nükleer enerji konusunda şu anda dünyada Rönesans
denebilecek bir rüzgar olduğunu belirten Birol, şöyle konuştu:
''İngiltere gibi çevre konusunda son derece duyarlı olan bir ülke, geçen
yılın sonunda nükleerle ilgili yasa çıkardı. Nükleer yatırım konusunda
nasıl kolaylıklar yapacağını gösterdi. ABD, sübvansiyon sağlayacağını
açıkladı. Finlandiya'da nükleer santral yapılıyor. Fransa'da elektriğin
yüzde 75'i nükleerden geliyor... Japonya ve Kore, nükleer santraller
inşa ediyor. Ortadoğu ülkelerinde ve Kuzey Afrika'da nükleere karşı ilgi
başladı. Birleşik Arap Emirlikleri, nükleer santral yapımı konusunda
Fransızlarla anlaşma imzaladı. Mısır, önemli adımlar attı. Nükleer
konusunda önemli rüzgar değişikliği oldu.''
''Türkiye'nin petrole olan bağımlılığının hızlı şekilde artacağını''
ifade eden Birol, ''Türkiye'nin dünya petrol piyasalarındaki
dalgalanmalara olan zafiyeti hızla artacaktır. Bu da ekonomimizi ciddi
şekilde etkileyecektir. Bu gerçeği bilmemizde yarar var. Makroekonomik
politikalarımızı bu gerçek üzerine yapalım. Eğer kendimizi kandırırsak,
'bize bir şey olmaz, fiyatlar artarsa artsın' yaklaşımı kesinlikle doğru
değildir. Dış ticaret açığımızı ciddi şekilde etkileyecektir'' diye
konuştu.
Başka bir soruyu yanıtlarken de Birol, Türkiye'nin ulusal enerji
stratejisine ihtiyacı olduğunu belirtti.
Birol, Türkiye'nin bundan sonra yüksek petrol fiyatlarıyla yaşayacağını
bilmesi ve politikalarını buna göre oluşturulması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin doğalgaz konusunda doğru bir politika izlediğini
düşünmediğini ifade eden Birol, doğalgazın, yenilebilir enerjiyle,
mümkünse nükleer enerjiyle ikame edilmesi gerektiğini kaydetti.