2007-03-20 - 10:50
Türkçedeki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçenin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulun TBMM Araştırma Komisyonu, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Köksal'ı dinledi.
Bilişim ve Ticaret Limited Şirketi'nin Genel Müdürü de olan Köksal,
''bilişim'', ''bilgisayar'', ''yazılım'' ve ''donanım'' gibi bilişim alanında
kullanılan 2500 Türkçe kelime geliştirdiğini belirterek, ''Bilişim alanında
geliştirdiğim Türkçe sözcüklere o dönem özellikle üniversite profesörleri karşı
çıktı. Ama bu kelimeleri halk benimsedi ve sonradan kullanıldı'' dedi.
Türk bilişim sektörünün dünyayla yarışacak kadar gelişmiş bir alan olduğunu
vurgulayan Köksal, ''Dünyada kendi milli bankaları için milli yazılım üreten üç
ülke var. Bunlar ABD, Japonya ve Türkiye'' diye konuştu.
Üniversitelerin bilişimle ilgili çeşitli bölümlerinden şimdiye kadar 132 bin
kişinin mezun olduğunu ve bu sektörden 850 bin kişinin ekmek yediğini anlatan
Köksal, ''Türkiye'de belki de Türkçenin en fazla kullanıldığı alan, bilişim
sektörüdür'' dedi.
Türkçenin yapısının sağlamlığına dikkati çeken Köksal, ''Türkçe, eşi emsali
olmayan bir bilim dilidir aynı zamanda. Dil olarak Türkçemiz, İngilizceye her
yönden fark atar'' diye konuştu.
-YABANCI DİLLE EĞİTİM-
Genç bir mühendisken DPT'te görev aldığını ve 5 yıllık planların
hazırlanmasında da görev yaptığını anlatan Köksal, ''Yabancı dille eğitimi, bize
ABD'li uzmanlar önerdi. Bize, 'Türkçeyi kullanmayın, yoksa dünyadan
uzaklaşırsınız, uygarlıkla bütünleşemezsiniz' dediler. Maalesef devlet
yöneticilerimiz de bu önerilere uydu'' dedi.
Yabancı dille eğitimin yaygınlaşmasının yarattığı tehlikeye dikkati çekmek
için kitap da yazdığını kaydeden Köksal, şunları söyledi:
''Türkçede bir kirlenmeden bahsediliyor. Türkçede kirlenme yok... Türkçe
çöküyor. Türkçe, kendisini ölecek diller arasında ilan etti. Üstelik bunu da
devlet eliyle yapıyor. Eski bir YÖK Başkanı, 'Türkçe bilim dili olamaz' dedi.
Osmanlı döneminde halkın yüzde 90'ı okur-yazar değildi. Bu yüzden Türkçe
halk arasında korunmuştur. Fakat şimdi durum tam tersi. Aydınlarımız, gençlerimiz
ve yöneticilerimiz, Batı'nın propagandalarına teslim oldular. Bazı insanlar,
'Türkçedeki Ğ,Ş Ö ve Ü harflerinden iğreniyoruz' diyorlar.
Eğer bir 20 yıl daha üniversitelerde yabancı dille öğretim devam ederse,
Türkçe, silinme tehlikesiyle yüz yüze kalacak.''
''bilişim'', ''bilgisayar'', ''yazılım'' ve ''donanım'' gibi bilişim alanında
kullanılan 2500 Türkçe kelime geliştirdiğini belirterek, ''Bilişim alanında
geliştirdiğim Türkçe sözcüklere o dönem özellikle üniversite profesörleri karşı
çıktı. Ama bu kelimeleri halk benimsedi ve sonradan kullanıldı'' dedi.
Türk bilişim sektörünün dünyayla yarışacak kadar gelişmiş bir alan olduğunu
vurgulayan Köksal, ''Dünyada kendi milli bankaları için milli yazılım üreten üç
ülke var. Bunlar ABD, Japonya ve Türkiye'' diye konuştu.
Üniversitelerin bilişimle ilgili çeşitli bölümlerinden şimdiye kadar 132 bin
kişinin mezun olduğunu ve bu sektörden 850 bin kişinin ekmek yediğini anlatan
Köksal, ''Türkiye'de belki de Türkçenin en fazla kullanıldığı alan, bilişim
sektörüdür'' dedi.
Türkçenin yapısının sağlamlığına dikkati çeken Köksal, ''Türkçe, eşi emsali
olmayan bir bilim dilidir aynı zamanda. Dil olarak Türkçemiz, İngilizceye her
yönden fark atar'' diye konuştu.
-YABANCI DİLLE EĞİTİM-
Genç bir mühendisken DPT'te görev aldığını ve 5 yıllık planların
hazırlanmasında da görev yaptığını anlatan Köksal, ''Yabancı dille eğitimi, bize
ABD'li uzmanlar önerdi. Bize, 'Türkçeyi kullanmayın, yoksa dünyadan
uzaklaşırsınız, uygarlıkla bütünleşemezsiniz' dediler. Maalesef devlet
yöneticilerimiz de bu önerilere uydu'' dedi.
Yabancı dille eğitimin yaygınlaşmasının yarattığı tehlikeye dikkati çekmek
için kitap da yazdığını kaydeden Köksal, şunları söyledi:
''Türkçede bir kirlenmeden bahsediliyor. Türkçede kirlenme yok... Türkçe
çöküyor. Türkçe, kendisini ölecek diller arasında ilan etti. Üstelik bunu da
devlet eliyle yapıyor. Eski bir YÖK Başkanı, 'Türkçe bilim dili olamaz' dedi.
Osmanlı döneminde halkın yüzde 90'ı okur-yazar değildi. Bu yüzden Türkçe
halk arasında korunmuştur. Fakat şimdi durum tam tersi. Aydınlarımız, gençlerimiz
ve yöneticilerimiz, Batı'nın propagandalarına teslim oldular. Bazı insanlar,
'Türkçedeki Ğ,Ş Ö ve Ü harflerinden iğreniyoruz' diyorlar.
Eğer bir 20 yıl daha üniversitelerde yabancı dille öğretim devam ederse,
Türkçe, silinme tehlikesiyle yüz yüze kalacak.''
