2023-11-09 - 13:23
SAĞLIK BAKANLIĞININ 2024 YILI BÜTÇESİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan Komisyonda, Sağlık Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Sağlık Bilim ve Teknolojileri Anonim Şirketinin bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülecek.

Bakan Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, sözlerine Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'nın bütün kahramanlarını, TBMM'nin ilk mebuslarını, Cumhuriyet'in kurucu kadrolarını hürmet ve rahmetle anarak başladı.

Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la başlayan dönemde eskisiyle kıyaslanamayacak şekilde ideali, projeyi ve maddi imkanı bir araya getirdiğini ifade eden Koca, hekim, bilim insanı ve sağlık çalışanlarının artık çok daha iyi koşullara sahip olduğunu söyledi.

Bakanlığa bağlı 977'si hastane, 8 bin 157'si aile sağlığı merkezi ve farklı işlevleri olan kurumlarla yaklaşık 15 bin sağlık kurumu olduğunu ifade eden Koca, "Bakanlığımıza bağlı hastanelerde yatak sayısı 171 bin 932'ye yükselmiştir. Fakat tek başarı bu değildir; nitelikli yatak oranını yaklaşık 13 kat artırarak yüzde 6'dan yüzde 81'e çıkarmış durumdayız. Bunun anlamı, yatırılarak tedavi edilen hasta için konfordur. Tedavi gibi bu da görevdir." diye konuştu.

- "Toplam hekim sayımız yeni atamalarımızla 205 bini geçti"

Fahrettin Koca, mevcut hastanelerin yaklaşık yüzde 80'inin son 21 yılda yenilendiğini veya yeniden inşa edildiğini, yeni hastanelerde yatak başına düşen kapalı alanın öncekilere kıyasla iki katına çıkarıldığını, daha hayat dolu ortamların oluşturulduğunu vurguladı.

Yeni atamalarla toplam hekim sayısının 205 bini geçtiğini aktaran Koca, bu hekimlerin 104 bininin uzman olduğunu kaydetti.

Koca, toplam sağlık personeli sayısının da her geçen gün arttığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Gelinen noktada 1 milyon 420 bin kişiye ulaşmış durumdayız. Sadece 2023'te Sağlık Bakanlığı tesislerinde 113 bin 783 yeni kişi göreve başlamıştır. Adına 'Beyaz Reform' dediğimiz kapsamlı reform paketi sayesinde, hekimlerimizin kamuya dönme talebi çoğu kişinin ummadığı şekilde artmıştır. AB ve OECD ortalamalarına göre, kişi başına düşen hekim sayısında yeterli düzeyde değilsek bile çok hızlı bir artış gösterdiğimiz bir gerçektir. Hemşire ve ebe sayımız bugün için 310 bine ulaşmıştır. Son 10 yılda yüzde 45'e yakın artış olmasına rağmen henüz istediğimiz düzeye ulaşmış değiliz."

Sağlık Bakanı Koca, son 4 yılda özel sektör sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranının sabit kaldığını belirtti. Küresel ekonomik duruma rağmen kamu sağlık harcamalarında ise istikrarlı bir artış olduğunu ifade eden Koca, "Kişi başına satın alma paritesiyle toplamda 1668 dolar harcama yapıyoruz. OECD ortalamasının oldukça altındayız. Bunda nüfusumuzun genç olmasının da payı var. Olması gereken artışla birlikte, nüfus içinde yaşlılarımızın artmasıyla bu harcamanın artması kaçınılmaz olacaktır." diye konuştu.

OECD'nin her yıl güncellediği sağlık verilerine göre, Türkiye'nin, yaptığı sağlık harcamasına oranla sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülke olmaya devam ettiğini söyleyen Koca, 2002'den bu yana temel sağlık göstergelerinde önemli düzeyde ilerleme kaydedildiğini, bebek ve anne ölümlerinin önemli ölçüde azaltıldığını kaydetti.

Fahrettin Koca, "Kovid-19 pandemisine bağlı olarak tüm dünyada beklenen yaşam süresinde 2 yıla yakın bir düşüş oldu. Ülkemiz bu süreçte OECD ve AB ülkelerinden daha şanslıydı. Bizde beklenen yaşam süresindeki düşüş 0,84 yıl oldu." dedi.

- Deprem bölgesinden 51 bin 665 hasta, yaralı nakli

Koca, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin meydana geldiği gece bakanlığın tüm birimlerinin koordine olduğunu, hızla deprem bölgesine hareket edildiğini anlatarak, "Depremin ilk gününden itibaren 11 ilimizde 1810 ambulans, 245 UMKE aracı, 16 hava ambulansı, toplam 15 bin 883 UMKE ve acil sağlık personelimiz ile vatandaşımıza sağlık hizmetine koştuk. Bilinen en büyük hasta nakli operasyonunu gerçekleştirdik. Hava, kara ve deniz yolu ile toplam 51 bin 665 hastamızı, yaralımızı deprem bölgesinden ülkemizin dört bir yanındaki hastanelerimize naklettik." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesindeki illerde birinci basamak sağlık hizmetleri, köy taramaları, bebek ve çocuk izlemleri, çevre sağlığı ve sürveyans çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü, bölgede hiçbir salgın hastalığın yaşanmadığını dile getiren Koca, 57 günde inşaatını tamamlayarak depremin 105'inci gününde açılan Hatay Defne Devlet Hastanesi'nin yanında bölgeye kazandırılan ve inşaatına başlanan hastanelerle depremin yaralarını sarmaya devam ettiklerini vurguladı.

- Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş'ta şehir hastaneleri yapılacak

Koca, Samandağ Devlet Hastanesi, Arsuz Devlet Hastanesi, Hassa Devlet Hastanesi ve Belen Devlet Hastanesi'ni bu dönemde hizmete açtıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:

"İskenderun Devlet Hastanesi de hizmete hazır durumda, 2 hafta içinde burayı da hizmete açmış olacağız. Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan'da toplam 1588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık."

- " Kovid-19 her geçen gün doğaya yeniliyor"

Kovid-19 salgınından edinilen tecrübenin önemine de işaret eden Koca, "Gelinen noktada, başta Eris varyantı olmak üzere yeni mutasyonların, virüsün ortaya çıktığı ilk döneme kıyasla hasta yapıcı özelliğinin artık çok az olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, bizlere eski, 'Keşke bir an önce geçip gitse' dedirten günleri hatırlatan kısıtlamaları, kapanmaları gündeme almak söz konusu değildir. Kovid-19 her geçen gün doğaya yeniliyor ve hayat devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "8 bin 855 hekimimiz açıktan atamayla kamuya döndü"

Beyaz Reform çalışmalarıyla sağlık sisteminde önemli iyileşmelere yol açacak adımların atılmasının amaçlandığını aktaran Koca, sağlıkta şiddeti önlemeye dönük "Beyaz Kod" uygulaması ve kamuya dönen hekimlerin sayısına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Bu adımları takiben geçen 1 yıllık sürede Beyaz Kod sayısı 1 milyon başvuruda ortalama 23'ten 17'ye düştü. Geçen ay yine bu sayı 1 milyonda 12'ye indi. Yapılan düzenlemeler sayesinde, bakanlığımıza bağlı sağlık kurumları artık daha cazip bulunduğu için 8 bin 855 hekimimiz açıktan atamayla kamuya döndü. 32 bin ilave tıbbi sekreter istihdamı ile hekimlerin hastalarına daha fazla ve daha nitelikli zaman ayırmalarını sağladık."

- "Gri Kod uygulamasını pilot olarak başlattık"

Sağlık çalışanları üzerinde baskı oluşturan şiddet endişesi ve şiddet olaylarına karşı çıkarılan yasaların yanında yeni tedbirler alındığını da bildiren Koca, şöyle devam etti:

"Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı'nı hazırladık. Pek çok kez dile getirdiğim gibi, şiddet, hangi şekliyle olursa olsun, hayatın hiçbir alanında asla yer almamalıdır. Şiddet, tüm insani ilişkileri, bağları, insandan insana köprüleri yok eder. Şiddet; yasa, önlem, yaygın sağduyu ve erdemle aşılır. Sağlıkta şiddeti, bunların tümünü kullanarak aşmaya çalışıyoruz. Şiddet riski karşısında önceden önlem almak üzere Gri Kod uygulamasını pilot olarak başlattık, Gri Kod Acil Çağrı Mobil Uygulaması pilot uygulamada devreye alındı."

- "Toplam yatak kapasitesi 15 bini bulan 12 şehir hastanemizin yapımı sürüyor"

Fahrettin Koca, son 20 yılda 757 hastane binasını, 2 bin 753 birinci basamak sağlık tesisini tamamlayarak hizmete sunduklarını belirterek, Aile Sağlığı Merkezi, Sağlıklı Hayat Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi gibi toplam 1070 birinci basamak yatırımının devam ettiğini söyledi.

İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 hastane yatırımının bulunduğunu dile getiren Koca, "Önümüzdeki yıl için 55'i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız. Şehir hastanelerimizin Kovid-19 pandemisi ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde ne denli büyük rol üstlendiğini biliyorsunuz. Şehir hastanelerimizi Sağlık Akademisi çatısı altında akademik yapıya kavuşturma çalışmalarımız devam ediyor." ifadesini kullandı.

Bu yıl kamu özel işbirliği modeliyle Kocaeli, İzmir ve Gaziantep şehir hastanelerinin yapımının tamamlanmasıyla, 17 şehir hastanesinin 28 bin yatak kapasitesiyle sağlık hizmeti vermeye başladığına dikkati çeken Koca, "Kütahya Şehir Hastanemizin ise inşaat süreci devam etmektedir. Yatak kapasitesi toplamda 6 bine ulaşan 5 şehir hastanemizin yapımı genel bütçe kaynaklarıyla tamamlanmıştır. Toplam yatak kapasitesi 15 bini bulan 12 şehir hastanemizin yapımı ise devam etmektedir." diye konuştu.

Koca, genel bütçe kaynaklarıyla yapılacak Hatay, Kahramanmaraş, Muğla, Malatya, Van şehir hastanelerinin proje süreçlerinin de devam ettiğini belirtti.

- Aile diş hekimliği ülke genelinde yaygınlaştırılacak

Koruyucu sağlık hizmetlerine her geçen yıl daha fazla kaynak ayırdıklarının altını çizen Koca, bu kapsamda bakanlık bütçesinin yüzde 28'ine karşılık gelen 203 milyar lira ödenek teklif edildiğini bildirdi.

27 binden fazla birimde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı ile ülke genelinde 8 bini aşkın noktada vatandaşların sağlığını korumak ve geliştirmek için hizmet verdiklerini ifade eden Koca, "2022 yılına göre aile hekimliğinde muayene sayımız yüzde 31 oranında arttı. Yakın zamanda hızla tüm ülkeye yaygınlaştıracağımız aile diş hekimliği uygulamamız ile vatandaşlarımızın ağız ve diş sağlığını koruma konusunda önemli bir adım atmış olacağız." dedi.

Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, aşıların, bulaşıcı hastalıklardan korunmada en etkili araç olduğunu ve bireyi korumaktan öte tüm toplumun sağlığı için de kilit rol oynadığını söyledi.

Aşılama konusunda ısrarlı politikayı sürdürme kararlılığında olduklarını dile getiren Koca, "Nüfus büyüklüğüne oranla aşılama başarısında dünyadaki liderliğimizi koruyoruz." ifadelerini kullandı.

Koca, Aralık 2021 itibarıyla başlatılan "Evlilik Öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı" çerçevesinde 1 milyon 100 bini aşkın kişiye tarama yapıldığı bilgisini verdi.

Yenidoğan tarama programına SMA'yı da eklediklerini bildiren Koca, bugüne kadar 1 milyon 400 bin bebeğin taramadan geçirildiğini belirtti.

Koca, bağımlılıkla mücadelenin aynı hızla devam ettiğini aktararak, Bağımlı Hastalar İçin Rehabilitasyon Projesi kapsamında hizmet veren BAHAR merkezlerinin ardı sıra hizmete açıldığını söyledi.

Acil sağlık hizmetleri istasyonu sayısının 3 bin 393'e, ambulans sayısının ise 5 bin 986'ya ulaştığını anlatan Koca, bu yıl içinde 5 milyon hastanın naklini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

- "Kök hücre ürünlerini yurt içinden karşılama oranımız yüzde 90"

Nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmetinin gelişimi amacıyla, poliklinik ve acil servislerden yataklı hizmetlere kadar hasta odaklı bir hizmet anlayışıyla çaba harcadıklarını ifade eden Koca, "Yoğun bakım hasta yakınlarının en önemli beklentilerinden biri hastalarından haberdar olmaktır. Geliştirdiğimiz uygulamayla 2023 yılı Haziran ayından itibaren yoğun bakımdaki hastalarımızın sağlık bilgilerini e-Nabız üzerinden günlük olarak yakınlarıyla paylaşıyoruz." diye konuştu.

Koca, sağlık hizmeti sunumunda teknoloji ağırlıklı güncel yaklaşımlara hızla yöneldiklerini vurgulayarak, uzaktan sağlık hizmetini yaygınlaştırdıklarını söyledi.

2023 yılının 8 ayında 3 bin 75 hastaya uzaktan sağlık kurulu raporu düzenlenmesini sağladıklarını dile getiren Koca, şunları kaydetti:

"Engelli olmaları, yaşlı ve kronik hastalıkları nedeniyle eve, yatağa ve cihaza bağımlı olan vatandaşlarımızın, ihtiyaç duydukları tıbbi hizmetlere erişimlerini kolaylaştırıyoruz. Yeni kurulan Sağlıklı Yaş Alma Merkezleri, 3 ay gibi kısa bir sürede 69 ilimizde 464 sağlık tesisinde faaliyete başladı. Yıl sonuna kadar, 81 ilde hizmete ihtiyaç duyan 80 yaş ve üstü büyüklerimize bu imkanı sunmayı hedefliyoruz. Organ bağışını artırmaya yönelik çalışmalarımız sürerken bir yandan da bağışlanan donör organlarının kullanım oranının artırılması amacıyla çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz.

Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi, faaliyete geçtiği 2015 yılından bugüne kadar gönüllü bağışçı sayısını 1 milyonun üzerine çıkardı. Ülkemizde nakil olan hastaların kök hücre ürünlerini yurt içinden karşılama oranımız yüzde 90'dır."

Koca, 2023-2028 yıllarını kapsayan Nadir Hastalıklar Sağlık Strateji Belgesi ve Eylem Planı çerçevesinde, Çok Disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Hizmet Merkezleri açmaya başladıklarını belirterek, interaktif video temelli otizm taraması kapsamında 2 milyon 381 bin çocuğa ulaştıklarını bildirdi.

Türkiye'nin sağlıkta bölge üssü haline geldiğini ifade eden Koca, "Ülkemizin yürüttüğü girişimci ve insani dış politika çerçevesinde dil, din, ırk ayrımı gözetmeden sağlık diplomasisi faaliyetlerini artırarak devam ettiriyoruz." dedi.

- "En yakın sürede kanser hastası çocukları Türkiye'ye getirmeye başlayacağız"

Koca, Türk Devletleri Teşkilatı öncülüğünde Türk devletleriyle sağlık alanında da bir araya geldiklerini aktararak, sağlık alanındaki bilimsel ve pratik birikimlerin dost ve kardeş ülkelerdeki sağlık personeliyle paylaşılmaya devam edildiğini söyledi.

Türkiye'nin sağlık sistemini ve uluslararası sağlık hizmeti veren tüm kuruluşlarını, "HealthTürkiye" markası ile daha güçlü bir şekilde dünyaya tanıttıklarını anlatan Koca, "Dostluk hastanelerimizle her zaman ihtiyacı olanın yanındayız. İnsani yardım hastanelerimiz bölge halkının yaralarını sarmaya devam ediyor. Dostluk hastanelerimize değinmişken, Filistin dramından söz etmeden geçmem mümkün değil. Gazze'de yaşananların insanlıkla, medeniyet değerleriyle açıklanır yanı yoktur. Bu saldırıları 'insan vicdanında bir yıkım' olarak değerlendiriyorum. Acımasız ve işgalci İsrail güçlerinin yanı sıra bu saldırılara arka çıkanların da tamamı iyilik, ahlak, insanlık, insaf, insanlığa saygı mefhumlarını hayatlarından tamamen çıkarmış olmalılar." değerlendirmesinde bulundu.

Bakanlık yetkilileri ve uzman doktorlardan oluşan 20 kişilik bir heyetin, ilaç ve tıbbi malzeme ile 22 Ekim Pazar günü Mısır'a giderek çalışmalarına başladığını anımsatan Koca, "Yoğun temaslarımıza rağmen, planladığımız hizmetleri hayata geçirebildiğimizi söyleyemiyorum. Beklediğimiz şartlar oluşur oluşmaz gerekenleri yapabilecek şekilde hazırlanmış durumdayız. Gazze'de yaşanan insanlık dramı, sağlık hizmetlerinin verilemez hale gelmesi ile şiddetlenerek devam ediyor." diye konuştu.

İsrail'in Gazze'de sebep olduğu yıkımın insanlığın tüm değerlerini enkaz altında bıraktığını dile getiren Koca, sağlık hizmetlerine destek vermek üzere, sahra hastanelerinin kurulması dahil Mısır Sağlık Bakanlığı ile ilk günden beri koordinasyon içinde olduklarını, çabaların sağlık hizmetinin sağlanması için yeterli olmadığını anlattı. Bunun üzerine dün akşam saatlerinde İsrail Sağlık Bakanı ile görüştüğü bilgisini veren Koca, "Sağlık Bakanı ve bir hekim olarak, şiddetin hiçbir türünün kabul edilemez olduğunu açıkça ifade ettim. Sağlık hizmetlerinin sürdürülememesinin açıklanamaz olduğunu konusunda mutabıkız." dedi.

Hastaların tedavilerinin devam edememesi, özellikle çocuklar konusundaki hassasiyeti en net şekilde ifade ettiğini kaydeden Koca, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi'nin, Gazze'de kanser tedavisi veren tek hastane olduğunu ve artık hizmet veremez hale geldiğini ifade ettim. Bu durumun inkar edilecek hiçbir yeri yok. Masum çocukların tedavisinin devamı konusunda üzerimizdeki sorumluluğu hatırlattım. Kendisi de bu konuda haklı olduğumuzu ifade etti. Çocuklar başta olmak üzere hastaların Mısır'a ambulanslarla taşınması ve oradan uçak ambulanslarla Türkiye'ye getirilerek tedavi edilmesi için hazır beklediğimizi ifade ettim. Tedavisi yarım kalan kanser hastası çocuklardan başlayarak hastaların sevk sürecinin güven içinde gerçekleşmesi konusundaki beklentimizi ve üzerlerine düşen sorumluluğu ifade ettim. Bu konuda bizimle mutabık kalarak olumlu görüş ifade ettiler. En yakın sürede kanser hastası çocukları Türkiye'ye getirmeye başlayacağız.

Ayrıca, Bugün yola çıkması beklenen gemi ile ilaç, tıbbi cihaz, 8 adet sahra hastanesi, 20 ambulans ve tıbbi sarf dahil yaklaşık 500 ton yardım ekipmanı ulaştırıyoruz."

Bakan Koca, e-Nabız kişisel sağlık kaydını 72 milyondan fazla vatandaşın kullandığını anlatarak, birçok dijital uygulamaya ilave olarak Gri Kod Acil Çağrı uygulamasını da pilot olarak başlattıklarını anımsattı.

- "İlaçların kutu bazında yüzde 90'ını ülkemizde üretiyoruz"

Bakanlığın bağlı kuruluşu olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK), Ekim 2023 itibarıyla Dünya Sağlık Örgütünün ölçütlere uygunluğunu onayladığı Ulusal İlaç Otoriteleri arasındaki yerini aldığını aktaran Koca, bu gelişmeyle Türkiye'de üretilen aşıların, Dünya Sağlık Örgütünün onayladığı ürün listelerine girebilmesinin önünün açıldığını belirtti.

TİTCK'nın Uluslararası İlaç Denetim Birliğine üye olmasıyla birlikte, Türkiye'de ilaç üretimi yapan tesislerin uluslararası alanda da tescillenmiş olacağına işaret eden Koca, "Bu üyelikle, ilaç ihracatımızın artması ve ülkemizde üretilen ilaçların dünya pazarına açılmasının önündeki teknik engellerin ortadan kaldırılmasında oldukça önemli bir adım atılmıştır. Mevcut kısıtlara rağmen ülkemizde üretilen ilaçlar, ABD ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere 185 ülkeye ihraç edilmektedir. Yaklaşık 2 milyar avroluk ilaç ihracatımız var." diye konuştu. Koca, şu bilgileri verdi:

"Vatandaşlarımız tarafından kullanılan ilaçların kutu bazında yüzde 90'ını, değer bazında ise yaklaşık yüzde 57'sini ülkemizde üretiyoruz. Tıbbi cihaz sektöründe ihracat miktarımızı artırmak amacıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. 2023 yılının ilk 6 ayında ülkemizin ihracatına 604 milyon dolar katkı sağladık.

Tıbbi cihaz sektöründe son 5 yılda tıbbi cihaz işletme sayısı yüzde 70'den fazla artmış, yaklaşık 13 bin olan işletme sayısı 23 binin üzerine çıkmıştır. Bakanlığımızın bağlı kuruşlarından biri olan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında yerlileşme ve millileşme kapsamında yenilikçi çalışmalara öncülük etmekte, araştırmacılarına bilimsel, teknik ve mali destek sağlamaktadır."

- "Bağışıklama programımızdaki aşıların yüzde 86'sı Hıfzıssıhha'da üretilecek"

Sağlık bilim ve teknolojilerinde daha ileriye gidebilmek için TÜSEB tarafından 847 AR-GE Projesi'nin 356 milyon TL bütçe ile desteklendiğini belirten Koca, "Geçen yıl müjdesini verdiğim Hıfzıssıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezinin inşası devam ediyor. Hıfzıssıhha faaliyete geçtikten sonra aşı ve biyoteknolojik ürün çalışmalarımız daha da hızlanacak. Bağışıklama programımızdaki aşıların yüzde 86'sı Hıfzıssıhha'da üretilecek." bilgisini verdi.

Bakan Koca, binlerce kişiye yeni istihdam oluşturacak yerli ve milli sağlık teknolojilerinin merkezi halini alacak Sağlık Vadisi için çalıştıklarını söyledi.

Sağlık alanındaki reformlar kapsamında hizmete giren şehir hastanelerinin, uluslararası tanınırlığı olan birer eğitim, araştırma ve sağlık araştırmaları üssü olacağını belirten Koca, "Ankara'da proje çalışmalarına başladığımız 480 diş üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, alanında dünyanın en kapsamlı ağız ve diş sağlığı tesisi olmaya aday bir yapıya sahip olacak. Bununla birlikte İstanbul ve İzmir illerimizde ağız ve diş sağlığı eğitim ve araştırma hastaneleri kurulması için de planlamalarımızı yapıyoruz." dedi. Koca, sözlerine şöyle devam etti:

"Nadir Hastalıklarla ilgili SMA, Duchenne Muskuler Distrofi, ALS ve diğer nöromüsküler hastalıkları olan insanlarımız, yavrularımız için nöromüsküler hastalıklar hizmet birimlerini ülke genelinde yaygınlaştırdıktan ve Nadir Hastalıklar Ulusal Kayıt Sistemi'ni hayata geçirdikten sonra şimdi de Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuruyoruz. Bu haber, öyle sanıyorum ki büyük umutlar içeren bir haberdir.

Stratejik öneme sahip, yerli ve milli aşı, ilaç ve tanı kit üretiminde altyapı sağlayacak Ulusal Genetik Veri tabanını kurarak hayata geçiriyoruz. Doğrudan vatandaşımıza yönelik yapay zeka destekli sağlık uygulamaları ile hastalara kendi durumlarını daha yakından izleme ve yönetme imkanı sağlayacağız."

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Dünya Sağlık Örgütüne göre bir ülkede sağlık hizmeti sunulabilmesi için bakanlık bütçesinin yüzde 10 civarında olması gerektiğini, ancak Sağlık Bakanlığının bütçesinin ise yüzde 6,6 olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde kullanılamaz hale gelen hastanelere değinen Pala, depreme dayanıksız hastanelerin çalıştırılmasının ve uygun olmayan zemine hastane inşa edilmesinin nedenini sordu.

Şehir hastanelerinin şehir dışına yapıldığını belirten Pala, Bursa Şehir Hastanesi'ne raylı sistem götürmek için 2 milyar liralık yatırım yapıldığını ifade etti. Pala, "Raylı sistemi götürmek yerine şehir içinde üç tane hastane yapılabilirdi." dedi.

Kayıhan Pala, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile özel sektörün desteklendiğini, kamunun ise geride bırakıldığını ileri sürdü.

2024 bütçesinde şehir hastanelerinin kullanım bedelinde yüzde 108'lik, hizmet bedelinde yüzde 38'lik artış olduğunu dile getiren Pala, "Şehir hastaneleri, Sağlık Bakanlığı bütçesini rehin almış durumda. Uluslararası sermayeye kaynak ayırmaktan vazgeçin. Şehir hastanelerini kamunun üzerine yük olmaktan çıkarın." diye konuştu.

- "Türkiye kendisini korumaya yönelik faaliyetlerini sürdürecek"

HEDEP Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kamusal sağlık hizmetinin özelleştirildiğini, hastaların müşteriye, hastanelerin ise ticarethaneye dönüştürüldüğünü savundu.

Koçyiğit'in, konuşmasında Türkiye'nin terörle mücadele faaliyetlerini "işgal" olarak değerlendirmesi ve hastaneler ile okulların hedef alındığı yönündeki sözlerine, AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi.

Komisyon Başkanı Mehmet Muş, terör örgütü PKK/YPG'ye yönelik operasyonların Kürtlere yönelik olmadığının altını çizerek, "Türkiye, sınır ötesi operasyonlarını yapmak için Meclis'ten tezkere ile yetki almıştır. Türkiye kendisini korumaya yönelik faaliyetlerini sürdürecek. Gazze'de yaşanan soykırım ile Türkiye'nin teröre yönelik operasyonlarını bir tutmamak gerekir. Türkiye'yi işgalci diye nitelendirmek kabul edilemez. Bu durum, terörün ekmeğine yağ sürer, bir yalan üzerine propaganda inşa etmeye kalkmayalım." ifadesini kullandı.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, sağlık çalışanlarının mutlu olmadığı bir yerde sağlıkta başarıyı yakalamanın mümkün olmadığını dile getirdi.

Sağlığın en temel haklardan biri olduğunu vurgulayan Fakıbaba, vatandaşların sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak bir sağlık sisteminin hedeflenmesi gerektiğini belirtti.

Hastalara yeterince destek verilmediğini savunan Fakıbaba, "Bırakın hastanın ayağına gitmeyi, ayağına gelen kanser şüphesi olan hastalara bile gerekli ilgi gösterilmiyor ve gerekli taramalar yapılmıyor. Hekim sayımızda da ciddi bir düşüş var. Hekimlerimizin çoğu Almanya'ya gitti. Türk hekimleri Almanya'ya gittikten sonra Alman halkının sağlık alanında memnuniyeti daha da fazla oldu. Hekime değer vermezseniz bu gidiş daha da hızlanacak. Kalp damar cerrahisi, göğüs cerrahisi, beyin cerrahisi gibi branşlarda öğrenci yetiştirecek hoca bulunamayacak." değerlendirmesinde bulundu.

- "Şehir hastanelerinde kaliteli sağlık hizmet sunumu"

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin asla kabul edilemeyeceğini kaydetti.

Sağlık personeline karşı işlenen suçlara verilen cezaların artırılmasının isabetli olduğunu dile getiren Kalaycı, "Sağlık çalışanlarımıza şiddeti önlemeye dönük düzenlemeler etkin uygulanmalıdır. Şifa dağıtan kardeşlerimize saldıran her kim olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılmalıdır." sözlerini sarf etti.

Şehir hastanelerine ilişkin de değerlendirmede bulunan Kalaycı, "Hasta, refakatçi ve çalışan konforu odaklı tek ve çift kişilik nitelikli odalara, geniş ve dinlenme alanlarına, nitelikli yoğun bakım ünitelerine, büyük acil servislere, yüksek teknoloji ile inşa edilmiş akıllı binalara sahip şehir hastaneleri kaliteli sağlık hizmeti sunumunu önemli ölçüde desteklemektedir." ifadesine yer verdi.

- "Ortak bilgi işletim sistemine geçilmeli"

AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş ise bireyin ve toplumun sağlıklı olabilmesi adına sağlıkta devrim niteliğinde adımlar atıldığını vurgulayarak, sağlık hizmetlerinin hepsinin Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirilerek tek yapı haline getirildiğini anımsattı.

Hastanelerin çalışma sisteminin de dijital şartlara uygun hale getirilmesiyle hizmet konforu ve hızının artırıldığını anlatan Güneş, sağlıkta insan kaynağının adil ve dengeli bir şekilde dağıtıldığını kaydetti.

Vatandaşların sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 779,6 milyar lira kaynak ayrıldığını belirten Güneş, şöyle devam etti:

"2002 yılında bütçeden sağlığa ayrılan paranın bütçe içindeki payı yüzde 2,5'ten yüzde 7'ye çıkmıştır. İkinci ve üçüncü basamağa giden hasta sayısını azaltmak anlamında teşvike dayalı sevk zinciri mutlaka gerçekleştirilmelidir. Uzamış ameliyat günlerini azaltmak için hekimlerin gündüz çalışmalarına ilave ve buna bağlı oranda mesai sonrası ve hasta katılımlı sisteme geçilerek ameliyathaneler mesai sonrası çalıştırılmalıdır. Kamu hastanelerinde ortak bilgi işletim sistemine geçilmesi gerekir."

Bütçe üzerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, sağlık fiziki altyapısı ve hekim sayısının dengeli dağılımında ciddi problemler olduğunu savundu.

Bakırlıoğlu, "100 bin kişiye düşen yatak sayısı en fazla olan bölgenin en az olan bölgeye oranı 2017'de 1,42. Daha dengeli bir dağılım varmış bölgeler arasında. 2022'de ise bu 1,6'ya çıkmış, yani ciddi bir bozulma var. Bu durum hekim sayısında da söz konusu." dedi.

HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Türkiye'de sağlık alanında çalışanların yüzde 60'ının kadınlardan oluştuğunu belirterek, özellikle salgın sürecinden itibaren kadın sağlık çalışanlarının eşitsizliklere maruz kaldıklarını ileri sürdü. Sayyiğit, "Birçok sağlık çalışanı kadın bu iş yükünden kaynaklı fiziksel ve psikolojik açıdan yıpranmakta. Normal koşullarda da ayrımcılığa uğrayan sağlık emekçisi kadınların çalışma şartları pandemi krizinde kötüleşmesine rağmen sosyal yaşamlarının desteklenmesi yönünde herhangi bir adım atılmamıştır." ifadelerini kullandı.

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, şehir hastaneleriyle "servet transferi yapıldığını" öne sürdü.

Sağlığın ticarileştirilmesi sonucu "hastalara artık hasta değil müşteri olarak bakılmaya başlandığını" savunan Ocaklı, "En büyük şikayetlerden biri de hastanelerden randevu alınamamasıdır; aynı zamanda sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin önlenememesidir." dedi.

AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy, bakanlık bünyesinde 977 hastane, 8 bin 157 aile sağlığı merkezi, 973 toplum sağlığı merkezi, 247 sağlıklı hayat merkezi ve 15 bin sağlık kuruluşuyla, vatandaşlara ulaşabilir, etkin ve kaliteli sağlık hizmetinin sunulduğunu belirtti.

Altınsoy, "Sağlık yatırımlarımız modern yüzü olan hastanelerimiz her gün daha da iyiye gidiyor. Son teknolojiye sahip tıbbi cihazlar ve yaşam destek üniteleri, yüksek standartlara sahip ameliyathaneler, yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlarla vatandaşlarımıza daha iyi hizmet vermek için gayret ediyoruz." diye konuştu.

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Türkiye'nin sahip olduğu hastane, yatak ve ekipman kalitesinin standartların çok üzerinde olduğunu söyledi.

11 yıl İngiltere'de hekimlik yaptığını anlatan Çömez, "İngiltere'de çalışan hekim kalitesini biliyorum, samimiyetimle söylüyorum; Türk hekimlerinin eline hiçbirisi su dökemez. O sebeple bu arkadaşlarımızın kaybedilmemesi lazım. Onların Türkiye'de kalması için her türlü alt yapının hazırlanması gerekiyor. Yurt dışından gelen hekimlere karşı değilim; hazır, yetişmiş hekim ama bizim standartlarımıza uygun olması lazım." ifadelerini kullandı.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye'nin kapsamlı bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemine sahip olduğunu vurguladı.

Özellikle Kovid-19 salgınıyla mücadele sürecinde bunun öneminin ortaya çıktığına dikkat çeken Aksu, şöyle konuştu:

"Türkiye, ilaç ve tıbbi cihaz, aşı, medikal malzeme üretiminde ileri bir teknolojik dönüşüm içerisinde. Vatandaşlarımıza sunulan bu imkanlar, ilaç ve sağlık harcamalarındaki artış, kişilerin sağlık durumlarına da olumlu etki etmiştir. Gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi de önemli hale gelmiştir."

- "Sağlık harcamaları artacak"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içerisindeki payının yüzde 10 olduğunu belirterek, 25-30 sene sonra yüzde 25'e çıkacağını söyledi.

"Hızla yaşlanıyoruz, genç nüfusumuz yok." diyen Özlale, şunları kaydetti:

"Sağlık harcamalarımız kaçınılmaz bir şekilde artacak. Türkiye'nin sağlık harcamalarının toplam bütçe içerisinde ya da toplam ekonomi içerisinde düşük olmasının en önemli sebeplerinden birisi Türkiye'nin genç nüfusa sahip olmasıydı. Bundan sonra hızla yaşlandığımız için çok farklı problemlerle karşı karşıya kalacağız. Biz yaşlanıyoruz, bu sistem de sürdürülebilir bir sistem değil yani herkesin elini kolunu sallayarak hastaneye gideceği dönemin artık önüne geçmemiz lazım. Bizim aile sağlık merkezlerini güçlendirmemiz gerekiyor. Bu konuda bütçede artış için teklif vereceğiz."

HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, sağlığın siyaset üstü bir alan olduğunu ifade ederek, herkese eşit yaklaşılması gerektiğini söyledi.

Bütçeden önce sağlığa sonra eğitime büyük pay ayrılması gerektiğini belirten Temelli, "Bunu yapamadığımız sürece aslında kamusal sağlık politikası da üretememiş oluyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri en azından sağlık alanında kaldırmak o kadar zor değil ama bunun için bir kamu politikasına ihtiyacımız var. Muş'un Malazgirt ilçesindeki hastane yatırımı bitmiyorsa bu bizim hepimizin eksikliğidir." ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, sağlık hizmetlerinin günden güne kötüye gittiğini, hastanelerde tıbbi cihaz eksikliğinin yaşandığını ileri sürdü.

Sağlıkta şiddet konusuna da değinen Gürban, "Sağlıkta şiddetin azalması için tedbirler ivedilikle artırılmalı. Bu kapsamda x-ray cihazlarının hastanelere yerleştirilmesi hızlandırılmalıdır. Güvenlik görevlilerine hem eğitim verilmeli hem de yetkileri artırılmalıdır. Hasta ve hasta yakınlarının hastanede bekleme alanları ayrı tutulmalıdır. Şiddet olaylarının yoğun yaşandığı acil servislerde ilave güvenlik tedbirlerine yer verilmelidir." diye konuştu.

MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, ilaç fiyatlarındaki dengesizliklerin dövize uyumsuzluktan kaynaklandığını belirterek, vatandaşların ilaca erişimde yaşadıkları sıkıntıların hastaları olduğu kadar eczacıları da etkilediğini söyledi.

Hastaları ilaçsız bırakmayacak, eczacıları mağdur etmeyecek bir sistem için bakanlığın yaptığı çalışmaları yakından takip ettiklerini bildiren Ersoy, sağlık çalışanlarının aile bütünlüğünün korunması için aynı yerde görev yapabilmelerinin sağlanması gerektiğini dile getirdi.