2008-11-27 - 13:00
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplanan Genel Kurulda, üç milletvekilinin gündemdışı söz almasının ardından Türk Ticaret Kanunu tasarısının görüşmelerine geçildi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek, insan onuruyla bağdaşmayan fiili, ister kamu görevlisi, ister düz vatandaş
işlesin, karşısında olmaları, mevzuatı bu doğrultuda yorumlamaları gerektiğini
belirterek, ''İnsan hakları, eğitim konusu ve içselleştirme meselesinde,
uygulayıcıların, bu yöndeki eğitimlerine daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor''
dedi.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplanan Genel Kurulda, üç
milletvekili gündemdışı söz aldı.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, insan haklarında, ağır ihlaller
yaşanmayan günün olmadığını savunarak, 301. maddenin kaldırılmamasının, düşünce
ve ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu söyledi.
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun çıkarılmasından sonra, 2007'den bu
yana 19 kişinin polislerce öldürüldüğünü öne süren Birdal, ''Polis devleti mi
hukuk devleti miyiz? Polisi cesaretlendiren böyle bir yasayı nasıl yürürlükten
kaldırmıyoruz?'' diye sordu.
Birdal, cezaevleri konusunun da ''kanayan bir yara'' olduğunu ifade
ederek, 1 yıl içinde devlet güvencesi altındaki 27 mahkumun, yaşamını yitirdiğini
ileri sürdü.
-''MESELE, SADECE YASAL DÜZENLEME DEĞİL''-
Birdal'ın konuşmasına, Hükümet adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Çiçek yanıt verdi.
Çiçek, 10 Aralığın, İnsan Hakları Günü olarak kutlandığını ancak bu yıl,
10 Aralığın Kurban Bayramı'na denk geldiğini anımsatarak, Mecliste, 4 Aralıkta
konuyu görüşmek istediklerini belirtti.
İnsan haklarının, bütün dünyada en önemli ve öncelikli konu olduğuna
işaret eden Çiçek, çağın, insan hakları çağı olduğunu dile getirdi. Çiçek, insan
haklarının, iç hukuk olmaktan çıkıp, evrensel bir konu olduğunu vurgulayarak,
Türkiye'nin, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere, bu konuyla
ilgili metinlerin tamamını benimsediğini anımsattı.
Çiçek, Türkiye'nin, demokratikleşme arzusu ve çabasının gereği olarak,
insan haklarındaki eksiklikleri giderebilmek için önemli yasal düzenlemeleri
yaptığını anlattı. Çiçek, gerekiyorsa, daha da yapılabileceğini belirterek,
''Uygulamalardan şunu görüyoruz ki, mesele sadece yasal bir düzenleme meselesi
değil. Aslında yeteri kadar düzenleme de var. İnsan onuruyla bağdaşmayan fiili,
kim işlerse işlesin, ister kamu görevlisi, ister düz vatandaş, bunun karşısında
hep beraber olmamızda, mevzuatımızı bu istikamette yorumlamamızda fayda var''
diye konuştu.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının, kendisine uluşan bilgilere
hiçbir sansür koymaksızın hepsini yayınladığını ifade eden Çiçek, bunlardan
dolayı gocunmalarına da gerek olmadığını kaydetti.
-''İNSAN HAKLARI, YAŞAYAN İNSANLAR İÇİNDİR''-
Çiçek, nerede yanlışlıkları varsa, buna kafa yormaları gerektiğini
belirterek, uygulamalardan; insan haklarının eğitim konusu ve içselleştirme
meselesi olduğunu gördüklerini söyledi.
En başta, uygulayıcıların, bu yöndeki eğitimlerine daha fazla ağırlık
vermeleri gerektiğini vurgulayan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''En fazla eğitim yapan kurumların başında Adalet ve İçişleri
bakanlıkları geliyor. Buna rağmen eksikliklerimizin olduğunu görüyoruz, eğitime
devam etmemiz lazım. İnsan hakları, sadece 10 Aralığa özgü bir gün değil, sadece
devletin üzerinde duracağı şeyler değil. Televizyon programlarına, medyaya
baktığımızda toplumsal eğitimin verilmesinde ciddi bir çaba fazla görünmüyor. Ne
zaman polisiye bir olay gelse, bir iki gün tartışıp, sonra gündemden düşüyor.
Eğitim, devamlı bir faaliyet. Toplumsal eğitim ve yasaları uygulayanlar açısından
üzerinde durmamız, yanlış, suç işleyen varsa, hiçbir şekilde himaye yoluna
gitmeksizin, üzerine hassasiyet ve kararlılıkla gitmemiz lazım. Hükümet olarak,
bu düşünceyi taşıyoruz.
En büyük insan hakları ihlali işkence ve kötü muamele. İnsan hakları
yaşayan insanlar içindir, insan öldüyse ona çok fazla hak lazım olmuyor. Bütün
dünyada, en büyük insan hakları ihlali terördür. İnsan hakkı denildiğinde,
terörle beraber meseleye bakarsak, o zaman ortak zeminde buluşarak, sorunlara
çare arama imkanı bulabiliriz. Meselenin sadece bir tarafını görüp, öbür tarafı
için aması, fakatı, gerekçesine zihnimizi yoracağımıza, gayreti oraya
vereceğimize, kim ihlali yapıyorsa, en başta hayat hakkını ortadan kaldıran,
çoluk çocuk demeden, iki yaşındaki çocukları bile katleden örgütlerle ilgili
vurgulamalar yapılmadan bu konular konuşulursa, bu konu biraz eksik oluyor.''
-''ESNAFIN SİGORTASI ATTI''-
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan da gündemdışı konuşmasında esnaf ve
sanatkarın sorunlarına işaret etti.
''Bakanların ve rakamların'' Türkiyesi ile gerçek Türkiye'nin farklı
olduğunu belirten Kaptan, bakan ve rakamların Türkiyesi'nin güllük gülistanlık
gösterildiğini söyledi.
Anayasaya göre, devletin esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici
önlemleri alması gerektiğini belirten Kaptan, ''Esnaf ve sanatkarın, toplumun
sigortası olduğunu söylüyoruz ama gerekli önlemleri almıyoruz. Esnafın sigortası
atmıştır, kepenkleri kapatmıştır, küresel kriz vurmuştur'' dedi.
Kaptan, mali sicil affı çıkarılmasını, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının
yüzde 50 indirilmesini önerdi.
AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ise Türkiye ile İran
arasındaki ticari ilişkilerin artırılmasını istedi. Türkmenoğlu, iki ülke
arasında potansiyelin yüksek olmasına rağmen, yeterince kullanılmadığını
söyledi.
Gündemdışı konuşmaların ardından Türk Ticaret Kanunu tasarısının
görüşmelerine geçildi.
Çiçek, insan onuruyla bağdaşmayan fiili, ister kamu görevlisi, ister düz vatandaş
işlesin, karşısında olmaları, mevzuatı bu doğrultuda yorumlamaları gerektiğini
belirterek, ''İnsan hakları, eğitim konusu ve içselleştirme meselesinde,
uygulayıcıların, bu yöndeki eğitimlerine daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor''
dedi.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplanan Genel Kurulda, üç
milletvekili gündemdışı söz aldı.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, insan haklarında, ağır ihlaller
yaşanmayan günün olmadığını savunarak, 301. maddenin kaldırılmamasının, düşünce
ve ifade özgürlüğü önünde engel oluşturduğunu söyledi.
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun çıkarılmasından sonra, 2007'den bu
yana 19 kişinin polislerce öldürüldüğünü öne süren Birdal, ''Polis devleti mi
hukuk devleti miyiz? Polisi cesaretlendiren böyle bir yasayı nasıl yürürlükten
kaldırmıyoruz?'' diye sordu.
Birdal, cezaevleri konusunun da ''kanayan bir yara'' olduğunu ifade
ederek, 1 yıl içinde devlet güvencesi altındaki 27 mahkumun, yaşamını yitirdiğini
ileri sürdü.
-''MESELE, SADECE YASAL DÜZENLEME DEĞİL''-
Birdal'ın konuşmasına, Hükümet adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Çiçek yanıt verdi.
Çiçek, 10 Aralığın, İnsan Hakları Günü olarak kutlandığını ancak bu yıl,
10 Aralığın Kurban Bayramı'na denk geldiğini anımsatarak, Mecliste, 4 Aralıkta
konuyu görüşmek istediklerini belirtti.
İnsan haklarının, bütün dünyada en önemli ve öncelikli konu olduğuna
işaret eden Çiçek, çağın, insan hakları çağı olduğunu dile getirdi. Çiçek, insan
haklarının, iç hukuk olmaktan çıkıp, evrensel bir konu olduğunu vurgulayarak,
Türkiye'nin, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere, bu konuyla
ilgili metinlerin tamamını benimsediğini anımsattı.
Çiçek, Türkiye'nin, demokratikleşme arzusu ve çabasının gereği olarak,
insan haklarındaki eksiklikleri giderebilmek için önemli yasal düzenlemeleri
yaptığını anlattı. Çiçek, gerekiyorsa, daha da yapılabileceğini belirterek,
''Uygulamalardan şunu görüyoruz ki, mesele sadece yasal bir düzenleme meselesi
değil. Aslında yeteri kadar düzenleme de var. İnsan onuruyla bağdaşmayan fiili,
kim işlerse işlesin, ister kamu görevlisi, ister düz vatandaş, bunun karşısında
hep beraber olmamızda, mevzuatımızı bu istikamette yorumlamamızda fayda var''
diye konuştu.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının, kendisine uluşan bilgilere
hiçbir sansür koymaksızın hepsini yayınladığını ifade eden Çiçek, bunlardan
dolayı gocunmalarına da gerek olmadığını kaydetti.
-''İNSAN HAKLARI, YAŞAYAN İNSANLAR İÇİNDİR''-
Çiçek, nerede yanlışlıkları varsa, buna kafa yormaları gerektiğini
belirterek, uygulamalardan; insan haklarının eğitim konusu ve içselleştirme
meselesi olduğunu gördüklerini söyledi.
En başta, uygulayıcıların, bu yöndeki eğitimlerine daha fazla ağırlık
vermeleri gerektiğini vurgulayan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''En fazla eğitim yapan kurumların başında Adalet ve İçişleri
bakanlıkları geliyor. Buna rağmen eksikliklerimizin olduğunu görüyoruz, eğitime
devam etmemiz lazım. İnsan hakları, sadece 10 Aralığa özgü bir gün değil, sadece
devletin üzerinde duracağı şeyler değil. Televizyon programlarına, medyaya
baktığımızda toplumsal eğitimin verilmesinde ciddi bir çaba fazla görünmüyor. Ne
zaman polisiye bir olay gelse, bir iki gün tartışıp, sonra gündemden düşüyor.
Eğitim, devamlı bir faaliyet. Toplumsal eğitim ve yasaları uygulayanlar açısından
üzerinde durmamız, yanlış, suç işleyen varsa, hiçbir şekilde himaye yoluna
gitmeksizin, üzerine hassasiyet ve kararlılıkla gitmemiz lazım. Hükümet olarak,
bu düşünceyi taşıyoruz.
En büyük insan hakları ihlali işkence ve kötü muamele. İnsan hakları
yaşayan insanlar içindir, insan öldüyse ona çok fazla hak lazım olmuyor. Bütün
dünyada, en büyük insan hakları ihlali terördür. İnsan hakkı denildiğinde,
terörle beraber meseleye bakarsak, o zaman ortak zeminde buluşarak, sorunlara
çare arama imkanı bulabiliriz. Meselenin sadece bir tarafını görüp, öbür tarafı
için aması, fakatı, gerekçesine zihnimizi yoracağımıza, gayreti oraya
vereceğimize, kim ihlali yapıyorsa, en başta hayat hakkını ortadan kaldıran,
çoluk çocuk demeden, iki yaşındaki çocukları bile katleden örgütlerle ilgili
vurgulamalar yapılmadan bu konular konuşulursa, bu konu biraz eksik oluyor.''
-''ESNAFIN SİGORTASI ATTI''-
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan da gündemdışı konuşmasında esnaf ve
sanatkarın sorunlarına işaret etti.
''Bakanların ve rakamların'' Türkiyesi ile gerçek Türkiye'nin farklı
olduğunu belirten Kaptan, bakan ve rakamların Türkiyesi'nin güllük gülistanlık
gösterildiğini söyledi.
Anayasaya göre, devletin esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici
önlemleri alması gerektiğini belirten Kaptan, ''Esnaf ve sanatkarın, toplumun
sigortası olduğunu söylüyoruz ama gerekli önlemleri almıyoruz. Esnafın sigortası
atmıştır, kepenkleri kapatmıştır, küresel kriz vurmuştur'' dedi.
Kaptan, mali sicil affı çıkarılmasını, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının
yüzde 50 indirilmesini önerdi.
AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ise Türkiye ile İran
arasındaki ticari ilişkilerin artırılmasını istedi. Türkmenoğlu, iki ülke
arasında potansiyelin yüksek olmasına rağmen, yeterince kullanılmadığını
söyledi.
Gündemdışı konuşmaların ardından Türk Ticaret Kanunu tasarısının
görüşmelerine geçildi.
