TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un himayelerinde düzenlenen "Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi"nin açılışı, Meclis Tören Salonu'nda gerçekleştirildi.
Programın açılışında konuşan TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Dönmez, yapay zekanın bugün bir seçenek değil, küresel ölçekte ekonomik rekabetin, ulusal güvenliğin, eğitim politikalarının, hukuki normların ve etik ilkelerin merkezine yerleşmiş bir zorunluluk olduğuna işaret etti.
Dönmez, bu teknolojinin sadece makineleri değil; kurumları, meslekleri, davranış biçimlerini ve hatta değer sistemlerini dönüştürme kabiliyetine sahip olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu zirve, sadece bir teknoloji buluşması olmayıp, aynı zamanda bir gelecek inşası çağrısıdır." diye konuştu.
TBMM'nin, bu dönüşümün gerisinde değil, önünde olma kararlılığıyla hareket ettiğini kaydeden Dönmez, zirvenin de bu çabanın somut bir yansıması olduğunu vurguladı. Dönmez, "Amacımız, Türkiye'nin yapay zeka alanındaki potansiyelini ortaya koymak; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplumu aynı masada buluşturarak ortak bir vizyon geliştirmek, bu vizyonun gerçekleşmesine yönelik fikirleri ortaya çıkarmaktır." ifadesini kullandı.
Yapay zekayı yalnızca bir verimlilik aracı olarak değil, aynı zamanda bir sorumluluk alanı olarak görmenin zorunluluğuna dikkati çeken Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka sadece büyük şirketlerin, belli ülkelerin veya belli meslek gruplarının alanı olmayacak kadar büyük. Bu teknoloji, öğretmenlerin sınıfına, doktorların hastanesine, çiftçilerin tarlasına, gençlerin hayallerine dokunmalıdır. Biz, bu dönüşümün hiçbir bireyi dışarıda bırakmaması için politikalar geliştirmek zorundayız. Yapay zeka kaynaklı riskleri önlemek adına etik standartları belirlemek, doğru regülasyonları ve yönetişim mekanizmalarını oluşturmak da ayrıca görevimiz olmalıdır. Bizler TBMM olarak yasama organı sorumluluğumuzun bilinciyle, bu kapsamlı ve çok boyutlu dönüşüm sürecini sadece izleyen değil; yön veren, düzenleyen ve dengeleyen bir irade ortaya koymak arzusundayız. Bu çerçevede işbirliğine açık, ulusal stratejilere duyarlı, insanı merkeze alan, üretimi ve inovasyonu önceleyen her çabaya tam destek vermeye devam edeceğiz."
- "Her alanda kararlı adımlar atmalıyız"
Türkiye'nin, küresel yapay zeka endekslerinde henüz arzu ettikleri yerde olmadığını ifade eden Dönmez, bu alanda ilk 20 içinde yer almanın hedeflenmesi gerektiğini vurguladı.
Dönmez, bunun sadece bir prestij meselesi değil, aynı zamanda rekabet gücü, stratejik bağımsızlık ve gelecek vizyonu meselesi olduğuna dikkati çekerek, "İşte bu nedenle yapay zeka politikalarımızı ulusal ölçekte daha kararlı, daha bütüncül ve daha ileri görüşlü bir yaklaşımla ele almalı, AR-GE'den eğitime, yatırım ortamından hukuki altyapıya kadar her alanda kararlı adımlar atmalıyız." dedi.
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin Dönmez, komisyonun, alanında uzman kamu/özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere yüzlerce kişiyle bağlantı kurduğunu anlattı.
Alınan her görüşün, sunulan her önerinin Türkiye'nin yapay zeka vizyonuna katkı sunma hedefiyle şekillendiğini aktaran Dönmez, "Şimdi, tüm bu çalışmaların çıktıları, titizlikle hazırlanacak olan komisyon raporumuzda somutlaşacak. Bu rapor, yalnızca bir sonuç değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojiyle kurduğu ilişkinin yönünü belirleyecek güçlü bir yol haritası olacak." şeklinde konuştu.
Komisyon üyeleri olarak hem bilimsel araştırmaları hem de toplumsal beklentileri dikkate alarak kapsamlı politika önerileri geliştireceklerini bildiren Dönmez, bunun yanında vatandaşların da yapay zeka teknolojileri hakkında bilinçlenmesini, bu teknolojileri günlük yaşamlarına kolay ve sağlıklı biçimde entegre etmelerini hedeflediklerini söyledi.
Komisyon üyeleriyle süreç sonunda bir rapor oluşturulacağına değinen Dönmez, "Bu rapor ülkemizde yapay zeka alanında yürütülen çalışmaları konsolide edeceği gibi, bundan sonraki süreçte atılacak adımlar konusunda yol gösterici olan, ülkemiz açısından yapay zekaya dair vizyon ortaya koyan ve bu vizyona ülkemizi taşıyacak misyonu ve politika adımlarını belirleyen stratejik bir doküman olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Dönmez, Zirve'nin düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlara, destek veren paydaşlara, katkı sunacak konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile yapay zeka alanındaki yenilikçi start-up'lara yatırımı destekliyoruz. Önümüzdeki dönem bir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kurmayı planlıyoruz, bu alandaki yeni şirketlere, yeni oluşumlara destek olmak anlamında." dedi.
Yılmaz, TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, küresel yapay zeka etki endeksine göre 2030 yılı itibarıyla dünyada oluşacak yapay zeka ekonomisinin 16 trilyon dolar civarına ulaşmasının beklendiğini söyledi.
Yapay zekanın çalışma hayatına da önemli etkilerde bulunacağına işaret eden Yılmaz, bazı mesleklerin tamamen ortadan kalkacağını, bu işlerin artık insanlara ihtiyaç duyulmadan yapay zeka ile gerçekleştirileceğini, yapay zekayla ortaya çıkacak yeni meslek gruplarının oluşacağını, bazı mesleklerin devam edeceğini ancak bu mesleklerin icra edilme biçimi ve yöntemlerinin ciddi biçimde değişeceğini ifade etti.
Yılmaz, "Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye" vizyonu doğrultusunda yalnızca yapay zeka ekosistemini değil, aynı zamanda bu alanı destekleyecek kurumsal ve yönetsel altyapıyı da şekillendirmeye çalıştıklarını vurgulayarak, yeni teknolojilerde düzenleyici çerçevenin oldukça hassas bir konu olduğunu, aşırı düzenlemenin teknolojilerin gelişimine engel olabileceğini, hiç düzenleme yapılmaması durumunda ise ciddi risklerle karşı karşıya kalınabileceğini kaydetti.
Hükümet olarak yapay zeka alanında ciddi çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Yılmaz, bu kapsamda, başkanlığında oluşturulan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu'nun ilgili tüm bakanlık temsilcileriyle belli aralıklarla bir araya gelerek yapay zeka politikalarını gözden geçirdiğini aktardı.
Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi'nin bulunduğunu ve bu kapsamda 71 eylemden oluşan bir eylem planını hayata geçirdiklerini anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Eylem planımızda Türkçe büyük dil modeli geliştirilmesi, uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesi, yapay zeka ekosisteminin büyütülmesi, nitelikli insan kaynağının arttırılması, yerli uygulamaların yaygınlaştırılması ve Türkiye'yi küresel oyuncu yapacak işlemci altyapısının kurulması önemli başlıklarımızı oluşturuyor. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programıyla yine yapay zeka temelli girişimleri önceliklendiriyoruz."
- "Girişimlere finansman desteği sağlamayı düşünüyoruz"
Özel sektörün bu konudaki rolünün çok önemli olduğuna, sadece kamuyla bu süreci yürütmenin mümkün olmadığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yeni girişimler, yeni firmalar, yeni şirketler bu alanda gelişimlerini sürdürüyorlar. Biz de Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile yapay zeka alanındaki yenilikçi start-up'lara yatırımı destekliyoruz. Önümüzdeki dönem bir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu kurmayı planlıyoruz, bu alandaki yeni şirketlere, yeni oluşumlara destek olmak anlamında. Böylece erken ve büyüme aşamasındaki girişimlere finansman desteği sağlamayı düşünüyoruz. Hızlı büyüyen Türk teknoloji girişimlerini geliştirmeyi amaçlayan Turcorn 100 Programı'nda seçilen 23 adayın 9'u doğrudan yapay zeka alanında faaliyet gösteriyor. Yine Tech Visa programımız var, teknolojik vize programı. Burada da kabul edilen 28 girişimden 10 tanesi yapay zeka temelli."
Yılmaz, yapay zeka ve teknoloji okuryazarlığının tüm topluma yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizerek, bu dönüşüm sürecinin uzmanlık gerektiren alanlarında nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu eliyle çeşitli eğitim programları geliştirdiklerini, 20 farklı üniversitede yapay zeka alanında ön lisans ve lisans düzeyinde programların açıldığını dile getiren Yılmaz, mevcut iş gücünün geleceğin mesleklerine uyum sağlaması için İŞKUR ve Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun çalışmalar yürüttüğünü, kamu kurumlarında yapay zeka alanında yetkin personel yetiştirmek üzere Yapay Zeka Dönüşüm Programı'nın başlatıldığını ifade etti.
Yılmaz, kamu kurumlarında veri yönetişimini etkinleştirmek ve veriden değer üretmek amacıyla Kamu Veri Alanı Projesi'nin hayata geçirildiğini anımsatarak, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Yapay Zeka ve İnsan Hakları Çerçeve Sözleşmesi hazırlık sürecine katkı sunduğunu, Avrupa Birliği'nin Yapay Zeka Tüzüğü'ne uyum sağlamak üzere gerekli hazırlıklara başladığını aktardı.
- "İnsana hizmet ediyorsa, insani bir teknolojidir"
Birleşmiş Milletler, OECD ve G20 gibi platformlarda yürütülen politika ve standart belirleme çalışmalarına da Türkiye'nin aktif katılım gösterdiğini dile getiren Yılmaz, bu kapsamda güvenilir yapay zeka uygulamalarının desteklenmesi amacıyla bir etki değerlendirme modeli ve bilgilendirme sistemi üzerinde çalışmalar yürütüldüğü söyledi.
Yılmaz, ISO standartlarıyla uyumlu Yapay Zeka Risk Yönetim Sistemi ve Belgelendirme programıyla sistemin sürdürülebilirliği ve güvenliğinin teminat altına alınacağını belirterek, Türkiye'nin teknolojinin hiçbir alanında sadece tüketici konumunda olmayacağını, üretim süreçleri içinde yer alacağını ve bu teknolojilere katkıda bulanan bir ülke olarak dünyada yerini alacağını ifade etti.
Doğal zekayı bir tarafa bırakarak, sadece yapay zeka üzerinden bir tartışmanın anlamlı olmadığının altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yapay zeka insana hizmet ediyorsa, insani bir teknolojidir diye vurgulamak istiyorum. Toplumun refahına, sosyal adalete hizmet ediyorsa, yine insani bir teknolojidir diye ifade etmek istiyorum. Geleceğimizi inşa ederken elbette algoritmalardan faydalanacağız ama özgürlük kavramını da insanın iradesini de seçme hakkını da bir tarafa hiçbir zaman koyamayız. Bunları da elbette tartışmak durumundayız. Dolayısıyla bu alanı sadece teknik insanların tartışması bence doğru değil. Hukukçulardan sosyologlara, sanatçılardan kültür insanlarına interdisipliner bir şekilde, tüm farklı kesimlerin katkı verdiği bir tartışma olması gerektiğini de vurgulamak istiyorum."
TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen, Yapay Zeka ve Siyaset oturumunun moderatörlüğünü TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez yaptı.
Oturumda konuşan AK Parti Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı ve Ankara Milletvekili Ömer İleri, partisinin kurulduğu günden bu yana teknolojiyi etkin olarak kullandığını anlattı.
Teknolojinin tasarım aşamasında doğru şekillenmesi gerektiğini belirten İleri, "Çünkü teknolojik tasarılar günün sonunda kendi kullanım kültürlerini oluşturuyor. Bu kullanım kültürleri de doğal olarak toplumu etkiliyor." dedi.
Milli Teknoloji Hamlesi şemsiyesi altında ciddi çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren İleri, "Türkiye sadece teknoloji üreten, ürün geliştiren bir ülke olmakla kalmayacak, Türkiye, kendi kavramlarını üretecek. Türkiye, kendi ürün tanımlarını, iş modellerini ortaya koyacak. İddiamız budur. Özellikle savunma sanayisinde ortaya konan yeni kavramlar ve yeni doktrinler bu istikamete yürüdüğümüzü gösteriyor." diye konuştu.
AK Parti'nin yapay zeka konusunda 3 temel önceliği takip ettiğini aktaran İleri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zeka belki insanın yerini almayacak ancak yapay zeka yaygın kullanıma girecek. Dolayısıyla yapay zekayı kullanabilenler, kullanamayanların yerini alacak. Biz, bunu görüyoruz. Dolayısıyla parti olarak diyoruz ki 'bir taraftan bizler yapay zekayı kendi parti süreçlerimizde, kendi siyasetimizde etkin bir şekilde kullanacağız, diğer taraftan Türkiye'mizi bizi bu tekno kutuplu dünyada daha da üst sıralara taşımak, iddia sahibi ülkelerden biri yapmak noktasında çalışmaya devam edeceğiz. Bunun da ötesinde daha adil bir dünya bakışımız doğrultusunda, daha adil teknolojiler üretmek noktasında seferber olacağız. Kendi teknoloji kültürümüzü oluşturacağız ve bu istikamette ilerleyeceğiz. Nitekim ortaya koyduğumuz her politika belgesinde bu önceliklerin altını çiziyoruz."
- "Seçilmek için algoritmaların neyi öne çıkardığı ile ilgili bazı problemlerimiz olacak"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar da TBMM çatısı altında yapay zeka ile ilgili bir araştırma komisyonunun bulunmasını çok önemli bulduklarını söyledi.
Yapay zekanın modern demokrasinin temel kaynaklarını tehdit etme potansiyeline sahip bir teknoloji olduğunu söyleyen Atalar, "Yapay zeka, demokrasiyi öngörülemez bir hızla dönüştürüyor ve sabit kurumsal yapılarımızla uyumsuz hale getiriyor çünkü bildiğimiz gibi teknoloji çok hızlı ilerliyor ama hukuk ve yasama onu çok hızlı takip edemiyor ve toplumun dönüşümü de dijital okuryazarlık seviyesinin düşük olması sebebiyle çok hızlı olmuyor. O yüzden öngörülemez hızda bir dönüşüm söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.
Yapay zekanın siyasete etkisi konusunda denetleme sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Atalar, "Yapay zekanın gelişiyor olması tabii ki hepimiz için önemli ama siyaset alanında şunu mutlaka söylemek lazım, artık bizim seçilmek için ne söylediğimiz değil, seçilmek için algoritmaların neyi öne çıkardığı ile ilgili bazı problemlerimiz olacak." ifadesini kullandı.
Partisinin, 31 Mart 2024'teki Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde yapay zeka modellerinden yararlandığını aktaran Atalar, "O yüzden teknolojiyi hem kullanan ama aynı zamanda kullanırken de gerçekten insan haklarına, insan temelli karar alma süreçlerine saygılı olması gereken bir yapay zekanın taraftarıyız." dedi.
- "Türkiye'de başarılı yapay zeka uygulamaları bulunuyor"
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yapay zekanın ülkelerin büyük bütçeler ayırdığı bir alan haline geldiğini ve birçok ülkenin "ulusal yapay zeka stratejisini" ilan ettiğini hatırlattı.
Türkiye'de de savunma sanayisi, sağlık, tarım, iletişim, finans, oyun ve hizmet sektörleri başta olmak üzere başarılı yapay zeka uygulamalarının bulunduğunu kaydeden Aksu, "Bu anlamda, sabahki oturumda Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın ifade ettiği gibi, bir ulusal strateji hazırlık çalışmalarının devam ettiğini duymuş olmaktan da memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim." görüşünü paylaştı.
Yapay zeka konusuna, "dijital egemenlik", "ahlak" ve "stratejik bakış" ilkeleriyle yaklaşmanın doğru olacağını belirten Aksu, küresel yarışta geri kalmamak için kısa vadede pratik ve etkili stratejilerin geliştirilebileceğini dile getirdi.
Yapay zeka teknolojilerinde öncü olan ülkelerde, bu konuda çalışan birçok Türk olduğunu ve hepsinin ülkesine hizmet etmek istediğini anlatan Aksu, "Bazı ülkelerde yapay zeka enstitüleri kurmak suretiyle, sektörde çalışan Türklerle Türkiye arasında beyin köprüleri kurulması hayati önemde olacaktır." diye konuştu.
- Dijital okuryazarlığı artırma vurgusu
İYİ Parti Türk Dünyası ve Yurt Dışı Teşkilatlanma Başkanı ve Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş, yapay zeka ile insanı rakip olarak görmeyi doğru bulmadıklarını, yapay zekanın insanın gücüne güç katacak teknoloji olduğunu belirtti.
Türkeş, yapay zekanın insanın kontrolü altında olmasının gerekliliğine dikkati çekerek, "Evet yapay zeka her gün öğreniyor, gelişiyor, daha çok veriye ulaşıyor ama yapay zekayı kullanarak biz de gelecek nesillerimiz de daha çok gelişecek, daha farklı bir beyin yapısıyla dünyaya gelecek, her şeyi daha farklı görecek." yorumunda bulundu.
Önemli olanın yapay zeka teknolojisini iyi kullanmak ve bu teknolojinin iyi kullanılabileceği ortamların yaratılması olduğunu vurgulayan Türkeş, "Yasal düzenlemeler tabii ki önemli ama şu anda dünyadaki uygulamalarda da görüyoruz ki teknoloji, yasal düzenlemelerden de daha önce gidiyor. Bizim burada ülke olarak öncelememiz gereken şey 'Dijital okuryazarlığı nasıl artırabiliriz?' olmalı." dedi.
Siyasetin yapay zekadan kaçmasının mümkün olmadığını da kaydeden Türkeş, "Siyasi partiler de siyasetin vazgeçilmez unsurları. O yüzden nasıl ticari kurumlar, şirketler teknoloji geliştirmek ve yapay zekayı takip etmek zorunda kalıyorsa siyasi partiler de bunu yapmak zorunda veya yapmak zorunda kalacak." görüşüne yer verdi.
Yeni Yol Partisi Genel Başkan Yardımcı Ahmet Selim Çalışkan da yapay zekanın siyasette nasıl kullanılabileceğine dair bir sunum yaptı.
Ayrıca, panelde, katılımcılar da "BİP mobil uygulaması" üzerinden panelistlere sorular yöneltti ve anketlere katıldı.
"Yapay Zeka Hayatımızı Nasıl Değiştirecek? Yapay Zekaya Dair Gelecek Senaryoları" başlıklı oturumda konuşan Beyin cerrahı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Türkiye'de "yapay zeka üniversitesi" kurulması gerektiğini söyledi.
Bu önerisini ilgili birimlerle paylaştığını aktaran Aydın, düşüncenin kaydedilebildiği bir dönemin yaşandığını, bilimin çok hızlı ilerlediğini dile getirdi.
NASA projelerine değinen Aydın, "Yeni şartlarda yaşayabilecek yeni insan türü üretiliyor. Biz, şu an fıtri insan türünün son nesliyiz. İnorganik insan üretme peşindeler. 2050 yılında Mars gezegeninin şartlarına uygun 1 milyon yeni insan türü üretilmeye çalışılıyor." ifadesini kullandı.
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi Kurucusu Halil Aksu, zaman içerisinde iş ortamları ile mesleklerin değişeceğini, herkesin yapay zeka ile yaşamayı öğrenmek durumunda kalacağını, bu nedenle yapay zekanın öğrenilmesi için gayret edilmesi gerektiğini belirtti.
Turkcell Yapay Zeka Direktörü Yusuf Yiğit, yapay zeka alanında Çin ve ABD'deki çalışmalara değinerek, Türkiye'nin bu alanda oyuncu olması gerektiğini belirtti.
- "Yapay Zekada Hukuki Çerçeve ve Etik Düzenlemeler"
"Yapay zekada hukuki çerçeve ve etik düzenlemeler" oturumunda konuşan Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Eylem Aksoy Retornaz, yapay zekada en önemli etik ilkeyi "insan haklarına saygılı ve insan odaklı olma" şeklinde nitelendirerek, yapay zekanın insanlığın yararını gözetmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nafiye Yücedağ, "yapay zekanın sorumluluğu" meselesinin en dikkati çeken konu olduğunu ifade ederek, Avrupa Birliği'nde de son zamanlarda bu bağlamda düzenlemelerin hız kazandığını belirtti. Yücedağ, yapay zeka uygulamalarının "mahremiyet odaklı" bir bakış açısıyla geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Uzmanı Çiğdem Akın, Avrupa Birliği Yapay Zeka Tüzüğü'nün 27 ülkeyi doğrudan etkileyen önemli bir düzenleme olduğunu ve Türkiye'nin AB'ye katılım süreci kapsamında da önem taşıdığını belirtti. Akın, AB'nin, Çin ile ABD karşısında bireyleri koruyan, etik ve güvenilir bir dijital pazar sunmayı hedeflediğini de ifade etti.
- "Yapay Zekanın İşgücü Piyasasındaki Etkileri ve Sektörel Uygulamaları"
"Yapay Zekanın İşgücü Piyasasındaki Etkileri ve Sektörel Uygulamaları" başlıklı oturumda konuşan İŞKUR Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Özdemir, yapay zekanın diğer teknolojik gelişmelerden farklı olarak hayatın tüm alanlarını etkilemeye başladığını anlattı.
Yapay zekanın kimilerince "öcü", kimilerince de "geçici bir heyecan" olarak görüldüğünü anlatan Özdemir, "Muhtemelen ikisi de değil ama ikisinin ortasında bir yerde gerçekleşecek gibi gözüküyor. Tüm teknolojik gelişmeler, bazı meslekleri ortadan kaldırmıştır ama bununla beraber yeni meslekler ortaya çıkarmıştır. Yapay zekada da muhtemelen öyle olacak." dedi.
Özdemir, Türkiye'de yapay zekayı en çok kullanan işletmelerin, 50'den fazla çalışana sahip işletmeler olduğuna dikkati çekti.
İstanbul Üniversitesi Fizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Onur Kahya, yapay zekayla ilgili gelecek senaryolarına değinerek, yapay zekanın her insanın yaptığı işi daha iyi yapacak seviyeye gelebileceğine yönelik fikirler olduğuna işaret etti.
Kahya, yapay zeka ile ilgili Türkiye'nin yapabileceği çalışmalar hakkında önerilerde bulunarak, "Bizim belli alanlara odaklanıp, bu dronlar olabilir, enerjimizi orada harcamamız gerektiğini; daha odaklı, daha hedef merkezli bir şekilde bir strateji gütmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yoksa ABD'nin 10 yılda yakaladığını biz ne kadar sürede ve ne kadar parayla yakalarız emin değilim." diye konuştu.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Ahmed Hassan, yapay zekanın meslekler üzerindeki etkilerine değinerek, bu teknolojiyle bazı mesleklerin kaybolabileceği gibi yeni mesleklerin oluşacağını kaydetti.
Sabancı Üniversitesi Dijital Dönüşüm Direktörü Dr. Emre Sert, üniversite olarak dijital okuryazarlığa yönelik eğitimler, projeler ve uygulamalar planladıklarını anlattı.
- "Yapay Zeka Ekosistemi"
"Yapay Zeka Ekosistemi" başlıklı oturumda konuşan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, yapay zekanın bu yüzyıldaki en önemli buluşlardan biri olduğunu söyledi. Veri egemenliğine dikkati çeken Özbilgin, Türkiye'nin veri egemenliğine nasıl ve hangi koşullarda sahip olacağının tartışılması gerektiğini belirtti.
Huawei Türkiye Ar-Ge Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı He Ming, yapay zeka konusunda en önemli şeyin eğitim olduğuna dikkati çekerek, son 3 yılda üniversitelerde yapay zeka kursları düzenlediklerini, öğrencilere staj imkanı sunduklarını ve girişimcilere eğitim verdiklerini dile getirdi.
Türkiye Yazılımcılar Federasyonu (TÜYAFED) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalış, Türkiye'deki üniversitelerde bilgisayar mühendisliğinin yanı sıra yazılım mühendisliğine de önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Yapay zeka girişimcisi Barış Karakullukçu, yapay zeka ile ilgili çalışmaların merkezinde insanın yer alması, etik kurallar içerisinde hareket edilmesi ve risklerin düzgün bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Sadullah Uzun, yapay zekaya adapte olanların, adapte olmayanların işlerini elinden alacağını; bu nedenle insan kaynağının bu yeni döneme alışması gerektiğini kaydetti.
- "Verimli ve üretken vakit geçirdik"
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Dönmez, Zirve'nin kapanışında yaptığı konuşmada, çok verimli bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirtti.
Yapay zeka konusuyla yakından ilgilendiğini vurgulayan Dönmez, teknolojinin çok hızlı geliştiğini, dinamik bir süreç içerisinde olunduğunu aktardı.
Dönmez, Komisyon raporunun yazım sürecinin devam ettiğini ifade ederek, bu çalışmaların bu alanda bir başlangıç olduğunu ve ileriki yıllarda bu yöndeki çalışmaların sürdürüleceğini dile getirdi.
Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Dönmez, "Biz burada halkın Meclisini halka, bu işe inananlara, gönül veren uzmanlara, hocalarımıza açmak istedik. Verimli ve üretken vakit geçirdik." diye konuştu.
Türkiye'de yapay zeka alanındaki çalışmalara değinen Dönmez, "Arzum şu; Türkiye'ye özgü bir model olsun. Yapay zeka konusunda üç temel yaklaşım var. Yapılan konuşmalardan da bu çıkıyor zaten. ABD'nin, AB'nin ve Çin'in yaklaşımı. Biz bunların iyi yanlarını, bize uyan yanlarını alacağız." ifadesini kullandı.
