2025-03-11 - 18:11
TBMM KADINA KARŞI ŞİDDET VE AYRIMCILIĞI ARAŞTIRMA KOMİSYONU, KADIN DERNEKLERİNİ DİNLEDİ
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Sarı, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalkmasının iç uygulamayı etkilemediğini belirterek, "Hiçbir mahkeme, kararını verirken İstanbul Sözleşmesi'ne aykırı davrandığı için yargılama yapmıyor." dedi.

TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, Başkanvekili ve AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan başkanlığında toplandı.

Erdoğan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Kadına karşı şiddetin, tüm toplumlarda yaygın olarak görülmeye devam edildiğini belirten Erdoğan, Türkiye'de kadının güçlenmesi ve kadına yönelik şiddet konularında seferberlik başlatıldığını vurguladı.

Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında eylem planları hazırlandığını, şiddet mağdurlarının korunması ve desteklenmesi için de önlemler alındığını anlattı.

Kadının Güçlenmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayımlandığını hatırlatan Erdoğan, genelge kapsamında kadına yönelik hizmetlerin etkin şekilde yürütülmesi amacıyla Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu kurulacağını ifade etti.

KADEM Genel Müdürü Zeynep Demir de komisyonda yaptığı sunumda, kadının iş ve ekonomi dünyasındaki rolünün güçlendirilmesi için çalıştıklarını söyledi.

Toplumsal farkındalık, tutum ve davranışlarla ilgili çeşitli kampanyalar yürüttüklerini anımsatan Demir, kadınların ekonomik ve sosyal güçlenmesine yatırım yaptıklarının altını çizdi.

Kadınlara hukuki destekler verdiklerini anlatan Demir, devlet kurumlarıyla iş birliği yaptıklarını, kadına yönelik şiddetin tek katmanlı unsur olmadığını kaydetti.

- "Mağdurların adalete erişimi kolaylaştırılmalı"

Öncelikli yayınları etkin olarak kullandıklarını, televizyon kanallarının kamu spotlarını yayınlamak zorunda olduğunu belirten Demir, yürüttükleri kampanyalar hakkında bilgi verdi.

Demir, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un kadına yönelik şiddetle mücadelede "inci gibi parladığını" vurgulayarak, bu yasayla ilgili de kampanyalar hayata geçirdiklerini söyledi.

Kanunu kıymetli bulduklarının altını çizen Demir, şunları kaydetti:

"6284 sayılı Kanun'un etkin uygulanması, mağdurların başvuru süreçlerinde karşılaştıkları bürokratik engellerin kaldırılması, koruma kararlarının hızlı alınması ve uygulamadaki aksaklıkların giderilmesini istiyoruz. Şiddet faili erkekler için zorunlu rehabilitasyon programları ortaya koymalıyız. Mağdurların adalete erişimi kolaylaştırılmalı. Medyada şiddetin normalleştirilmesinde önleyici tedbirlerin alınması lazım. Kadına yönelik şiddet verilerinin, bakanlıklar ve kurumlar arası işbirliğiyle, benzer formatta tutulup yayınlaması konusunda devletin eksiği olduğunu düşünüyoruz. Bu, önemli zaafımız. Bunun mutlak ve mutlak değerlendirilmesi gerekir."

Milletvekillerinin soruları üzerine Demir, siyasette kadın adayların sayısının artması için kampanyalar yürüttüklerini dile getirdi.

Kadın kooperatifleri konusunun kanayan yara olduğuna işaret eden Demir, bu konunun ele alınması gerektiğini vurguladı.

- "Uygulamadaki hataları dile getiriyoruz"

Milletvekillerinin İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik soruları üzerine söz alan KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Sarı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un, İstanbul Sözleşmesi'nden önce yürürlüğü girdiğini hatırlattı.

Kanunun, sözleşmenin kapasitesinin de üzerinde kadını korumaya yönelik düzenlemeler içerdiğini vurgulayan Sarı, "Bir avukat olarak söylüyorum, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalkması, iç uygulamayı etkileyen bir şey değil. Hiçbir mahkeme, kararını verirken İstanbul Sözleşmesi'ne aykırı davrandığı için yargılama yapmıyor, 6284 sayılı yasadaki hükümlere göre karar veriyor." dedi.

KADEM olarak, kadını şiddetten korumayı amaçladıklarını ve bu yönde çalışmalar yaptıklarını kaydeden Sarı, yargılamalara bakıldığında, kadına yönelik şiddetle mücadelede hiçbir geri adım atılmadığının görüldüğünü, uygulamadaki hataları da her zaman dile getirdiklerini belirtti.

- "Sürdürülebilir girişimcilik kültürünü yaymaya çalışıyoruz"

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk de sunumunda, kadın girişimci sayısının artırılması gerektiğinin altını çizdi.

Girişimcilik anlamında kadınların yol katettiğini, kadınların gelişmeye ve öğrenmeye açık olduğunu belirten Öztürk, "Kadın girişimcilik potansiyelini destekleyerek, sürdürülebilir girişimcilik kültürünü yaymaya çalışıyoruz. Kadınların istihdamda, yönetimde daha fazla yer almasını sağlayacak projeler geliştiriyoruz." diye konuştu.

Kadınların güçlenmesi için çaba sarf ettiklerini dile getiren Öztürk, yürüttükleri "Sanayide Kadın Eli" projesiyle son üç yılda 38 bin kadının istihdam edildiğini aktardı.

Öztürk, Kadının Güçlenmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne ilişkin, "Tam da arzuladığımız yapı oluşturuluyor. Bu yapı sağlıklı çalışırsa, toplumun her kademesine ulaşırsa, kadına doğru ulaşırsa, birçok sorunun üstesinden gelmiş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

- "İstanbul Sözleşmesi yaşatır ifadesini belleğimizden çıkarmamız gerekiyor"

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Tülin Oygür de sunumunda, ulusal eylem planlarında kadın istihdamının artırılmasına yönelik çalışmalara yer verilmesi gerektiğine işaret etti.

Televizyon yayınlarında kadına yönelik şiddete rastlama oranının yüzde 90 olduğuna dikkati çeken Oygür, "Şiddeti normalleştiren, kadını değersizleştiren yayınlarla mücadele kapsamında RTÜK'le ve özel medya kuruluşlarıyla protokoller yapılmalıdır. Denetim yönünden RTÜK'ün güçlendirilmesi, RTÜK'e ön denetim alanı verilmelidir." dedi.

Şiddet failine zorunlu eğitim verilmesini ve rehabilitasyon uygulanmasını öneren Oygür, hakimlerin, vaka temelli önleyici, koruyucu ve destekleyici kararlar vermesinin önemli olduğunu ifade etti.

İstanbul Sözleşmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Oygür, "İstanbul Sözleşmesi, LGBT'nin truva atıdır. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması memleket için iyi olmuştur." diye konuştu.

Bazı muhalefet milletvekillerinin, sözlerine tepki gösterdiği Oygür, "Ben sizi dinledim, siz de beni dinleyeceksiniz." karşılığını verdi. Bunun üzerine bazı milletvekilleri salonu terk etti.

Daha sonra açıklamalarına devam eden Oygür, şöyle konuştu:

"Devletimiz, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmamıştır, Grevio Raporu'nu fırlatıp atmıştır. Grevio Raporu, birçok kadın örgütünün gölge raporuyla hazırlanmıştır. Grevio Raporu'nda, İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'de nasıl uygulandığı raporlandırılmış ve bu raporda, cinsel yönelimlerin, cinsel kimliklerin, eş cinsel evliliklerin anayasalara konması, Türkiye'nin terörle mücadelesinin kadına yönelik mücadeleyi engellediği gibi kabul edilemez maddeler vardır. İşte İstanbul Sözleşmesi budur. Bizim 6284 Sayılı Yasamız var, son derece yetkin yasa. Önemli olan uygulamadır. 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır.' ifadesini artık belleğimizden çıkarmamız gerekiyor."