2007-12-13 - 11:20
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, beraberinde DSP Milletvekilleri ile birlikte Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Plan Bütçe Alt Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı ile ilgili hükümeti eleştirerek, "Bu ülkenin kaderini AKP'nin kuru inadına ve IMF'nin hesaplarına kurban etmeyeceğiz" dedi.
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, beraberinde DSP Milletvekilleri ile birlikte Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Sosyal Güvenlik Reforma Yasa Tasarısı'nı eleştirdi.
Konuşmasında TBMM'nin AK Parti'nin dayatması altında olduğunu savunan Sezer, aklı selim AK Partili vekillere seslenmek istediğini ifade ederek, "Hükümet, sosyal güvenlik sistemini temelinden bozmaktadır. Bu yasa tasarısını, Allah aşkına bir kere okuyun. Okursanız göreceksiniz ki, tasarı AKP'nin hayallerine, IMF'nin isteklerine uygundur ama ülkemizin çıkarlarına, gerçeklerine ve özellikle Anayasa'ya uygun değildir.
Bu tasarıyı Türkiye'ye dayatan IMF için hedef, Türkiye'nin boğazına kadar batırıldığı borç batağından faiz ödemelerini sıkıntısız yapabilmesini sağlamaktır. Bunun için faiz dışı fazla dayatması ile memur, emekli, dul ve yetimlerin ücretlerinde reel gerilemeye yol açılmış ve devlet yatırım ve bütçe yapamaz hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.
"Yaptıkları düzenlemenin özü şudur" diyen Sezer, "İşsizler çalışma umudu bulamayacak, çünkü işverenlerin yatırım ve istihdam olanağı ve umudu yok ediliyor. Çalışanlar ise emekli olma umudunu tüketiyorlar. Emeklilerin de mutlu ve huzurlu bir yaşam umudunu tüketiyorlar. Bu tasarı halkın geleceğini ve umudunu tüketen, kaderini IMF borçları için kurban eden bir tasarıdır. Hiç kimse bu tasarı ile derdine çare beklemesin. 'Sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında birleştirdik' diye övünüyorlar, ama ortada temel yok. Duvarları yok. Üstelik, bu kurumlarda çalışan yönetici ve memurların, çalışma barışı ve heyecanı söndürülmüştür" ifadelerine yer verdi.
İşçi ve işveren kuruluşlarının feryat ettiğini ancak bu sese kulak verilmediğini ifade eden Sezer, hükümetin hiç kimseyi dinlemediğini kaydetti.
"Kulakları mı tıkandı, basiretleri mi bağlandı, yoksa vicdanları mı köreldi, anlamakta zorlanıyoruz" diyen DSP Lideri, şöyle konuştu:
"Sayısal çoğunluğun verdiği kuru ve kibirli bir inat içindeler. Ülkemiz yararına ve hayrına yapıyor olsalar, destek vereceğiz, alkışlayacağız. Ama yanlış yapıyorlar. Hata ediyorlar."
Sezer, sosyal güvenlikteki çözüm yollarını ise şöyle açıkladı: "Çözüm, istihdam yaratarak prim geliri almaktan, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamı kayıt altına alarak almadığımız prim gelirlerini almaktan, prim tahsilat oranlarını artırmaya yönelik önlemler almaktan, söz konusu kuruluşların yönetimlerinin özerk hale getirilmesinden, borçlanma ve prim karşılığı olmayan ödemeler şeklindeki siyasi müdahalelerden kaçınmaktan, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve erişimin kolaylaştırılmasından, sağlık hizmetleri sunumuna ilişkin yatırımların kamu tarafından zamanında yapılmasından vatandaşların bu sisteme güvenmesinden, inanmasından geçmektedir.
Çözüm bu kadar kolay iken, sistemi niye kaosa sürüklüyorsunuz? Bunun bedelini ödemeyeceklerini düşünüyorlarsa, aldanıyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, bu ülkenin kaderini AKP'nin kuru inadına ve IMF'nin hesaplarına kurban etmeyeceğiz".
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Sezer, PKK'nın siyasallaştığına ilişkin son günlerdeki bazı açıklamalar ve tartışmalara ilişkin bir soruya "Baştan beri DTP'nin Meclise girmesiyle bir fırsat yakalanmıştı. Biz bunu böyle değerlendirmiştik. Ne yazık ki DTP bunu doğru değerlendiremedi. Terör dışarıdan aldığı desteklerle de canımızı yakmaya devam ediyor. DTP terör örgütüne 'terör örgütü' demiyor. Bu son derece üzücü. " diye cevapladı.
Sezer, terörün parlamentoda legalleşip legalleşmemesiyle ilgili tartışmalara ilişkin ise "Legalleşti diyemeyiz" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında TBMM'nin AK Parti'nin dayatması altında olduğunu savunan Sezer, aklı selim AK Partili vekillere seslenmek istediğini ifade ederek, "Hükümet, sosyal güvenlik sistemini temelinden bozmaktadır. Bu yasa tasarısını, Allah aşkına bir kere okuyun. Okursanız göreceksiniz ki, tasarı AKP'nin hayallerine, IMF'nin isteklerine uygundur ama ülkemizin çıkarlarına, gerçeklerine ve özellikle Anayasa'ya uygun değildir.
Bu tasarıyı Türkiye'ye dayatan IMF için hedef, Türkiye'nin boğazına kadar batırıldığı borç batağından faiz ödemelerini sıkıntısız yapabilmesini sağlamaktır. Bunun için faiz dışı fazla dayatması ile memur, emekli, dul ve yetimlerin ücretlerinde reel gerilemeye yol açılmış ve devlet yatırım ve bütçe yapamaz hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.
"Yaptıkları düzenlemenin özü şudur" diyen Sezer, "İşsizler çalışma umudu bulamayacak, çünkü işverenlerin yatırım ve istihdam olanağı ve umudu yok ediliyor. Çalışanlar ise emekli olma umudunu tüketiyorlar. Emeklilerin de mutlu ve huzurlu bir yaşam umudunu tüketiyorlar. Bu tasarı halkın geleceğini ve umudunu tüketen, kaderini IMF borçları için kurban eden bir tasarıdır. Hiç kimse bu tasarı ile derdine çare beklemesin. 'Sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında birleştirdik' diye övünüyorlar, ama ortada temel yok. Duvarları yok. Üstelik, bu kurumlarda çalışan yönetici ve memurların, çalışma barışı ve heyecanı söndürülmüştür" ifadelerine yer verdi.
İşçi ve işveren kuruluşlarının feryat ettiğini ancak bu sese kulak verilmediğini ifade eden Sezer, hükümetin hiç kimseyi dinlemediğini kaydetti.
"Kulakları mı tıkandı, basiretleri mi bağlandı, yoksa vicdanları mı köreldi, anlamakta zorlanıyoruz" diyen DSP Lideri, şöyle konuştu:
"Sayısal çoğunluğun verdiği kuru ve kibirli bir inat içindeler. Ülkemiz yararına ve hayrına yapıyor olsalar, destek vereceğiz, alkışlayacağız. Ama yanlış yapıyorlar. Hata ediyorlar."
Sezer, sosyal güvenlikteki çözüm yollarını ise şöyle açıkladı: "Çözüm, istihdam yaratarak prim geliri almaktan, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamı kayıt altına alarak almadığımız prim gelirlerini almaktan, prim tahsilat oranlarını artırmaya yönelik önlemler almaktan, söz konusu kuruluşların yönetimlerinin özerk hale getirilmesinden, borçlanma ve prim karşılığı olmayan ödemeler şeklindeki siyasi müdahalelerden kaçınmaktan, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve erişimin kolaylaştırılmasından, sağlık hizmetleri sunumuna ilişkin yatırımların kamu tarafından zamanında yapılmasından vatandaşların bu sisteme güvenmesinden, inanmasından geçmektedir.
Çözüm bu kadar kolay iken, sistemi niye kaosa sürüklüyorsunuz? Bunun bedelini ödemeyeceklerini düşünüyorlarsa, aldanıyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, bu ülkenin kaderini AKP'nin kuru inadına ve IMF'nin hesaplarına kurban etmeyeceğiz".
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Sezer, PKK'nın siyasallaştığına ilişkin son günlerdeki bazı açıklamalar ve tartışmalara ilişkin bir soruya "Baştan beri DTP'nin Meclise girmesiyle bir fırsat yakalanmıştı. Biz bunu böyle değerlendirmiştik. Ne yazık ki DTP bunu doğru değerlendiremedi. Terör dışarıdan aldığı desteklerle de canımızı yakmaya devam ediyor. DTP terör örgütüne 'terör örgütü' demiyor. Bu son derece üzücü. " diye cevapladı.
Sezer, terörün parlamentoda legalleşip legalleşmemesiyle ilgili tartışmalara ilişkin ise "Legalleşti diyemeyiz" ifadelerini kullandı.
