AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan Komisyonda, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ'nin Sayıştay raporları görüşülüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Orta Vadeli Program'ı (OVP) eylül ayında açıkladıklarını ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ni de TBMM'ye sunduklarını anımsatan Şimşek, "Program ve bütçemizde yer alan hedeflerimizle makro finansal istikrarı sağlayacak, mali disiplini yeniden tesis edecek, enflasyonu orta vadede tek haneye düşürecek ve bu kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformları hayata geçiriyoruz." diye konuştu.
Küresel ekonomideki zorluklara işaret eden, gelecek 5 yılda küresel büyümenin yüzde 3,1 ile uzun dönem ortalamasının altında kalmasının beklendiğini söyleyen Şimşek, gelecek dönemde zayıf ticaret görünümünün devam etmesinin beklendiğini belirtirken, küresel enflasyonun da halen uzun dönem ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu ifade etti.
Enflasyonun 2024 yılında yüzde 5,8'e gerilemesinin beklendiğini, bu nedenle sıkı parasal duruşun bir süre daha devam etme ihtimalinin yüksek olduğunu bildiren Şimşek, bu dönemde başta ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere, dünyanın önde gelen merkez bankalarının ciddi faiz artışına gittiğine dikkati çekti.
Şimşek, sıkı finansal koşullar ve güçlenen doların, gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye hareketlerini olumsuz etkilediğini belirterek, "Ayrıca, yüksek faizler ülkelerin borçlanma maliyetlerini artırarak kamu maliyesi üzerinde baskı oluşturmaktadır. Diğer taraftan düşük büyüme küresel risk iştahını sınırlamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Emtia fiyatlarının, zayıf küresel talebin etkisiyle gerilediğini de aktaran Şimşek, yüksek bütçe açıkları nedeniyle küresel borçluluğun da artış eğiliminde olduğunu belirtti. Şimşek, gelecek 5 yılın sonunda gelişmiş ülkelerde borcun milli gelire oranının 4 puan, gelişmekte olan ekonomilerde ise 8 puan artmasının beklendiğini bildirirken, "Bu da küresel görünüm üzerinde ilave risk oluşturmaktadır." dedi.
- "Kalıcı refah artışını hedefliyoruz"
Bakan Şimşek, Türkiye'de daha dengeli, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir yüksek büyüme ile kalıcı refah artışını hedeflediklerini vurgulayarak, "Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk yarısında asrın felaketi olan depreme rağmen yüzde 3,9'luk büyüme kaydetmiştir. Ancak mevcut büyüme iç talep kaynaklı olup ekonomide yeniden dengelenme ihtiyacı söz konusudur. Önümüzdeki dönemde net ihracatın pozitif katkıda bulunduğu daha dengeli bir büyümeyi hedefliyoruz. Büyüme beklentimiz 2023 yılında yüzde 4,4; 2024 yılında ise yüzde 4'tür. Program dönemi sonunda yüzde 5 büyüme ile milli gelirin 1,3 trilyon doları aşmasını, kişi başı milli gelirin ise 14 bin 855 dolara yükselmesini öngörüyoruz." diye konuştu.
İstihdam artmaya devam ederken işsizlik oranının tek haneye gerilediğini bildiren Şimşek, "Ağustos ayında toplam istihdam yıllık 727 bin kişi artarak 32,1 milyon kişi ile tarihi yüksek seviyeye ulaşmıştır. Mevsimsel düzeltilmiş iş gücüne katılım oranı yüzde 53,3; istihdam oranı yüzde 48,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı yüzde 9,2 ile 2014 yılı ocak ayından bu yana en düşük seviyesine inmiştir. Program döneminde istihdam artışının yıllık ortalama 909 bin kişi olmasını öngörüyoruz." ifadesini kullandı.
Fiyat istikrarının en önemli öncelikleri olduğuna işaret eden Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak için Merkez Bankası parasal duruşunu sıkılaştırmıştır. Politika faiz artışı, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma tedbirleri ile desteklenmektedir. Önümüzdeki dönemde para, maliye ve gelirler politikası eş güdüm içerisinde yürütülecek; üretim, rekabet ve verimliliği artırıcı yapısal reformlar hayata geçirilecektir. OVP'de 2023 yıl sonunda yüzde 65 olarak öngörülen enflasyonun, 2024'te yüzde 33'e, 2025'te yüzde 15,2'ye ve 2026'da yüzde 8,5'e düşmesi öngörülmektedir. Gayet iyi biliyoruz ki vatandaşımızın alım gücünün korunması, sürdürülebilir büyüme ve kalıcı refah artışı için fiyat istikrarı ön koşuldur. Yoğun çabalarımız bunu gerçekleştirmeye yöneliktir."
- "Eximbank'a 3 milyar dolar yurt dışı finansman"
2022 yılında 254,2 milyar dolar ile rekor kıran ihracatın, bu yıl zayıf dış talep ve depremin etkisiyle 255 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini belirten Şimşek, ticaret ortaklarındaki zayıf büyümenin, 2023 yılı ihracatının sınırlı kalmasında belirleyici olduğunu bildirdi.
Şimşek, depremin doğrudan ve dolaylı etkileri nedeniyle ihracatın olması gerekenden 6 milyar dolar daha düşük kaldığını tahmin ettiklerini anlatırken, "Ana ticaret ortaklarımızdaki büyümenin 2024 yılında 0,5 puan yükselmesiyle, ihracatın 267 milyar dolara ulaşmasını öngörüyoruz. Bu dönemde ihracatçılarımızın finansmana erişimini önceliklendiriyoruz. Bu amaçla Eximbank'ın sermayesini temmuz ayında yüzde 49 artırarak 20,6 milyar liraya yükselttik. Ayrıca Eximbank'a 3 milyar dolar yurt dışı finansman imkanı sağlamaya yönelik çalışmalarımız devam etmekte." bilgisini verdi.
Şimşek, Merkez Bankasının, ihracatçıların finansmana erişimini desteklemek için günlük reeskont kredi limitini 10 kat artırarak 3 milyar liraya yükselttiğini anımsattı. İthalatın bu yıl yüzde 0,9 artarak 367 milyar dolara yükselmesinin beklendiğini aktaran Şimşek, "Bunda altın ithalatı ve güçlü iç talep etkili olmuştur. 2024 yılında ise ithalatın 372,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Böylece, 2023 yılında 112 milyar dolar olarak gerçekleşmesi öngörülen dış ticaret açığının, 2024 yılında 105,8 milyar dolara düşmesini bekliyoruz." ifadesini kullandı.
- "Yüksek katma değerli üretimi ve ihracatı artırmayı hedefliyoruz"
Artan hizmet ihracatının cari işlemler dengesine olumlu yansıdığına işaret eden Şimşek, "Enflasyon ile mücadelede attığımız adımlar ile sağlanacak yeniden dengelenme, mevduat faizlerindeki artışla birlikte azalması beklenen altın ithalatı ve geçen seneye göre düşen enerji fiyatlarının etkisiyle cari açık düşüş trendine girmiştir. Ağustos ayında yıllık 57 milyar dolar olarak gerçekleşen cari açığın, yıl sonunda 42,5 milyar dolara, 2024'te ise 34,7 milyar dolara gerilmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, Türkiye'nin 2022 yılında dünyada en çok turist ağırlayan dördüncü ülke olduğuna işaret ederek, "Bu yıl Ocak-Eylül döneminde turizm gelirleri yıllık yüzde 20 artarak yaklaşık 42 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu artışta, yürütülen pazar ve ürün çeşitlendirme politikaları ile tanıtım faaliyetleri etkili olmuştur. Turizm gelirlerinin 2023 yılında 55,6 milyar dolar, 2024'te ise 59,6 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Orta vadede cari işlemler açığını azaltmak için yeşil dönüşümü hızlandıracak, petrol ve doğal gaz üretimini artıracak ve nükleer enerjiyi devreye alacağız. Diğer yandan, Sanayide Hamle Programı ve yatırım taahhütlü avans kredilerinin de desteğiyle yüksek katma değerli üretimi ve ihracatı artırmayı hedefliyoruz." dedi.
- "Bankacılık sektörü sağlam yapısını korumaktadır"
Bankacılık sektörünün sağlam yapısını koruduğunu aktaran Şimşek, bankacılık sektörünün, güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve yeterli likidite düzeyi ile sağlıklı bir görünüme sahip olduğunu bildirdi.
Eylül itibarıyla sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18,5 ile yasal gereklilik olan yüzde 8'in oldukça üzerinde, takipteki kredilerin oranı ise yüzde 1,5 gibi düşük bir seviyede olduğunu dile getiren Şimşek, "Sektörün kur riski bulunmamakta, yabancı para net genel pozisyonu 4,3 milyar dolar fazla vermektedir. Bankacılık sektörünün yurtdışı borçlarını çevirebilme kabiliyeti yüksektir." diye konuştu.
Şimşek, mali disiplini yeniden tesis ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Program dönemi sonunda bütçemizde faiz dışı fazla vermeyi ve bütçe açığımızın milli gelire oranını Maastricht Kriteri'ne uyumlu olarak yüzde 3'ün altında tutmayı hedefliyoruz. Tek seferlik deprem harcamaları hariç, bu oranın yüzde 2,1'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Kamu maliyesi uygulamalarımızı şeffaf, tutarlı, öngörülebilir ve uluslararası normlara uygun bir şekilde yürüteceğiz. Maliye politikamızı para politikasıyla eş güdümlü yürütüyoruz. Mali disiplini tekrar tesis edip bütçe açığını düşürerek enflasyonla mücadeleye destek vereceğiz. Harcama alanlarını gözden geçirerek, kaynakların nitelikli büyümeye, ihracata ve istihdama katkı sağlayacak alanlara yönlendirilmesini sağlayacağız."
Deprem felaketi sonrasında yaraların hızla sarılmasına ve etkilenen bölgelerin tekrar kalkındırılmasına yönelik tüm ihtiyaçları karşıladıklarını aktaran Şimşek, bu yıl için öngördükleri deprem kaynaklı harcamaların 762 milyar lira olduğunu ve bunun, milli gelirin yaklaşık yüzde 3'üne tekabül ettiğini ifade etti. Şimşek, 2024 yılında ayırdıkları kaynağın ise 1 trilyon 28 milyar lira olacağını ve milli gelirin yüzde 2,5'i seviyesine denk geldiğini belirtti.
- "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik"
Şimşek, çalışanlar ve emeklileri enflasyona ezdirmediklerini ve ezdirmeyeceklerini vurgularken, çalışan, emekli ve asgari ücretliye yapılan maaş artışlarını anlattı. Emeklilere kasım ayında da tek sefere mahsus olarak 5 bin lira ilave ödeme yapacaklarını anımsatan Şimşek, "Özetle, çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik ve bundan sonra da ezdirmeyeceğiz." dedi.
AB tanımlı borç stokunun düşük seviyede olduğuna işaret eden Şimşek, AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının, 2023 yılı sonunda yüzde 33,3 ile yüzde 60 olan Maastricht Kriteri'nin oldukça altında gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Şimşek, "Deprem felaketine rağmen mali disiplin ve uygulanan etkin borçlanma politikaları ile program dönemi sonunda bu oranın yüzde 33,2 olmasını öngörüyoruz." diye konuştu.
- "Uygun maliyetli borçlanma politikamıza devam edeceğiz"
Borçlanma programına ilişkin de bilgi veren Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:
"Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalara rağmen, makroekonomik dengeleri gözeterek mali disiplinden ödün vermeden, stratejik ölçütlere dayalı, makul risk düzeyi ve uygun maliyetli borçlanma politikamıza devam edeceğiz. Uygulamakta olduğumuz borçlanma stratejimizi dört ana başlıkta özetleyebilirim. Birincisi, vadesine 12 aydan az kalmış senetlerimizin payını belirli bir seviyede tutarak, borçlanmamızın vadesini uzatacağız. Böylece borç stokumuzun refinansman riskini azaltıyoruz. İkincisi, değişken faizli senet ihraçlarının payını sınırlayarak borç stokumuzun faiz riskini düşürüyoruz. Üçüncüsü, iç borçlanmamızı ağırlıklı olarak Türk lirası cinsinden senetlerle yaparak, borç stokumuzun kur hassasiyetini azaltmayı planlıyoruz. Dördüncüsü ise güçlü nakit rezervimizi muhafaza ederek ortaya çıkabilecek olumsuz piyasa koşullarına karşı likidite ve refinansman riskini azaltıyoruz."
Bu çerçevede yürütülen borçlanma stratejisi neticesinde, iç borçlanmanın ortalama vadesinin eylül ayı itibarıyla 65 ay olarak gerçekleştiğini belirten Şimşek, "Aynı dönemde, sabit faizli iç borçlanmanın payı ise yüzde 71 seviyesine kadar yükselmiştir. Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulaması ile Hazine nakit rezervi güçlendirilmiştir. Ekim ayı itibarıyla Tek Hazine Kurumlar Hesabı kapsamına alınan kurum sayısı 257’ye yükselmiştir. Uygulama sayesinde toplamda 100 milyar lirayı aşan bir kaynak büyüklüğüne ulaşılmış, merkezi yönetim bütçe gelirlerine 19 milyar liranın üzerinde katkı sağlanmıştır." ifadesini kullandı.
Öte yandan, muhalefet milletvekillerinin, Bakan Şimşek'in sunumu sırasında paylaştığı turizm verileriyle dağıtılan konuşma kitapçığındaki rakamların farklı olduğu gerekçesiyle itiraz etmesi üzerine, Komisyon Başkanı Mehmet Muş, milletvekillerini, Bakan Şimşek'in sunumunu bölmemeleri konusunda uyardı.
Bu sırada Bakan Şimşek, Komisyonda dağıtılan kitapçıktaki verinin bu sabah açıklanan verilere göre güncellendiğini söyledi.
Bunun üzerine İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, "Sayın Başkan'ın milletvekillerini uyarmasına gerek yok. Sayın Bakan kendisini savunabiliyor." şeklinde tepki gösterdi.
Başkan Muş, Usta'yı sakin olmaya davet ederek, Komisyon Başkanı olarak düzeni sağlamaya çalıştığını anlattı.
Türkiye'nin dış finansmana erişimini artırdıkları bildiren Şimşek, "Ekim ayı itibarıyla proje finansmanı amacıyla yaklaşık 7,1 milyar dolar tutarında dış finansman sağladık. Söz konusu finansman, ağırlıklı olarak ulaştırma, doğal afet, enerji ve reel sektör alanlarındaki projelerin desteklenmesini amaçlamaktadır." diye konuştu.
Alınan kredilerin bir kısmının iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir çevre için kullanılacağına dikkati çeken Şimşek, "Zorlu küresel finansal koşullara rağmen, 2023 Yılı Hazine Finansman Programı çerçevesinde ocak, mart ve nisan aylarında yapılan üç tahvil ihracı ile toplamda 7,5 milyar dolar tutarında dış finansman sağlandı. Nisanda gerçekleştirdiğimiz 2,5 milyar dolar tutarında 7 yıl vadeli yeşil tahvil ihracı, Hazinemiz tarafından uluslararası sermaye piyasalarında ihraç edilen ilk Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) tahvili olma özelliği taşımaktadır. Bu ihraç sayesinde yeni bir yatırımcı tabanına ulaşılmış ve enstrüman çeşitliliği artırılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, sağlıklı politika uygulamaları sayesinde ülkenin risk primini düşürdüklerini belirterek, mayısta 700 baz puana yükselen ülke risk priminin, uygulanan rasyonel politikalar sayesinde 400 baz puan civarına gerilediğini aktardı. Küresel düzeyde sürdürülen etkin iletişim ve gerçekleştirilen yatırımcı görüşmeleri ile uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini ve ihraçlara yönelik ilgisini artırmayı amaçladıklarını vurgulayan Şimşek, "Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, uygulamaya koyduğumuz program sayesinde ülkemiz kredi notu görünümünü yükseltmiştir." dedi.
-"Yaklaşık 75 bin işletmemize 178 milyar lira kredi kullandırdık"
Uluslararası platformlarda Türkiye'yi etkin şekilde temsil ettiklerini aktaran Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"G20 kapsamında, az gelişmiş ülkelerin borçlarının yeniden yapılandırılması ve çok taraflı kalkınma bankalarındaki reform sürecinin şekillenmesine katkı sağlıyoruz. Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası başta olmak üzere uluslararası finans kuruluşlarının kaynak kullanımında ön sıralardayız. Bakanlığımız ekonomi diplomasisi ve finansman müzakerelerinde yetkinliğini kullanarak, ülkemizin bu kuruluşlardan aldığı finansman payını artırmaya devam edecektir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasında, 7,6 milyar dolarlık portföy büyüklüğümüzle birinci sıradayız. Asya Altyapı Yatırım Bankasından sağladığımız 4 milyar dolar ile Hindistan'ın ardından ikinci sıradayız. Dünya Bankasında da aktif portföy bazında ülkemizin bulunduğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde birinci sırada, dünyada 6. sıradayız."
Şimşek, Dünya Bankasının Türkiye'deki proje portföy büyüklüğünü 3 yıl içinde iki katına çıkarma kararı aldığını hatırlatarak, "İlave kaynaklar ile yaklaşık 35 milyar dolara ulaşacak aktif portföyümüz, ülke önceliklerimiz ile uyumlu bir şekilde kamu ve özel sektör yatırımlarını desteklemek için kullanılacaktır." diye konuştu.
Hazine Destekli Kredi Kefalet Sistemi'ni de etkin olarak kullandıklarını anlatan Şimşek, bu çerçevede selektif yaklaşımla döviz kazandırıcı faaliyetler, yatırım-proje finansmanı, yeşil dönüşüm gibi öncelikli faaliyet alanlarında 14, deprem bölgesindeki işletmeler için 2 olmak üzere toplam 16 destek paketini hayata geçirdiklerini aktardı. Şimşek, "20 Ekim itibarıyla yürürlükte olan destek paketleri aracılığıyla yaklaşık 75 bin işletmemize 178 milyar lira kredi kullandırdık. Hazine Kefalet Paketi ile ihracatçımıza ve yeşil dönüşüm yatırımlarına 25 milyar lira ilave kaynak sağlayacağız. Girişimcilik ekosistemini destekliyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Temel vergi kanunlarını gözden geçiriyoruz"
Vergi düzenlemelerinde adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri dikkate alınarak vergi tabanının genişletilmesi ve gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalara devam edeceklerini belirten Şimşek, şöyle devam etti:
"Bu ilkelere ve mali disipline bağlı kalarak, kalkınmanın, istihdamın, sosyal politikaların ve ihracatın desteklenmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabet gücünün artırılması, gelir politikalarımızın temel eksenini oluşturacaktır. Anlaşılabilir, kolay uygulanabilir, güncel gereksinimleri karşılayan bir vergi yapısının oluşturulması, dolaysız vergilerin bütçe içindeki payının artırılması temel amacımızdır. Etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılması hususunda kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu kapsamda temel vergi kanunlarını gözden geçiriyoruz. Program döneminde çalışmalarımızı Meclisimizin takdirine sunacağız."
Şimşek, gelir tahsilat performansını artıracaklarını ve bütçe gelir hedeflerinin gerçekçi olduğunu bildirerek, gelecek yıl merkezi yönetim bütçe gelirlerinin yüzde 71,1 artışla 8 trilyon 437 milyar lira, vergi gelirlerinin yüzde 73,5 artışla 7 trilyon 408 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yüzde 56,2 artışla 1 trilyon 29 milyar liraya ulaşacağını tahmin ettiklerini aktardı.
Kayıt dışılığı azaltmak, rekabet ortamını iyileştirmek için atılan adımlara da işaret eden Şimşek, "Mali suçlarla mücadele temel önceliklerimiz arasındadır. FATF tarafından paylaşılan rapora göre, ülkemiz 40 FATF standardının 39'u ile uyumludur. Teknik uyum kapsamında, hazırlıkları devam eden tek husus kripto varlıklar ile ilgili çalışmalardır. Bu konuda da gerekli çalışmalarımız nihai aşamaya gelmiştir. Bu haliyle Türkiye teknik uyumda en başarılı ülkeler arasına girmiştir. Bu kapsamdaki çalışmalarımızı artırarak devam ettirmeye kararlıyız. Uygulamada sağlayacağımız etkinlik ile ülkemizi gri listeden çıkarmak için çaba gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- Üreticilere bütçeden 15 milyar lira faiz desteği sağlandı
Şimşek, çiftçi ve esnafa yönelik destekleri artırarak sürdürdüklerini belirterek, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla 2023'te 1,1 milyon üreticiye yaklaşık 227 milyar lira tutarında Hazine destekli kredi kullandırdıklarını söyledi. Bu kredilerden doğan faizin ortalama yüzde 70'ini karşıladıklarını, böylece üreticilere bütçeden 15 milyar lira faiz desteği sağladıklarını bildiren Şimşek, bu tutarın yıl sonunda 23 milyar liraya ulaşmasını beklediklerine işaret etti.
Deprem sonrasında bölgedeki esnaf ve sanatkarlara verilen desteklere da dikkati çeken Şimşek, Sayıştay Başkanlığı tarafından TBMM'ye sunulan Hazine ve Maliye Bakanlığı 2022 Yılı Denetim Raporu'na ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Şimşek, 2024 bütçesini, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı destekleyen, vatandaşların sosyal refahını artıran bir yaklaşımla hazırladıklarını vurgulayarak, "Bu dönemde en büyük önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Bu kapsamda, para ve maliye politikalarımızda eşgüdümü güçlendireceğiz. Mali disiplini sağlayacağız. Yapısal reformları uygulamaya koyarak ekonomimizde istikrarı kalıcı hale getireceğiz." ifadesini kullandı.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, sermaye piyasasının gelişimi açısından son dönemde önemli mesafeler kaydedildiğini vurgulayarak, yatırımcıların piyasalara olan ilgisinin ve talebinin arttığını söyledi.
Pay senetlerinde 8,6 milyon, yatırım fonlarında 4,3 milyon yatırımcıyla birlikte, tahvil, bono, Bireysel Emeklilik Sistemi ve benzeri araçlar yoluyla da yaklaşık 33 milyonu aşan vatandaşın doğrudan veya dolaylı olarak sermaye piyasalarının yatırımcısı olduğunu aktaran Gönül, şunları kaydetti:
"Piyasamızda arz tarafında da olumlu gelişmeler görülmektedir. Şirketlerin piyasa bazlı finansman modellerine ilgisi artmış, halka arzlar ve çeşitli sermaye piyasası araçları yoluyla finansman sağlanmasında büyük hareketlilik yaşanmıştır. 2022'de 40 şirketin toplam 19,3 milyar lira tutarındaki halka arzı gerçekleşmiştir. 27 Ekim itibarıyla halka arzı tamamlanan 43 şirket, piyasadan toplam 61,6 milyar lira tutarında fon sağlamıştır. Şirketlerimiz 2022'de 461,8 milyar lira borçlanma aracı ve kira sertifikası ihracı yapmıştır. 27 Ekim itibarıyla 606,2 milyar lira borçlanma aracı ve kira sertifikası ihracı gerçekleştirmiştir. Girişim sermayesi yatırım fonlarının büyüklüğü 90,1 milyar liraya, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının aktif büyüklüğü de 22,8 milyar liraya yükselmiştir."
- "Gayrimenkul finansmanında yeni modeller üzerinde çalışıyoruz"
SPK Başkanı Gönül, Kurulun görev ve sorumluluk alanında 643 adet halka açık şirketin bulunduğunu, bunların 528'inin borsada işlem gördüğünü ve bu şirketlerin piyasa değerinin 11 trilyon lira seviyesinde olduğunu bildirdi.
Geçen yıl 679 milyar lira olan menkul kıymet yatırım fonlarınca yönetilen varlık miktarının, ekim ayı itibarıyla 1,4 trilyon liraya ulaştığına dikkati çeken Gönül, "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, piyasa katılımcılarının ihtiyaçlarını ve uluslararası gelişmeleri yansıtacak şekilde sermaye piyasası mevzuatını, düzenlemelerle güncel tutmaya devam ediyoruz. Özellikle finansal teknolojiler, dijitalleşme ve sürdürülebilir finans gibi temaların yanı sıra girişim sermayesi finansmanı öncelikli gündemimizi oluşturmaktadır. Sermaye piyasalarımızın hızlı büyüme göstermesi ve yatırımcı sayısının ciddi anlamda artması karşısında finansal okuryazarlık seviyesinin artırılması yönündeki çabalarımızın daha da önem kazandığını görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Büyüyen kurumsal yatırımcı sektörünün güçlendirilmesine yönelik de bazı düzenlemeler yaptıklarını hatırlatan Gönül, bu kapsamda bazı mevzuat değişikliklerini tamamladıklarını ifade etti.
Gönül, gelişme potansiyeli bulunan iş fikirlerinin hayata geçirilmesi amacıyla başlangıç aşamasında olan ancak borsada işlem görebilecek büyüklükte olmayan ortaklıkların, Girişim Sermayesi Pazarı vasıtasıyla, paylarını halka arz etmeksizin, sermaye artırımı yoluyla ihraç edecekleri payların nitelikli yatırımcılara satışı ile finansman temin etmesini mümkün hale getirdiklerini aktardı.
Kentsel dönüşüm ve afet yönetimine finansman ihtiyacı için gayrimenkul finansmanında yeni modeller üzerinde de çalıştıklarını bildiren Gönül, Gayrimenkul Proje Fonu ve yeni nesil Gayrimenkul Sertifikası çalışmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) İkinci Başkanı Yakup Asarkaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, Türk bankacılık sektörünün güçlü mali yapısıyla ekonominin önemli istikrar unsurlarından biri olduğunu söyledi.
Bankacılık sektörünün etkinliğini sürdürmesinin ilk unsurunun bankaların finansal sağlamlığının korunması olduğuna vurgu yapan Asarkaya, "Bu amaçla sermaye yerliliği, likidite ve karlılık başta olmak üzere, finansal sağlamlık göstergelerinin uluslararası kabul görmüş düzeylerin üstünde kalması büyük önem taşımaktadır." ifadelerini kullandı.
Asarkaya, ekim ayı itibarıyla, kurumun doğrudan düzenleme ve denetleme alanında toplam 410 kuruluşun bulunduğu bilgisini verdi.
Türk bankacılık sektörünün, küresel belirsizliklere rağmen son bir yıllık dönemde yaklaşık yüzde 60'ın üzerinde büyüme kaydederek finansal sisteme ve ekonomiye katkısını sürdürdüğünü bildiren Asarkaya, "Ağustos itibarıyla sektörde faaliyet gösteren 58 banka bünyesinde toplam 207 bin 928 personel ve 11 bin 38 şube bulunmakta olup, sektörün bu tarih itibarıyla toplam aktif büyüklüğü 20,3 trilyon lira seviyesine yükselmiştir." dedi.
Asarkaya, yeşil ekonomik dönüşüm ve bu dönüşümün finansmanı konusunun, tüm ekonomik birimlerin gündeminde olduğunu kaydetti.
Kurumun bu amaçla ülkede yeşil bankacılığın geliştirilmesi için gerekli yol haritasını "Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı" ile belirlediğini ifade eden Asarkaya, Yeşil Varlık Oranı Tebliğ taslağı ile İklimle Bağlantılı Finansal Risklerin Etkin Yönetimine İlişkin Rehber taslağının kamuoyunun görüşüne açıldığını aktardı.
Asarkaya, kurumun bütçe büyüklüğünün 2024 yılı için 4 milyar 409 milyon lira olarak öngörüldüğünü sözlerine ekledi.
- "Yılın 9 ayında alımların tutarı 1,2 trilyon liraya ulaştı"
Kamu İhale Kurumu Başkanı Hamdi Güleç de kurumun, kamu ihalelerine dair uyuşmazlıkların çözümü, mevzuatın hazırlanması ve uygulamanın yönlendirilmesi görev ve yetkilerine sahip düzenleyici ve denetleyici kurum olarak faaliyetini sürdürdüğünü söyledi.
Kamu alımlarının rekabet, saydamlık ve verimlilik ilkeleri esas alınarak uluslararası standartlara göre gerçekleştirilmesi için çalışan kurumun, bu hususların güçlendirilmesine yönelik çeşitli uygulamaları hayata geçirdiğini anımsatan Güleç, şunları kaydetti:
"Gelişen elektronik ihale sistemimiz sayesinde, 2022 ekim ayından itibaren Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihalelerin tamamına yakını Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden elektronik teklif almak suretiyle yapılır hale gelmiştir. 2022'de 733 milyar lira tutarında kamu alımı yapılmış, Kamu İhale Kanunu kapsamında 90 bin ihale gerçekleştirilmiştir. 2023 yılının 9 ayında ise alımların tutarı 1,2 trilyon liraya ulaşmış, ihale sayısı 61 bin 522 olmuştur."
Güleç, 2024 yılı bütçesinde, gelir ve ödeneklerin 1,2 milyar lira olarak planlandığını sözlerine ekledi.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Başkanı Hasan Özçelik, kurumun temel amacının işletmelerin paydaşlarına tam, doğru, gerçeğe ve ihtiyaca uygun, karşılaştırılabilir finansal ve finansal olmayan bilgileri sunmasını sağlamak olduğunu söyledi.
Kurumun geçmiş dönemdeki faaliyetlerinden bahseden Özçelik, gelecek dönemdeki hedefini anlattı.
Özçelik, çalışmalarıyla piyasaların temel gereksinimi olan güveni pekiştirmeyi ve ekonomik büyümeyi desteklemeyi hedeflediklerini kaydetti.
- "Devlet destekli gelir koruma sigortasının pilot uygulaması ülke çapında hayata geçirilecek"
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ikinci Başkanı Davut Menteş, sektörde 74 şirketin faaliyet gösterdiğini ifade etti.
Eylül itibarıyla, toplam prim üretiminin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 123 artışla 328 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildiren Menteş, "Haziran finansallarına göre sektörün aktif toplamı 1,1 trilyon liraya, bireysel emeklilik dahil likit varlıkları toplamı 910 milyar liraya, öz kaynakları ise 114 milyar liraya ulaşmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Menteş, özel emeklilik sisteminde ekim ayı itibarıyla, toplam tasarruf sahibi sayısının 15,5 milyonu aştığını, sistemde biriken toplam fon tutarının da devlet katkısı dahil 683 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
İklim değişikliğinin üreticiler üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla devlet destekli tarım sigortalarının teminat kapsamını genişletmeye devam ettiklerine vurgu yapan Menteş, "Üreticileri verim düşüşlerinin yanı sıra fiyat dalgalanmalarından doğan zararlara karşı da koruyan devlet destekli gelir koruma sigortasının pilot uygulaması, 2023-2024 üretim döneminden itibaren ülke çapında hayata geçirilecektir." dedi.
Menteş, 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketleri sonrası, vatandaşlara DASK hariç toplam 37 milyar lira hasar ödemesi yapıldığının bilgisini verdi.
HEDEP Grubu adına söz alan Muş Milletvekili Sezai Temelli, iktidarın, finansal okur-yazarlık eğitimine ihtiyacı olduğunu belirterek, bu konuda hazırladıkları broşürü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e takdim edeceğini söyledi.
Temelli, iktidarın, makro ekonomik verilerde kısa sürede mucizevi sonuçlar öngördüğünü ileri sürerek, "Tüm bunlarda bir tutarsızlık var. Rasyonalite kavramıyla başladınız Bakanlığa. Sayın Nebati'nin dönemini irrasyonel dönem olarak nitelendirdiniz. Sayın Nebati'ye haksızlık yaptığınızı düşünüyor musunuz? O denli ciddi irrasyonel politika önermeleriniz var ki, acaba hangisi irrasyonel?" ifadelerini kullandı.
Bakan Şimşek'in "Enflasyonun nedeni ücret artışlarıdır." dediğini aktaran Temelli, emekçilerin aldığı payın bu kadar düştüğü bir yerde ne kadarlık ücret artışının enflasyona neden olabileceğini sordu.
İktidarın, "Vergiyi tabana yayalım." söylemini dile getirdiğini aktaran Temelli, "Vergiyi tabana yaydınız, taban perişan. Bence vergiyi artık tavana yayın, biraz yukarıya bakın." şeklinde konuştu.
- "Cesaretinizden dolayı tebrik ediyorum"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Bakan Şimşek'e yönelik "Sayın Cumhurbaşkanı bayağı zorladı sizi Türkiye'ye getirme konusunda. Baştan çok nazlandınız ama sonradan gelmeyi kabul ettiniz. Başarılar diliyorum, cesaretinizden dolayı da tebrik ediyorum. Çünkü ne kadar zor bir ortamda bir görev üstlendiğinizin farkındasınız." ifadelerini kullandı.
Usta, "Dünya genelinde enflasyon oranlarında artış yaşanmasının, Türkiye ekonomisini etkilediği" yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını savunarak, "Yüksek enflasyon, cari açık ve bütçe açığı var. Türkiye ciddi bir ikiz açıkta, bu ikiz açığı nasıl yöneteceksiniz? Rezerv parası olmayan kaç ülke bu ikiz açığı yönetebilmiş?" diye konuştu.
İktidarın, "cari açığın çözümünü Gabar petrolüne bağlandığını" da ileri süren Usta, "Gabar Dağı'ndaki petrol gelsin, eyvallah başımızın üzerinde. Cari açıkla nasıl mücadele edeceğinize ilişkin piyasanın sizden ciddi beklentisi var." dedi.
Usta, kamu bankalarına 3-4 yılda 500 milyar liraya yakın kaynak aktarılacağını belirterek, "Yanlış politikaların bedeli bütçede geldi 500 milyar lira olarak üstümüze bindi. Sizin şeffaflığa ne kadar önem verdiğinizi biliyoruz. 298 milyar liralık nakit dışı tahvil var kamu bankalarına. Bir yandan bütçeden para bir yandan da alt taraftan kağıt vererek kamu bankalarını ayakta tutmaya çalışıyoruz. Kamu bankaları müflis durumdadır. Dünyanın neresinde olursa olsun bu kamu bankalarına el konulur normal şartlarda." görüşlerini savundu.
Türkiye'nin her defasında müteahhitleri kurtarmak zorunda olup olmadığını soran Usta, "Millet fakruzaruret içerisindeyken zenginin çocuğuna ev verildi. '1,20 ile kredi verilecek.' deniliyor. Buna mani olmanız gerekiyor. Yine müteahhit mi kurtaracağız? Bu krediyi fakir almayacak." ifadesini kullandı.
Erhan Usta, 7 bin 500 liralık emekli aylığıyla geçinmeye çalışanlar bulunduğuna işaret ederek, "Artış olarak baktığınızda size çok gelebilir, bütçe yükü çok fazla olabilir ama ciddi bir mağduriyet var. Bunu görmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kur korumalı tarıma geçilsin" önerisi
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Bakan Şimşek'in, swaplar için en fazla seyahat eden bakanlar arasında yer aldığını belirterek, bir vatandaş olarak Şimşek'e teşekkür etti. Temurci, "Ama şöyle bir ikilemin, denklemin içine girdi Türkiye: Bütçe açığı var, borçlanmaya ihtiyacımız var. Borçlanma eşittir faiz, o eşittir vergiler ve büyüyerek devam ediyor bu rakamlar. Bu kadar faizin olduğu bir ülkede ne olacak?" şeklinde konuştu.
İktidarın, önceki dönemde Kur Korumalı Mevduat sistemini hayata geçirdiğini anımsatan Temurci, "Ekonomide son 4-5 yılda aklın kabul etmeyeceği kararları verenlerin Türkiye'den özür dilemesi lazım." dedi.
TÜİK verilerine yönelik eleştirilere değinen Temurci, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait bir kurum, başta enflasyon olmak üzere bu milletin cebinden yanlış verilerle para aktardığı bir mekanizmaya alet olmuşsa bunun gerçekten vebali çok ağırdır. Bu mesele sizin tarafınızdan açıklığa kavuşturulmalıdır." ifadelerini kullandı.
Çiftçinin, maliyetleri karşılayamadığı için traktör ve tarım makinelerini satmaya başladığını, tarımda artık maliyet enflasyonu bulunduğunu belirten Temurci, "kur korumalı tarıma geçilmesini" önerdi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya teşekkür eden Temurci, uyuşturucu bağımlılığının arttığını söyledi. Temurci, "Neslimiz elimizden gidiyor. Mafya-siyaset ilişkisini mutlaka irdelemek, bunların ağababalarını toplumun önüne koymak zorundayız. Türkiye Küresel Suç Endeksi'nde ilk 14 ülkeden biri olmaya devam edecekse, biz ne maliyeyi ne hazineyi, hiçbir şeyi konuşamayız." görüşlerini dile getirdi.
- "Türkiye'nin önü açık"
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanvekili, MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yüz yıllık tecrübeden sonra sahip olduğu genç ve dinamik nüfusu, büyük ölçüde kurumsallaşmış ekonomisi ve üretim kapasitesi ile Türkiye Cumhuriyeti'nin, gelecek süreçte dünya ekonomisinde ortaya çıkacak yeni fırsatlara hızlıca adapte olabilme ve Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde büyük adımlar atma potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Partisinin, gelişmiş bir demokrasi ve istikrar içinde piyasa ekonomisinin tüm kurallarıyla işletilmesi suretiyle her bakımdan öngörülebilirliğin tesisini, ekonomide bağımsızlığı, yerli ve milli üretimi artırmayı, dışa bağımlılığı azaltmayı öncelikli hedef olarak gördüğünü, ekonomik güvenliği milli güvenliğin bir unsuru olarak değerlendirdiğini anlatan Aksu, "Ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan, eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir anlayışla toplumsal refahın artırılmasını öngörüyor; insanı merkezine almayan ekonomik düzenin sürdürülebilirliğinin mümkün olmadığına inanıyoruz." diye konuştu.
Aksu, Türkiye'nin bir yandan enflasyonla mücadele ederken bir yandan da vatandaşları enflasyona ezdirmeme politikası çerçevesinde gelir artırıcı politikalar uyguladığını kaydederek, "Atılan bu adımlar sonucunda 2024 yılının ikinci yarısından itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine girileceğinin plan ve programda öngörülmesi, Türkiye ekonomisinin en önemli sorun alanı olan enflasyonla mücadelede de somut sonuçların alınacağı bir süreci başlatacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı istikrar ve etkin icra kabiliyetiyle Türkiye'nin ekonomik ve sosyal olarak yükselen ülkelerden biri, diplomasinin merkezi, güven duyulan küresel önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Aksu, "Tüm bunlar dikkate alındığında Türkiye'nin önü açık, Türk milletinin geleceği aydınlıktır." ifadesini kullandı.
MHP'li Aksu, bakanlıklardaki kariyer personelin hizmete giriş şartları, nitelikleri ve görev sorumluluklarının benzer olduğu halde farklı ücret uygulanmasının, iş barışını zedelediğine dikkati çekerek, kariyer meslek gruplarının hizmete girişten başlayarak, ilerleme ve yükselmeleri, görev, yetki, sorumlulukları ile bunlarla uyumlu mali ve sosyal haklarına yönelik kapsamlı bir düzenleme çalışması yapılması gerektiğini belirtti.
- "Kamu, bu projeleri yüz kere yapardı"
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kamu-özel iş birliği modeliyle yapılan projelerin yaygınlaştığını belirterek, bu durumun doğru olmadığını söyledi. Bu projelere ilişkin doğru dürüst fizibilite yapılmadığını savunan Türeli, bunları sorduklarında "ticari sır" gerekçesiyle bilgi alamadıklarını belirtti. Türeli, KÖİ projelerine ödenecek tutarın 673,6 milyar liranın gelecek 3 yılda müteahhitlere ödeme yapılacağını ifade ederek, "Döviz kurlarında artış olursa daha da yükselecek. Bu paralarla kamu yüz kere bu projeleri yapardı, amorti ederdi." diye konuştu.
Dünyadaki gelişmeler bağlamında kamunun işlevlerinin öne çıktığını anlatan Türeli, özellikle teknolojik altyapı konusunda kamunun öncülük etmesi gerektiğine işaret etti. Türeli, "Döviz cinsinden garantiler doğru değil. Bunlar bütçe içinde ciddi bir kara delik oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
CHP'li Türeli, iktidarın çiftçiye ve hayvan üreticisine borcu olduğunu, stratejik bir sektör olan tarıma ciddi bir destek sağlanmadığını savundu.
Türeli, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemini eleştirirken, "KKM ile elinde büyük çapta mevduat olan bir avuç insana, milyonlarca insandan servet transferi yapılıyor. Bu doğru değil, bunu kabul etmiyoruz. Sayın Bakan, Hazine'nin kur zararının Merkez Bankasına devredilmesine neden karşı çıkmadınız? Merkez Bankası, bunu para basarak karşılayacak. Merkez Bankası para bastığı zaman enflasyon nasıl düşecek?" şeklinde konuştu.
- "Bundan sonra da (enflasyona) ezdirmeyeceğiz"
AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy, makro ekonomik verilere değinerek, "Yeni Türkiye Yüzyılı'nın ilk bütçesi olan 2024 yılı bütçesi yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, vatandaş odaklı ve refahı yükselten bir anlayışla hazırlanmıştır." dedi.
Bütçe verilerine değinen Altınsoy, 2023 yılında çalışan ve emeklilerin aylıklarına önemli oranda artışlar yapıldığını, emeklilerin bayram ikramiyelerinin artırıldığını hatırlattı. Altınsoy, "Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik ve bundan sonra da ezdirmeyeceğiz." diye konuştu.
AK Parti hükümetlerinin bütçe imkanları ölçüsünde her zaman geniş toplumsal kesimlerin yanında olduğunu, Türkiye Yüzyılı'nda da bunu devam ettireceklerini anlatan Altınsoy, iktidarları döneminde hayata geçirdikleri faaliyetleri sıraladı.
Altınsoy, "AK Parti olarak 'Millete efendilik yoktur, hizmet vardır.' inancıyla tam 21 yılda adaletten eğitime, ulaşımdan sanayiye, tarımdan enerjiye, spordan sağlığa ve sosyal desteklere kadar her alanda hizmetler üreterek hizmet kalitemizi ve eser siyasetimizi vatandaşlarımızın menfaatleri doğrultusunda kullanmak için dev adımlar attık, çalıştık, çalışmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
12. Kalkınma Planı ve 2024 yılı bütçesinde en temel önceliklerinin, milletin dayanışmasıyla deprem felaketinin üstesinden gelmek, toplumun tüm fertlerinin refahını artırmak ve ülkenin dünyadaki konumunu güçlendirmek olacağını söyleyen Altınsoy, 2024 yılı bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
Komisyon üyesi milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin görüş ve eleştirilerini dile getiriyor.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, 2024 yılı bütçesindeki vergi artış oranlarının düşük, düşük-orta ve orta-üst gelir düzeyindeki vatandaşların üzerindeki vergi yükünü artıracağını söyledi.
Kurumlar vergisinde düşme olduğunu, gelir vergisinin hemen hemen aynı kaldığını belirten Özlale, "ÖTV'ye, dahilde alınan KDV'ye yüklenilmiş. Bu vergilendirme orta gelirli haneleri cezalandırıyor. Oysa düşük, orta gelirli ve üst-orta gelirli vatandaşa daha fazla yüklenmememiz gerekiyor." dedi.
Özlale, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de Komisyondaki milletvekillerinin de devlet okullarından buralara geldiğine işaret ederek, "Devlet okulları bize o sınıflar arası geçişkenliği sağlıyordu, fırsat eşitliği veriyordu. Şimdi maalesef göremiyoruz. Batman'dan sizin gibi birinin çıkması artık neredeyse imkansız, benim ilkokulumdan da benim gibi biri birinin çıkması imkansız." ifadelerini kullandı.
TÜİK verilerine de değinen Özlale, "Ocak 2010'dan Ocak 2022'ye kadar İTO Ücretliler Geçinme Endeksi ile yıllık enflasyon neredeyse birebir gidiyordu. Yeni TÜİK Başkanımızla beraber korkunç bir sapma oluyor, son 1,5 yıl içerisinde tarihinde hiç olmadığı kadar sapıyor. Bu, açıklanmaya muhtaçtır." diye konuştu.
- "Emeklinin sesine kulak verin"
HEDEP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, iktidarın ekonomik sorunların sebebi olarak deprem, salgın ve Ukrayna-Rusya savaşını gösterdiğini söyledi.
Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye'de reel ve nominal olarak gıda enflasyonunun arttığını dile getiren Tiryaki, enflasyon oranlarında da en kötü ülkeler arasında Türkiye'nin yer aldığını savundu.
TÜİK verilerini eleştiren Tiryaki, "Türkiye'de veri güvenliği sorunu var ve bunun nedenlerinden biri TÜİK'in son dönemde yaptığı açıklamalar, değerlendirmeler, kamuoyuyla paylaştığı rakamlar." dedi.
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yurt dışı ziyaretlerine değinerek, "AKP iktidarı maalesef ülkemizi 3 sente muhtaç etti, siz de kapı kapı geziyorsunuz. Neredeyse Arap ülkelerini su yolu yaptınız." ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "ücretlerin enflasyona neden olduğuna" yönelik açıklamalarını eleştiren Erdem, "Ücretleri baskılama konusundaki tutumunuz Türkiye'de yaşayan milyonlarca insanı açlıkla karşı karşıya bırakacak. Bundan vazgeçin. IMF'ye değil, milyonlarca emekçinin ve emeklinin sesine kulak verin." diye konuştu.
- "Kurumlar vergisindeki artış oranı neden düşük?"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, uluslararası kuruluşların Türkiye'ye yönelik kredi notlarının, ekonomik değil siyasi olduğunu söyledi.
Bütçede kurumlar vergisindeki artış oranının, diğer vergilerdeki artış oranından daha düşük olduğuna dikkati çeken Kalaycı, bunun nedenini sordu.
Türkiye'nin vergi yükü yüksek olmayan ülkeler arasında görüldüğünü anlatan Kalaycı, "Türkiye'de kar ve gelir üzerinden alınan vergiler düşük kaldığı için oransal olarak dolaylı vergilerin oranı yüksek oluyor." dedi.
Emlak sektöründe rant oluştuğunu, bu durumun büyük bir kayıt dışılık ve vergi kaybına yol açtığını dile getiren Kalaycı, bu konuda tedbir alınması gerektiğini söyledi.
Kalaycı, "Vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırımı ve üretimi destekleyen, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sistemi mutlaka ve bir an önce tesis edilmeli." diye konuştu.
- "KKM'ye para yatıran kişi, alternatif karlılıklara göre zararda"
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, Komisyonda, partisinin "burjuvayı ve sermayeyi temsil etmekle" suçlandığını hatırlatarak, iktidarları döneminde hava yolunu halkın yolu yaptıklarını, engellilerin ailelerine bakım ücreti ödediklerini anlattı. Yegin, "Bize sermayenin, burjuvanın temsilcisi diyebilir ama Allah'a sonsuz şükürler olsun bu tutmaz, vatandaşımız da bunu bilir." dedi.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi üzerinden sermaye transferi yapıldığı eleştirilerinin yanlış olduğunu dile getiren Yegin, "KKM hesaplarına getirip para yatıran kişi, aslında karda değil, alternatif karlılıklara göre zarardadır." diye konuştu.
TÜİK'in her ay örneklem sepeti oluşturduğunu dile getiren Yegin, TÜİK'in verilerine ilişkin bilgilerin internet sitesinde yayımladığını kaydetti.
AK Parti'li Yegin, muhalefet milletvekillerinin "Siz TÜİK rakamlarına gerçekten inanıyor musunuz?" şeklinde laf atması üzerine, "Bu ülkenin kurumlarının kapısına gidip güvenilmez yerler olduğuna dönük imaj oluşturmanın ülkeye faydası yok." karşılığını verdi.
- "Kamuda ciddi bir tasarruf hamlesi görmüyoruz"
DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, vergi yükünün her zaman olduğu gibi orta direğin sırtında olduğunu savundu.
Gelir vergisi dilimlerinin güncellenmesini isteyen Dalgın, maaşların kağıt üstünde artarken alım gücünün azaldığını, gelir vergisi dilimleri nedeniyle de kesintiye uğradığını belirtti. Dalgın, bütçeye göre toplanacak KDV'nin, gelir vergisi ve kurumlar vergisi tutarından daha fazla olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin faize her ay 100 milyar liradan fazla ödeme yapacağını söyleyen Dalgın, TCG Anadolu gemisinin maliyetinin, faize haftalık ödenecek tutara denk gelen 20 milyar lira olduğunu kaydetti.
Ekonomide "ikiz değil dördüz açık olduğunu" iddia eden Dalgın, "Bütün bunlar olurken kamuda ciddi bir tasarruf hamlesi görmüyoruz." dedi.
Bu arada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından milletvekillerine Gaziantep baklavası ikram edildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Kur Korumalı Mevduat uygulamasının yükünün Merkez Bankasına aktarıldığı eleştirileri üzerine Şimşek, bu uygulamanın, 2021 yılında kurda oluşan baskıya çözüm olarak ortaya konulduğunu söyledi.
Şimşek, bu konunun aslında Merkez Bankasının kur yönetimiyle ilgili olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Kur rejimini hükümet belirler, sabit mi, dalgalı mı, başka türlü mü olacak diye. O belirlendikten sonra bunun uygulanmasından sorumlu kurum Merkez Bankasıdır. Kur rejiminin uygulanmasından kaynaklı kar ya da zararın Merkez Bankasının bilançosunda olması lazım, normali bu. Fakat bu düzenleme yapılırken, Türk lirasından kur korumalıya geçiş Hazine ve Maliye Bakanlığının sorumluluğuna verilmiş. Burada Merkez Bankasının hiçbir şekilde Hazineyi finanse etme gibi bir durumu yok. Tam tersine kur korumalıdan dolayı vazgeçtiğimiz vergilerden dolayı kur rejiminin uygulanmasında Bakanlık olarak Merkez Bankasına destek olmuşuz, dolayısıyla o anlamdaki kaygılar yerinde kaygılar değildir."
Şimşek, Merkez Bankasının zararını kendi düzenlemeleri çerçevesinde karşılayacağını ifade etti.
Kurumlar vergisi uygulamasının şirketleri koruduğu eleştirileri üzerine ise Şimşek, bu vergideki indirimlerin hemen hemen tamamının yatırımı teşvik ve istihdam amaçlı olduğunu kaydetti.
Şimşek, kurumlar vergisi oranını finans kuruluşları ve bankalar için yüzde 30'a çıkardıklarını anımsatarak, "Ama imalat sanayi ve ihracatçı için daha düşük kurumlar vergisi uygulamasına geçtik. Dolayısıyla iddia edildiği gibi sermaye için ayrıcalık tanıdığımıza ilişkin argümanların geçerli olmadığı ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı.
- "Vergiler nereye harcandıysa, deprem vergileri de oraya harcandı"
Şimşek, kendisine 10 yıl önce deprem vergileri sorulduğunda verdiği yanıtta bir hususun cımbızla ön plana çıkarıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman, 'Deprem vergisi diye bir vergi yok. Çünkü bütün vergiler bir havuza toplanıyor, o havuzdan çiftçiye, eğitime, sağlığa, duble yollara ayrılıyor.' diye sıraladım. Tüm kamu harcamalarını sıraladım. 'Eğer deprem fonu kurulsaydı, o zaman ayrı bir hesapta izlenirdi. Deprem nedeniyle getirilmiş vergiler var ama o vergiler genel bütçe havuzuna girdiği için harcamalar nereye yapıldıysa bütün harcamalar oraya yapıldı.' dedim. Ona rağmen akılda deprem vergileri şuraya harcandı, buraya harcandı... Vergiler nereye harcanıyorsa, o vergiler de oraya harcandı."
Kur Korumalı Mevduat uygulamasından çıkışın başladığına işaret eden Şimşek, "Merkez Bankamız, birtakım düzenlemelerle Kur Korumalıdan çıkış sürecini başlattı. Kur Korumalıdaki mevduat da son aylarda ciddi şekilde azaldı." dedi.
- "Hiçbir yerden hiçbir talebimiz yok"
Mehmet Şimşek, yurt dışı ziyaretlerinin çok gündem olduğunu da dile getirerek, "Şunu net şekilde söyleyeyim, hiçbir yurt dışı ziyaretimde hiçbir kimseden para talebinde bulunmadık." diye konuştu.
Son yaptığı ziyaretlere ilişkin bilgi veren Şimşek, Suudi Arabistan'da dünyanın önde gelen şirketlerinin, üst düzey yöneticilerinin yer aldığı "Future Investment Initiative" isimli konferansa katılarak Türkiye'nin tezlerini ve programını anlattığını söyledi. Şimşek, "Tabii ki görüşmeler yaptık ama hiç kimseden herhangi bir talebimiz olmadı, program dışında herhangi bir şey pazarlamadık." ifadesini kullandı.
Şimşek, bu ziyaret öncesi Katar'a gittiğini ve Türk Büyükelçiliğinin Cumhuriyet'in 100. yılını kutlamak amacıyla 300 yatırımcının katılımıyla düzenlediği yatırım konferansına katıldığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Ben zaten bölgeye gidiyordum, gitmişken oraya uğradım. Basına açık sunum yaptım. Onun dışında bir şey yok. Bir ülkeye gidince nezaketen o ülkenin maliye bakanıyla da bir araya geliyorsunuz. Ben de öyle yaptım. Ondan önce Paris'e gitmişim. Fransa'nın TÜSİAD'ı gibi olan MEDEF'e, büyük şirketlere sunum yaptım, Türkiye'yi anlattık, programı anlattık. Alman-Fransız İşadamları Zirvesi vardı, beni ana konuşmacı olarak davet ettiler, gittim bir konuşma yaptım. Ondan önce Fas'taydım, IMF-Dünya Bankası toplantıları vardı. Ondan önce İngiltere'deydim. Orada bütün yatırımcılarla, reel sektörü temsil eden şirketlerle, finans sektörüyle görüştük. Biz bir program uyguluyoruz. Bu programın çerçevesini tabii ki iletişim boyutuyla anlatmamız lazım. Dolayısıyla kapı kapı dolaşıp hiçbir yerden hiçbir talebimiz yok, tamamen ülkemizde şu anda uygulanan programı anlatmak amaçlıdır."
Tasarruf konusunun önemini vurgulayan Şimşek, "Kamu harcamalarını yaparken verimlilik ve etkinliği birincil amaç olarak zaten ortaya koymuş durumdayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2021 yılında tasarruf genelgesi vardı, gelir gelmez bunu tekrar hatırlattım. Kurumlara da ilave çağrıda bulunduk." diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Dünya Bankasının 35 milyar dolara çıkardığı Türkiye'ye yönelik kaynağın kullanımının gelecek 3 yıl içerisinde olacağını söyledi.
Bütçede yer alan "Hane halkı ve işletmelere yapılan diğer transferler" kaleminden yılın 9 ayında 40,6 milyar lira harcama yapıldığını, bu harcamanın 37,5 milyar lirasının Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) tarafından yapıldığını bildiren Şimşek, bunun da 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde yaşayan ailelere ayni ve nakdi yardım yapılabilmesi, deprem zararlarının giderilmesi, ihtiyaçların karşılanabilmesi amacıyla yapıldığını aktardı.
- "Kur Korumalı Mevduatta 15,1 milyar dolarlık azalış var"
Şimşek, sorular üzerine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından doğal gaz tüketimine ilişkin sistem kullanım bedelleri için 2,6 milyar lira harcama yapıldığını ifade etti.
2023'te yapılan beyanlara göre kurumlar vergisinin efektif vergi oranının yüzde 11,1 olduğunu kaydeden Şimşek, gelir unsurlarına göre değişmekle birlikte beyana dayanan gelir vergisinin de yüzde 22 olduğunu belirtti.
Gelecek yıl sermaye transferleri için 721 milyar liralık ödenek öngörüldüğünü, bu tutarın 653 milyar lirasının deprem nedeniyle öngörülen harcama kaynaklı olduğunu anlatan Şimşek, mayıs sonunda 125,3 milyar dolar olan Kur Korumalı Mevduat tutarının 20 Ekim itibariyle 110,2 milyar dolara gerilediğini kaydetti. Şimşek, burada 15,1 milyar dolarlık azalış olduğuna işaret ederek, bugünkü mevduat faizleri dikkate alındığında ilave yük olma ihtimalinin zayıfladığını söyledi.
Gelir dağılımı ve iş gücünün milli gelirden aldığı pay gibi sorunların merkezinde yüksek enflasyonun olduğunu belirten Şimşek, bu nedenle enflasyonu tekrar tek haneye düşürmek için ekonomi programını güçlü şekilde uygulamaya koyduklarını vurguladı.
Mehmet Şimşek, uyguladıkları programın sonuç alacağını ifade ederek, "Çünkü para politikasında ciddi bir sıkılaşma var. Özellikle enflasyonun kontrol altına alınmasında bütün dünyada olduğu gibi para politikasındaki sıkılaşma etkili olacak. Para politikası gecikmeli olarak çalışıyor. Bugün aldığınız tedbirlerin aktarım mekanizması 18 aylık bir sürece bağlı. Bunu ben söylemiyorum, bütün dünya uygulamaları böyle." değerlendirmesinde bulundu.
Aylık bazda enflasyonun çok hızlı ve kalıcı şekilde düşeceğini vurgulayan Şimşek, haziran sonrası liradaki değer kaybının etkisi nedeniyle enflasyonun yıllık bazda düşmesinin zaman alacağını belirtti. Şimşek, bütçeyi düzeltmek için getirdikleri bazı vergi artışları ile deprem konutlarına ilişkin ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerdeki fiyat artışlarının etkisinin bir yıl boyunca kalacağını aktardı.
- "Sarmaldan çıkmamız lazım"
Şimşek, bir televizyon programındaki sözlerine de açıklık getirerek, "Ben hiçbir zaman 'enflasyonun sorumlusu ücretlerdir' demedim. 'Biz çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.' dedim. Sonrasında dedim ki: 'Kalıcı refah artışı için enflasyonun düşürülmesi lazım, bu sarmaldan çıkmamız lazım.' Kastettiğim şey tabii ki ücret-enflasyon sarmalı. Tabii ki biz iş gücünün milli gelirden aldığı payın yükselmesini arzularız." dedi.
2000'li yılların başında iş gücünün milli gelirdeki payının yüzde 28 olduğunu dile getiren Şimşek, "2016'da zirveye çıkıyor. Yüzde 36,3'e çıkıyor. AK Parti hükümetleri iktidarda. 2022'de yüzde 26,3 olmuş. 2023'ün ikinci çeyreğinde mevsimsel düzeltilmiş yüzde 31,9. Fiyat istikrarı, kalıcı şekilde çalışanlarımızın refahını arttırmanın tek formülüdür ve bu programın ana hedefi kalıcı fiyat istikrarıdır." ifadelerini kullandı.
Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sakarya Gaz Sahası'nda doğal gaz üretiminin başladığını anımsatan Şimşek, gelecek sene 2,4 milyar metreküp, sonraki sene 2,7 milyar metreküp, sonraki sene 4,6 milyar metreküp üretim yapılacağının bildirildiğini aktardı. Şimşek, 2028'de neredeyse Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının yüzde 25'ini Sakarya'nın karşılayacağını kaydetti.
Cari açığı tasarrufu artırarak azaltacaklarını dile getiren Şimşek, "Cari açığı katma değer zincirinde yukarı çıkarak azaltacağız." dedi.
Türkiye İstatistik Kurumuna (TÜİK) ilişkin Avrupa Birliği tavsiyelerini dikkate alacaklarını dile getiren Şimşek, şöyle konuştu:
"Hiçbir bağımsız kuruma bakan olarak benim müdahalem olmadı ve olmayacak. Ne geçmişte ne bugün ne de yarın... Dolayısıyla olması gerektiği gibi tüm istatistikler gerçeği yansıtacak. TÜİK'in kullandığı yöntemler ve uygulama sonuçları yerli ve yabancı kurum ve kuruluşlardaki uzmanların değerlendirmelerine açık. Hatta bildiğim kadarıyla TÜİK, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ile yakinen çalışıyor ve üretilen istatistikler onlar tarafından da denetleniyor. Yine bildiğim kadarıyla TÜİK ayrıca Birleşmiş Milletler, IMF, OECD gibi birçok uluslararası kuruluşla da iş birliği içerisinde. Bu kuruluşlar resmi istatistik programı kapsamında üretilen verilerimizi, veri kalitesini sorgulamadan takip ediyorlar ve alıyorlar. Dolayısıyla bu konudaki tartışmaların kurumları yıprattığını düşünüyorum."
Mehmet Şimşek, şeffaflık neyi gerektiriyorsa onun yapılması gerektiğini vurgulayarak, "İstatistikler konusunda, şeffaflık konusunda maksimumu bundan sonra yapmaya çalışacağız." ifadesini kullandı.
TÜİK bütçesindeki artışın da çok konuşulduğunu belirten Şimşek, bütçenin yüzde 87'sinin personel gideri olduğunu bildirdi. Şimşek, TÜİK bütçesindeki ilave artışın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının istediği özel çalışmadan kaynaklandığını söyledi.
- "Çiftçinin, esnafın ve çalışanların yandayız"
Şimşek, Kamu İktisadi Teşebbüslerine (KİT) yapılan transferlere ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:
"Vatandaşlarımızın özellikle pandemi ve sonrası dönemde elektrik ve doğal gaz fiyat artışlarından korunmasına yönelik tedbirler alındı. Muhtaç ailelerimizin ısınma amaçlı kömür ihtiyaçlarının karşılanması, hububat sektöründe üretimin devamlılığı ve tarımsal ürünlerde üretici ve tüketici için makul fiyat oluşumu amacıyla KİT'lere destek veriyoruz. KİT'lere 2023'te yaklaşık 463,2 milyar liranın aktarılması öngörülüyor. Bunun 272,2 milyar lirası enerji sübvansiyonlarından oluşuyor. KİT'lere sermaye aktarımı olarak da 165,2 milyar lira var. Diğer görevlendirmeler ise 25,8 milyar lira. 2024 için öngörülen 748 milyar liranın 500,7 milyar lirası enerji sübvansiyonları için ayrıldı."
Şimşek, 2024 bütçesinde çiftçilere 384 milyar lira aktarılacağının altını çizerek, çiftçinin, esnafın ve çalışanların yanında olduklarını kaydetti.
Şu an için özelleştirme kapsamında Elektrik Üretim Anonim Şirketinin (EÜAŞ) bazı HES'lerinin, bazı limanların, otoyol ve köprülerin olduğunu anlatan Şimşek, "Özelleştirme kapsamına yeni alınması planlanan herhangi bir varlık söz konusu değil." dedi.
Enflasyon muhasebesine geçeceklerini anımsatan Şimşek, "Belki finans kuruluşlarına ayrımcılık yapacağız, onları kapsama almayacağız." diye konuştu.
Terörle mücadelenin, demokratik değerlerin korunması, demokrasinin korunması için olmazsa olmaz olduğunu dile getiren Şimşek, "Hiçbir demokrasi teröre desteği kabullenemez. Dünyanın hiçbir köşesinde demokrasi ile terör bir arada olmuyor. Türkiye terörle mücadelede kararlıdır ve bu konuda gerekeni yapıyor ve yapmaya da devam edecektir." değerlendirmesini yaptı.
- "Dezenflasyon programını kararlılıkla uygulayacağız"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, dezenflasyonist sürecin başladığına işaret ederek, kalıcı bir şekilde gelir dağılımını iyileştirmek, iş gücünün milli gelir içerisindeki payını artırmak, toplumun refahını kalıcı bir şekilde yükseltmek için dezenflasyon programını kararlılıkla uygulayacaklarını söyledi.
"Kişi başı milli gelir yüzde 5 büyüme ile nasıl artacak?" sorusunu yanıtlayan Şimşek, "Dezenflasyonist programlarda lira reel olarak değer kazanacak. Bizim rakamlarımız onu yansıtıyor. Bir hesap hatası yoktur." dedi.
Cari açık konusuna da değinen Şimşek, enflasyonu düşürmek için aldıkları tedbirin iç talebi sınırlayacağını kaydetti.
İhracatı var güçleriyle desteklediklerini belirten Şimşek, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki sene biraz zorlu olacak. Zorlu olan kısım neresi? Birincisi bizim ticaret ortaklarımızda büyüme yok. Gelecek sene biraz artacak ama sırtımızı ona dayamıyoruz. Niye cari açık azalacak? Bu sene eylül ayı itibariyle son 12 aylık altın ithalatı 33 milyar dolar. Mevduat faizlerindeki yükselme, portföy tercihi olarak ortaya çıkan bu altın ithalatını sınırlayacak. Bir de tedbir aldık. Altın ithalatının son 20 yıldaki ortalaması 8 milyar dolar. Gelecek sene altın ithalatı 8 milyar doların iki katına çıksa dahi cari açık bizim öngördüğümüz çerçevede azalacak."
Komisyonda Hazine ve Maliye Bakanlığının yanı sıra Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2024 yılı bütçeleri kabul edildi.
