2005-12-29 - 15:33
TBMM Küçük Grup Salonu'nda konuşan Gülsün, "Meclis yönetimimiz, tüm dünyanın ve Türkiye'deki gıda üretim, işleme ve tüketim alanlarında uygulanmaya başlanan HACCP Gıda Güvenlik Sistemini TBMM lokantalarında belgelendirmek amacıyla çalışmalara başladı." dedi.
TBMM, Türkiye Standartları Enstitüsü'nden (TSE) "TS HACCP 13001 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi" belgesi almaya hak kazındı.
Günde ortalama 5 bin kişiye yemek verilen TBMM mutfak ve lokantalarında yaklaşık bir yıllık çalışma sonucunda HACCP çalışmaları tamamlandı.
TBMM Küçük Grup Salonu'nda yapılan törene, TBMM Başkanı Bülent Arınç, TSE Başkanı Kenan Malatyalı, TBMM Kalite Yönetim Temsilcisi ve Destek Hizmetler Daire Başkanı Hüseyin Gülsün, Meclis çalışanları, sivil toplum örgütleri temsilcileri, Kalite Yönetim Sistem Koordinatörlüğü ve HACCP ekibi ile davetliler katıldı.
Törendi bir konuşma yapan Hüseyin Gülsün, kişisel hijyen kuralları, kurumsal hijyen ve gıda güvenliği yönetim sistemi konusunda 300 personele eğitim verildiğini söyledi.
Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Gülsün, 2004 Eylül ayında TBMM mutfaklarında (HACCP) yönetim sistemi çalışmalarına başlandığını hatırlattı. Türkiye'nin en güzide kuruluşunda yemek yiyen milletvekillerine, misafirlerine ve personele gıda güvenliğine uygun, hijyen şartlarına bağlı, standartlara uygun bir hizmet sunmayı hedeflediklerin belirten Gülsün, şöyle devam etti:
Gıda güvenliği, insan sağlığı için öncelikli konuların başında gelir. Bu nedenle gıda katkı maddelerinin sağlık üzerindeki etkileri sıklıkla kamuoyunun gündemine gelmektedir
Gıda maddelerinin kullanılmasında çeşitli uluslararası düzenlemeler vardır ve tüm gelişmiş ülkelerde aynı kullanım kuralları geçerlidir.
Meclis yönetimimiz, tüm dünyanın ve Türkiye'deki gıda üretim, işleme ve tüketim alanlarında uygulanmaya başlanan HACCP Gıda Güvenlik Sistemini TBMM lokantalarında belgelendirmek amacıyla çalışmalara başladı.
(HACCP) Gıda Güvenlik Sistemi çalışmalarına öncelikle fiziksel şartları düzeltmekle başladıklarını belirten Gülsün, yapılan çalışmaları şöyle sıraladı:
"Mutfakların boya, bina, tesisat, alet ve donanımının onarımı, periyodik bakım planları yapıldı. Pencere ve kapı, raf ve muhafaza yerleri standart şartlarına uygun hale getirildi. Gıda ile temas eden yüzeyler, koridor ve çalışma alanları, tüm aydınlatma sistemi, zemin drenaja uygun eğim, havalandırma tesisatı, personel iş kıyafetleri, kişisel temizlik ve üretim alanları birbirinden ayrıldı, tavan kir, toz ve yoğunlaşmayı tutmayacak hale getirildi.
Büro, bulaşıkhane, duş, tuvalet, dinlenme yeri, soyunma ve giyinme yerleri mutfaklardan ayrı tutuldu, aydınlatma aparatları, pencereler koruyucu filmlerle kaplandı, tüm mutfak malzemeleri (tencere, kazan tepsi, tabak, çatal, kaşık, bıçak) değiştirildi, ahşap malzemeler atılarak hijyenik madde olan polietilen konuldu.
Dezenfeksiyona yönelik önlemler alınıp, yine yemek üretimi ile ilgili kullanılan ölçüm aletlerini bilimsel şekilde kontrol etmeye başladık (Kalibrasyonu).
Atıklarla ilgili kapların kurallara uygunluğu sağlandı.
Yemek üretim akışı yeniden düzenlendi, yönlendirme işaretleri konuldu, yemek sunumu ile ilgili düzenlemeler yapılarak hijyenik şartlara uygunluğu sağlandı.
İmalat yapılan yerlerde akvaryum, çiçek, ahşap malzemeler, radyo, televizyon ve süs eşyaları, sigara tabakları, duvar saati gibi gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar ortadan kaldırıldı.
Ayrıca her yemek için reçeteler oluşturuldu. Bir yemekte kullanılacak malzemelerin cinsi ve miktarı standart hale getirildi. Böyle yıllarca sürecek sağlıklı bir lezzet standardı oluşturulmuş oldu.
Hammadde ve malzeme alımı ile ilgili önemli düzenlemeler yapılarak belirlenen kriterlere uygun hammadde alımı yapılmakta ve bunlar kayıt altına alınmaktadır. Buna bağlı olarak depolarımız malzeme cinsine göre ayrılmış, iklimlendirilmesi malzemeye göre ayarlanmış, kayıt altına alınarak bilgisayar ortamında izlenmektedir.
Satın alınan hammaddelerin ambalaj türü ve ambalajlanmasına dikkat edilmektedir. İçeriği belli olmayan hiçbir malzeme alınmamaktadır.
Temizlik ve hijyenle ilgili kullanılan alet ve ekipmanları mikrop üretmeyecek şekilde dezenfekte edilmekte, belirlenen alanlarda muhafaza edilmektedir. Yine mutfak ve lokantalarda görevli aşçı ve garsonlarımızın kişisel hijyen kurallarına uymaları sağlandı. Bone, maske, eldiven, önlük, çizme ve buna benzer koruyucu giysiler zorunlu kılındı.
Tüm çalışanların sağlık kontrolleri düzenli yapılmaktadır. Bilezik, kolye, yüzük ve saat gibi takıların imalat anında takılmaması sağlandı. Temizlik ve hijyenle ilgili uyarıcı levhalar konuldu. Mutfaklara ziyaretçi girişleri kontrol altına alınmak üzere kurallar oluşturuldu.
Özellikle kreş ve gündüz bakımevinde dışarıdan ürün tanımı yapılmayan yemek, baklava, börek cinsi malzemeler çocuklarımıza verilmemesi sağlandı."
TBMM Destek Hizmetler Daire Başkanı Hüseyin Gülsün, bu sistemin çalışanlarda bir davranış değişikliği gerektirdiği için yoğun eğitim programları uygulandığını ve bu eğitimlerin sürekli hedef haline getirildiğini kaydetti.
Eğitim kapsamında çalışanların gıda güvenliğine nasıl katkıda bulunabileceği, kişisel hijyen kuralları, kurumsal hijyen kuralları ve gıda güvenlik yönetim sistemi konusunda 300 personele eğitim verildiğini ifade eden Gülsün, şunları kaydetti:
"Gıda Güvenlik Sistemi Standardı uyarınca gıda güvenlik politikası belirlenmiş dolayısıyla, yemek yiyenlerin sağlığı güvence altına alınmıştır.
Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi kapsamında görev yetki ve sorumluluklar belirlenerek yürürlüğe konulmuştur.
Üst yönetim olarak sistemin ihtiyaç duyduğu maddi ve insan kaynağı desteği sağlanmıştır. Bu sistem için gerekli HACCP ekibi kurulmuştur. Yönetimin gözden geçirme ve sistem tetkiki planlı bir şekilde yapılmaktadır.
Gıda Güvenlik Sistemi ile ilgili laboratuar hizmetleri yapmak üzere planlama yapılmıştır. (HACCP) Gıda Güvenlik Sistemi ile ilgili dokümantasyon hazırlama, onaylama ve uygulamaya koyma sistemi kurulmuştur.
Kayıtlar sürekli tutulmakta, ürettiğimiz yemek çeşitlerine ait tüm bilgiler izlenmektedir."
Gülsün, vefat etmeden önce çalışmalarına gönüllü destek veren Ağrı Milletvekili Mehmet Melik Özmen'in katkılarını ifade etmeden geçemeyeceğini belirtti ve bayan Özmen'e teşekkür etti.
''TS 13001 HACCP'', güvenilir ürünlerin tüketiciye sunulması amacıyla düzgün işleyen bir sistemin oluşturulması ve korunması temeline dayalı uluslararası bir gıda güvenliği kavramı anlamına geliyor.
Günde ortalama 5 bin kişiye yemek verilen TBMM mutfak ve lokantalarında yaklaşık bir yıllık çalışma sonucunda HACCP çalışmaları tamamlandı.
TBMM Küçük Grup Salonu'nda yapılan törene, TBMM Başkanı Bülent Arınç, TSE Başkanı Kenan Malatyalı, TBMM Kalite Yönetim Temsilcisi ve Destek Hizmetler Daire Başkanı Hüseyin Gülsün, Meclis çalışanları, sivil toplum örgütleri temsilcileri, Kalite Yönetim Sistem Koordinatörlüğü ve HACCP ekibi ile davetliler katıldı.
Törendi bir konuşma yapan Hüseyin Gülsün, kişisel hijyen kuralları, kurumsal hijyen ve gıda güvenliği yönetim sistemi konusunda 300 personele eğitim verildiğini söyledi.
Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Gülsün, 2004 Eylül ayında TBMM mutfaklarında (HACCP) yönetim sistemi çalışmalarına başlandığını hatırlattı. Türkiye'nin en güzide kuruluşunda yemek yiyen milletvekillerine, misafirlerine ve personele gıda güvenliğine uygun, hijyen şartlarına bağlı, standartlara uygun bir hizmet sunmayı hedeflediklerin belirten Gülsün, şöyle devam etti:
Gıda güvenliği, insan sağlığı için öncelikli konuların başında gelir. Bu nedenle gıda katkı maddelerinin sağlık üzerindeki etkileri sıklıkla kamuoyunun gündemine gelmektedir
Gıda maddelerinin kullanılmasında çeşitli uluslararası düzenlemeler vardır ve tüm gelişmiş ülkelerde aynı kullanım kuralları geçerlidir.
Meclis yönetimimiz, tüm dünyanın ve Türkiye'deki gıda üretim, işleme ve tüketim alanlarında uygulanmaya başlanan HACCP Gıda Güvenlik Sistemini TBMM lokantalarında belgelendirmek amacıyla çalışmalara başladı.
(HACCP) Gıda Güvenlik Sistemi çalışmalarına öncelikle fiziksel şartları düzeltmekle başladıklarını belirten Gülsün, yapılan çalışmaları şöyle sıraladı:
"Mutfakların boya, bina, tesisat, alet ve donanımının onarımı, periyodik bakım planları yapıldı. Pencere ve kapı, raf ve muhafaza yerleri standart şartlarına uygun hale getirildi. Gıda ile temas eden yüzeyler, koridor ve çalışma alanları, tüm aydınlatma sistemi, zemin drenaja uygun eğim, havalandırma tesisatı, personel iş kıyafetleri, kişisel temizlik ve üretim alanları birbirinden ayrıldı, tavan kir, toz ve yoğunlaşmayı tutmayacak hale getirildi.
Büro, bulaşıkhane, duş, tuvalet, dinlenme yeri, soyunma ve giyinme yerleri mutfaklardan ayrı tutuldu, aydınlatma aparatları, pencereler koruyucu filmlerle kaplandı, tüm mutfak malzemeleri (tencere, kazan tepsi, tabak, çatal, kaşık, bıçak) değiştirildi, ahşap malzemeler atılarak hijyenik madde olan polietilen konuldu.
Dezenfeksiyona yönelik önlemler alınıp, yine yemek üretimi ile ilgili kullanılan ölçüm aletlerini bilimsel şekilde kontrol etmeye başladık (Kalibrasyonu).
Atıklarla ilgili kapların kurallara uygunluğu sağlandı.
Yemek üretim akışı yeniden düzenlendi, yönlendirme işaretleri konuldu, yemek sunumu ile ilgili düzenlemeler yapılarak hijyenik şartlara uygunluğu sağlandı.
İmalat yapılan yerlerde akvaryum, çiçek, ahşap malzemeler, radyo, televizyon ve süs eşyaları, sigara tabakları, duvar saati gibi gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar ortadan kaldırıldı.
Ayrıca her yemek için reçeteler oluşturuldu. Bir yemekte kullanılacak malzemelerin cinsi ve miktarı standart hale getirildi. Böyle yıllarca sürecek sağlıklı bir lezzet standardı oluşturulmuş oldu.
Hammadde ve malzeme alımı ile ilgili önemli düzenlemeler yapılarak belirlenen kriterlere uygun hammadde alımı yapılmakta ve bunlar kayıt altına alınmaktadır. Buna bağlı olarak depolarımız malzeme cinsine göre ayrılmış, iklimlendirilmesi malzemeye göre ayarlanmış, kayıt altına alınarak bilgisayar ortamında izlenmektedir.
Satın alınan hammaddelerin ambalaj türü ve ambalajlanmasına dikkat edilmektedir. İçeriği belli olmayan hiçbir malzeme alınmamaktadır.
Temizlik ve hijyenle ilgili kullanılan alet ve ekipmanları mikrop üretmeyecek şekilde dezenfekte edilmekte, belirlenen alanlarda muhafaza edilmektedir. Yine mutfak ve lokantalarda görevli aşçı ve garsonlarımızın kişisel hijyen kurallarına uymaları sağlandı. Bone, maske, eldiven, önlük, çizme ve buna benzer koruyucu giysiler zorunlu kılındı.
Tüm çalışanların sağlık kontrolleri düzenli yapılmaktadır. Bilezik, kolye, yüzük ve saat gibi takıların imalat anında takılmaması sağlandı. Temizlik ve hijyenle ilgili uyarıcı levhalar konuldu. Mutfaklara ziyaretçi girişleri kontrol altına alınmak üzere kurallar oluşturuldu.
Özellikle kreş ve gündüz bakımevinde dışarıdan ürün tanımı yapılmayan yemek, baklava, börek cinsi malzemeler çocuklarımıza verilmemesi sağlandı."
TBMM Destek Hizmetler Daire Başkanı Hüseyin Gülsün, bu sistemin çalışanlarda bir davranış değişikliği gerektirdiği için yoğun eğitim programları uygulandığını ve bu eğitimlerin sürekli hedef haline getirildiğini kaydetti.
Eğitim kapsamında çalışanların gıda güvenliğine nasıl katkıda bulunabileceği, kişisel hijyen kuralları, kurumsal hijyen kuralları ve gıda güvenlik yönetim sistemi konusunda 300 personele eğitim verildiğini ifade eden Gülsün, şunları kaydetti:
"Gıda Güvenlik Sistemi Standardı uyarınca gıda güvenlik politikası belirlenmiş dolayısıyla, yemek yiyenlerin sağlığı güvence altına alınmıştır.
Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi kapsamında görev yetki ve sorumluluklar belirlenerek yürürlüğe konulmuştur.
Üst yönetim olarak sistemin ihtiyaç duyduğu maddi ve insan kaynağı desteği sağlanmıştır. Bu sistem için gerekli HACCP ekibi kurulmuştur. Yönetimin gözden geçirme ve sistem tetkiki planlı bir şekilde yapılmaktadır.
Gıda Güvenlik Sistemi ile ilgili laboratuar hizmetleri yapmak üzere planlama yapılmıştır. (HACCP) Gıda Güvenlik Sistemi ile ilgili dokümantasyon hazırlama, onaylama ve uygulamaya koyma sistemi kurulmuştur.
Kayıtlar sürekli tutulmakta, ürettiğimiz yemek çeşitlerine ait tüm bilgiler izlenmektedir."
Gülsün, vefat etmeden önce çalışmalarına gönüllü destek veren Ağrı Milletvekili Mehmet Melik Özmen'in katkılarını ifade etmeden geçemeyeceğini belirtti ve bayan Özmen'e teşekkür etti.
''TS 13001 HACCP'', güvenilir ürünlerin tüketiciye sunulması amacıyla düzgün işleyen bir sistemin oluşturulması ve korunması temeline dayalı uluslararası bir gıda güvenliği kavramı anlamına geliyor.
