TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda; Sağlık Bakanlığının bütçesinin yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları da görüşülecek.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Bakanlığın bütçesine ilişkin sunum yapıyor.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye'de, 2002'den bu yana toplam nüfus yaklaşık yüzde 25 artarken, sağlık hizmeti sunan personel sayısını yüzde 283 oranında artırdıklarını belirterek, "Hekim sayımızı yaklaşık yüzde 141, hemşire ve ebe sayımızı yüzde 187 artırdık. Sadece bu sene kamuya 10 bini uzman hekim olmak üzere 74 binden fazla personel aldık." dedi.
Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumunda, geçen 4 ayda nüfusun yüzde 51'inin yaşadığı 28 ilde değerlendirme toplantıları gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığını, sadece Türkiye'nin bugünkü sağlık sorunlarının çözümü için değil, sağlıklı bir nesil yetiştirmek ve sağlıklı bir toplum olarak geleceğe yürümek açısından fevkalade önemli görevleri olan bir kurum olarak gördüklerini vurgulayan Memişoğlu, sağlık sektörünü bir bütün olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Memişoğlu, Türkiye'nin sağlık hizmeti sunumunda son 22 yılda önemli mesafe katettiğini dile getirerek, "Türkiye'yi bu alanda dünya çapında söz sahibi olan marka ülke haline getiriyoruz. Bu yolda, istişareye ve ortak akla büyük önem veriyoruz. Üniversitelerimizle, özel sektörümüzle ve tüm paydaşlarımızla el ele, omuz omuza vererek Türkiye'nin üreten sağlık sistemini inşa ediyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin, sağlık hizmetine en rahat erişilebilen ülkelerden biri olduğuna işaret eden Memişoğlu, önceliği, koruyucu sağlık hizmetlerine verdiklerinin altını çizdi. Memişoğlu, bu kapsamda vatandaşların sağlık hizmetine ulaştığı ilk kapının aile hekimi olmasını ve aile hekimlerinin sağlığın nabzını tutmasını istediklerini belirterek, "Bu süreçte aile hekimliğimizi güçlendiriyoruz, daha da güçlendireceğiz. İkinci ve üçüncü basamakla entegrasyonlarını arttırarak, vatandaşımızın doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedaviyi alarak şifa bulmasına önem veriyoruz. Hekim-hasta ilişkisinde güveni ve manevi boyutu önemsiyoruz. Aile hekimliğini de hekim-hasta ilişkisinde güvenin tesis edildiği başlangıç noktası olarak görüyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Artan talepler karşısında halen personel ihtiyacımız devam etmektedir"
Bakan Memişoğlu, sağlık hizmetlerine erişimin, anayasal bir hak olduğunu anlatarak, sağlık hizmetinde memnuniyetin, hizmet alanın da hizmet verenin de memnuniyetine bağlı olduğunu söyledi.
Son 22 yılda sağlık alanında büyük bir değişim ve gelişim yaşandığına işaret eden Memişoğlu, "Bunun olumlu sonuçlarını Kovid-19 pandemisi sürecinde gördük. Yaşadığımız büyük deprem felaketi sonrasında, sunduğumuz sağlık hizmetiyle dünyaya örnek olduk. Türkiye'nin sağlık sisteminin gelişmişliğini, sağlık çalışanlarımızın bilgi, özveri ve kalitesiyle tüm dünyaya gösterdik. Bu duygularla, sağlık ailemize şükranlarımızı arz ediyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.
Bakan Memişoğlu, sağlık çalışanı sayısının 1,5 milyona yaklaştığını bildirerek, şunları kaydetti:
"Halihazırda 109 bin 256 uzman hekimimiz, 53 bin 747 asistan hekimimiz, 58 bin 646 pratisyen hekimimiz, 48 bin 836 diş hekimimiz, 326 bin 486 hemşire ve ebemiz, 851 bin 174 diğer sağlık çalışanımızla vatandaşlarımıza sağlık hizmeti vermekteyiz.
2002'den bu yana toplam nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 artarken, sağlık hizmeti sunan personel sayımızı yüzde 283, hekim sayımızı yaklaşık yüzde 141, hemşire ve ebe sayımızı yüzde 187 artırdık. Sadece bu sene kamuya 10 bini uzman hekim olmak üzere 74 binden fazla personel aldık. Bu insan kaynağını da adil ve dengeli bir şekilde dağıtıyoruz. 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından, en yüksek ve en düşük bölge arasında 7 kat fark varken, günümüzde bu fark azalarak 2,5 kata indi. Sağlık çalışanı sayımızda OECD ülkelerine kıyasla hızlı bir artış yaşamamıza rağmen, artan talepler karşısında halen personel ihtiyacımız devam etmektedir."
- "Kamu hastaneleri yatak sayımızı 172 bin 457'ye yükselttik"
Sağlık Bakanı Memişoğlu, Türkiye'de sağlık hizmet sunumunda üniversiteler ve özel sektörün önemli bir rol aldığını ancak hizmetin büyük bölümünün kamu hastaneleri tarafından yürütüldüğünü anlatarak, "984 hastanemiz, 8 bin 198 Aile Sağlığı Merkezimiz, 1237 laboratuvarımız, 973 Toplum Sağlığı Merkezimiz, 138 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimiz, 269 Sağlıklı Hayat Merkezimiz, 585 Diyaliz Merkezimiz, 3 bin 494 Acil Yardım İstasyonumuz ve 188 Ruh Sağlığı Merkezimiz bulunmaktadır. Mevcut hastanelerimizin yüzde 79'unu son 22 yılda ya yeniledik ya da yeniden inşa ettik. Toplamda 779 hastane ile yaklaşık 144 bin yatak kapasitesi üretmiş olduk ve kamu hastaneleri yatak sayımızı 172 bin 457'ye yükselttik." değerlendirmelerinde bulundu.
Gelinen nokta itibarıyla 2002'de 49 yıl olan hastanelerin ortalama yaşını, 13 yıla kadar düşürdüklerini dile getiren Memişoğlu, koğuş sistemini terk ederek yeni hastanelerde tek ya da 2 kişilik oda sistemini oluşturduklarını, 2002'de yüzde 6 olan nitelikli yatak oranını yüzde 82'ye çıkarttıklarını bildirdi.
Aile Sağlığı, Sağlıklı Hayat ve Toplum Sağlığı merkezlerinden oluşan 1'inci basamak yatırım programında 1228 tesis bulunduğunu söyleyen Memişoğlu, bunlardan 261'inin inşaatının devam ettiğini; 776'sının proje ve arsa, 191'inin ise ihale aşamasında olduğunu kaydetti.
Bakan Memişoğlu, "2'nci ve 3'üncü basamakta ise 437 tesiste toplam 61 bin 168 yeni yatak ve 2 bin 574 yeni diş ünitesini hizmete almayı planlıyoruz. Bunlardan 178'inin inşaat çalışmaları devam ediyor. 223'ü proje ve arsa aşamasındayken, 36'sı ihale aşamasına gelmiştir." dedi.
- "Depremden etkilenen illerde sağlık altyapısını güçlendirmeye devam edeceğiz"
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerini modernize ederek güçlendirdiklerinin altını çizen Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"138 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve 41 Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile hizmet veriyoruz. 2002 yılında 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayısı 25 iken, bu sayı 2024 yılında 57'ye yükseldi. Asrın felaketi, büyük depremin yaşandığı bölgemizde Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Defne, İskenderun, Payas, Nurdağı ve Oğuzeli Devlet hastaneleri olmak üzere toplam 1250 yatak kapasiteli 6 Acil Durum Hastanesini hizmete açtık.
Yıl sonuna kadar Altınözü, Erzin, Türkoğlu, Nurhak, Çelikhan devlet hastaneleri ve Kahramanmaraş Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere toplam 824 yatak kapasitesine sahip 6 Acil Durum Hastanemizi de vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Deprem bölgesinde 1875 yataklı Gaziantep Şehir, 350 Yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk, 100 yataklı Adana Karşıyaka Devlet ve ellişer Yataklı Diyarbakır Çermik ile Osmaniye Bahçe devlet hastanelerinin inşaat çalışmalarını tamamladık."
Bakan Memişoğlu, Kahramanmaraş Devlet, Gaziantep 25 Aralık Devlet ek binası, Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk, Nizip ve Düziçi devlet hastaneleri olmak üzere toplamda 1750 yatak kapasitesine sahip 5 hastaneyi daha 2025 yılında hizmete açarak depremden etkilenen illerde sağlık altyapısını güçlendirmeye devam edeceklerini belirtti. Memişoğlu, "Asrın felaketinden etkilenen bölgelerimizde yapımına hızla devam edilen 1700 yataklı Şanlıurfa Şehir, 1000 yataklı Diyarbakır Kayapınar Şehir, 600 yataklı İskenderun Devlet hastaneleri gibi büyük projelerimizin yanı sıra artık ihale aşamasına geldiğimiz biner yataklı Kahramanmaraş ve Hatay Şehir hastanelerini de bu kapsama 2025 yılında dahil edeceğiz." bilgisini verdi.
- "14 bin nitelikli yeni yatağı sağlık sistemimize kazandırmış olacağız"
Bakan Memişoğlu, bu yıl Türkiye genelinde toplam 3 bin 986 yatak kapasiteli 34 hastaneyi tamamlayarak vatandaşların istifadesine sunduklarını ifade ederek, yapım çalışmalarının büyük oranda tamamlandığı Bağcılar Eğitim ve Araştırma Kadın Doğum ve Çocuk, Niğde, Bartın ve Erzincan devlet hastaneleri olmak üzere toplam 1600 yataklı hastaneyi yakın zamanda hizmete açacaklarını söyledi.
Aydın, Samsun, Ordu ve Bursa Çekirge Ali Osman Sönmez şehir hastaneleri ile Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Edirne Uzunköprü, Antalya Aksu ve Van Gevaş devlet hastaneleri gibi 2025'te tamamlamayı hedefledikleri 59 projeyle birlikte toplamda 8 bin 12 yatak ve 369 diş ünitesi kapasiteli sağlık tesislerini de vatandaşların hizmetine sunacaklarını dile getiren Memişoğlu, "İnşaatı devam eden diğer şehir hastanelerimizi de tamamladığımızda 14 bin nitelikli yeni yatağı sağlık sistemimize kazandırmış olacağız. Proje çalışmalarını tamamladığımız Hatay, Kahramanmaraş ve Van şehir hastanelerinin yapım ihalesine önümüzdeki ay çıkıyoruz." diye konuştu.
Memişoğlu, başta İstanbul, İzmir ve Kocaeli olmak üzere deprem riskiyle karşı karşıya bulunan illerde de sağlık tesislerinin fiziki altyapısını güçlendireceklerini vurgulayarak, bu kapsamda İstanbul'da proje çalışmaları sürdürülen Haydarpaşa ve Siyami Ersek Sağlık Kampüsü ve Süreyyapaşa, Fatih Sultan Mehmet şehir hastaneleri ile Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın ve Kartal Dr. Lütfi Kırdar şehir hastanelerinin ikinci faz yapım ihalelerini de 2025'te başlatacaklarını bildirdi.
İzmir'deki Tepecik, Atatürk, Bozyaka ve Dr. Behçet Uz Eğitim ve Araştırma hastanelerinin yenileme proje çalışmalarının da devam ettiğini ifade eden Memişoğlu, Kocaeli'de ise Darıca ve Derince Eğitim ve Araştırma hastanelerinin yatırım programına alınmasını teklif ettiklerini kaydetti.
Bakan Memişoğlu, yatırım programlarında yer alan Seka Devlet Hastanesi ek bina projesini en kısa zamanda hayata geçirmek istediklerini vurgulayarak, Diyarbakır Yenişehir, Muğla, Konya ve Tokat Şehir hastanelerinin arsa ve proje çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "yenidoğan çetesi"ne ilişkin "Bizim için bu operasyonun adı, 'çürük elma operasyonu'; çetenin adı da 'insanlıktan nasibini almamışlar çetesi'dir. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği konusunda duyduğumuz endişe her şeyin ötesindedir." dedi.
Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumunda, yüksek teknolojiye sahip cihaz kapasitesini her geçen gün artırdıklarını, halihazırda 1026 MR, 1381 BT, 230 LINAC, 174 PET CT, 27 Tomoterapi, 43 Brakiterapi ve 19 Cyberknife cihazının hastanelerde bulunduğunu anlattı.
Sağlık sektöründe özellikli hizmetlere ulaşılabilirliği kolaylaştırmak için de çalıştıklarını vurgulayan Memişoğlu, 59 Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi, 330 Erişkin ve Pediatrik KVC Merkezi, 118 Kemik İliği Transplantasyon Merkezi, 45 Robotik Cerrahi Merkezi ve 174 Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezinin vatandaşların hizmetine sunulduğunu ifade etti.
Bakan Memişoğlu, 63 Erişkin ve Çocuk Arındırma Merkezi, 79 Ayakta Arındırma Merkezi ve 16 Bağımlı Hastalar için Rehabilitasyon Merkezinin hizmet verdiğini, bunların sayısının artırılmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü dile getirerek, yüksek donanım kapasitesiyle hizmet veren yoğun bakım yatak sayısının 48 bini aştığını, Kovid-19 döneminde yoğun bakım yatak sayısının 1,5 kat artırıldığını kaydetti.
- Sağlık sektörüne 9 ayda 796 milyon kez müracaat edildi
Sağlık Bakanı Memişoğlu, vatandaşların sağlık hizmeti başvurularına değinerek, "2023'te 973 milyon kez sağlık hizmetine müracaat oldu, bunların yüzde 88'i Bakanlığımıza bağlı kuruluşlara yapıldı. 2024'ün 9 ayında ise 796 milyon kez müracaat oldu; 10 milyon 655 bin hastamız yatarak tedavi gördü." diye konuştu.
Bu yılın 9 ayında A, B, C grubu hastanelerde 4,6 milyon ameliyat gerçekleştirildiğini bildiren Memişoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Acil sağlık hizmetlerinde 5 bin 668 ambulans ve 3 bin 494 acil yardım istasyonu ile hizmet veriyoruz. 2024'te 6 milyona yakın vatandaşımızı ambulanslarımızla sağlık tesislerimize naklettik. 42 ilimizde, 25 Yanık Merkezimiz ve 36 Yanık Ünitemizle toplam 711 yanık yatağı kapasitesine sahibiz. Engelli, yaşlı ve kronik hastalıkları nedeniyle eve, yatağa ve cihaza bağımlı olan vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. 2012'den bu yana yaklaşık 2 milyon 682 bin hastamıza ziyaret gerçekleştirdik."
- "2024'ün 10 ayında 4 bin 548 organ nakli gerçekleştirildi"
Bakan Memişoğlu, 81 ilde afet ve acil durumlarda ilk müdahaleyi gerçekleştirecek 30 bölge koordinatörlüğünün bulunduğunu, olası Marmara depremi ve çeşitli afetlere dönük sağlık hizmetleri planlamaları ve tatbikatlarını yaptıklarını anlattı.
Memişoğlu, "75 böbrek, 52 karaciğer, 15 kalp, 9 pankreas, 2 akciğer nakil merkezimizle sadece 2024'ün 10 ayında 4 bin 548 organ nakli gerçekleştirildi. Organ ve doku bağışı konusunda toplumsal duyarlılığı artırmak üzere ulusal ve bölgesel projeler gerçekleştiriyoruz. Gönüllü bağışçı sayımız 1 milyon 632 bini aştı. Yurt içindeki akraba dışı kök hücre nakillerinin yüzde 90'ını TÜRKÖK aracılığıyla sağlıyoruz." ifadesini kullandı.
- "11 binden fazla nadir hastalık tanılı vatandaşımızı kayıt altına aldık"
Nadir hastalıklara yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Memişoğlu, "Nadir Hastalıklar Ulusal Kayıt Sistemi'ni kurduk ve önemli bir veri tabanı oluşturduk. Böylece nadir hastalığı olan hastaların takibini kolaylaştırdık. Bu sistemle bugüne kadar 11 binden fazla nadir hastalık tanılı vatandaşımızı kayıt altına aldık. Yürüttüğümüz Otizm Tarama Programları ile 2,5 milyon çocuğumuzu taradık." dedi.
- "Yeni aşılar üretmek üzere bir ekosistem oluşturuyoruz"
Bakan Memişoğlu, sağlıkta AR-GE ve ÜR-GE projelerine de destek olunduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2025 yılı itibarıyla 1600 projeyi destekliyor ve yaklaşık 2 milyar 153 milyon lira AR-GE finansmanı sağlamış oluyoruz. Dünyada Kovid-19 pandemisinde aşı üretebilen ilk 7 ülkeden birisi olan ülkemizde, yeni aşılar üretmek üzere bir ekosistem oluşturuyoruz. Türkiye'nin kendi ihtiyacı olan aşıları ülkemize kazandırıyoruz. Orta vadeli hedefimiz ise ülkemizi aşıları sadece tüketen değil, üretip ihraç eden bir ülke haline getirmektir. Vatandaşlarımızın kullandığı ilaçların, kutu bazında yaklaşık yüzde 91'ini, değer bazında ise yaklaşık yüzde 57'sini ülkemizde üretiyoruz."
- Yılda 41 milyona yakın insan kronik hastalıklar nedeniyle vefat ediyor
Memişoğlu, dünya nüfusunun hızla artması ve yaşlanmasının sağlık hizmetlerine yönelik talebi artırdığına; yakın dönemin en büyük kırılmalarından birinin Kovid-19 salgınında yaşandığına dikkati çekerek, "İçinde bulunduğumuz, 'kronik hastalıklar asrı' olarak bilinen devirde, her yıl 41 milyona yakın insan bu sebeple hayatını kaybediyor. Dolayısıyla sağlık sistemleri kurgulanırken, değişen hastalık yükünü de dikkate almak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık sistemlerinin kriz yönetme kabiliyetlerinin daha kapsamlı ve ayrıntılı şekilde planlanması ve donatılması gerektiğinin ortaya çıktığını belirten Memişoğlu, salgınla beraber toplumun sağlık farkındalığının arttığını, koruyucu sağlık hizmetlerinin öneminin bir kez daha anlaşıldığını dile getirdi.
Kemal Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "şehir hastaneleri" vizyonunun ne kadar önemli olduğunun da salgın sürecinde ortaya çıktığına dikkati çekti.
- "İnsanlıktan nasibini almamışlar çetesi"
Bakan Memişoğlu, "yenidoğan çetesi"ne ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
"Yakın zamanda ülkemizde bazı yenidoğan birimlerinde yaşanan ve hepimizi derinden üzen hadiseye de değinmek istiyorum. Ancak yargıya intikal etmiş, soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçilmiş bir dosya olduğu için detaylara giremeyeceğim. Bizim için bu operasyonun adı, 'çürük elma operasyonu', çetenin adı da 'insanlıktan nasibini almamışlar çetesi'dir. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği konusunda duyduğumuz endişe her şeyin ötesindedir. Biz hekimlerin meslek yemini, hayatı korumak ve insan sağlığını her şeyin üstünde tutmaktır. Bu yemine aykırı düşecek hiçbir şeye müsaade etmedik, etmeyeceğiz.
Sağlık Bakanlığı olarak vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atabilecek uygulamalara müsaade etmeyeceğimizi kesin bir dille belirtiyoruz. Her zaman olduğu gibi yasa dışılık ve usulsüzlüklerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz."
Memişoğlu, bu kapsamda, idari denetimlere ilaveten bilim insanlarıyla kanıta dayalı tıp uygulamaları ve risk yönetimini ihtiva eden yeni bir denetim modelini hayata geçirdiklerine dikkati çekerek, "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu ile başlattığımız bu sistemi, tüm branşlarda da uygulamaya alıyoruz. Sadece 2024'te 46 bin 160 olağan ve 7 bin 318 olağan dışı denetim gerçekleştirdik. Bu denetimler neticesinde çok sayıda 'faaliyet durdurma' ve 'idari para cezası' verdik; ayrıca suç duyurusunda bulunduk." diye konuştu.
- Aile hekimliği
Kemal Memişoğlu, son 4 ayda başarıya dayalı bir aile hekimliği ödeme sistemini uygulamaya koyduklarını, kayıtlı nüfus sayısı yerine hastalık yüküne göre modellenen yeni sistemle aile hekimlerinin vatandaşlara ayıracağı süreyi artırdıklarını söyledi. Memişoğlu, "Koruyucu sağlık hizmetlerini merkeze alan, kronik hastalıkları kapsamlı şekilde takip eden, muayene sayısı yerine teşhis ve tedavi sürecinin etkinliğini artıran yeni modeli daha da geliştiriyoruz. Yöneticilerimizi, başarı kriterleri ile takip ediyor ve değerlendiriyoruz." sözlerini sarf etti.
Sağlık eğitimi ve hizmetinin kalitesini, etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacıyla YÖK ile "Sağlık Hizmetleri ve Eğitim Koordinasyon Komisyonu"nu kurduklarını anlatan Memişoğlu, normal doğumu teşvik etmek amacıyla eylem planını hayata geçirdiklerini, Bağımlılıkla Mücadele, Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi ve Sağlık Okuryazarlığı yeni eylem planlarının hazırlandığını aktardı.
- "İyi hekimlik uygulamalarını ödüllendirip, değerli kılacağız"
Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda sağlık alanındaki yol haritasına ilişkin bilgi veren Memişoğlu, koruyucu sağlık hizmetini geliştireceklerini; doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedavinin mümkün olacağı, verimli ve sürdürülebilir sağlık sistemini güçlendireceklerini ifade etti.
Şeffaf, bilişim tabanlı, bilimsel verilere ve risk yönetimine dayalı, yapay zekanın kullanılacağı, çoklu denetim mekanizmasını geliştireceklerini belirten Memişoğlu, şunları kaydetti:
"İyi hekimlik uygulamalarını ödüllendirip, değerli kılacağız. Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp Uygulamalarını güçlendireceğiz. Başta gıda takviyeleri olmak üzere halk sağlığını doğrudan etkileyen ürünlerle ilgili çalışma yapacağız. Genetik bazlı kişisel tedavilerin ülkemizdeki uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Akılcı laboratuvar, akılcı görüntüleme ve akılcı ilaç kullanımı programlarıyla sağlık hizmetlerinde maliyet etkin hizmet sunumunu geliştireceğiz. Yeni nesil ilaçların geliştirilmesi için yapılan çalışmaları destekleyeceğiz. Evde sağlık hizmetlerinde uzaktan sağlık hizmet sunumu ve tele-tıp uygulamalarının kullanımını yaygınlaştıracağız."
- "Özel hastanelerin işleyişine ilişkin düzenleme çalışmalarımız devam ediyor"
Sağlık Bakanı Memişoğlu, kamu hastanelerinde görev yapan hekimlerin mesai sonrası çalışmalarını özendireceklerini ifade ederek, "Özel hastanelerin işleyişi, sağlık meslek mensuplarının serbest meslek icrası kuralları, sağlık yapıları ve sağlık araçlarına ilişkin düzenleme çalışmalarımız devam ediyor." dedi.
Memişoğlu, ilköğretim çağındaki çocuklar için "Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek" programı ile koruyucu sağlık davranışlarını geliştireceklerini; beslenme ve obezite, hareketli yaşam ve stresle mücadele konularında koruyucu programları güçlendireceklerini de söyledi.
- "Üreten Sağlık Modeli" oluşturulacak
Bakan Memişoğlu, sağlık sektörünü Türkiye'nin lokomotif sektörü haline getirmeyi hedeflediklerini kaydederek, bu kapsamda Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) öncülüğünde tüm paydaşları kapsayan Üreten Sağlık Modeli'nin oluşturulacağını bildirdi. Bu modelin sağlıkta önemli bir dönüşüm sürecini tetikleyeceğini vurgulayan Memişoğlu, şu bilgileri verdi:
"Üreten Sağlık Modelimiz ile üniversitelerin AR-GE çalışmalarını, sanayinin üretim gücünü ve devletin teşvik eden rolünü bir araya getiriyoruz. Bu sayede teknolojik gelişimi desteklemeyi; ülkemizin sağlık ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmayı ve küresel rekabette söz sahibi olmayı amaçlıyoruz.
Üreten Sağlık Modelimiz çerçevesinde, araştırma hastanelerinde Teknoloji Transfer Ofisleri kuracağız. Ülkenin ihtiyaç duyduğu ve dışa bağımlı olduğu kritik sağlık ürünlerini belirleyip, AR-GE ve üretim süreçlerini planlayacağız. Ekiplere gerekli bilgi ve deneyimin aktarılması için rehberlik edeceğiz. En önemlisi de Üreten Sağlık Modeli ile AR-GE projelerine finansal destek sağlayacağız. Ürünlerin güvenilirliğinin ve etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmasını teşvik edeceğiz. Ticari ürüne dönüşmeleri için teknoloji transfer ofislerini devreye sokacağız."
- "Bakanlığımız için 1 trilyon 20 milyar 317 milyon lira ödenek öngörüyoruz"
Bakan Memişoğlu, Sayıştay Başkanlığının 2023 Yılı Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu'nu dikkatle değerlendirdiklerini, Başkanlığın tespitleri doğrultusunda gerekli adımların atılmasını sağladıklarını söyledi.
Sayıştay denetimlerini bir fırsat olarak gördüklerinin, kamu kaynaklarını etkili ve amacına uygun bir şekilde kullanmak noktasında duyarlı olduklarının altını çizen Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2023 yılı kesin hesapları hakkında bilgiler paylaştı.
Bakanlığının 2025 yılı bütçesi hakkında ise Memişoğlu, "2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde Bakanlığımız için 1 trilyon 20 milyar 317 milyon lira, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne 912 milyon lira, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna 1 milyar 858 milyon lira, TÜSEB'e ise 1 milyar 729 milyon lira ödenek öngörüyoruz. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 27'sini koruyucu sağlık hizmetlerine, yüzde 72'sini ise tedavi edici sağlık hizmetlerine ayırıyoruz ve toplamda yüzde 39 oranında bir bütçe artışı hedefliyoruz." açıklamasında bulundu.
Sunumunda sağlık altyapısı, hizmet kapasitesi, sağlık göstergeleri ile Sağlık Bakanlığının yol haritasını paylaştığını ifade eden Memişoğlu, "Sağlık sistemimiz, pandemide ve deprem felaketlerinde, bütün dünyaya rol model oldu. Bu nedenle sağlık sektörümüzün günlük politik tartışmalara malzeme edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Milli irademizin tecelli ettiği Gazi Meclisimizde hasta-hekim ilişkisinde güveni sarsmayacak şekilde, karşılıklı saygı çerçevesinde eleştiri, görüş ve önerilerin ifade edilmesini bekliyorum." dedi.
Sağlık Bakanı Memişoğlu, Gazze'de yaşanan soykırıma da dikkati çekerek, "Sözde medeni dünya, Gazze'de yaşanan vahşeti ve insanlığın ölümünü sessizce izliyor. Bizler, bugün de yarın da Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. 'İnsan... Önce insan' diyerek iyilik için mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, bütçeden sağlığa ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu, merkezi bütçeden sağlığa en az yüzde 10 oranında bir bütçenin ayrılması gerektiğini, şu anda aktarılan payın ise yüzde 6,9 oluğunu kaydetti.
Pala, OECD ülkeleri içerisinde sağlığa yüzde 3,7 pay ile en düşük bütçeyi ayıran ülkenin Türkiye olduğunu, OECD'nin ortalamasının ise yüzde 9 olduğunu savundu.
Pala, "Bu bütçeyle gerçekten toplumun ihtiyaçlarına yanıt vermek mümkün değil. Üstelik bu kadar dar bir bütçenin de yükü ağırlıklı olarak yurttaşın sırtında." dedi.
Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren Pala, "AK Parti döneminde özel hastane sayısı yüzde 111 artmış, yatak sayısı bunun 3 katı kadar, yüzde 345 artmış. Neden? Özel sektör daha fazla kar elde etsin diye. Oysa Dünya Sağlık Örgütü dahi özel sektörün daha verimli olmadığını kanıtlarıyla ortaya koyuyor. Ayrıca hastane yataklarına baktığımızda bölgeler arasında ciddi eşitsizlik var. Güneydoğu Anadolu'da yüz binde 15, Doğu Karadeniz'de neredeyse bunun 2 katı kadar yani yüz binde 27 oranında." ifadelerini kullandı.
Pala, sağlık sisteminin ciddi bir performans düşüklüğü olduğunu, bütün AB üyesi ve aday ülkeleri içerisinde en yüksek bebek ölüm hızının Türkiye'de olduğunu kaydetti.
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye'de sağlık sisteminin çöktüğünü savundu.
Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren Gergerlioğlu, "Yetişkin yoğun bakımlardaki hastanelerin kar oranı biraz daha düşük ama yeni doğanlarda oldukça yüksek. 30 yatağı olan bir hastane aylık 4-5 milyon ciro yapabiliyor ve bu da herkesi heveslendiriyor. İnsanlar, hastaneler açgözlü olabilir ama mesele buraları neden denetlemediğinizdir? Niye bugünlere geldik? Denetlenmediği apaçık ortada. İstanbul'da yeni doğan yataklarının yüzde 80'i özel hastanelerde. Kamu hastanelerinde doğru dürüst yoğun bakım, yeni doğan yoğun bakım oluşturmazsanız olacak olan budur." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, halk sağlığının önemine işaret ederek, halk sağlığının en önemli amacının hastalıklardan koruma, yaşam süresinin uzatılması, çalışma gücünün korunmasını sağlamak olduğunu belirtti.
Fakıbaba, muayene sürelerinin çok kısa olduğunu belirterek, "Bu durum hekim ile hasta arasında güven kaybı ve sağlıktaki şiddetin önemli nedenlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Zaman darlığı nedeniyle doğru tanı konulmadığı için farklı hastanelere başvuru sayısı artmakta, bu durum hem hasta hem devlet hem de hekim için büyük yük oluşturmaktadır." dedi.
MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, kadınlara ve çocuklara uygulanan şiddet olaylarını büyük bir üzüntü içinde takip ettiklerini söyledi.
"Yenidoğan çetesi" davasına değinen Ersoy, şöyle konuştu:
"Özel hastanelerin yoğun bakımlarına alınan bebeklerin yaşamlarının elinden alınması insani değerlerimizin nelere feda edildiğini açıkça ortaya koydu. Özellikle pandemi döneminde ve deprem bölgesinde doktorların ve sağlık çalışanlarının kendi hayatlarını tehlikeye atarak hastalarını sahiplenmesini büyük bir minnetle izlemişken ve bu kutsal görevi büyük bir özveriyle yerine getiren sağlık çalışanlarına tanık olmuşken böyle vicdansızca bir olayın yaşanması tarihin en acımasız insanlık dramlarından biri olarak yerini aldı. Sadece para için yenidoğan bebekleri yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan bu katil çetesi toplumumuza ve sağlık camiasının onuruna büyük zarar vermiştir. Dün başlayan mahkeme sürecinin sonunda en ağır cezaları almalarını diliyor, bu canileri tüm benliğimle lanetliyorum."
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, AK Parti hükümetinin sağlık alanındaki hizmetlerini anlattı.
Güneş, AK Parti hükümetlerinden önce hastane odalarının genellikle 4-6 kişilik koğuşlardan oluştuğunu, zaman içerisinde bu uygulamaya son verdiklerini, tuvaleti ve banyosu içinde olan bir veya iki kişilik odalar yaptıklarını belirtti.
"Yenidoğan çetesi" davasına ilişkin de Güneş, "Eğer bu iddialar doğruysa bunu yapanlar hekim, sağlık çalışanı değil insan bile olamazlar. Gözünü para hırsı almış bu insanlar devletimizin insanlarımızın daha iyi hizmet alması için sunulan bu imkanı kendi lehlerine kullanmışlardır." diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün konuyla ilgili soruşturma başlatarak konuyu yargıya taşıdığına dikkati çeken Güneş, "İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bu olayı ortaya çıkartmıştır. Suçlular mutlaka cezalandırılmalı. Bu gibi kötü niyetli insanların olabileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Yaşadığımız olay çok acıdır. Binlerce hekimimizin görev yaptığı tüm özel sağlık hizmetleri aynı kategoriye konmamalıdır. Sağlıkta çok önemli mesafeler aldık. Bu kazanımlara bu olay üzerinden zarar vermek doğru değildir." ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, hekimlikte usta çırak ilişkisi olduğunu ancak son zamanlarda bu zincirin koptuğunu belirtti.
"Yenidoğan çetesi" davasını anımsatan Temurci, "Eğer ortada bir çete varsa, nerede olursa olsun bunun karşısında durmayı bilmeliyiz. Sadece çocuklarda, yenidoğanda değil, yetişkinlerde, ihalelerde ve yoğun bakımlarda bir check-up ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yaşanan bu olay bir uyarı görevi görsün." dedi.
Temurci, hastanelerde çok açık bir denetim probleminin olduğunu bu sorunun ortadan kalkması için uluslararası standartlara uygun bir denetimin mutlaka yapılması gerektiğini ifade etti.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, toplumda en saygın mesleklerden biri olan doktorluk mesleğinin geldiği durumun kendisini üzdüğünü belirtti.
Taş, doktorlara verilen eğitimin yetersiz olduğunu, çok sayıda tıp fakültesinin açıldığını, maaşların az olduğunu, önünde düğme iliklenen doktorların artık çalıştıkları hastanelerde dayak yediğini kaydetti.
Devasa şehir hastanelerinin açılmasını doğru bulmadığını belirten Taş, sağlık konusunun siyaset üstü ve uzun vadeli atılacak adımlarla ele alınması gerektiğini dile getirdi.
- "Dünyaya örnek olabilecek bir sağlık hizmeti verdik"
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, AK Parti iktidara gelmeden önce hastanelerde koğuşların 10'ar kişilik olduğunu, hastanelere erişimle ilgili sıkıntılar yaşandığını, sağlık sisteminin adeta kutuplara ayrıldığını kaydetti.
AK Parti hükümetleri öncesi yaşanan sıkıntıları anlatan Kırkpınar, "O dönemde sağlık karnesi sahibi olmak bile Türkiye şartlarında çok büyük bir ayrıcalıktı ve bugün baktığımızda sağlık sistemimize, yüzde 100'e yakınımız bu sistem içerisinde hizmet alıyor. Yine, o dönem alınamayan ilaçları, ilaç kuyruklarında kaybettiğimiz hastalarımızı, rehin kalan hastaları hiçbirimiz unutamayız. Senet imzalatılan hastalarımız o dönem hastanelerde kalıyorlardı." ifadelerini kullandı.
Kırkpınar, salgında hem sağlık çalışanlarının hem sağlık altyapısının büyük bir başarıya imza attığını ve sağlık sektörünün tarih yazdığını belirtti.
Salgın döneminde Türkiye'deki hastaneye erişim ve tedavi noktasında sıkıntı yaşanmadığına dikkati çeken Kırkpınar, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak her alanda olduğu gibi sağlıkta da büyük değişim ve dönüşüm süreci yaşadık. Kovid-19 pandemisinde ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde de görüldüğü gibi hem insan gücü hem de altyapı olarak dünyaya örnek olabilecek bir sağlık hizmeti verdik. Şehirlerimizin tamamı binalarıyla, donanımlarıyla, teçhizatlarıyla, ambulanslarıyla en modern sağlık hizmetlerine bizim dönemimizde kavuşmuş oldu.
Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1,5 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı da güçlendirmiş olduk. Ülke genelinde insan kaynağımızın bu noktalara gelmiş olması, yine 2,5 milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek bu süreçte hizmeti insanımızın da ayağına götürdük. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla, sağlık hizmetleri için 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayrılmış durumda. Sağlık hizmetlerinde insan gücü sayımız 2002 yılında 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin iken, 2024 yılı Ekim ayı rakamlarına baktığımızda 872 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 1 milyon 448 bin rakamına çıkmıştır."
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay ise Sağlık Bakanlığının yurt dışında bazı hastanelere yardımlar yaptığını belirtti.
Akay, "Türkiye'de illerde, merkez ilçelerde devlet hastanesi olmayan yerler var. Sağlık yatırımlarını yurt dışına, Afrika'ya değil Anadolu'ya yapıp bu noksanlıkları gidermek lazım." dedi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, "yenidoğan çetesini" anımsatarak, ruh sağlığı yasasının çıkarılmasının bir zaruret haline geldiğini söyledi.
Meclise ruh sağlığı ile ilgili bir yasa teklifi sunduklarını hatırlatan Aksu, "Başta kadına ve çocuğa şiddet ve istismar olmak üzere toplumsal sağlıksız gelişmelerin önüne geçmek şiddet eyleminin önüne geçmek insan ve toplum sağlığı ahlakı ve huzuru için söz konusu teklifimizin bir an önce yasalaşmasını gerekli görüyoruz." dedi.
Yenidoğan çetesi davasına değinen Aksu, yaşanan sistematik ve organize kötülüğün herkesi dehşete düşürdüğünü vurguladı.
Aksu, "Meselenin arkası tüm boyutlarıyla araştırılmalıdır. İnsan aklının almayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyenler sadece sağlık çalışanlarının değil insanlığın da yüz karalarıdır. Yapılanları masum göstermek asla mümkün değildir. Bu caniliği yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır." ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, "yenidoğan çetesi" davasına işaret ederek bu olayın herkesin yüreğini yaktığını belirtti, olayların sorumlularının ortaya çıkarılmasını istedi.
Esen, AK Parti hükümetleri döneminde sağlıkta dönüşüm ve iyileştirmeler olduğunu ancak "ticarileşen tıp mantığı" nedeniyle bu olayların kaçınılmaz olduğunu, bu olayın tıp alanına olan güveni derinden sarstığını kaydetti.
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, AK Parti iktidara geldikten sonra sağlık sektöründe özelleştirilme sürecine girildiğini belirtti. Özel hastanelerin desteklendiğini, teşvik edildiğini, hastaların özel hastanelere yönlendirildiğini savunan Arı, "Türkiye özel hastane alanı haline getirildi. Bu süreçte de yeni yeni konular ortaya çıkıyor. Bunlardan son dönemde güncel olan konu yenidoğan çetesi. Öyle tahmin ediyorum ki ilgililer eğer takibe alırlarsa bu ülkede başka çeteler de muhtemelen vardır. Bu konularda yanlışlık, suç, görevi kötüye kullanma, ihmal olabilir. Ama önemli olan buradaki denetimle ilgili yetkililerin bu konuların üzerine nasıl gittiğidir? Yeterli denetim var mı? Yoksa görmezden mi geliniyor?" değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, özel hastanelerin hızla büyüdüğünü, denetimlerin yapılmadığını, sağlık alanının adeta özel sektörün insafına terk edildiğini savundu.
Bozdağ, "Özel sektör desteklendi, artık halkın kolayca ulaşabildiği şehir merkezindeki hastaneleri göremez olduk. Şehir hastaneleri şehirlerin dışında inşa edildi ve mümkün olduğunca tüm sistem özel sektöre ve şehir hastanelerine doğru çalışmaya başladı." dedi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, sağlık sisteminde sorunlar yaşandığını, merkezi randevu sisteminin çözüm olamadığını savunarak, vatandaşların saatlerce telefon başında beklediğini belirtti.
Hekim sayısının az olduğunu dile getiren Akburak, doktor ve sağlık çalışanlarının bu durum nedeniyle hırpalandığını ve şiddete maruz kaldığını, bu tür sorunların çözümü için sağlık altyapısının güçlendirilmesi ve eğitim kalitesinden ödün verilmeden tıp öğrencisi kontenjanlarının arttırılması gerektiğini kaydetti.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "yenidoğan çetesi" davasını anımsatarak, "Biz bu olayın geçiştirilemeyecek kadar büyük ve önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle toplantının soru-cevap bölümüne katılmayacağız. Sağlık Bakanı'nı istifaya davet ediyoruz." dedi.
Komisyonda, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, milletvekillerinin sorularını yanıtlıyor.
