TERÖR KONUSUNDA MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEMİ...

MHP, ''bölücülük ve terörle mücadele
konusunda son 5 yıl içinde ortaya çıkan zafiyetler ve alınması gereken
önlemlerle'' ilgili meclis araştırma komisyonu kurulmasını istedi.
MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ile Oktay Vural, konuyla ilgili
Mecliste ortak basın toplantısı düzenledi. Şandır, bölücü terör
karşısında milletin ve devletin kan kaybettiğini, AK Parti Hükümetinin,
bu konu karşısında acz içinde olduğunu savundu.
Bölücü terör konusunda iktidarın, her geçen gün ülkeye zaman
kaybettirdiğini ileri süren Şandır, şunları söyledi:
''Bölücü terörle mücadelede, TBMM zemininde, AKP iktidarına da bir
anlamda destek olacak şekilde, terörle mücadele stratejisinin
araştırılacağı bir araştırma komisyonu kurulmasını gerekli görüyoruz. Bu
anlamda diğer siyasi partilere de çağrıda bulunarak, Türkiye için çok
önemli olan bu konuyla ilgili tedbir alınmasının ötesinde, bölücü
terörün kökünün kazınması için yapılması gereken ne varsa, onun
yapılmasına katkı verilmesini talep etmekteyiz. Bununla ilgili önergeyi,
bugün Meclis Başkanlığına sunuyoruz.''
Oktay Vural da terör konusunda çözümün ve çarenin yerinin, öncelikle
Meclis iradesi olması gerektiğini vurgulayarak, gücünü Türk milletinin
birliğinden ve tarihsel kardeşliğinden alan Meclisin, en zor ve imkansız
görülen zamanlarda, milletinin geleceğiyle ilgili isabetli kararlar
aldığını söyledi.
Terörle mücadele konusunun bütün yönleriyle ele alınması amacıyla, TBMM
bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulması için Meclis zemininde bir
girişim başlatılması gerektiğini dile getiren Vural, şunları kaydetti:
''Bu görüş çerçevesinde, TBMM Başkanlığına bölücülük ve terörle mücadele
konusunda, özellikle son 5 yıl içinde ortaya çıkan zafiyetler, alınması
gereken tedbirlerle ilgili olarak araştırma komisyonu kurulmasını talep
ediyoruz. Türkiye'nin en önemli çatısı altında, bugüne kadar maalesef
terörle ilgili ne bir genel görüşme yapılabilmiş, ne de terörü azdıran
sebepler konusunda araştırma komisyonu kurulabilmiştir. MHP olarak
alınabilecek tedbirlerin tespit edilmesi ve bugüne kadar ortaya konan
zafiyetlerin kaldırılması amacıyla verdiğimiz teklif, diğer siyasi
partilere de bir çağrıdır. Bu konudaki çağrımız, diğer siyasi partiler
tarafından da değerlendirilecektir. Meclis zemininde ortak bir irade
oluşturup, milli iradenin bu sorunla uğraşma kararlılığını belirtecek,
alınacak tedbirleri ortaya koyacak bir komisyon kurulmasının önü
açılacaktır.''

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ile TBMM'de basın toplantısı
düzenleyen Şandır, RTÜK'ün, Hakkari'deki terör saldırısının ardından
aldığı yayın yasağını değerlendirdi.
Bir şeyi yasaklayarak hiçbir şeyin önlenemeyeceğini ifade eden Mehmet
Şandır, ''Şimdi fısıltı gazeteciliği harekete geçecektir. Endişe ederim
ki arzu edilen konu daha fazla zarar görecektir. Roj TV'yi
durduramayanların, Türk basınına sansür getirmeye hakları
bulunmamaktadır'' diye konuştu.

-''TEPKİLERİ KUTSAMAK, TEŞEKKÜR ETMEK LAZIM''-

Türkiye'nin 24 yıldır bölücü terörle mücadele ettiğini ve 40 bine yakın
şehit verdiğini belirten Şandır, şöyle devam etti:
''İfade edilmeye çalışılan provokasyon, toplumsal çatışma dedikleri
hadisenin hiçbiri bugüne kadar olmamıştır. Bu halk onurlu bir şekilde
olgunluk içinde şehitlerine sahip çıkıyor. Halkın bu tepkisi aslında
güvenlik güçlerine destektir, bilirse siyasi iktidara da destektir.
Halkın bölücü terör örgütüne tepki göstermesini engellemek, stratejik
bir yanlışlık olur. Tepkileri kutsamak lazım ve teşekkür etmek lazım.
Hükümet, kendi sorumluluğunun aczinde, sanki bunun kendisine karşı
yapıldığını ifade ediyor. Bu doğru değil. MHP olarak biz, AKP hükümeti
konunun gereğini yapmalı, gereğini yapmadığı takdirde halkımızın bu
tepkisinin çok daha fazla artacağını, o zaman hükümete yönelteceğini
ısrarla ifade ediyoruz. Bu noktada provokatörler olabilir. Bunda da
dikkatli olunması lazım. Tepkilerin önü kesilmemelidir. Bu terörle
mücadelede önemli bir güç kaynağıdır. Halkımız Türk silahlı kuvvetlerine
destek vermektedir. Şehitlerine sahip çıkmaktadır. 'Askerlik yan gelip
yatma yeri değildir' diyen Sayın Başbakan, halkın askere sahip
çıkmasından rahatsız olmamalıdır.''

-''DİPLOMASİDE YİNE AYNI PLAK''-

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da terör konusunda Hükümetin TBMM'ye
bilgi vermekten kaçındığını ileri sürdü.
AK Parti hükümetinin bugüne kadar uyguladığı terör politikasının yanlış
olduğunu ve bunların sonucunda da terörün azdığını savunan Vural, son
dönemde yapılan diplomatik girişimleri de eleştirdi.
Geçen yıl sınır ötesi operasyon gündeme geldiğinde de Hükümet tarafından
diplomatik girişim başlatıldığını anlatan Oktay Vural, ''Bugün
geldiğimiz noktada, yine aynı plak çalınmaya başladı. Temmuz 2006'dan bu
yana diplomatik girişimlerin hiçbirinden sonuç alınamadığını görmelerine
rağmen, bugün yine diplomatik girişimler, Türkiye'nin sınır ötesi
operasyonunun haklılığını ortaya koymaktan öteye, sınır ötesi
operasyonun amacını ve hedefini daraltmaya yönelmiştir. Bu, Türkiye'nin
haklarını önemli ölçüde zedeler'' diye konuştu.
Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Irak'a yapılacak ihracatta
bazı yaptırımlar yapılabilir'' sözlerini de eleştirerek, ''Bu konuda
Hükümetin elinde Türkiye'yi oyalayacak başka gerekçe kalmamıştır. Bütün
bunları dikkate aldığımız zaman Sayın Başbakan Türkiye'nin atacağı
askeri hamlenin daha henüz şümulü belli değilken, 'Kara harekatı yerine
başka şeyler yapılabilir' demesi, son derece yanlış olmuştur. Neyin
yapılacağı konusunda karar verilmemişken, Başbakanın bu konuyu hep
geçiştirmesi, sınır ötesi operasyonun amacını saptırmaya yönelik bir
girişim olarak görülmelidir'' dedi.

-GİZLİ OTURUM-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in, dün TBMM Genel
Kurulunda, ''Terörle ilgili gizli oturum yapılması'' konusunda
muhalefetin öneri getirmesini istediğini anımsatan Vural, yurt
savunmasından hükümetin sorumlu olduğunu belirtti.
''Eğer hükümet, vereceği bilgilerin milli güvenlik açısından sakınca
doğuracağını iddia ediyorsa, bu iddianın sahibi gizli oturumu gündeme
getirmeli'' diyen MHP Grup Başkanvekili Vural, şunları söyledi:
''Gerçekten Hükümet bu konuda parlamentoya bilgi vermek istiyorsa, her
zaman kapalı oturum yapabilir. Bilgi sahibi olan, Türkiye'yi yöneten biz
değiliz. Bilginin mahremiyetini tayin edecek olan onlardır. Doğrusu bu
yaklaşım yine çelik çomak siyasetiyle Türkiye'yi oyalama siyasetidir.''