2009-11-03 - 18:58
TBMM GENEL KURULU...
DTP'nin ''asker-sivil ilişkileri ve darbe iddiaları'', MHP'nin ise Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili olarak daha önce verdikleri araştırma önergelerinin görüşülmesini içeren grup önerileri reddedildi.
DTP'nin ''asker-sivil ilişkileri ve darbe
iddiaları'', MHP'nin ise Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili
olarak daha önce verdikleri araştırma önergelerinin görüşülmesini içeren grup
önerileri reddedildi.
TBMM Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanamaması üzerine, parti grupları
önerilerini Genel Kurula taşıdı. DTP'nin ''Siyasette sivil-asker ilişkileri ve
bazı iddialar'' konusundaki araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi
üzerinde konuşan DTP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, demokratik ülkelerde
ordunun ''devlet içinde devlet'' olmadığını belirterek, ''Ne yazık ki TSK,
Cumhuriyet tarihi boyunca siyasetin etkin aktörü olmuştur. ordu, adeta siyasi
parti rolüne soyunmuştur'' dedi.
Türkiye'de son günlerde ''çuvala sığmayan çuvaldız misali darbe
planlarının'' ortaya çıktığını, bunların askeri vesayetin hangi durumda olduğunu
gözler önüne serdiğini savunan Geylani, önergeye konu iddiaların İrticayla eylem
Planı'nın Eki olan ''Türkiye'yi Biçimlendirme Planı'' ile ilgili olduğunu, bu
iddiaların Meclis tarafından mutlaka araştırılması gerektiğini söyledi.

-TSK VE ORDUYU KORUMANIN YOLU NEDİR?-

Bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da siyasetin sivilleşmesi ve
normalleşmesinin uzun süreden beri ülkenin gündeminde olduğunu belirterek, askeri
birimlerin siyasi parti gibi davranmaya hakkı olmadığını, TSK ve orduyu korumanın
yolunun, siyaset dışında tutmak olduğunu ifade etti. ''Sarıkız'' ve ''Ayışığı''
planlarının basında yer almasının ardından iddiaların araştırılması için verilen
araştırma önergelerine diğer partilerin duyarsız kaldığını anlatan Uras,
Parlamentonun bunu ciddiye alması gerektiğini vurguladı. Siyasi partilerin
demokrasi dışı engellemeler, cunta ve darbe iddialarına, her türlü zorbalığa
karşı açık tutum alması gerektiğini kaydeden Uras, bu nedenle önergenin bir
fırsat olduğunu belirtti.
Önerge aleyhinde konuşan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AK
Parti iktidarında hukukun üstünlüğü ve demokrasi konusunda önemli mesafeler
alındığını savunarak, ''AK Parti, her zaman hukuk dışı yapılanmaların karşısında
olmuştur'' dedi.
DTP grup önerisini içeren iddiaların halen yargı sürecinin sürdüğünü
hatırlatan Tunç, Anayasa gereği, yargı süreci devam eden bir konuda Mecliste
görüşme yapılmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Konuşmaların ardından DTP grup önerisi reddedildi.

-GDO'LU ÜRÜNLER-

DTP'nin grup önerisinin ardından, MHP'nin GDO'lu ürünlerin Türkiye'yi
girişi, üretimi, tüketimi ve alınması gereken önlemlerle ilgili araştırma
önergesinin görüşülmesini içeren grup önerisine geçildi.
Öneri lehinde konuşan MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal, GDO'nun askeri ve
siyasi meselelerden daha kalıcı etki bırakacak önemde olduğunu belirterek, endişe
verici gelişmeler yaşandığını savundu. Türkiye'ye ithal yoluyla mısır, kanola,
soya ve diğer ürünlerin denetimsiz şekilde girdiğini anlatan Bal, bir kısmının
insan gıdası olarak tüketildiğini Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in de
itiraf ettiğini söyledi.
Bal, içinde bebek mamalarının da bulunduğu bin 500 üründe tüketicinin
tabağına konulan GDO'lu ürünler konusunda gerekli denetimin yapılmadığını,
önlemlerin alınmadığını ileri sürerek, henüz Meclis gündemine gelmeyen Ulusal
Biyogüvenlik Yasası yerine yönetmelik çıkarıldığını, bununla GDO'lu ürünlerin
Türkiye'ye girişine zemin hazırlandığını ifade etti. Bal, ''Yönetmelik mutlaka
iptal edilmeli. Yoksa kobay ülke olacağız'' dedi.
DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit de insan, hayvan ve bitki sağlığını
doğrudan etkileyen bir konunun yasa yerine yönetmelikle düzenlenmesini
eleştirerek, yönetmelik çıkarılmadan önce konunun Mecliste görüşülmesi
gerektiğini söyledi.
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ise iktidarın 7 yıldan beri GDO'lu
ürünler konusunda ne yaptığını sorarak, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'den,
konuyla ilgili olarak Türkiye'de yapılan araştırmalar konusunda kendilerine bilgi
verilmesini istedi. Türkiye'nin organik tarım ürünleriyle dünyada yer
tutabileceğini kaydeden Baytok, zaman geçirilmeden ulusal biyoteknoloji ve
biyogüvenlik stratejisi oluşturulması gerektiğini ifade etti.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Adana
Milletvekili Vahit Kirişçi ise önerinin aleyhine yaptığı konuşmada, muhalefetin,
çıkarılan yönetmelikle ilgili iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
''Olmayan şeyler varmış gibi gösteriliyor'' diyen Kirişçi, yasa çıkmadan
yönetmeliğin neden çıkarıldığı eleştirilerine karşı, organik üretimle toprağın
korunması ve kullanılması yönetmeliklerinin de yasalardan önce çıkarıldığını
söyledi. Kirişçi, bunlarla ilgili yasaların da yine kendi dönemlerinde
yasalaştığını anlattı.
Riskli ülkeler sıralamasında olan bir ülkeden ithalat yapıldığı
iddiasının da doğru olmadığını ifade eden Kirişçi, Türkiye'nin bu konuda başka
ülkelerin bile istemediği belgeleri istediğini savundu. Kirişçi, kendi
dönemlerinde yüzde 10 olan yerli tohum payının yüzde 35'lere çıkarıldığına işaret
ederek, ''Türk insanının yediğinden, içtiğinden kuşku duyar hale getİrilmesi
haksızlıktır'' dedi.
Konuşmaların ardından MHP grup önerisi reddedilirken, CHP grup önerisinin
görüşülmesine geçildi.

CHP'NİN TEKSTİL SORUNLARIYLA İLGİLi ARAŞTIRMA ÖNERGESİNİN
BUGÜN GÖRÜŞÜLMESİNİ İÇEREN GRUP ÖNERİSİ REDDEDİLDİ

AK Parti'nin demokratik açılımla ilgili genel
görüşme önergesinin, öngörüşmesinin 10 Kasım'da yapılmasını içeren grup önerisi,
TBMM Genel Kurulunda tartışma yarattı.
Genel Kurulda, TBMM Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanamaması üzerine, DTP
ve MHP'nin ardından CHP ve AK Parti'nin grup önerileri ele alındı.
CHP'nin, Tekstil Sektörünün Sorunlarının Araştırılması ve Çözüm
Önerilerinin Ortaya Konulması konusundaki araştırma önergesinin, bugün
görüşülmesi önerisi üzerinde konuşan MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan,
Denizli'nin iki teşvik düzenlemesiyle de sıkıntıya girdiğini kaydetti.
Hükümetin uygulamalarının Denizli'de sorun yarattığını belirten Ayhan,
sözlerine eleştirilerin yöneltilmesi üzerine, ''Denizli'nin sorunlarını dile
getirmekten niye rahatsız oluyorsunuz?'' dedi.
CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür de Denizli'nin göç alırken göç
vermeye başladığını kaydetti. Denizli'nin en temel sorununun işsizlik olmaya
başladığını belirten Ertemür, tekstil sektöründe 10 bin 962 kişinin işini
kaybettiğini ifade etti.
Sektördeki girdilerin yüksek olduğunu dile getiren Ertemür, teşvik
uygulamalarının da yanlış olduğunu savundu.
DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır da kadın ve çocuk emeğinin en
çok bu sektörde sömürüldüğünü ifade etti.
Kot taşlama işinde çalışan bir çok kişinin hastalandığını belirten
Bayındır, bu kişilerin sağlık güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın tedavi
edilmeleri gerektiğini dile getirdi. Bayındır, bu sektörde meslek hastalıklarıyla
ilgili tedbirlerin alınmasını istedi.
Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli de Bayındır'ın konuşması
sırasında ''Kürt illerinden gelen çocuklar'' ifadesini kullandığını belirterek,
böyle bir ifadenin doğru olmadığını ve tutanaklarda düzeltilmesini talep etti.
Yapılan oylamada CHP'nin grup önerisi reddedildi.

-''HODRİ MEYDAN''-

AK Parti'nin, demokratik açılım konusunda genel görüşmenin,
öngörüşmesinin 10 Kasım'da yapılması ve Genel Kurulun bütçe görüşmelerine kadarki
çalışma takvimini içeren grup önerisi, tartışmaya neden oldu.
Önerinin okunmasının ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural,
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi konulu genel görüşme önergesinin, gelen
kağıtlar bölümünde yer almadığı için öneride yer alamayacağını savunarak, bunun
İçtüzüğe aykırı olduğunu söyledi.
TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil, genel görüşme önergesinin bugün Genel
Kurulda okunduğunu ve gelen kağıtlarda yer alacağını kaydetti. Vural'ın
itirazlarını sürdürmesi ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un da bu konunun
açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmesi üzerine Pakdil, birleşime ara
verdi.
Aranın ardından Pakdil, konuyu müzakere ettiklerini belirterek, usula
aykırı bir durum olmadığını, 22 Ekim'de MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın da
benzer bir önergesinin işleme alındığını ifade etti. Tartışmaların ardından AK
Parti'nin grup önerisinin görüşmelerine geçildi.

-''NİYE 10 KASIM?''-

Öneri aleyhinde konuşan MHP'li Vural, AK Partiye, ''Biraz hukuka uymanızı
beklemek çok mu fazla? Demokrasiye uyacaksanız önce hukuka uyacaksınız. Hukuka
uymayanların demokrasiden bahsetmesi komik oluyor'' dedi.
Genel görüşme önergesinde, kamuoyunda demokratik açılım olarak bilinen
milli birlik ve kardeşlik projesi ifadesinin yer aldığına işaret eden Vural,
açılımın ''Domuz gribi gibi sürekli mutasyona uğradığını'' ileri sürdü. ''Niye 10
Kasım?'' diye soran Vural, şöyle konuştu:
''Siz Milli Mücadeleyi, Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştiren Atatürk'ün ölüm
yıldönümünde, 'Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir' diyen Büyük
Atatürk'e, 'Bak senin en büyük eserini tartışmanın önünü açıyorum' diyerek bir
meşruiyet arayışındasınız. Bizim hassasiyetimiz var, niye saygı göstermiyorsunuz?
10 Kasım yerine, 11 Kasım yapmanıza itiraz eden mi var? Size hodri meydan; 11
Kasım'da ön görüşmelerini yapalım, biz MHP olarak konuşmayacağız, genel görüşmeye
de oy vereceğiz. MHP olarak elimizi de kaldırmayacağız. Genel görüşme açılmasına
(evet) diyeceğiz. 11 Kasım'da yapamıyorsanız, yarın ya da öbür gün yapalım. Tarih
konusunda niye ısrar ediyorsunuz? Milletvekillerinin hassasiyetine sizde katılın.
10 Kasım'da yapmayalım, hangi tarihte istiyorsanız o tarihte genel görüşme
yapalım. Bizim görüşlerimizi dikkate almayacaksanız, niye konuyu buraya
getiriyorsunuz. Demek ki alel usul getiriyorlar. ''

-''PKK'NIN SİYASALLAŞMASI, TÜRKİYE'NİN BÖLÜNME PROJESİDİR''-

CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır da öneri aleyhinde yaptığı konuşmada,
demokratik açılımın ''Milli birlik ve kardeşlik projesi olmadığını'' savunarak,
''Bu, PKK'nın siyasallaşma, Türkiye'nin bölünme projesidir. Böyle bir projeyi 10
Kasım'da bayrakların indiği, Atatürk ve devrimlerini içimize sindirmek
istediğimiz gün, böyle bir projeyi Meclise getirmek, yarın 'Biz bağırta bağırta
yaparız, hem de 10 Kasım'da yaparız' diyebilmek içindir. Sizin bu yönetim
anlayışınıza size akıl veren ulemaların ne isim verdiğini siz biliyorsunuz ama
bize göre bu yönetim anlayışına verilen tek isim faşizmdir. Artık bu faşist,
baskıcı anlayışlardan vazgeçin, muhalefeti de dikkate alan demokratik bir
anlayışı Parlamentoya getirin'' diye konuştu.
Çakır'ın sözlerini AK Parti'li milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak
ve laf atarak protesto etti.

-''NUTKU OKUMAMIŞSINIZ''-

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, Çakır'ın sözleri üzerine sataşma
gerekçesiyle söz aldı. Çakır'ın AK Parti grubuna yönelik kabul edilmesi mümkün
olmayan söz ve beyanlarda bulunduğunu belirten Kılıç, ''Çakır, yüzünün kızaracağı
cümleleri sarf etti. Art niyetli olmadığına inanıyoruz. Bu kürsü milletin
kürsüsüdür. Milletin temsilcilerine hakaret edilmemesi, iftirada bulunulmaması
gereken bir yerdir'' dedi.
Atatürk'ü anmak kadar, anlamanın da önemli olduğunu vurgulayan Kılıç,
Atatürk'ün ''Hakimiyet bila kaydu şart milletindir'' dediğini söyledi. CHP'li
milletvekillerinin ''Yanlış söylüyorsun, dön arkana da bak, orada yazıyor''
diyerek laf atması üzerine Kılıç, ''Siz bu Türkçeyle nutuk okuyamazsınız.
Okusanız da anlamazsınız. Nutku okumadığınız, ezberden siyaset yaptığınız
anlaşılıyor. Nutku okumanızı öneriyorum. Nutku okumayanın Büyük Önderi anlaması
mümkün değil. 10 Kasım'da biz Büyük Önder'i hem anacağız, hem anlayacağız'' diye
konuştu.
Kılıç'ın bu konuşması üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol
ise ''CHP milletvekillerinin Atatürkçülüğünü test etmek, kimsenin haddi değildir.
Hele (Anıtkabir'e gidiyorsunuz orada sap gibi duruyorsunuz) diyen bir Genel
Başkanın grup başkanvekili asla diyemez. Size İsmet Paşa'nın sözüyle söyleyeyim;
hadi canım sen de...'' dedi.

-AK PARTİ'NİN ÖNERİSİ-

Tartışmaların ardından AK Parti'nin grup önerisi kabul edildi. Buna göre,
''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'' konulu genel görüşme önergesinin
öngörüşmesi 10 Kasım 2009 Salı günü yapılacak, ardından gündemdeki kanun tasarı
ve tekliflerinin görüşmelerine geçilecek.
Genel Kurul 10, 17 ve 24 Kasım, 1 ve 8 Aralık Salı günkü birleşimlerde
15.00 ile 23.00 saatleri arasında, 4, 5, 11, 12, 18, 19 ve 25 Kasım ile 2, 3, 9
ve 10 Aralık 2009 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde ise 13.00 ve 23.00
saatleri arasında çalışacak.

MHP'Lİ VURAL'IN, BAŞKANVEKİLİ PAKDİL'İN
TUTUMUNU ELEŞTİRMESİ ÜZERİNE USUL TARTIŞMASI YAPILDI

TBMM Genel Kurulunda, MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural'ın, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil'in tutumunu eleştirmesi üzerine
usul tartışması yapıldı.
TBMM Genel Kurulunda, MHP Grup Başkanvekili Vural, Başkanvekili
Pakdil'in, MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'a sataşma dolayısıyla aynı oturum
içinde söz vermediğini belirtti.
Başlatılan usul tartışmasında Vural, TBMM Başkanvekilinin Meclis
İçtüzüğüne göre yönetmek zorunda olduğunu, keyfi uygulamaların olamayacağını
söyledi.
Bu tutumun Meclis çalışma usulleri açısından baskıcı, milletvekillerini
dikkate almayan bir tavır olduğunu ifade eden Vural, ''Siz Grup Başkanvekili
değil, TBMM Başkanvekilisiniz. Sizin İçtüzüğe uygun hareket etmenizi bekliyoruz''
dedi.
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç de önceki oturumda söz
istemesine rağmen, söz verilmediğini ifade ederek, Pakdil'i eleştirdi. Genç, TBMM
Başkvanvekilinin hakkaniyet ve adalet duygusu içerisinde hareket etmesi
gerektiğini söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç da ''Eğer bir usul tartışması
açılacaksa, bunun iktidar grubundan gelmesi gerekirdi'' dedi.
TBMM Başkanvekili Pakdil'in söz konusu olmayan bir sataşmaya istinaden,
talep üzerine söz hakkı kullandırdığını ifade eden Kılıç, tutanakların okunduğunu
ve kendisine bir isnadının olmadığının görüldüğünü kaydetti. Kılıç, ''Meclisteki
hiçbir milletvekilinin, grup sözcüsünün başkanlık makamına parmak sallayarak ya
da İçtüzük kitabını sallamak suretiyle veya 'sen' şeklinde hitaplarla
seslenmemesi gerektiği kanaatindeyiz'' diye konuştu.
Başkanlık kürsüsünün, Cumhuriyetin kuruluşunda Gazi Mustafa Kemal'in
oturduğu kürsü olduğunu ve manevi şahsı bulunduğunu dile getiren Kılıç,
''Başkanlık makamını sorgulamak, ilzam etmek ve tahkir, tezyif eder şekilde 'sen'
şeklindeki hitaplarla hafife almak hiçbir milletvekilinin hakkı olamaz '' dedi.
Başkanlık makamının, Cumhuriyet birikiminin ve demokrasi kültürünün
tecelli ettiği yer olduğunu söyleyen Kılıç, ''O noktayı hafife almak, 'sen' demek
Yüce Meclise de üyelerine de yeterince saygısız bir tavırdır'' dedi.
Usul tartışmasının ardından, DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaş'ın YÖK Kanunu'nda değişiklik öngören kanun teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesinin oylanmasından önce CHP yoklama istedi. Toplantı
yeter sayısının olmaması üzerine Pakdil, 15 dakika ara verdi.
Başkanvekili Pakdil, aradan sonra yapılan oylamada da çoğunluk
sağlanamaması üzerine, birleşimi yarın saat 13.00'de toplanmak üzere kapattı.