2006-12-11 - 15:50
Gündüz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Meclis gündemi hakkında bilgi verdikten sonra, gazetecilerin Kıbrıs ve AB konusundaki sorularını
yanıtladı.
AK Parti Grup Başkanvekili İrfan Gündüz, Kıbrıs konusunda
verilmiş bir taviz bulunmadığını belirterek, ''AB, kendi yaptığı
yanlıştan dönememenin sancısını yaşıyor'' dedi.
Gündüz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında,
Meclis gündemi hakkında bilgi verdikten sonra,
gazetecilerin Kıbrıs ve AB konusundaki sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Hükümetin Kıbrıs konusundaki son önerisinden,
Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının haberi olmadığı yönündeki
açıklamaları hatırlatması üzerine Gündüz, şunları söyledi:
''Türkiye'de dış politika çok önemli. Dış politikada atılacak adımlar
belirlenirken, devletin kurumlararası işbirliği ve kurumların ortak kanaatiyle
oluşan bir dış politika var. Şu anda elimde 'Türkiye'nin Kıbrıs'a İlişkin
Girişimi Hakkında Açıklayıcı Not'' başlıklı, Dışişleri Bakanlığının Ocak 2006'da
hazırladığı bir belge var. Bu belgede, Annan Planı var, buna karşı Türkiye'nin
atacağı adımlar var.
Hükümetin bu konuda yaptığı atağın ki bazılarına göre bu 'altın gol', 'altın
vuruş' olarak değerlendiriliyor; bu karar esasında bunların hiçbirine aykırı
değil. Çünkü, bizim temel dış politikamızda, devlet politikamızda Kıbrıs ile
ilgili 4 kırmızı çizgimiz var. Bunlar; Güney Kıbrıs Rum Kesimini asla tanımamak,
Maraş'ın açılmaması, Türk askerinin Ada'dan çekilmemesi ve Kıbrıs meselesinin AB
nezdinde gündeme getirilmemesi...''
Gündüz, AB'nin 1997 yılında Kıbrıs'ı gerekçe göstererek Türkiye'nin
başvurusunu reddettiğini hatırlattı; Annan Planı'nın KKTC'de kabul edildiğini,
Kıbrıs Rum Kesimi'nin ise bu planı reddettiğini söyledi. Bu gelişmelerden sonra
uluslararası kamuoyunda çözümsüzlüğü isteyen tarafın Rum Kesimi olduğunun ortaya
çıktığını vurgulayan Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Şimdi ikinci bir taktik adım... Ortada verilmiş bir taviz yok. Bugün KKTC
Başbakanı Ferdi Sabit Soyer'in çok güzel bir açıklaması var. '34 yaşına gelmiş
ama hala nüfus cüzdanı olmayan,askerlik çağına gelmiş bir delikanlı gibi
Kıbrıs'ın konumu...' diyor. Geçtiğimiz 30 yılda hangi kazanımları kaybettik biz;
aksine çok önemli kazanımlarımız var. AB, kendi yaptığı yanlıştan dönememenin
sancısını yaşıyor. İçindeki problemleri çözememiş bir ülke olarak Güney Kıbrıs
Rum Kesimini üye almaları ki çok dirençli, çok akıllı dönemlerin bir hediyesi
olarak Rumlar AB'ye girdi...
Diplomasi, bir satranç oyunu gibi... Yerinde ve zamanında atacağınız adımı
iyi değerlendirmeniz gerekir. Atılacak adımların devletin temel kurumları
arasında görüşüldüğü, olgunlaştırıldığı ancak, zamanlaması konusunda herhalde,
'şu zamanda şunu söyleyelim' anlamında, o konuda bilgilendirilmediği
kanaatindeyim. O da siyasi iradenin inisiyatifindedir. Çünkü, siz masadasınız ve
masada karşılıklı bir şah-mat ilişkisi içerisindesiniz. O yüzden basınımızın
konuyu değerlendirdiğine inanıyorum. Görüşlerine itibar ettiğimiz insanların bunu
'altın gol' olarak değerlendirmesi, AB liderler zirvesi öncesinde özellikle bunun
zamanlaması... Bu da bir taktik adımdır. Bu adımı Rumlar reddediyor.''
-ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN TARAFI...-
Bundan sonra Türkiye'nin elinin bir kez daha güçleneceğini savunan Gündüz,
Kıbrıs sorununun BM arenasında çözülmesi gerektiğini tüm dünyaya ilan
edeceklerini söyledi. Çözümsüzlüğün tarafının Türkiye ve KKTC olmadığını tüm
dünyanın göreceğini ifade eden Gündüz, BM Genel Sekreteri himayesinde
görüşmelerin başlatılmasını da Türkiye'nin teklif ettiğini kaydetti.
Gündüz, Türkiye'nin olası bir ''C Planı''nın önceden ilan edilemeyeceğini
belirterek, ''Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in dediği gibi, bu konular Kızılay
Meydanında konuşulmaz'' dedi.
Dışişleri Bakanlığının her platformda bilgilendirmeyi yaptığını açıkladığını
hatırlatan Gündüz, alınan kararın kurumlararası işbirliğinin sonucu olduğunu
söyledi.
Gündüz, ''AB nezdinde de dünya nezdinde de çok önemli bir adım olarak
nitelenen böyle bir başarının maalesef iç tartışmalarla gölgelenmesi, hem
dünyadaki itibarımızı hem de AB nezdinde atacağımız adımları zayıflatmaya
yöneliktir. Bundan kaçınmak lazım'' diye konuştu.
Atılan adımların devletin kurumları arasında ortaklaşa belirlenen adımlar
olduğunu ifade eden Gündüz, ''Ancak zamanlaması, 'niye bugün bu adım atıldı'
konusunda belki haber verilmemiş olabilir. O konuda Dışişleri Bakanlığımız
gerekli açıklamaları yapıyor'' dedi.
verilmiş bir taviz bulunmadığını belirterek, ''AB, kendi yaptığı
yanlıştan dönememenin sancısını yaşıyor'' dedi.
Gündüz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında,
Meclis gündemi hakkında bilgi verdikten sonra,
gazetecilerin Kıbrıs ve AB konusundaki sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Hükümetin Kıbrıs konusundaki son önerisinden,
Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının haberi olmadığı yönündeki
açıklamaları hatırlatması üzerine Gündüz, şunları söyledi:
''Türkiye'de dış politika çok önemli. Dış politikada atılacak adımlar
belirlenirken, devletin kurumlararası işbirliği ve kurumların ortak kanaatiyle
oluşan bir dış politika var. Şu anda elimde 'Türkiye'nin Kıbrıs'a İlişkin
Girişimi Hakkında Açıklayıcı Not'' başlıklı, Dışişleri Bakanlığının Ocak 2006'da
hazırladığı bir belge var. Bu belgede, Annan Planı var, buna karşı Türkiye'nin
atacağı adımlar var.
Hükümetin bu konuda yaptığı atağın ki bazılarına göre bu 'altın gol', 'altın
vuruş' olarak değerlendiriliyor; bu karar esasında bunların hiçbirine aykırı
değil. Çünkü, bizim temel dış politikamızda, devlet politikamızda Kıbrıs ile
ilgili 4 kırmızı çizgimiz var. Bunlar; Güney Kıbrıs Rum Kesimini asla tanımamak,
Maraş'ın açılmaması, Türk askerinin Ada'dan çekilmemesi ve Kıbrıs meselesinin AB
nezdinde gündeme getirilmemesi...''
Gündüz, AB'nin 1997 yılında Kıbrıs'ı gerekçe göstererek Türkiye'nin
başvurusunu reddettiğini hatırlattı; Annan Planı'nın KKTC'de kabul edildiğini,
Kıbrıs Rum Kesimi'nin ise bu planı reddettiğini söyledi. Bu gelişmelerden sonra
uluslararası kamuoyunda çözümsüzlüğü isteyen tarafın Rum Kesimi olduğunun ortaya
çıktığını vurgulayan Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Şimdi ikinci bir taktik adım... Ortada verilmiş bir taviz yok. Bugün KKTC
Başbakanı Ferdi Sabit Soyer'in çok güzel bir açıklaması var. '34 yaşına gelmiş
ama hala nüfus cüzdanı olmayan,askerlik çağına gelmiş bir delikanlı gibi
Kıbrıs'ın konumu...' diyor. Geçtiğimiz 30 yılda hangi kazanımları kaybettik biz;
aksine çok önemli kazanımlarımız var. AB, kendi yaptığı yanlıştan dönememenin
sancısını yaşıyor. İçindeki problemleri çözememiş bir ülke olarak Güney Kıbrıs
Rum Kesimini üye almaları ki çok dirençli, çok akıllı dönemlerin bir hediyesi
olarak Rumlar AB'ye girdi...
Diplomasi, bir satranç oyunu gibi... Yerinde ve zamanında atacağınız adımı
iyi değerlendirmeniz gerekir. Atılacak adımların devletin temel kurumları
arasında görüşüldüğü, olgunlaştırıldığı ancak, zamanlaması konusunda herhalde,
'şu zamanda şunu söyleyelim' anlamında, o konuda bilgilendirilmediği
kanaatindeyim. O da siyasi iradenin inisiyatifindedir. Çünkü, siz masadasınız ve
masada karşılıklı bir şah-mat ilişkisi içerisindesiniz. O yüzden basınımızın
konuyu değerlendirdiğine inanıyorum. Görüşlerine itibar ettiğimiz insanların bunu
'altın gol' olarak değerlendirmesi, AB liderler zirvesi öncesinde özellikle bunun
zamanlaması... Bu da bir taktik adımdır. Bu adımı Rumlar reddediyor.''
-ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN TARAFI...-
Bundan sonra Türkiye'nin elinin bir kez daha güçleneceğini savunan Gündüz,
Kıbrıs sorununun BM arenasında çözülmesi gerektiğini tüm dünyaya ilan
edeceklerini söyledi. Çözümsüzlüğün tarafının Türkiye ve KKTC olmadığını tüm
dünyanın göreceğini ifade eden Gündüz, BM Genel Sekreteri himayesinde
görüşmelerin başlatılmasını da Türkiye'nin teklif ettiğini kaydetti.
Gündüz, Türkiye'nin olası bir ''C Planı''nın önceden ilan edilemeyeceğini
belirterek, ''Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in dediği gibi, bu konular Kızılay
Meydanında konuşulmaz'' dedi.
Dışişleri Bakanlığının her platformda bilgilendirmeyi yaptığını açıkladığını
hatırlatan Gündüz, alınan kararın kurumlararası işbirliğinin sonucu olduğunu
söyledi.
Gündüz, ''AB nezdinde de dünya nezdinde de çok önemli bir adım olarak
nitelenen böyle bir başarının maalesef iç tartışmalarla gölgelenmesi, hem
dünyadaki itibarımızı hem de AB nezdinde atacağımız adımları zayıflatmaya
yöneliktir. Bundan kaçınmak lazım'' diye konuştu.
Atılan adımların devletin kurumları arasında ortaklaşa belirlenen adımlar
olduğunu ifade eden Gündüz, ''Ancak zamanlaması, 'niye bugün bu adım atıldı'
konusunda belki haber verilmemiş olabilir. O konuda Dışişleri Bakanlığımız
gerekli açıklamaları yapıyor'' dedi.
