2009-11-13 - 13:30
"Demokratik açılım'' konusunda, TBMM Genel Kurulunda yapılan genel görüşmede, AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik,
Hükümete ''Damat Ferit Hükümeti'' yakıştırması yapıldığını belirterek, ''Bugün
Damat Ferit Hükümeti yakıştırması, hiçbir riske giremeyip partizanlık yaparak
körü körüne karşı çıkanlara yakışır. AK Parti Hükümetine ise ancak ve ancak
Kuvayi Milliye yakışır'' dedi
AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik,
Hükümete ''Damat Ferit Hükümeti'' yakıştırması yapıldığını belirterek, ''Bugün
Damat Ferit Hükümeti yakıştırması, hiçbir riske giremeyip partizanlık yaparak
körü körüne karşı çıkanlara yakışır. AK Parti Hükümetine ise ancak ve ancak
Kuvayi Milliye yakışır'' dedi
Genel Kurulda, ''Demokratik Açılım'' ile ilgili genel görüşmede AK Parti
Grubu adına konuşan Çelik, ''Kendileri gündeme almasaydı sorun yoktu'' gibi
davranıldığını belirterek, ancak bir kitabevine gidildiğinde Kürt sorunu,
azınlıklar, Alevilik, insan hürriyeti, darbeler, çeteler, insan hakları konusunda
yüzlerce binlerce kitap olduğunu söyledi. ''Eğer sorun yoksa bu kadar literatür
nasıl oluştu. Hükümet sorunu gündeme aldığı için sorun olduğu iddia ediliyor.
Hükümet, obeziteyi gündeme alsaydı bu kadar konuşulaCak mıydı?'' dedi.
Türkiye'de demokrasi meselesinde çok önemli sıkıntılar olduğunu, bugün
ortaya çıkmış bir mesele olmadığını, Abdülhamit döneminden beri tartışıldığını
kaydeden Çelik, bu sorunların siyasetçiye büyük sorumluluklar yüklediğini, sorunu
çözmek zorunda bıraktığını anlattı.
''Bu tür meseleler artık büyük meseleler haline gelmiştir, sıradan
demokrasi sorunları değildir'' diyen Çelik, bu sorunların çözümünün yüksek
siyaset ve vizyon gerektirdiğini belirterek, AK Parti olarak riskleri seve seve
göze aldıklarını ve kaçmadıklarını, ancak büyük vizyona sahip olmayanlar ve
Türkiye'nin meselelerine kulak tıkayanların sorunları risk almamak adına sümen
altı edip, milletin zarar görmesine yol açtıklarını söyledi.
Çelik, ''Asıl milli birlik ve beraberlik için tehlike, 'demokrasi
güzeldir' dedikten sonra, bu konuda adım atmak yerine engeller çıkarmaktır,
demokrasiyi raporlarla savunmak, ama adım atıldığında engeller çıkarmaktır.
Sorunu basitleştirelim, Türkiye demokrasi yoluyla bu sorunları çözmezse kim
kazançlı çıkar?'' diye sordu.
-''ALATURKA BERLİN DUVARI ÖRENLER''-
Hükümete ''Damat Ferit Hükümeti'' diyenlerin çıktığını belirten Çelik,
şöyle konuştu:
''Özellikle ekranları başındaki milliyetçi gençlere sesleniyorum; Damat
Ferit Hükümeti, Anadolu insanları binlerce sorunla boğuşurken, İstanbul'da
sarayın konforunu düşünendir. Bugün Damat Ferit Hükümeti yakıştırması, hiçbir
riske girmeyip partizanlık yaparak, körü körüne karşı çıkanlara yakışır.
Türkiye'nin her tarafında teşkilatlanan, her tarafını karış karış gezen AK Parti
Hükümetine ise ancak ve ancak Kuvayi Milliye yakışır.
'Millet içinde millet yaratmayın, ülkenin bir kesiminde farklı uygulamaya
gitmeyin, milleti birbirinden duvarlarla ayırmayın' deniyor. Bizi haksız bir
şekilde üniter devlet yapısını bozmak, federasyona kapı aralamakla suçlayanlar
düşünsün; Türkiye;de şimdiye kadar federasyon yönetimine benzeyen tek yapı
OHAL'dir. OHAL yapısı, fiili federasyon değildi de neydi? Güneydoğu'daki
kardeşlerimizle aramıza alaturka Berlin duvarı örenler, bu yapının o zamanki
sonuçlarına niye dikkati çekmediler? Bu alaturka Berlin duvarını kim kaldırdı? AK
Parti Hükümeti.... ''
Çelik, Deniz Baykal'ın İsmail Cem ile birlikte yazdığı ''Yeni Sol''
kitabından alıntı yaparak, ''Buradaki tespitlerin gereğini yapmak için ne
yapılacak? Demokratikleşmeden başka yol var mıdır? Bu, Milli Birlik ve Kardeşlik
Projesi ana eksenin dışında bir şey söylemiyor. OHAL varken niye federasyon
tartışması yapmadınız?'' dedi.
ÖYMEN'E YANIT
Çelik, CHP'ye, ''Bugün için ne öneriyorsunuz?'' diye sorarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Salı günü öneriyi aldık. Onur Öymen, Dersim'den bahsetti. CHP sözcüsü,
Dersim olaylarını bugünkü sorunların çözümü için örnek gösterdi O konuşmasında. O
zamanlar işgal kuvveti olan Yunan birliklerine karşı verilen mücadeleyi, Türkiye
içinde kendi vatandaşlarıyla eşit tutuyor, analar ağlamasın diye. Kendi milletine
kendi tarihine yabancılaşmış biri olabilir mi? Bir emekli diplomat, Türk
devletine ve milletine ne öneriyor biliyor musunuz? 'Yunanistan İskeçe'nin ismini
değiştirdi, isim değiştirmek bizim de hakkımız' diyor. Vatandaşlarına,
Yunanlıların yaptığı haksızlıkların aynısını yapacağız. Böyle bir mantık söz
konusu olabilir mi? Dersim gibi olaylar tarihin acı hatıralarıdır. Bırakın
tekrarlanmasını bunları hatırlamak bile istemeyiz. Bugün bunları örnek göstermek
tam bir basiretsizliktir. Muhsin Batur, 'Anılar ve Görüşler' kitabında,
(okuyucularımdan özür diyorum ve Dersim ile ilgili yaşantımın bu bölümünü
anlatmaktan kaçınıyorum) diyor. Bir asker olarak Batur'un göstereceği hassasiyeti
bir diplomatın ve milletvekilinin göstermemesi ne kadar vahimdir.''
CHP'li bir milletvekilinin ''Duygu sömürüsü yapma'' diye laf atması
üzerine Çelik, ''Sizin duygularınız olmayabilir ama bizim duygularımız var.
Dersim'den o günden aklımızda kalan tek ses; 'Evladı kerbalayız, bunu hak
etmedik.' Ümit ederiz ki o sebeple, bugün 'duygu sömürüsü yapma' diyenler, Alevi
kardeşlerimizden özür diler. Ümit ederiz ki bundan sonra siyasette bu tip siyasi
nekrofili anlamına gelecek örnekler değil, hayata ve mutluluğu kutsayan örnekler
ortaya koyalım'' diye konuştu.
Çelik, konuşması sırasında bir şehit anasının bayrak açmak istemesi
üzerine Genel Kurulda çıkan tartışmaya, ''Bu kürsüyü düşman kuvvetlerine karşı
milletvekilleri korumuştur'' dedi.
CHP'nin Tunceli raporunun ''İster güvenlik güçleri ve askerlerimiz ve
onlara silah doğrulmakta olanlar olsun hepsi bizim çocuklarımızdır ve akmakta
olan kan kardeş kanıdır'' denildiğine işaret eden Çelik, ''Bunları söyleyen,
soruna ilgi duyan ve raporlar hazırlayan CHP'nin açılıma itiraz etmesinin
rasyonel bir gerekçesi bulunmadığını'' savundu.
''BİRİLERİ DE ÇIKAR (ÇETELERLE ERGENEKON İLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORSUN)
DER''
CHP'nin, Habur'da ortaya çıkan görüntüler nedeniyle AK Parti'yi, ki
bölücülükle suçlamasının, herhangi bir manası olmadığını kaydeden Çelik,
''Siyasetçiler 'vatana ihanet, İmrali ile işbirliği' gibi mesnetsiz iddiaları
havada savururlarsa, yarın bir gün birilerinin de çıkıp, aynı şekilde 'çetelerle,
Ergenekon ile işbirliği yapıyorsunuz' gibi iddialarda bulunması haklı olmaz mı?
Lafın nereye gittiği iyi düşünülmeli. Hele hele de Başbakan hakkında konuşurken
titiz olmak lazım. Atatürk'ün yerini ayrı tutarak söylüyorum; yurt dışında adıyla
bayraklar açılarak miting yapılan tek lider Başbakan'dır'' dedi.
Çelik, CHP'nin Tunceli raporunda ''Terör sorununa karşı tek çıkış yolu
demokrasi'' dendiğini belirterek, ''Demokratikleşme adımlarını atıyorsunuz,
terörü bitireceğinizin garantisi var mı? Tunceli raporunda CHP, demokratikleşme
adımları atılmadan terörle başarının şansının olmadığını ifade etmiştir. Bu kadar
rapor yayınlayan bir partinin, Hükümetin her yaptığının yanlış olduğunu söylüyor,
peki söylediği somut bir şey önümüze geliyor mu? Sadece temenni...'Dağdakilere
söyleyin, silahlarını bıraksınlar.' Buyurun Irak'a ziyaret yapın siz söyleyin.''
diye konuştu.
Konunun ileride yaratacağı sorunları fark edip toplumsal tansiyonu
düşürmeye çalışan büyük devlet adamlarından birinin de Alpaslan Türkeş olduğunu
ifade eden Çelik, Faruk Bildirici'nin kitabın göstererek, kitaptan Türkeş ile
HEP'li milletvekillerinin diyaloğunu aktardı.
Çelik, MHP'li milletvekillerinin ''Biz de aynısını söylüyoruz' demesi
üzerine, ''(Bu işi engellemek için her şeyi yaparız, dağa çıkarız) ne anlama
geliyor? Türkeş dağa çıkmaktan bahsetmiyor. Türkeş'in 'Milli Ahlak' makalesini
okuyun. Ta O zaman Türkeş, Kürt meselesiyle, terör meselesini ayrı ele almıştır''
karşılığını verdi.
AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik, ''Bu
ülkenin kızıl elmasının'', ırkçılık değil, hakkaniyet ve adalet olduğunu
belirterek, ''Bazıları, başka ülkelerin başbakanlarının önüne gidip el pençe
divan dururken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karşılamama densizliğine düştü''
dedi.
Çelik, Genel Kurulda ''demokratik açılım'' konusunda partisinin
görüşlerini açıklarken, sık sık MHP milletvekillerinin laf atmasıyla karşılaştı.
Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2008 yılında gazetecilere yaptığı
açıklamadan da bazı bölümler okudu. Etnik milliyetçilik ve mezhep sorunlarıyla
ilgili tehlikeye işaret edilen ve sorunun Mecliste çözümünü öneren ifadeleri
Bahçeli'ye atfen okuyan Çelik'e MHP milletvekilleri tepki göstermeye devam etti.
Çelik de milletvekillerine ''genel başkanınızın sözlerini okuyorum'' diye
karşılık verdi.
''Açılımı küresel güçler yaptırıyor'' eleştirilerini hayretle
karşıladığını anlatan Çelik, ''Mescidi Aksa'ya yapılanları da protesto edin''
dedi.
Ömer Çelik'in, terör örgütünün elebaşının yakalanmasından sonra verilen
idam cezasının uygulanması konusunda dönemin koalisyon ortakları arasında
imzalanan protokolden bazı bölümleri okuması da Genel Kurulda tansiyonu
artırdı.
Bin yıldır birlikte yaşayan büyük milletin taviz peşinde olamayacağına
dikkati çeken Çelik, tavizin azınlıklar için geçerli olabileceğini söyledi.
Çelik,''Burada 'eylem yapmayın, yaparsanız, kararımızı değiştiririz idam
gerçekleşir' diyen kim?'' sorusunu yöneltti.
Milletvekili sıralarından ''PKK ile protokol yaptınız'' diye laf atılması
üzerine Çelik, ''PKK ile protokol yapanı mı arıyorsunuz; şuradan dışarı çıkın,
karşıda ayna var. Önünde duracaksınız, kendinize bakacaksınız'' diye konuştu. O
dönemde bu protokolü protesto eden şehit ailelerinin polis tarafından
engellendiğini anlatan Çelik, ''Bu Meclisi demokrasi, kardeşlik bölmez. Bu
Meclisi, demokrasi karşıtlığı, hakkaniyet ve adaletin engellenmesi böler. Bu
ülkenin kızıl elması, ırkçılık değil, hakkaniyet ve adalet olmuştur '' diye
konuştu.
''Terörsüz bir Türkiye devrettik'' sözlerinin de gerçeği yansıtmadığını
savunan Çelik, elinde istitistikler bulunduğunu ancak, insan hayatını
istatistiklerle göstermek istemediğini söyledi.
Türkiye'nin Irak'ın kuzeyi üzerinden korkutulmak istendiğini savunan
Çelik, ''Ülkemize güvenmek gerekir. Ama ülke, jeopolitiğe güvenilerek savunulmaz.
Jeopolitiğe uygun strateji ile savunulur, biz de bunu yapıyoruz. Ülkemizde
demokrasi ve kardeşliğin gelişmesi, güvenliğin de teminatıdır'' diye konuştu.
Türkiye'nin ''eksen kayması'' ile eleştirildiğini hatırlatan Çelik,
Türkiye'nin şu veya bu eksene dönecek bir ülke değil, aksine eksen koyan bir ülke
olduğunu söyledi.
DTP'YE ELEŞTİRİ
AK Parti'li Çelik, legal ve yasal ortamda siyaset yapanların terörü
destekleyemeyeceğini belirterek, ''Dünyada, 'beni değil, dağdakileri teröristleri
muhatap alın' diyen tek parti Türkiye'de var. Süreçte kendilerinin bir hiç
olduğunu kabul ederek, dağdakilerin muhatap alınmasını istiyor. Kürt
vatandaşlarımıza sesleniyorum: Bunların amacı Kürtlerin çıkarlarının korunması
değil, kendi çıkarlarının korunmasıdır. Bazıları, başka başbakanların önüne gidip
el pençe divan dururken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karşılamama densizliğine
düştüler '' dedi.
Kendilerinin ''daha çok demokrasi için milli birlik'' dediğini ifade eden
Çelik, ''Ama bazıları demokrasiye sarılıyor, milli birliğe mesafeli, bazıları da
demokrasiye sarılıyor, milli birliğe alerji duyuyor'' değerlendirmesinde
bulundu.
''BU KALP SİZİ UNUTMAZ''
Konuşmasında gençlere de seslenen Çelik, ''Belki yaşamadığınız için belki
okumadığınız için bilmiyor olabilirsiniz. Bir televizyonda yayınlanan (Bu Kalp
Seni Unutur mu) adlı diziyi seyredin. Orada Diyarbakır Cezaevinde yaşananları
görebilirsiniz. Ama şunu söyleyeyim; bu kalp AK Parti'nin kalbi sizi unutmaz''
dedi.
Açılımın aynı zamanda fitne ve fesadı ortadan kaldırmayı amaçladığını
ifade eden Çelik, ''Bu süreçte devletin terörle mücadeleden vazgeçtiği iddiası
tamamen yalandır'' diye konuştu. AK Parti olarak süreç konusunda her zamankinden
daha kararlı olduklarını kaydeden Çelik, ''Bir mahcubiyet içerisinde değiliz.
Aksine, çözüm bize nasip olduğu için Allah'a hamdolsun'' diye konuştu.
Muhalefetin bu konudaki randevu isteklerine her zaman ''Şubatın 30'unu''
gösterdiğini anlatan Çelik, ''Şark meselesi tehditlerini ortadan kaldırmanın yolu
Şark ıslahat planı değildir. Son 2 ayda 86 yıldan daha fazla fikir üretildi''
dedi.
Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bizim kitabımızda olmayan tek şey var: Hiçbir konuda böyle gelmiş böyle
gitsin demeyiz. Türkiye günlerdir genetiği değiştirilmiş gıdaları konuşuyor. Şu
genetiği değiştirilmiş demokrasi, genetiği değiştirilmiş milliyetçilik anlayışını
da görüşelim. Milletimiz müsterih olsun, devletin sahibi var, milletin sahibi
var, özgürlüklerin sahibi var.
Herkesin kol kola girerek, hakkını, hukukunu sonuna kadar aldığı,
kimsenin hakkını ve hukukunu almak için mücadele etmek zorunda kalmadığı, hakkın
ve hukukun, oksijen ve su kadar helal olduğu bir ülke yolunda yaşasın Türkiye
Cumhuriyeti.''
Hükümete ''Damat Ferit Hükümeti'' yakıştırması yapıldığını belirterek, ''Bugün
Damat Ferit Hükümeti yakıştırması, hiçbir riske giremeyip partizanlık yaparak
körü körüne karşı çıkanlara yakışır. AK Parti Hükümetine ise ancak ve ancak
Kuvayi Milliye yakışır'' dedi
Genel Kurulda, ''Demokratik Açılım'' ile ilgili genel görüşmede AK Parti
Grubu adına konuşan Çelik, ''Kendileri gündeme almasaydı sorun yoktu'' gibi
davranıldığını belirterek, ancak bir kitabevine gidildiğinde Kürt sorunu,
azınlıklar, Alevilik, insan hürriyeti, darbeler, çeteler, insan hakları konusunda
yüzlerce binlerce kitap olduğunu söyledi. ''Eğer sorun yoksa bu kadar literatür
nasıl oluştu. Hükümet sorunu gündeme aldığı için sorun olduğu iddia ediliyor.
Hükümet, obeziteyi gündeme alsaydı bu kadar konuşulaCak mıydı?'' dedi.
Türkiye'de demokrasi meselesinde çok önemli sıkıntılar olduğunu, bugün
ortaya çıkmış bir mesele olmadığını, Abdülhamit döneminden beri tartışıldığını
kaydeden Çelik, bu sorunların siyasetçiye büyük sorumluluklar yüklediğini, sorunu
çözmek zorunda bıraktığını anlattı.
''Bu tür meseleler artık büyük meseleler haline gelmiştir, sıradan
demokrasi sorunları değildir'' diyen Çelik, bu sorunların çözümünün yüksek
siyaset ve vizyon gerektirdiğini belirterek, AK Parti olarak riskleri seve seve
göze aldıklarını ve kaçmadıklarını, ancak büyük vizyona sahip olmayanlar ve
Türkiye'nin meselelerine kulak tıkayanların sorunları risk almamak adına sümen
altı edip, milletin zarar görmesine yol açtıklarını söyledi.
Çelik, ''Asıl milli birlik ve beraberlik için tehlike, 'demokrasi
güzeldir' dedikten sonra, bu konuda adım atmak yerine engeller çıkarmaktır,
demokrasiyi raporlarla savunmak, ama adım atıldığında engeller çıkarmaktır.
Sorunu basitleştirelim, Türkiye demokrasi yoluyla bu sorunları çözmezse kim
kazançlı çıkar?'' diye sordu.
-''ALATURKA BERLİN DUVARI ÖRENLER''-
Hükümete ''Damat Ferit Hükümeti'' diyenlerin çıktığını belirten Çelik,
şöyle konuştu:
''Özellikle ekranları başındaki milliyetçi gençlere sesleniyorum; Damat
Ferit Hükümeti, Anadolu insanları binlerce sorunla boğuşurken, İstanbul'da
sarayın konforunu düşünendir. Bugün Damat Ferit Hükümeti yakıştırması, hiçbir
riske girmeyip partizanlık yaparak, körü körüne karşı çıkanlara yakışır.
Türkiye'nin her tarafında teşkilatlanan, her tarafını karış karış gezen AK Parti
Hükümetine ise ancak ve ancak Kuvayi Milliye yakışır.
'Millet içinde millet yaratmayın, ülkenin bir kesiminde farklı uygulamaya
gitmeyin, milleti birbirinden duvarlarla ayırmayın' deniyor. Bizi haksız bir
şekilde üniter devlet yapısını bozmak, federasyona kapı aralamakla suçlayanlar
düşünsün; Türkiye;de şimdiye kadar federasyon yönetimine benzeyen tek yapı
OHAL'dir. OHAL yapısı, fiili federasyon değildi de neydi? Güneydoğu'daki
kardeşlerimizle aramıza alaturka Berlin duvarı örenler, bu yapının o zamanki
sonuçlarına niye dikkati çekmediler? Bu alaturka Berlin duvarını kim kaldırdı? AK
Parti Hükümeti.... ''
Çelik, Deniz Baykal'ın İsmail Cem ile birlikte yazdığı ''Yeni Sol''
kitabından alıntı yaparak, ''Buradaki tespitlerin gereğini yapmak için ne
yapılacak? Demokratikleşmeden başka yol var mıdır? Bu, Milli Birlik ve Kardeşlik
Projesi ana eksenin dışında bir şey söylemiyor. OHAL varken niye federasyon
tartışması yapmadınız?'' dedi.
ÖYMEN'E YANIT
Çelik, CHP'ye, ''Bugün için ne öneriyorsunuz?'' diye sorarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Salı günü öneriyi aldık. Onur Öymen, Dersim'den bahsetti. CHP sözcüsü,
Dersim olaylarını bugünkü sorunların çözümü için örnek gösterdi O konuşmasında. O
zamanlar işgal kuvveti olan Yunan birliklerine karşı verilen mücadeleyi, Türkiye
içinde kendi vatandaşlarıyla eşit tutuyor, analar ağlamasın diye. Kendi milletine
kendi tarihine yabancılaşmış biri olabilir mi? Bir emekli diplomat, Türk
devletine ve milletine ne öneriyor biliyor musunuz? 'Yunanistan İskeçe'nin ismini
değiştirdi, isim değiştirmek bizim de hakkımız' diyor. Vatandaşlarına,
Yunanlıların yaptığı haksızlıkların aynısını yapacağız. Böyle bir mantık söz
konusu olabilir mi? Dersim gibi olaylar tarihin acı hatıralarıdır. Bırakın
tekrarlanmasını bunları hatırlamak bile istemeyiz. Bugün bunları örnek göstermek
tam bir basiretsizliktir. Muhsin Batur, 'Anılar ve Görüşler' kitabında,
(okuyucularımdan özür diyorum ve Dersim ile ilgili yaşantımın bu bölümünü
anlatmaktan kaçınıyorum) diyor. Bir asker olarak Batur'un göstereceği hassasiyeti
bir diplomatın ve milletvekilinin göstermemesi ne kadar vahimdir.''
CHP'li bir milletvekilinin ''Duygu sömürüsü yapma'' diye laf atması
üzerine Çelik, ''Sizin duygularınız olmayabilir ama bizim duygularımız var.
Dersim'den o günden aklımızda kalan tek ses; 'Evladı kerbalayız, bunu hak
etmedik.' Ümit ederiz ki o sebeple, bugün 'duygu sömürüsü yapma' diyenler, Alevi
kardeşlerimizden özür diler. Ümit ederiz ki bundan sonra siyasette bu tip siyasi
nekrofili anlamına gelecek örnekler değil, hayata ve mutluluğu kutsayan örnekler
ortaya koyalım'' diye konuştu.
Çelik, konuşması sırasında bir şehit anasının bayrak açmak istemesi
üzerine Genel Kurulda çıkan tartışmaya, ''Bu kürsüyü düşman kuvvetlerine karşı
milletvekilleri korumuştur'' dedi.
CHP'nin Tunceli raporunun ''İster güvenlik güçleri ve askerlerimiz ve
onlara silah doğrulmakta olanlar olsun hepsi bizim çocuklarımızdır ve akmakta
olan kan kardeş kanıdır'' denildiğine işaret eden Çelik, ''Bunları söyleyen,
soruna ilgi duyan ve raporlar hazırlayan CHP'nin açılıma itiraz etmesinin
rasyonel bir gerekçesi bulunmadığını'' savundu.
''BİRİLERİ DE ÇIKAR (ÇETELERLE ERGENEKON İLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORSUN)
DER''
CHP'nin, Habur'da ortaya çıkan görüntüler nedeniyle AK Parti'yi, ki
bölücülükle suçlamasının, herhangi bir manası olmadığını kaydeden Çelik,
''Siyasetçiler 'vatana ihanet, İmrali ile işbirliği' gibi mesnetsiz iddiaları
havada savururlarsa, yarın bir gün birilerinin de çıkıp, aynı şekilde 'çetelerle,
Ergenekon ile işbirliği yapıyorsunuz' gibi iddialarda bulunması haklı olmaz mı?
Lafın nereye gittiği iyi düşünülmeli. Hele hele de Başbakan hakkında konuşurken
titiz olmak lazım. Atatürk'ün yerini ayrı tutarak söylüyorum; yurt dışında adıyla
bayraklar açılarak miting yapılan tek lider Başbakan'dır'' dedi.
Çelik, CHP'nin Tunceli raporunda ''Terör sorununa karşı tek çıkış yolu
demokrasi'' dendiğini belirterek, ''Demokratikleşme adımlarını atıyorsunuz,
terörü bitireceğinizin garantisi var mı? Tunceli raporunda CHP, demokratikleşme
adımları atılmadan terörle başarının şansının olmadığını ifade etmiştir. Bu kadar
rapor yayınlayan bir partinin, Hükümetin her yaptığının yanlış olduğunu söylüyor,
peki söylediği somut bir şey önümüze geliyor mu? Sadece temenni...'Dağdakilere
söyleyin, silahlarını bıraksınlar.' Buyurun Irak'a ziyaret yapın siz söyleyin.''
diye konuştu.
Konunun ileride yaratacağı sorunları fark edip toplumsal tansiyonu
düşürmeye çalışan büyük devlet adamlarından birinin de Alpaslan Türkeş olduğunu
ifade eden Çelik, Faruk Bildirici'nin kitabın göstererek, kitaptan Türkeş ile
HEP'li milletvekillerinin diyaloğunu aktardı.
Çelik, MHP'li milletvekillerinin ''Biz de aynısını söylüyoruz' demesi
üzerine, ''(Bu işi engellemek için her şeyi yaparız, dağa çıkarız) ne anlama
geliyor? Türkeş dağa çıkmaktan bahsetmiyor. Türkeş'in 'Milli Ahlak' makalesini
okuyun. Ta O zaman Türkeş, Kürt meselesiyle, terör meselesini ayrı ele almıştır''
karşılığını verdi.
AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik, ''Bu
ülkenin kızıl elmasının'', ırkçılık değil, hakkaniyet ve adalet olduğunu
belirterek, ''Bazıları, başka ülkelerin başbakanlarının önüne gidip el pençe
divan dururken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karşılamama densizliğine düştü''
dedi.
Çelik, Genel Kurulda ''demokratik açılım'' konusunda partisinin
görüşlerini açıklarken, sık sık MHP milletvekillerinin laf atmasıyla karşılaştı.
Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2008 yılında gazetecilere yaptığı
açıklamadan da bazı bölümler okudu. Etnik milliyetçilik ve mezhep sorunlarıyla
ilgili tehlikeye işaret edilen ve sorunun Mecliste çözümünü öneren ifadeleri
Bahçeli'ye atfen okuyan Çelik'e MHP milletvekilleri tepki göstermeye devam etti.
Çelik de milletvekillerine ''genel başkanınızın sözlerini okuyorum'' diye
karşılık verdi.
''Açılımı küresel güçler yaptırıyor'' eleştirilerini hayretle
karşıladığını anlatan Çelik, ''Mescidi Aksa'ya yapılanları da protesto edin''
dedi.
Ömer Çelik'in, terör örgütünün elebaşının yakalanmasından sonra verilen
idam cezasının uygulanması konusunda dönemin koalisyon ortakları arasında
imzalanan protokolden bazı bölümleri okuması da Genel Kurulda tansiyonu
artırdı.
Bin yıldır birlikte yaşayan büyük milletin taviz peşinde olamayacağına
dikkati çeken Çelik, tavizin azınlıklar için geçerli olabileceğini söyledi.
Çelik,''Burada 'eylem yapmayın, yaparsanız, kararımızı değiştiririz idam
gerçekleşir' diyen kim?'' sorusunu yöneltti.
Milletvekili sıralarından ''PKK ile protokol yaptınız'' diye laf atılması
üzerine Çelik, ''PKK ile protokol yapanı mı arıyorsunuz; şuradan dışarı çıkın,
karşıda ayna var. Önünde duracaksınız, kendinize bakacaksınız'' diye konuştu. O
dönemde bu protokolü protesto eden şehit ailelerinin polis tarafından
engellendiğini anlatan Çelik, ''Bu Meclisi demokrasi, kardeşlik bölmez. Bu
Meclisi, demokrasi karşıtlığı, hakkaniyet ve adaletin engellenmesi böler. Bu
ülkenin kızıl elması, ırkçılık değil, hakkaniyet ve adalet olmuştur '' diye
konuştu.
''Terörsüz bir Türkiye devrettik'' sözlerinin de gerçeği yansıtmadığını
savunan Çelik, elinde istitistikler bulunduğunu ancak, insan hayatını
istatistiklerle göstermek istemediğini söyledi.
Türkiye'nin Irak'ın kuzeyi üzerinden korkutulmak istendiğini savunan
Çelik, ''Ülkemize güvenmek gerekir. Ama ülke, jeopolitiğe güvenilerek savunulmaz.
Jeopolitiğe uygun strateji ile savunulur, biz de bunu yapıyoruz. Ülkemizde
demokrasi ve kardeşliğin gelişmesi, güvenliğin de teminatıdır'' diye konuştu.
Türkiye'nin ''eksen kayması'' ile eleştirildiğini hatırlatan Çelik,
Türkiye'nin şu veya bu eksene dönecek bir ülke değil, aksine eksen koyan bir ülke
olduğunu söyledi.
DTP'YE ELEŞTİRİ
AK Parti'li Çelik, legal ve yasal ortamda siyaset yapanların terörü
destekleyemeyeceğini belirterek, ''Dünyada, 'beni değil, dağdakileri teröristleri
muhatap alın' diyen tek parti Türkiye'de var. Süreçte kendilerinin bir hiç
olduğunu kabul ederek, dağdakilerin muhatap alınmasını istiyor. Kürt
vatandaşlarımıza sesleniyorum: Bunların amacı Kürtlerin çıkarlarının korunması
değil, kendi çıkarlarının korunmasıdır. Bazıları, başka başbakanların önüne gidip
el pençe divan dururken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karşılamama densizliğine
düştüler '' dedi.
Kendilerinin ''daha çok demokrasi için milli birlik'' dediğini ifade eden
Çelik, ''Ama bazıları demokrasiye sarılıyor, milli birliğe mesafeli, bazıları da
demokrasiye sarılıyor, milli birliğe alerji duyuyor'' değerlendirmesinde
bulundu.
''BU KALP SİZİ UNUTMAZ''
Konuşmasında gençlere de seslenen Çelik, ''Belki yaşamadığınız için belki
okumadığınız için bilmiyor olabilirsiniz. Bir televizyonda yayınlanan (Bu Kalp
Seni Unutur mu) adlı diziyi seyredin. Orada Diyarbakır Cezaevinde yaşananları
görebilirsiniz. Ama şunu söyleyeyim; bu kalp AK Parti'nin kalbi sizi unutmaz''
dedi.
Açılımın aynı zamanda fitne ve fesadı ortadan kaldırmayı amaçladığını
ifade eden Çelik, ''Bu süreçte devletin terörle mücadeleden vazgeçtiği iddiası
tamamen yalandır'' diye konuştu. AK Parti olarak süreç konusunda her zamankinden
daha kararlı olduklarını kaydeden Çelik, ''Bir mahcubiyet içerisinde değiliz.
Aksine, çözüm bize nasip olduğu için Allah'a hamdolsun'' diye konuştu.
Muhalefetin bu konudaki randevu isteklerine her zaman ''Şubatın 30'unu''
gösterdiğini anlatan Çelik, ''Şark meselesi tehditlerini ortadan kaldırmanın yolu
Şark ıslahat planı değildir. Son 2 ayda 86 yıldan daha fazla fikir üretildi''
dedi.
Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bizim kitabımızda olmayan tek şey var: Hiçbir konuda böyle gelmiş böyle
gitsin demeyiz. Türkiye günlerdir genetiği değiştirilmiş gıdaları konuşuyor. Şu
genetiği değiştirilmiş demokrasi, genetiği değiştirilmiş milliyetçilik anlayışını
da görüşelim. Milletimiz müsterih olsun, devletin sahibi var, milletin sahibi
var, özgürlüklerin sahibi var.
Herkesin kol kola girerek, hakkını, hukukunu sonuna kadar aldığı,
kimsenin hakkını ve hukukunu almak için mücadele etmek zorunda kalmadığı, hakkın
ve hukukun, oksijen ve su kadar helal olduğu bir ülke yolunda yaşasın Türkiye
Cumhuriyeti.''
