2008-03-24 - 13:16
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan, ''Yayın yasağına rağmen Ergenekon soruşturmasındaki delilleri ve ifadeleri servis yapan çeteleri ortaya çıkarmasını'' isteyerek, ''Soruşturmadan, yargı dışındaki güçlerin eli çekilmezse, olay tamamen siyasileşir, zaten siyasileşti'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'dan, ''Yayın yasağına rağmen Ergenekon
soruşturmasındaki delilleri ve ifadeleri servis yapan çeteleri ortaya
çıkarmasını'' isteyerek, ''Soruşturmadan, yargı dışındaki güçlerin eli
çekilmezse, olay tamamen siyasileşir, zaten siyasileşti'' dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''Ergenekon soruşturması''na
ilişkin değerlendirmelerde bulunan Anadol, konunun özüyle ilgili bir
iddiada bulunmak, tartışmaya girmek, başkalarının yaptığı yanlışı
tekrarlamak istemediğini söyledi.
Soruşturmaya yapılan hukuk dışı muamelelerin son bulmasını isteyen
Anadol, soruşturmanın 271 gündür devam ettiğini, soruşturmanın
başlamasıyla gizlilik kararı alındığını hatırlattı.
Gizlilik kararlarının bütün dosyayı kapsamadığını, avukatın,
müvekkilinin polise verdiği ifadeyi okuma, bilirkişi raporlarını elde
etme, ev arama zaptını elde etme hakkına sahip olduğunu anlatan Anadol,
avukatlarının, İlhan Selçuk ile ilgili mahkemenin yurt dışına çıkış
yasağını göremediğini savundu.
Soruşturma süresince yayın yasağı getirildiğine işaret eden Anadol,
İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı terörle mücadele
ekiplerinin 9 ay boyunca teknik takip yaparak, telefon dinlediğini
söyledi.
Anadol, yayın yasağına rağmen bir gazetenin, Selçuk'un telefon
görüşmelerini verdiğini dile getirerek, ''Bir başka gazetenin köşe
yazarları, sırayla kimin gözaltına alınacağını, ellerindeki fihristten
köşelerine yazıyorlar. Baktıkları fal da tutuyor. Gizlilik ve yayın
yasağına rağmen, avukata dahi verilmeyen bilgileri, bazı yayın organları
nasıl elde ediyor? Bu demokrasinin, hukukun en önemli hastalığıdır,
kanser gibi bulaşmıştır. Vaktiyle Genelkurmayın önünde basına servis
yapan güçler, aynı işi tekrarlamaktadır'' dedi.
-''3 İHTİMAL''-
Bu bilgilerin elde edilmesinde 3 ihtimal bulunduğunu dile getiren
Anadol, ya telefon görüşmelerinin asparagas olduğunu ya da bazı yayın
organlarının, yasa dışı yollarla çıkar sağlayıp, emniyetten gizli
bilgileri, delilleri elde ettiğini ancak, bunların akla yakın ihtimaller
olmadığını belirtti. Anadol, üçüncü ihtimalin, emniyet içindeki bazı
güçlerin, istediği basın organlarına servis yapması olduğunu kaydederek,
''Dördüncü ihtimal yok. Veya yürütme, bu Ergenekon soruşturmasını, diğer
soruşturmalarda olduğu gibi siyasi emellerine alet etmek için, AKP'nin
kapatılma davasına karşı, alternatif dava açmak için kamuoyunu
yönlendirmekte, meşgul etmekte, bu şekilde gazetelerde bilgiler yer
almaktadır. Selçuk'un avukatının haberi yok ama gazete bunları
yayınlayabiliyor'' diye konuştu.
-''SUÇ DUYURUSU KABUL EDİN''-
Anadol, yayın yasağına rağmen, dün bir gazetede, soruşturmada ifade alma
yönteminin dahi yer aldığını bildirdi. Anadol, bu tür yayınlara ses
çıkarmayan savcılara seslendiğini ifade ederek, bu basın toplantısını
suç duyurusu kabul etmelerini istedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a, hakkında gizlilik kararı bulunan
soruşturmada, ifadeleri sızdıran, basına verenin kim olduğunu soran
Anadol, soruşturmayı yapanların belli olduğunu, suçu, kimsenin birbiri
üzerine atamayacağını belirtti.
Anadol, adalete gölge düştüğünü, emniyet örgütünün prestijinin
sarsıldığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ondan sonra bu soruşturmanın esenlikle yürütüldüğüne dair kamuoyunu
inandırmak mümkün mü? Bu müdahaleler engellenmezse, soruşturmadan yargı
dışındaki güçlerin eli çekilmez, engel olunmazsa tamamen siyasileşir
olay, zaten siyasileşti. Başka davalara alternatif olarak sunulur.
Bir an önce dava açılmalıdır. 9 ay çok uzun süredir, süre uzadıkça
spekülasyonlar, hukuk dışı müdahaleler çoğalıyor. Hukukun selameti,
yargının bağımsızlığı, demokrasimizin esenliği açısından bu dava bir an
önce açılmalıdır.
Yayın yasağına, gizlilik kararına rağmen bu ifadeleri, delilleri basına
servis yapan kimse, İçişleri Bakanı bir an önce ortaya çıkarmalıdır.
Çıkarmıyorsa, hükümet zan altında kalacaktır. Başbakan'a sesleniyorum.
Dava hakkında yeterince konuştu, her gittiği yerde çetelerle mücadeleden
bahsediyor. Biz, yasağa rağmen, bu servisi yapan çeteleri ortaya
çıkarmasını istiyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız.''
-''HAYATLARI ÇİFTE STANDART''-
CHP'nin daha önceden AK Parti hakkında açılan kapatma davasını bildiğine
yönelik tartışmaların anımsatılması üzerine Anadol, CHP'nin hukukun
üstünlüğüne inandığını, bu tür işlerin içinde olmayacağını vurguladı.
Anadol, ''Onlar alışmışlar. İnkar edebilirler mi, Genelkurmayın önünde
emniyet mensuplarının basına servis yaptıklarını. Hayatları çifte
standart; başka partinin kapatılması olunca 'hukuka güvenin bekleyin'
diyorlar, kendileri hakkında aynı şey olunca yaygarayı koparıyorlar.
Başbakan, soru sormasın, bir şey biliyorsa söylesin'' diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan'dan, ''Yayın yasağına rağmen Ergenekon
soruşturmasındaki delilleri ve ifadeleri servis yapan çeteleri ortaya
çıkarmasını'' isteyerek, ''Soruşturmadan, yargı dışındaki güçlerin eli
çekilmezse, olay tamamen siyasileşir, zaten siyasileşti'' dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''Ergenekon soruşturması''na
ilişkin değerlendirmelerde bulunan Anadol, konunun özüyle ilgili bir
iddiada bulunmak, tartışmaya girmek, başkalarının yaptığı yanlışı
tekrarlamak istemediğini söyledi.
Soruşturmaya yapılan hukuk dışı muamelelerin son bulmasını isteyen
Anadol, soruşturmanın 271 gündür devam ettiğini, soruşturmanın
başlamasıyla gizlilik kararı alındığını hatırlattı.
Gizlilik kararlarının bütün dosyayı kapsamadığını, avukatın,
müvekkilinin polise verdiği ifadeyi okuma, bilirkişi raporlarını elde
etme, ev arama zaptını elde etme hakkına sahip olduğunu anlatan Anadol,
avukatlarının, İlhan Selçuk ile ilgili mahkemenin yurt dışına çıkış
yasağını göremediğini savundu.
Soruşturma süresince yayın yasağı getirildiğine işaret eden Anadol,
İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı terörle mücadele
ekiplerinin 9 ay boyunca teknik takip yaparak, telefon dinlediğini
söyledi.
Anadol, yayın yasağına rağmen bir gazetenin, Selçuk'un telefon
görüşmelerini verdiğini dile getirerek, ''Bir başka gazetenin köşe
yazarları, sırayla kimin gözaltına alınacağını, ellerindeki fihristten
köşelerine yazıyorlar. Baktıkları fal da tutuyor. Gizlilik ve yayın
yasağına rağmen, avukata dahi verilmeyen bilgileri, bazı yayın organları
nasıl elde ediyor? Bu demokrasinin, hukukun en önemli hastalığıdır,
kanser gibi bulaşmıştır. Vaktiyle Genelkurmayın önünde basına servis
yapan güçler, aynı işi tekrarlamaktadır'' dedi.
-''3 İHTİMAL''-
Bu bilgilerin elde edilmesinde 3 ihtimal bulunduğunu dile getiren
Anadol, ya telefon görüşmelerinin asparagas olduğunu ya da bazı yayın
organlarının, yasa dışı yollarla çıkar sağlayıp, emniyetten gizli
bilgileri, delilleri elde ettiğini ancak, bunların akla yakın ihtimaller
olmadığını belirtti. Anadol, üçüncü ihtimalin, emniyet içindeki bazı
güçlerin, istediği basın organlarına servis yapması olduğunu kaydederek,
''Dördüncü ihtimal yok. Veya yürütme, bu Ergenekon soruşturmasını, diğer
soruşturmalarda olduğu gibi siyasi emellerine alet etmek için, AKP'nin
kapatılma davasına karşı, alternatif dava açmak için kamuoyunu
yönlendirmekte, meşgul etmekte, bu şekilde gazetelerde bilgiler yer
almaktadır. Selçuk'un avukatının haberi yok ama gazete bunları
yayınlayabiliyor'' diye konuştu.
-''SUÇ DUYURUSU KABUL EDİN''-
Anadol, yayın yasağına rağmen, dün bir gazetede, soruşturmada ifade alma
yönteminin dahi yer aldığını bildirdi. Anadol, bu tür yayınlara ses
çıkarmayan savcılara seslendiğini ifade ederek, bu basın toplantısını
suç duyurusu kabul etmelerini istedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a, hakkında gizlilik kararı bulunan
soruşturmada, ifadeleri sızdıran, basına verenin kim olduğunu soran
Anadol, soruşturmayı yapanların belli olduğunu, suçu, kimsenin birbiri
üzerine atamayacağını belirtti.
Anadol, adalete gölge düştüğünü, emniyet örgütünün prestijinin
sarsıldığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ondan sonra bu soruşturmanın esenlikle yürütüldüğüne dair kamuoyunu
inandırmak mümkün mü? Bu müdahaleler engellenmezse, soruşturmadan yargı
dışındaki güçlerin eli çekilmez, engel olunmazsa tamamen siyasileşir
olay, zaten siyasileşti. Başka davalara alternatif olarak sunulur.
Bir an önce dava açılmalıdır. 9 ay çok uzun süredir, süre uzadıkça
spekülasyonlar, hukuk dışı müdahaleler çoğalıyor. Hukukun selameti,
yargının bağımsızlığı, demokrasimizin esenliği açısından bu dava bir an
önce açılmalıdır.
Yayın yasağına, gizlilik kararına rağmen bu ifadeleri, delilleri basına
servis yapan kimse, İçişleri Bakanı bir an önce ortaya çıkarmalıdır.
Çıkarmıyorsa, hükümet zan altında kalacaktır. Başbakan'a sesleniyorum.
Dava hakkında yeterince konuştu, her gittiği yerde çetelerle mücadeleden
bahsediyor. Biz, yasağa rağmen, bu servisi yapan çeteleri ortaya
çıkarmasını istiyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız.''
-''HAYATLARI ÇİFTE STANDART''-
CHP'nin daha önceden AK Parti hakkında açılan kapatma davasını bildiğine
yönelik tartışmaların anımsatılması üzerine Anadol, CHP'nin hukukun
üstünlüğüne inandığını, bu tür işlerin içinde olmayacağını vurguladı.
Anadol, ''Onlar alışmışlar. İnkar edebilirler mi, Genelkurmayın önünde
emniyet mensuplarının basına servis yaptıklarını. Hayatları çifte
standart; başka partinin kapatılması olunca 'hukuka güvenin bekleyin'
diyorlar, kendileri hakkında aynı şey olunca yaygarayı koparıyorlar.
Başbakan, soru sormasın, bir şey biliyorsa söylesin'' diye konuştu.
