2006-03-20 - 15:45
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ ERGİN: ''ASKERİN, YARGININ VE PARLAMENTONUN YIPRATILMASI GİRİŞİMLERİNE KARŞI TOPYEKÜN MÜCADELE EDİLMESİ GEREKİR''
TBMM'de parlamento muhabirleriyle sohbet eden Ergin, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, Genelkurmay Başkanlığı'nın Şemdinli iddianamesiyle ilgili açıklamasını değerlendirirken, ''Askerin, yargının ve parlamentonun yıpratılması girişimlerine karşı topyekün mücadele edilmesi gerektiğini'' söyledi.

TBMM'de parlamento muhabirleriyle sohbet eden Ergin, gazetecilerin Genelkurmay Başkanlığı'nın Şemdinli iddianamesiyle ilgili açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorularına karşılık, şöyle konuştu:

''Anayasal kurumların yıpratılmasına ilişkin her türlü girişimi çirkin ve yakışıksız buluyorum. Bu tür girişimlere karşı son derece dikkatle ve titiz olunması gerektiğine inanıyorum. Askerin de yargının da yıpratılmaması, yargı bağımsızlığına gölge düşürülmemesi gereğine inanıyorum. Sayın Adalet Bakanımızın, 'askerin ve yargının yedeği yok' şeklindeki sözlerini hatırlatıyorum ama ilave ediyorum; parlamentonun da yedeği yoktur. Askerin, yargının ve parlamentonun yıpratılması girişimlerine karşı topyekün mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kurumlardaki görevliler gelip geçicidir. Biz de parlamenterler olarak bugün varız, yarın yerimizi farklı arkadaşlara bırakacağız. Ama önemli olan, milletimize hizmet edecek olan bu kurumların tüzel kişiliklerine karşı, imajlarının sarsılmasına karşı yapılmış her türlü girişimi geri çevirmeliyiz.''

''TAKDİRİNİ BÖYLE KULLANMIŞTIR''
Ergin, konuyla ilgili tüm kurumların üzerlerine düşeni yerine getirdiklerine işaret ederek, her türlü çalışma, tahkikat ve soruşturmanın yapıldığını, Anayasanın öngördüğü tüm amir hükümlerin işler halde olduğunu vurguladı. ''Bu konudaki gelişmelerde herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum'' diyen Ergin, ''Yargılama izninin verilmemesini nasıl derlendiriyorsunuz?'' sorusun karşılık, ''Genelkurmay Başkanımızın yetkisinde olan bir husustur. Değerlendirmiştir ve takdirini böyle kullanmıştır. Yetki, sayın başkandadır'' karşılığını verdi.

Bir gazetecinin ''Genelkurmay'ın açıklamasında 'yargı bağımsızlığını zedeleyen bir ifade mi var?'' sorusuna, böyle bir ifade kullanmadığını belirterek, şu karşılığı verdi:

''Anayasal kurumların, kendi görev ve yetki alanlarıyla ilgili çalışmaları yapması gerekiyor. Bu işlevi yaparken diğer Anayasal kurumlarla olan ilişkilerde son derece titiz ve dikkatli olunması gereğinin altını çizdim. Yargımız, Türk milleti adına faaliyet gösteriyor. Faaliyetlerini icra ederken Anayasadaki bağımsız yargının istifade etmesi gereken korumadan da istifa etmesi gerekir. Bu noktada bunu bugün değil, dün de söylüyorduk.

Bağımsız yargının korunması, Anayasal kurumların yıpratılmaması gerekir. Sayın Başbakanımız da ifade etmişti; fitne sokma gayretlerini şiddetle kınamıştık daha önce. Dolayısıyla şu anda aksayan bir durum söz konusu değil. Her kurum kendi görev alanıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Soruşturma gerektiren yerde, görevliler gönderilmiş, bir takım çalışmalar başlatılmıştır. Yargı kendi açısından tahkikatını yapmıştır. Zaten Genelkurmay açıklamasında, askeri savcılığın bölgedeki olaylarla ilgili sürdürmekte olan tahkikatın altı çizilmiştir. Hem sivil hem askeri yargının kendi alanlarına giren olaylarla ilgili çalışmaları devam etmektedir. Bundan sonraki süreçte de yargı faaliyetlerinin rahat şekilde yapılması için herkesin
hassasiyet göstermesi gerekiyor.''

''SATIR ARALARINI YORUMLAMAYACAĞIM''
Ergin, açıklamayla ilgili diğer sorulara, ''Ben kendi değerlendirmemi yaptım. Açıklamanın şu, bu satırını ayrı ayrı değerlendirmiyorum, genel olarak olaylara bakışımızı ve açıklamayla ilgili görüşümüzü paylaştık. Satırların aralarını ayrıca yorumlamayacağım'' dedi.

Bir gazetecinin ''fitne sokma gayretleri, Anayasal kurumlar arasında da olabiliyor mu, yoksa dışarıdan mı?'' sorusuna karşılık, ''Bunu bir alana sıkıştırmak doğru olmayabilir, örtüşmeyebilir. Her türlü olabilir. 'Şuradan buradan geliyor' diye bir şey yok. Bizi biz yapan Anayasamızdır. Anayasadaki görev ve yetki alanları üzerinde her kurum kendi alanındaki sorumluluk ve yetkilerini kullanacaktır. Bunların koordinesini sağlayacak olan yürütmedir. Yürütme de kendi üzerine düşeni yapmaktadır, yapmıştır'' dedi.

Ergin, ''Genelkurmay'ın tespitlerine katılıyor musunuz?'' sorusunu yanıtlarken, tespitlerin değerlendirilmesinin kamuoyuna ait olduğunu, kendi değerlendirmelerini yaptıklarını söyledi. Bir gazetecinin ''Bütün bu değerlendirmelerden sonra Şemdinli olaylarının gerçek içyüzünün ortaya çıkacağına inanıyor musunuz?'' sorusuna karşılık Ergin, süreci takip etmek gerektiğini vurguladı. Bir yandan yargı faaliyetlerinin sürdüğünü, diğer yandan da Meclis Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarının sürdürdüğünü kaydeden Ergin, ''Bugünden bir kanaat belirtmek önyargıdan öteye geçmez. Onun için çalışmaların neticesini beklemek lazım. Ben inanıyorum ki hem Meclis araştırmamız, hem yargı, konuyu kamuoyunun beklentileri doğrultusunda en ideal şekilde açıklığa kavuşturacaktır'' dedi.

TBMM'de parlamento muhabirleriyle sohbet eden Ergin, ''Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde irtica, baş tehdit olarak yer alıyor.
Size göre de irtica hala birinci tehdit mi?'' sorusunu yanıtlarken, Türk Dil Kurumu'nun ''irtica'' kelimesini, ''gericilik, yeniliklere karşı çıkma, değişimin karşısında durma, eskiye dönme çalışmaları'' olarak tanımladığını kaydetti.

AK Parti'nin kuruluş aşamasında, yenilikçi bir siyasi hareket olarak yola çıktığını belirten Ergin, ''Biz irticanın her türüne karşıyız'' dedi. İrtica tanımından yola çıkıldığı takdirde bugün devletçi ekonomiyi savunmanın da irtica olduğunu belirten Ergin, şöyle konuştu:

''Geçmişte yaşanan din, mezhep, dil, ırk, renk ayırımına dayanan kavgalarını bugün gündeme taşıma gayreti de en büyük irticalardan
biridir. 1980 öncesinin kavgalı siyasi arenasını, gerilim politikası üretme gayretlerini de irticai faaliyet olarak değerlendirmek mümkündür, bu tanıma göre. İrticanın her türüne, her nevisine, yenilikçi bir siyasi hareket olan AK Parti, kesinlikle karşıdır. Bunu da zaman içerisinde deklare etmiştir. Ayrıca, 3 Kasım 2002'den bu yana yapmış olduğumuz, yaklaşık 3,5 yıllık icraat ve faaliyetlerimiz, kuruluştaki yenilikçi siyaset hareketi tezimizi destekleyen, güçlendiren örneklerle doludur. Sözle değil ama eylemle biz kuruluş felsefemizin arkasında olduğumuzu hem seçmenimize hem milletimize göstermiş durumdayız.''

-''AYRIM TEK ALANDA DEĞİL''-

Ergin, ''Merkez Bankası Başkan Vekilliği'ne atanan Erdem Başçı'nın eşinin türbanlı olması da bu verdiğiniz örneğe dahil mi?'' sorusuna
karşılık, ''Başbakan dün ifade etti. Zenci-beyaz ayırımı tarihte yapılmış, bu ayırımı yapanlar bugün nasıl değerlendiriyor, hepinizin
malumudur. Ayrım tabii ki tek alanda değil. İnsanların rengiyle, dini inançları, siyasi kanaatleriyle veya dilleri, ırkları ve mezhepleriyle ilgili olabilir. Ama bütün bunların hepsi, çağdaş, evrensel değerlerin tamamen dışladığı, tarihe gömdüğü, demode ve çağdışı yaklaşımlar olarak kabul ediliyor çağdaş dünyada. Dolayısıyla, bu tür ayrımcılıklara dayalı tavırlar, bakış açılarını sağlıklı bulmuyorum'' diye konuştu.

Bir gazetecinin ''TDK, irticayı bu şekilde tanımlıyor ama toplumda yönetsel faaliyetleri dini esaslara dayandırma gayreti olarak algılanıyor. Böyle bakarsanız nasıl derlendirirsiniz?'' sorusuna karşılık Ergin, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde şu veya bu şekilde bir algılama değil, kavramın kendisinin yer aldığını belirtti. Ergin, ''Biz lügati anlamdaki yüklendiği anlamları bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Bu kavram, sizin dediğiniz anlamı da içerir, ama benim saydıklarımı da içerir. Ben tümüne AK Parti karşıdır ve bunu kuruluş gününde deklare etmiştir. Kurulduğu günden bugüne kadar ki
faaliyetlerinin arkasında olduğunu göstermiştir. O kavram neyi ifade ediyorsa hepsini kapsar'' dedi.

Ergin, ''Devletçi ekonomiyi savunmanın da irtica anlamını taşıdığını söylediniz'' demesi üzerine, ''Tabii... Geride kalmış, demode modellere dönüş arzusudur. Yani, bugün demirperde ülkelerinin uyguladığı sistemlere ve ekonomik modellere, Marksist yapıya dönüş arzusu, bu anlamda ekonomideki bir irticai harekettir'' diye konuştu.

Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı'na atanması düşünülen kişinin ekonomiyle ilgili görüşlerinin hatırlatılması üzerine Ergin, ''Onun ekonomi bilgisini, ekonomi bakış açısını değerlendirecek yapıda değiliz. Uzmanlık alanı isteyen bir konu... Ben hukukçuyum. Ekonomik bilgilerini ölçecek durumda değilim. Onu ekonomi uzmanlarına bırakmak daha doğru olur'' dedi.