2008-02-20 - 14:11
GENEL-İŞ SENDİKASI TEMSİLCİLERİ TBMM'DE...
Genel-İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şube Genel Sekreteri Özgür Ovacık'ı kabul eden CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''Tuzla Tersanesinde yaşanan ölümleri normal karşılayan bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının o koltukta oturmaması gerektiğini'' söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu,
''Tuzla Tersanesinde yaşanan ölümleri normal karşılayan bir Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanının o koltukta oturmaması gerektiğini'' söyledi.
Genel-İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şube Genel Sekreteri Özgür Ovacık,
Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek, taşeronlaştırma konusunda hazırladıkları
dosyayı kendisine sundu. Tuzla Tersanesinde yaşanan ölümlere işaret eden
Ovacık, ''Sosyal güvencesi olmayan insanlar ölüme terkediliyor.
Günlerdir Türkiye halkı olarak bu ölümleri seyrediyoruz. Önlemler
alınmıyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu da son 8 yılda sadece Tuzla Tersanesinde 60'a yakın işçinin
yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Ölümlerin son aylarda artması nedeniyle
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in tersaneyi ziyaret
ettiğini anlatan CHP'li Kılıçdaroğlu, aradan geçen sürede hiçbir önlem
alınmadığını ve ölümlerin sayısının da artığını öne sürdü.
Bakan Çelik'in, tersaneyi ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada,
''Teftişler sonucunda tespit edilen hususlar var; elektrik, hava
basıncı, yangınla ilgili bazı bulgular var. Bunları gelişen Türkiye
şartlarında son derece normal karşılıyorum. Ama bunların ölümlere
dönüşmesi üzücü bir hadisedir'' dediğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu,
''Bunları söyleyen bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının derhal
görevden istifa etmesi gerekir. Ölümleri normal karşılayan bir Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanının o koltukta oturmaması gerekir'' diye
konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, Bakan Çelik'in, ''Ölümlerin daha çok
eğitimsiz işçilerden kaynaklandığı, bu işçilerin sendikalar tarafından
eğitilmesi gerektiğini'' de söylediğini belirterek, ''Peki sendikalar
tarafından eğitilmesi için bu işçilerin önce sendikalı olması gerekmiyor
mu? Taşeron işçi nasıl olur da sendikalı olur?'' diye sordu.

-''BUNLAR İNSAN DEĞİL Mİ?''-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'in, ''Tuzla Tersanesinde 41
işyerinde yapılan denetimde sadece 2 işyerinin koşullarının yasal duruma
uygun bulunduğu diğerlerinde ise toplam 588 eksiklik saptandığını''
ifade ettiğini kaydeden CHP'li Kılıçdaroğlu, bunlara karşı ne
yapıldığını sordu. Ölümler üzerine TBMM Genel Kurulunda yapılan
gündemdışı konuşmalara yanıt veren Bakan Çelik'in ''Ülkemiz gemi inşa
sanayinde dünya dördüncüsü olmuştur'' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:
''Peki ya ölümler? İnsan kanı üzerine sanayi inşa edilemez. Çağımızda
modern risk kavramı vardır. Bunun temel özelliği, işyerinde ölümün
olmaması için riskler önceden saptanır ve buna göre önlemler alınır. Ama
AKP Hükümeti henüz bunun farkında bile değil. AKP Hükümeti önce
ölümlerin olmasını bekliyor, ölümlerden sonra önlem alma gibi bir
yöntemi benimsiyor. Bu da modern çağımıza uymuyor. İnsanların
yaşamlarını kaybetmesi karşısında sadece sessiz kalmayı yeğleyen bir
hükümet var. 60'a yakın işçinin öldüğü bir tersaneyle ilgili olarak
Sayın Başbakanın ağzından bir tek kelime duydunuz mu bugüne kadar? Sayın
Başbakan bu 60 kişinin yaşamıyla ilgili ne düşünüyor? Bunlar insan değil
mi, bu ülkenin yurttaşı değil mi?''
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu yaşamını yitirenlere Hükümetin ne
yaptığını öğrenmek isteyen CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, ''Sayın
Bakan diyor ki 'Ölenlerin ailelerine aylık bağlayacağız' Davutpaşa'daki
iş kazasıyla ilgili de aynı şeyi söylemişti. O bağlanan aylıklar,
işçilerin ödediği sigorta priminden bağlanıyor, Sayın Bakanın kendi
kesesinden veya bütçeden de değil. Yasal haklarını bile lütuf gibi
sergileyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Sadaka ekonomisini temel
felsefe edinen bir hükümetten başka bir şey de beklemek mümkün değil''
dedi.

-''BU KADAR İNSAN HAKKI İHLALİ SİPARİŞLERİ DE DURDURUR''-

Tuzla'da incelemelerde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da
gördükleriyle ilgili olarak ''Tuzla'da vahşi kapitalizmin ta kendisi
var. Tuzla'da devlet yok, sosyal güvenlik yok, Orada ilkel şartlarda
yaşayan ve ilkel koşullar altında çalışan insanlar var. 19. yüzyılı
görmek mümkün orada..Elektrik çarpması sonucu ölüm olabilir mi? Ne kadar
ilkel bir anlayış, ne kadar ilkel bir çalışma ortamı ki orada elektrik
çarpması sonucu insanlar ölebiliyor, denize düşerek ölenler oluyor''
diye konuştu.
Tuzla'daki çalışma, yaşam ve barınma koşullarının son derece kötü
olduğuna işaret eden Soysal, üretim anlamında dünyada 4. veya 5.
olduğunun ifade edildiğini, ciddi siparişlerin alındığını söyledi.
Soysal, sektörün önemli olduğunun altını çizerek, ''Ancak endişemiz odur
ki bu kadar insan hakkı ihlali yarın o siparişleri, yurt dışı
bağlantılarını da engeller. Çünkü o kadar vahim durum var ki...''
görüşünü ileri sürdü.

-''ÖRGÜTLÜLÜK ORANI YÜZDE 10''-

CHP'li Soysal, ağır ve tehlikeli çalışma yönetmeliğinin uygulanmadığını
savunarak, insanların son derece ağır koşullarda çalıştığını, taşeronluk
sisteminin, Doğu, Güneydoğu Anadolu'dan insanları toplayıp oraya getirme
aracı haline dönüştüğünü, örgütlülük oranının ancak yüzde 10 olduğunu
ifade etti.
Soysal, ''Tuzla tersanesinde gerçekten bir dram yaşanıyor. Orada
namertlik var. Orayla ilgilenmeyen, kulağını tıkayanlar namerttir. Çünkü
orada dram, acı, ölüm, keder, insan hakkı ihlali var, ama kader yok.
Buna mukadderat diyenler var, olayı kadere bağlamak isteyenler var. Bunu
da esefle karşılıyorum. Orada kader, mukadderat yok' dedi.

-''BİRİNCİ BÜYÜK YAPALIM, AMA BUNU İNSANCA YAPALIM''-

Tuzla Tersanesinde gördüklerinden çok etkilendiklerini anlatan Çetin
Soysal, konuyu yarın İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu gündemine
getireceklerini, ayrıca Meclis Araştırması Önergesi verdiklerini
bildirdi.
CHP'li Soysal, ''Mertlik mi, namertlik mi, onu meclis araştırmasında
göreceğiz. Gelin birlikte araştıralım, inceleyelim, dünyanın beşinci
büyük tersanesini birinci büyük tersanesi yapalım. Ama bunu insanca,
hakça yaşam düzeniyle yapalım'' diye konuştu.

-BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMALARI-

CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Anayasa
Mahkemesinin Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kararı türban için
emsal teşkil edebilir mi?'' sorusu üzerine, ''Anayasa Mahkemesinin
verdiği karar, cumhuriyetin değerlerine aykırı tüm düzenlemelere yüksek
mahkemenin bakacağını açıkça ifade ediyor. Zaten bir Anayasa
Mahkemesinden beklenen de budur. Anayasanın en büyük güvencesi, Anayasa
Mahkemesidir'' dedi.