2006-05-17 - 15:10
ANAVATAN GENEL BAŞKAN MUMCU: ''DANIŞTAY'DAKİ EYLEM, APAÇIK BİR TERÖR EYLEMİDİR''
Mumcu, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Danıştay'daki silahlı saldırıyı değerlendirdi.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Danıştay'daki silahlı saldırıyı, ''terör eylemi'' olarak nitelendirerek, bu eylem üzerinden siyasi çıkar umanları, nefretle kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.

Mumcu, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Danıştay'daki silahlı saldırıyı değerlendirdi.

Çok üzgün olduklarını ifade eden Mumcu, Danıştay'daki saldırının, ''apaçık bir terör eylemi'' olduğunu söyledi.
Hiç kimsenin, bunun, ''müstakil, münferit ve bir meczubun işi olduğunu'' söylemeye kalkmaması gerektiğini ifade eden Mumcu, ''Bu eylemi gerçekleştiren kişinin meczup olduğu gerçeği önümüze konabilir. Bu hiçbir şeyi değiştirmez'' dedi.

Mumcu, ''bu gibi eylemlerin gözettiği hedefin, namlunun yöneldiği kişi veya kişiler olmadığını'' vurgulayarak, şöyle konuştu:

''Bu gibi eylemlerin hedefi, doğrudan doğruya toplumsal sağduyudur, milletin huzurudur. Bu eylemlerle yapılmak istenen şey, milleti bir korku, panik ve yılgınlık havası içine sürüklemektir, bu eylem üzerinden koparılacak fırtına, tartışmayla milleti daha derin kamplaşmaların içine sürüklemektir. Sonuçları bakımından, yol açtığı süreçler bakımından bu eylem hiçbir şekilde münferit ve müstakil bir eylem değildir.''

''TAHRİK EDİCİ AÇIKLAMALAR...''
Mumcu, toplumsal sağduyunun korunması, kışkırtıcılıktan uzak durulması ve kamplaşmayı, milletin zihnindeki bölünme korkularını kışkırtan açıklamalardan uzak durulmasını istedi.

Kışkırtma, kamplaştırma ve milleti bölme girişimlerinin; ''milletin arasına çeşitli konular üzerinden ırk, kavim, mezhep, din, laiklik, insanların değerleri üzerinden derin nifak tohumları ekme girişimi'' olduğunu belirten Mumcu, hiç kimsenin, bu olayın arkasından yürütülen tartışmalarda, bu nifak tohumlarının ekilebilmesine yol açacak beyanlarda bulunma keyfiliğine soyunmaması gerektiğini vurguladı.

Mumcu, şu andan itibaren; iktidarı ve muhalefetiyle devletin, milletin birliğini, ülkenin huzurunu korumaya dönük kesin bir kararlılık ve işbirliği olduğunun gösterilmesi gerektiğine işaret etti.

Bu kamplaştırmadan, kutuplaştırmadan medet umanların, olayı kendilerine göre yorumlayacağını, işlerine geldiği şekilde tahrik edici açıklamalarda bulunmaya devam edeceğini ifade eden Mumcu, şunları söyledi:

''Ama bize düşen, ülkenin birliği, bütünlüğü, milletin kardeşliğini gözeten herkese düşen şey, sağduyuyu, soğukkanlılığı muhafaza etmektir. Bu eylemin savunulacak bir tarafı yoktur. Bu eylemi, eylemi gerçekleştirenleri, arkasında duranları ve bu eylemden fırsat kollayanları nefretle kınıyor, lanetliyoruz. Sadece bu eylemi planlayanlar, gerçekleştirenleri değil, bu eylem üzerinden kendilerine siyasi fayda umanları da nefretle kınıyor, lanetliyoruz.''

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, cumhurbaşkanlığına ilişkin tartışmaları değerlendirirken, ''Cumhurbaşkanı seçtikten 2 ay sonra seçime gidecek parlamentonun, ülkeyi 7 yıl yönetecek cumhurbaşkanını seçmesinde belki yasal, anayasal bir meşruiyet vardır. Ama kim söyleyebilir ki demokratik bir meşruiyet vardır'' dedi.

Mumcu, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, piyasalarda son bir haftadır yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, ''dalgalı kurda devalüasyondan bahsetmenin cehalet olduğunu'' söylediğini ifade eden Mumcu, ortada ağlanacak bir durum olduğunu ileri sürdü. Mumcu, cehalet ile bilgisizliğin farklı şeyler olduğunu, cehaletin inkar etme anlamına geldiğini ileri sürerek, ''Sayın Başbakan'ın, ülkenin gerçekleri karşısında takındığı durum, cehaletin daniskasıdır'' dedi.

Ekonomide yüksek reel faiz ve düşük kur politikasına dayanan yapay dengenin bozulduğunu, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir vahşi dengenin olmadığını, bunun daha fazla sürdürülemeyeceğini iddia eden Mumcu, ''Macun tüpten çıktı ve sihir bozuldu. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'' dedi.

Mumcu, kamuoyundaki ''Kriz olur mu olmaz mı?'' tartışmalarının, Türkiye'nin gerçeklerini yansıtmayan manzaralara yer verilen ''Televole'' gibi magazin programlarına benzediğini belirterek, ''Ekonomi ve Hükümetin durumu da aynı. Bir yalan rüzgarı...'' dedi.

Ekonominin otomatik pilotla yönetildiğini öne süren Mumcu, ''Otomatik pilotla giden uçağın kokpitine oturmuş poz yapıyorlar. Arada bir küçük çocuklar gibi 'vın, vın' diye ses çıkarıyorlar. Kokpitteki düğmelere dokunmaya başladıklarında, uçak, ülke, türbülansa giriyor. Birileri gelip ellerine vuruyor, 'çekil bakalım' diyorlar'' diye konuştu.

Mumcu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bugün basın toplantısındaki üslubunu da ''uslu çocuklara'' benzetti.

''GÖSTERMEK İÇİN SİLAH ÇEKİLMEZ''
CHP'nin, kendisini iktidarın ortağı, gerçek sahibi gibi gördüğünü ileri süren Mumcu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''sine-i millete'' gidebileceklerine ilişkin açıklamalarını eleştirdi. Mumcu, ''Göstermek için silah çekilmez. Çıkardığın andan itibaren başına ne geleceğini bilemezsin'' dedi.

Baykal'ın, ''Anayasa'ya inanmayan birisinin cumhurbaşkanı olmayacağını'' söylediğini ifade eden Mumcu, ''Anayasa'ya inanmayan biri başbakan olabilir mi?'' diye sordu.

MEŞRUİYET SORUNU
Erkan Mumcu, toplumun, cumhurbaşkanlığı, din-laiklik tartışmaları üzerinden kamplaştırılmaması gerektiğini söyledi.

Hem ana muhalefet hem iktidar partisine seslenen Mumcu, ''Cumhurbaşkanını niye halk seçmesin? Bu parlamento, cumhurbaşkanı seçtikten 2 ay sonra seçime gidecek. 2 ay sonra seçime gidecek parlamentonun, ülkeyi 7 yıl yönetecek cumhurbaşkanını seçmesinde belki yasal, anayasal bir meşruiyet vardır ama kim söyleyebilir ki bunda demokratik bir meşruiyet vardır? Kim söyleyebilir?'' şeklinde konuştu.

BOZUK DÜZEN
Türkiye'de sistem değişikliğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Mumcu, ''Ne ana muhalefetin ne iktidarın, bu bozuk düzeni değiştirmeye niyeti
var. İkisi de bozuk düzenin efendisi, sahibi, patronu olmayı istiyorlar. Arada olan, millete oluyor. Adına istikrar denilen bir sömürü düzeni, yoksulların umutları her gün çalınarak ve karartılarak sürdürülmeye çalışılırken, iktidar ve ana muhalefet, bir Karagöz-Hacivat oyunu oynuyor'' dedi.

ERDOĞAN'IN ABD GEZİSİ
İktidarın kaçmaya çalıştığını ve kendisine uluslararası destekler aradığını ileri süren Mumcu, Başbakan Erdoğan'ın planladığı ABD gezisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'ın Dış İlişkiler Danışmanı Cüneyd Zapsu'nun, ABD'de ''Bu adamı kullanın, delikten aşağı süpürmeyin'' dediğini anlatan Mumcu, ''Anlaşılan o ki Sayın Zapsu'nun sözleri yeterince teminat değeri taşımamış olmalı ki, Sayın Başbakan, bizzat kendi ağzından söylemeye gidecek. Bizzat kendi ağzıyla, 'Allah aşkına, beni delikten süpürmeyin, beni kullanın' diyecek'' şeklinde konuştu.

''Artık mürailiğin (ikiyüzlülük) bu kadarı, muhataplarının midesini bulandıracak bir şey olacaktır ve hiçbir değer verilmeyecektir'' diyen Mumcu, Başbakan Erdoğan'a randevu verilip verilmeyeceğini merak ettiğini söyledi. Mumcu, ''Belki İsrail'e bir kez daha gönderecekler. 'İsrail'den vize al, ondan sonra bakacağız' diyecekler'' dedi.

BAKANLARIN EVLİLİK DIŞI İLİŞKİLERİ
Mumcu, gazetelerde 2 bakanın evlilik dışı ilişki yaşadıkları yönünde haberler yer aldığını anımsatarak, Başbakan Erdoğan'ın bu duruma açıklık getirmesi gerektiğini söyledi. Kabinenin böyle bir iddiadan kurtarılması gerektiğini anlatan Mumcu, ''Toplum normalleri, değer yargıları değişiyor. Olmaz böyle bir şey. Balık baştan kokar. Böyle bir değer erozyonuna seyirci kalınmamalı'' dedi.

Anavatan Partisi'nin, Türkiye'ye çağ atlatacağını savunan Mumcu, ''Adalet vaat edip, kırk haramilerin sofrasına oturanlardan değiliz'' dedi.