2009-12-14 - 16:00
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: "Türkiye'de ilk defa yüksek büyüme ile eş zamanlı olarak
enflasyonda da tarihi düşüşler yaşanmıştır"
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, TBMM Genel Kurulunda, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu
Tasarısı üzerinde grubu adına yaptığı konuşmada, bütün dünyayı etkileyen küresel krize değindi.
Türkiye'nin küresel krizden büyük ölçüde etkilendiğini belirten Elitaş,
2007'de yüzde 5,2 olan küresel büyümenin 2009'da yerini büyük daralmaya
bıraktığını kaydetti. Mustafa Elitaş, bu yıl dünyada, son 60 yılın en büyük
daralmasının beklendiğini ifade etti.
Elitaş, küresel krizin en çok işsizliği etkilediğini belirtti. Önce
gelişmiş ülkelerde başlayan küresel krizin, daha sonra gelişmekte olan ülkeleri
etkilediğine işaret ederek, bazı ülkelerdeki işsizlik oranları hakkında bilgi
verdi. AK Parti'li Elitaş'ın verdiği bilgiye göre, İspanya'da 2007'de yüzde 8,3
olan işsizlik oranı, 2008'de yüzde 11,3'e, 2009'da ise yüzde 18,9'a yükseldi.
Macaristan'da ve Fransa'da 2008'de yüzde 7,8 olan işsizlik oranı, 2009'da yüzde
9,9'a; ABD'de ise yüzde 4,6'dan yüzde 9,8'e çıktı. İşsizlik, Yunanistan'da yüzde
19,5, Almanya'da yüzde 16,3, Türkiye'de ise yüzde 21,8 oranında arttı.
Mustafa Elitaş, muhalefetin, kamunun borç stokunun sürekli arttığı
şeklinde eleştirilerde bulunduğunu söyledi.
2002'de Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) değerinin 231 milyar dolar,
2002'de toplam borç stokunun toplamının 229 milyar dolar olduğunu belirten
Elitaş, ''GSYİH'yı kişi başına milli gelire böldüğümüz zaman 3 bin 519 dolarlık
kişi başına milli geliri buluyoruz. 2002'deki toplam kamu borç stokunu o zamanki
nüfusa böldüğümüz zaman 3 bin 475 dolarlık kişi başına bir borçla karşı karşıya
kalıyoruz'' dedi.
2008'de ise kişi başına milli gelirin 10 bin 285 dolara ulaştığını
belirten Elitaş, 2008'de 6 bin 800 dolarlık kişi başına düşen bir borcun
bulunduğunu kaydetti. Mustafa Elitaş, ''Net gelişme 3 bin 400 dolarlık artı
değerin üretildiğini ortaya çıkarmaktadır. Bir aile bütçesi yapıldığında, sizin
yıllık geliriniz 3 bin 519 dolar, ama bu geliri elde etmek için dış kaynaklardan
elde ettiğiniz kaynak 3 bin 475 dolar. Artı değer 44 dolarlık kısmı, ailenizin
geçimine harcıyorsunuz. 2008'e geldiğinizde sizin gelirinizde 10 bin 285 dolarlık
bir artış ortaya çıkıyor'' dedi.
-''ENFLASYONDA TARİHİ DÜŞÜŞLER YAŞANDI''-
Elitaş, Türkiye'de ilk defa yüksek büyüme ile eş zamanlı olarak
enflasyonda da tarihi düşüşler yaşandığını belirtti.
1993-2002 yılları arasında yüzde 70'lerde seyreden enflasyonun AK Parti
iktidarlarında tek haneli rakamlara indiğini dile getiren Elitaş, kendi iç
dinamiklerinden kaynaklanmamasına rağmen Türkiye'nin ekonomisinin de bu krizden
etkilendiğini bildirdi. Küresel krizde başta ABD olmak üzere bir çok ülkede
finans kuruluşlarının tarihe karıştığını ifade eden Elitaş, ''Ancak Türkiye'de
krizin temel karakteristiğine direnç gösteren güçlü bir duruş ortaya çıkmıştır''
dedi.
Mustafa Elitaş, bugün yaşanan krizin tamamen dışsal olduğunu ve iç
dinamiklerden kaynaklanmadığını vurguladı. Krizde tek bir bankanın bile
batmadığını dile getiren Elitaş, ülkede krizden çıkış emarelerinin güçlendiğini
söyledi. Mustafa Elitaş, TÜİK ve Merkez Bankası tüketici güven endeksiyle, Merkez
Bankasının reel kesim güven endeksinde önemli bir toparlanma yaşandığını
bildirdi.
-ÖNCÜ GÖSTERGELER-
Küresel krizin ne zaman sona ereceğinin anlaşılması için öncü
göstergelere bakmak gerektiğini kaydeden Elitaş, tüketici ve üretici güven
endeksleri, imalat sanayi kapasite kullanım oranlarıyla işsizlik ödeneği
başvurularının, öncü değerler olarak görülebileceğini kaydetti.
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, 2008 yılı aralık ayından beri
istikrarlı bir yükseliş gösteren tüketici güven endeksinin, 2009 yılı Eylül
ayında 81,92 değerine çıktığını söyledi.
İŞKUR tarafından ilan edilen işsizlik ödeneği başvurularının krizin
başladığı geçen yılın Eylül ayında 25 bin 375 iken, Ocak ayında 78 bin 555'e
çıktığını kaydeden Elitaş, ''Ancak bu tarihten itibaren işsizlik ödeneğine
başvuranlar azalarak, Temmuz ayı itibariyle 44 bin 904'e gerilemiştir. Mevcut
rakam kriz öncesi döneme göre yüksek olsa da Temmuz ayındaki hafif yükseliş hariç
tutulduğunda, son aylarda işsizlik ödeneği için başvuran sayısının azalması
dikkat çekicidir'' dedi.
Elitaş, 2008 yılının Temmuz ayında işsizlik ödeneği alan kişi sayısının
292 bin 947 olduğunu söyleyerek, ''İşsizlik ödeneği uygulamasına 2009 yılı
başında işlerlik kazandırıldığı düşünülürse, karşılaştırmanın bir önceki yıl
verileriyle değil, geçmiş ay verileriyle yapılması daha uygun olacaktır'' diye
konuştu.
TBMM Genel Kurulunda 2010 yılı bütçesinin tümü üzerinde AK Parti Grubu
adına konuşan Elitaş, Eylül ayı itibariyle enflasyonun son 40 yılın en düşük
düzeyi olan yüzde 5,3'e gerilediğini belirterek, Türkiye'nin daha önce yaşadığı
krizlerden farklı olarak bu dönemde enflasyonun artmadığına işaret etti.
Elitaş, 2003-2008 döneminde dünyada ihracatı en hızlı artan ülkeler
arasında Türkiye'nin birçok ülkeyi geride bıraktığını kaydederek, ''Türkiye, son
yıllarda uyguladığı yapısal reformlar ve teşviklerle dünya ticaretinden giderek
daha fazla pay aldı. Uluslararası rekabet gücü sıralamasında da Türkiye
ekonomisi, rekabet gücü artan ülkeler arasındadır. Ayrıca; AK Parti hükümetleri
ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalarında önemli mesafe
almıştır'' dedi.
Diğer ülkelere göre Türkiye'nin turizm sektöründe yüksek bir performans
sergilediğini, turist sayısında dünyada 7. sıraya çıktığını anlatan Elitaş, krize
rağmen 2009 yılında turist sayısında azalma beklenmediğini vurguladı.
Küresel krize rağmen Merkez Bankası rezervlerindeki azalmanın çok sınırlı
olduğunu, bunun da finans piyasalarında istikrarın sağlanmasında önemli rol
oynadığını ifade eden Elitaş, şöyle konuştu:
''Geçmiş dönemlere oranla Türkiye'nin dış şoklara karşı direnci
artmıştır. Türkiye, önceki dönemlere göre daha az kırılgandır. İş ortamının
iyileştirilmesine yönelik atılan adımlar ve ortaya konulan ekonomik performans
sayesinde Türkiye, en çok yatırım çeken ülkeler sıralamasında 20. sıraya
yükselmiştir. Bu krizde, Türkiye'nin risk primi gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelere oranla çok daha az artmıştır. Bu da Türkiye'ye olan güveni
yansıtmaktadır. Önceki krizlerin aksine Türkiye'de faizler ciddi bir şekilde
düşmüştür. Bu durum Türkiye'nin gelecekteki borç yükü üzerinde olumlu etkide
bulunacaktır. Küresel kriz sebebiyle dünyanın birçok ülkesinde bankacılık
sektöründe ciddi çöküşler yaşanmasına rağmen Türkiye'de bankacılık sektörü güçlü
kalmıştır. Bu dönemde, bankacılık sektörüne kaynak aktarmayan nadir ülkelerden
biri Türkiye'dir. Vatandaşlarımızın sırtına yeni bir yük konulmaması da ayrıca
bir başarıdır. Kamu borç dinamiklerinde sağladığımız iyileşme, finansal
sistemimizin sağlıklı yapısı, para politikasının uygulanmasında daha geniş bir
hareket alanı sağlamıştır. Merkez Bankamız bu dönemde yüksek oranlarda faiz
indirimine gidebilmiştir.''
Elitaş, Türkiye'de bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının,
gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkeyle kıyaslandığında son derece iyi durumda
olduğunu belirterek, ''Bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı, sistemi,
şoklara karşı dayanıklı kılmıştır, aktif kalitesi yükselmiştir. Bu dönemde
sorunlu kredilerdeki artış, minimal düzeyde kalmıştır. Güçlü bankacılık
istemimiz, küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyebilecek durumdadır. Ayrıca
sektörün karlılık oranı, yüksek seyretmeye devam etmiştir'' dedi.
Krizde vatandaşların servetlerindeki erimenin başka ülkelere oranla daha
düşük olduğunu ifade eden Elitaş, ''Önümüzdeki süreçte faiz oranlarındaki muazzam
düşüş ve güvenin tesisiyle birlikte hane halkı tüketiminin artmasını bekliyoruz.
Özel tüketim, ekonomiyi destekleyecek bir unsur olacak. Türkiye'nin, krizden
güçlü bir şekilde çıkacağına inancımız tamdır'' diye konuştu.
-''GERÇEKÇİ RAKAMLAR...''-
Elitaş, 2010 yılı bütçesindeki hedeflerin ''hayali olmayan gerçekçi
rakamlar'' olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bütçe, ekonomik krizden çıkışa katkı sağlayan, faizlerdeki düşüşü
kalıcı kılmayı amaçlayan, sosyal yönü güçlü, kamu görevlilerini gözeten bir
bütçedir. Öğrencilerimiz için daha fazla kaynak ayıran, eğitim ve sağlık için
ayrılan kaynağın artırıldığı, özürlü vatandaşlarımıza yönelik desteği de artıran
bir bütçedir. Ayrıca, üniversitelere personel ve kaynak desteği sağlayan, sosyal
güvenlik sistemini destekleyen bir bütçedir. 2010 yılında çiftçimizin alan ve
ürün bazında üretimin desteklenmesine devam edilecektir. 2010 yılı bütçesi, yerel
idareleri destekleyen, bilim ve araştırmaya önem veren ve bu yöndeki çalışmaları
destekleyen bir bütçedir. 2010 yılı bütçesi, küresel krizin etkisiyle bozulan
kamu dengelerini düzeltmeyi amaçlamaktadır. 2010 yılı bütçesinde hem giderler
kontrol altına alınmakta, hem de gelirler artırılmaktadır. Bu suretle bütçe
açığı, 2009 yılına göre daha aşağı seviyelere çekilecektir.''
-''750 ANLAŞMA İMZALANDI''-
Elitaş, Türkiye'nin dış politikada aldığı mesafe ve oluşturduğu
sinerjinin hem içeride hem de dışarıda büyük takdir topladığını, bu alanda
bozulmaz sanılan ezberlerin bozulduğunu, çözülmez denen sorunların çözümü adına
adımlar atıldığını belirterek, Türk insanı ve devletinin dışarıdaki saygınlığının
yükseltiğini söyledi.
''İçe kapanan değil dışa açılan, küçülen değil büyüyen, uluslararası
alanda sözü dinlenen, güçlü, saygın bir Türkiye hedefimizdir'' diyen Elitaş,
Türkiye'yi dünyaya açtıklarını, yerel ve kısır tartışmalarla enerji
tüketmediklerini, bir yandan dünya barışına katkı sağlarken, diğer yandan da
ülkenin itibarını ve saygınlığını yükselttiklerini anlattı.
Elitaş, AK Parti iktidarı döneminde yaklaşık 750 uluslararası anlaşma
imzalandığına dikkati çekerek, bunun, Cumhuriyet tarihi boyunca bir iktidar
döneminde en çok anlaşmanın imzalandığı dönem olduğunu kaydetti.
2010 yılı bütçesinin istikrarın, refahın, krize karşı ekonomik direncin
artırılmasına yönelik olarak hazırlanmış sosyal devletin gereklerinin yerine
getirilmesini amaçladığını ifade eden Elitaş, ''Ülkemiz, AK Parti Hükümetleri
döneminde sağlanan makro ekonomik ve siyasi istikrar, iyi yönetişim, beşeri
sermaye gelişimi ve teknoloji kullanımı dahil birçok sosyoekonomik gösterge
bakımından hem eski yıllara, hem de birçok ülkeye göre daha iyi konuma gelmiş
olup, aynı kararlılık ve hizmet anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
Tasarısı üzerinde grubu adına yaptığı konuşmada, bütün dünyayı etkileyen küresel krize değindi.
Türkiye'nin küresel krizden büyük ölçüde etkilendiğini belirten Elitaş,
2007'de yüzde 5,2 olan küresel büyümenin 2009'da yerini büyük daralmaya
bıraktığını kaydetti. Mustafa Elitaş, bu yıl dünyada, son 60 yılın en büyük
daralmasının beklendiğini ifade etti.
Elitaş, küresel krizin en çok işsizliği etkilediğini belirtti. Önce
gelişmiş ülkelerde başlayan küresel krizin, daha sonra gelişmekte olan ülkeleri
etkilediğine işaret ederek, bazı ülkelerdeki işsizlik oranları hakkında bilgi
verdi. AK Parti'li Elitaş'ın verdiği bilgiye göre, İspanya'da 2007'de yüzde 8,3
olan işsizlik oranı, 2008'de yüzde 11,3'e, 2009'da ise yüzde 18,9'a yükseldi.
Macaristan'da ve Fransa'da 2008'de yüzde 7,8 olan işsizlik oranı, 2009'da yüzde
9,9'a; ABD'de ise yüzde 4,6'dan yüzde 9,8'e çıktı. İşsizlik, Yunanistan'da yüzde
19,5, Almanya'da yüzde 16,3, Türkiye'de ise yüzde 21,8 oranında arttı.
Mustafa Elitaş, muhalefetin, kamunun borç stokunun sürekli arttığı
şeklinde eleştirilerde bulunduğunu söyledi.
2002'de Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) değerinin 231 milyar dolar,
2002'de toplam borç stokunun toplamının 229 milyar dolar olduğunu belirten
Elitaş, ''GSYİH'yı kişi başına milli gelire böldüğümüz zaman 3 bin 519 dolarlık
kişi başına milli geliri buluyoruz. 2002'deki toplam kamu borç stokunu o zamanki
nüfusa böldüğümüz zaman 3 bin 475 dolarlık kişi başına bir borçla karşı karşıya
kalıyoruz'' dedi.
2008'de ise kişi başına milli gelirin 10 bin 285 dolara ulaştığını
belirten Elitaş, 2008'de 6 bin 800 dolarlık kişi başına düşen bir borcun
bulunduğunu kaydetti. Mustafa Elitaş, ''Net gelişme 3 bin 400 dolarlık artı
değerin üretildiğini ortaya çıkarmaktadır. Bir aile bütçesi yapıldığında, sizin
yıllık geliriniz 3 bin 519 dolar, ama bu geliri elde etmek için dış kaynaklardan
elde ettiğiniz kaynak 3 bin 475 dolar. Artı değer 44 dolarlık kısmı, ailenizin
geçimine harcıyorsunuz. 2008'e geldiğinizde sizin gelirinizde 10 bin 285 dolarlık
bir artış ortaya çıkıyor'' dedi.
-''ENFLASYONDA TARİHİ DÜŞÜŞLER YAŞANDI''-
Elitaş, Türkiye'de ilk defa yüksek büyüme ile eş zamanlı olarak
enflasyonda da tarihi düşüşler yaşandığını belirtti.
1993-2002 yılları arasında yüzde 70'lerde seyreden enflasyonun AK Parti
iktidarlarında tek haneli rakamlara indiğini dile getiren Elitaş, kendi iç
dinamiklerinden kaynaklanmamasına rağmen Türkiye'nin ekonomisinin de bu krizden
etkilendiğini bildirdi. Küresel krizde başta ABD olmak üzere bir çok ülkede
finans kuruluşlarının tarihe karıştığını ifade eden Elitaş, ''Ancak Türkiye'de
krizin temel karakteristiğine direnç gösteren güçlü bir duruş ortaya çıkmıştır''
dedi.
Mustafa Elitaş, bugün yaşanan krizin tamamen dışsal olduğunu ve iç
dinamiklerden kaynaklanmadığını vurguladı. Krizde tek bir bankanın bile
batmadığını dile getiren Elitaş, ülkede krizden çıkış emarelerinin güçlendiğini
söyledi. Mustafa Elitaş, TÜİK ve Merkez Bankası tüketici güven endeksiyle, Merkez
Bankasının reel kesim güven endeksinde önemli bir toparlanma yaşandığını
bildirdi.
-ÖNCÜ GÖSTERGELER-
Küresel krizin ne zaman sona ereceğinin anlaşılması için öncü
göstergelere bakmak gerektiğini kaydeden Elitaş, tüketici ve üretici güven
endeksleri, imalat sanayi kapasite kullanım oranlarıyla işsizlik ödeneği
başvurularının, öncü değerler olarak görülebileceğini kaydetti.
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, 2008 yılı aralık ayından beri
istikrarlı bir yükseliş gösteren tüketici güven endeksinin, 2009 yılı Eylül
ayında 81,92 değerine çıktığını söyledi.
İŞKUR tarafından ilan edilen işsizlik ödeneği başvurularının krizin
başladığı geçen yılın Eylül ayında 25 bin 375 iken, Ocak ayında 78 bin 555'e
çıktığını kaydeden Elitaş, ''Ancak bu tarihten itibaren işsizlik ödeneğine
başvuranlar azalarak, Temmuz ayı itibariyle 44 bin 904'e gerilemiştir. Mevcut
rakam kriz öncesi döneme göre yüksek olsa da Temmuz ayındaki hafif yükseliş hariç
tutulduğunda, son aylarda işsizlik ödeneği için başvuran sayısının azalması
dikkat çekicidir'' dedi.
Elitaş, 2008 yılının Temmuz ayında işsizlik ödeneği alan kişi sayısının
292 bin 947 olduğunu söyleyerek, ''İşsizlik ödeneği uygulamasına 2009 yılı
başında işlerlik kazandırıldığı düşünülürse, karşılaştırmanın bir önceki yıl
verileriyle değil, geçmiş ay verileriyle yapılması daha uygun olacaktır'' diye
konuştu.
TBMM Genel Kurulunda 2010 yılı bütçesinin tümü üzerinde AK Parti Grubu
adına konuşan Elitaş, Eylül ayı itibariyle enflasyonun son 40 yılın en düşük
düzeyi olan yüzde 5,3'e gerilediğini belirterek, Türkiye'nin daha önce yaşadığı
krizlerden farklı olarak bu dönemde enflasyonun artmadığına işaret etti.
Elitaş, 2003-2008 döneminde dünyada ihracatı en hızlı artan ülkeler
arasında Türkiye'nin birçok ülkeyi geride bıraktığını kaydederek, ''Türkiye, son
yıllarda uyguladığı yapısal reformlar ve teşviklerle dünya ticaretinden giderek
daha fazla pay aldı. Uluslararası rekabet gücü sıralamasında da Türkiye
ekonomisi, rekabet gücü artan ülkeler arasındadır. Ayrıca; AK Parti hükümetleri
ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalarında önemli mesafe
almıştır'' dedi.
Diğer ülkelere göre Türkiye'nin turizm sektöründe yüksek bir performans
sergilediğini, turist sayısında dünyada 7. sıraya çıktığını anlatan Elitaş, krize
rağmen 2009 yılında turist sayısında azalma beklenmediğini vurguladı.
Küresel krize rağmen Merkez Bankası rezervlerindeki azalmanın çok sınırlı
olduğunu, bunun da finans piyasalarında istikrarın sağlanmasında önemli rol
oynadığını ifade eden Elitaş, şöyle konuştu:
''Geçmiş dönemlere oranla Türkiye'nin dış şoklara karşı direnci
artmıştır. Türkiye, önceki dönemlere göre daha az kırılgandır. İş ortamının
iyileştirilmesine yönelik atılan adımlar ve ortaya konulan ekonomik performans
sayesinde Türkiye, en çok yatırım çeken ülkeler sıralamasında 20. sıraya
yükselmiştir. Bu krizde, Türkiye'nin risk primi gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelere oranla çok daha az artmıştır. Bu da Türkiye'ye olan güveni
yansıtmaktadır. Önceki krizlerin aksine Türkiye'de faizler ciddi bir şekilde
düşmüştür. Bu durum Türkiye'nin gelecekteki borç yükü üzerinde olumlu etkide
bulunacaktır. Küresel kriz sebebiyle dünyanın birçok ülkesinde bankacılık
sektöründe ciddi çöküşler yaşanmasına rağmen Türkiye'de bankacılık sektörü güçlü
kalmıştır. Bu dönemde, bankacılık sektörüne kaynak aktarmayan nadir ülkelerden
biri Türkiye'dir. Vatandaşlarımızın sırtına yeni bir yük konulmaması da ayrıca
bir başarıdır. Kamu borç dinamiklerinde sağladığımız iyileşme, finansal
sistemimizin sağlıklı yapısı, para politikasının uygulanmasında daha geniş bir
hareket alanı sağlamıştır. Merkez Bankamız bu dönemde yüksek oranlarda faiz
indirimine gidebilmiştir.''
Elitaş, Türkiye'de bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının,
gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkeyle kıyaslandığında son derece iyi durumda
olduğunu belirterek, ''Bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı, sistemi,
şoklara karşı dayanıklı kılmıştır, aktif kalitesi yükselmiştir. Bu dönemde
sorunlu kredilerdeki artış, minimal düzeyde kalmıştır. Güçlü bankacılık
istemimiz, küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyebilecek durumdadır. Ayrıca
sektörün karlılık oranı, yüksek seyretmeye devam etmiştir'' dedi.
Krizde vatandaşların servetlerindeki erimenin başka ülkelere oranla daha
düşük olduğunu ifade eden Elitaş, ''Önümüzdeki süreçte faiz oranlarındaki muazzam
düşüş ve güvenin tesisiyle birlikte hane halkı tüketiminin artmasını bekliyoruz.
Özel tüketim, ekonomiyi destekleyecek bir unsur olacak. Türkiye'nin, krizden
güçlü bir şekilde çıkacağına inancımız tamdır'' diye konuştu.
-''GERÇEKÇİ RAKAMLAR...''-
Elitaş, 2010 yılı bütçesindeki hedeflerin ''hayali olmayan gerçekçi
rakamlar'' olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bütçe, ekonomik krizden çıkışa katkı sağlayan, faizlerdeki düşüşü
kalıcı kılmayı amaçlayan, sosyal yönü güçlü, kamu görevlilerini gözeten bir
bütçedir. Öğrencilerimiz için daha fazla kaynak ayıran, eğitim ve sağlık için
ayrılan kaynağın artırıldığı, özürlü vatandaşlarımıza yönelik desteği de artıran
bir bütçedir. Ayrıca, üniversitelere personel ve kaynak desteği sağlayan, sosyal
güvenlik sistemini destekleyen bir bütçedir. 2010 yılında çiftçimizin alan ve
ürün bazında üretimin desteklenmesine devam edilecektir. 2010 yılı bütçesi, yerel
idareleri destekleyen, bilim ve araştırmaya önem veren ve bu yöndeki çalışmaları
destekleyen bir bütçedir. 2010 yılı bütçesi, küresel krizin etkisiyle bozulan
kamu dengelerini düzeltmeyi amaçlamaktadır. 2010 yılı bütçesinde hem giderler
kontrol altına alınmakta, hem de gelirler artırılmaktadır. Bu suretle bütçe
açığı, 2009 yılına göre daha aşağı seviyelere çekilecektir.''
-''750 ANLAŞMA İMZALANDI''-
Elitaş, Türkiye'nin dış politikada aldığı mesafe ve oluşturduğu
sinerjinin hem içeride hem de dışarıda büyük takdir topladığını, bu alanda
bozulmaz sanılan ezberlerin bozulduğunu, çözülmez denen sorunların çözümü adına
adımlar atıldığını belirterek, Türk insanı ve devletinin dışarıdaki saygınlığının
yükseltiğini söyledi.
''İçe kapanan değil dışa açılan, küçülen değil büyüyen, uluslararası
alanda sözü dinlenen, güçlü, saygın bir Türkiye hedefimizdir'' diyen Elitaş,
Türkiye'yi dünyaya açtıklarını, yerel ve kısır tartışmalarla enerji
tüketmediklerini, bir yandan dünya barışına katkı sağlarken, diğer yandan da
ülkenin itibarını ve saygınlığını yükselttiklerini anlattı.
Elitaş, AK Parti iktidarı döneminde yaklaşık 750 uluslararası anlaşma
imzalandığına dikkati çekerek, bunun, Cumhuriyet tarihi boyunca bir iktidar
döneminde en çok anlaşmanın imzalandığı dönem olduğunu kaydetti.
2010 yılı bütçesinin istikrarın, refahın, krize karşı ekonomik direncin
artırılmasına yönelik olarak hazırlanmış sosyal devletin gereklerinin yerine
getirilmesini amaçladığını ifade eden Elitaş, ''Ülkemiz, AK Parti Hükümetleri
döneminde sağlanan makro ekonomik ve siyasi istikrar, iyi yönetişim, beşeri
sermaye gelişimi ve teknoloji kullanımı dahil birçok sosyoekonomik gösterge
bakımından hem eski yıllara, hem de birçok ülkeye göre daha iyi konuma gelmiş
olup, aynı kararlılık ve hizmet anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
