Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonun bugünkü toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin özel bütçe, bütçe ve kesin hesapları ile Sayıştay raporları görüşüldü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin sunumunu yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhuriyet'in 100. yılını kutladı.
Cumhuriyet'i kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 85. yılında saygıyla andıklarını ifade eden Tekin, Atatürk'ün "Cumhurbaşkanı olmasaydım, Milli Eğitim Bakanı olurdum." sözleriyle yücelttiği bir sorumluluğu taşıma bilinciyle var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Eğitim ile hem kalkınma hem de milli birlik ve beraberliğin sağlanması arasında çok güçlü bir bağ bulunduğuna işaret eden Tekin, bireylerin eğitim seviyesi arttıkça ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik gelişiminin de aynı oranda arttığını söyledi.
Bakan Tekin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Cumhuriyet'in 100. yılında daha müreffeh bir Türkiye'nin şafağında eğitim sistemimizi, kendini tanımanın ve iyi insan olmanın şartlarını içeren bir özgürleşme süreci olarak yapılandırıyoruz. Kendi medeniyet değerlerimiz ekseninde dünyayı kavrayan güçlü bireylerin kültür, sanat ve teknoloji odaklı gelişimlerine dayanan yeni bir sistematik oluşturma çabasındayız. Türkiye'nin bugün olduğu gibi yarın da ideal mefkuresini tanımlayabilmesi bakımından hayati bir öneme sahip olan ve maddi altyapısı büyük oranda tamamlanmış bir zeminde kurulacak bu yeni eğitim öğretim sistematiği, maarif çağı olarak tecelli edeceğine inandığımız Türkiye Yüzyılı idealinin gerçekleşmesi için kritik bir önem arz etmektedir. Son 20 yılda büyük oranda tamamlanan bu altyapı üzerinde kendi sistemimizi inşa etmenin, istişareye dayalı ve milli bir bilinçle kendi modelimizi üretmenin tam vakti olduğuna inanıyoruz.
Bizim modelimiz hem insani varoluşumuzun evrensel doğasına uygun ve onu geliştiren bir felsefe üzerine kendisini konumlandıracak hem de ait olduğumuz tarihin, geleneğin ve medeniyetin temel karakteristiğini taşıyan milli bir içerikle şekillenecektir. Ancak bu sayede eğitimde arzu ettiğimiz hedefleri yakalayabilir, gençlerimizin hem doğal ve fıtri gelişimini esas alan hem de pedagojik ihtiyaçlarını karşılayabilen zengin bir müktesebat üretebiliriz. Bu, şüphesiz ki bizim müntesibi ve takipçisi olduğumuz büyük ve kadim medeniyet vizyonumuzun da bir gereğidir."
Bu inançla, erken çocukluk eğitiminden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bütün bireylerin nitelikli eğitime eriştiği bir sistemi oluşturmayı hedeflediklerini dile getiren Tekin, bütün çalışmaları bu hedefe uygun olarak yürüttüklerini, eğitim politikalarını bu doğrultuda şekillendirdiklerini vurguladı.
Tekin, kısıtlı imkanlarla 100 yıl öncesinde kurulan Cumhuriyet'in, bugün 19 milyonun üzerinde öğrencisi, 1 milyonun üzerinde öğretmeni, 74 binin üzerinde eğitim kurumuyla yaklaşık 21 milyonluk kitleyi, dolaylı olarak Türkiye'nin tamamını etkileyen bir aritmetiğe sahip olduğunu ifade etti.
- "Bütçede en büyük pay eğitime ayrıldı"
Bakan Tekin, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda en büyük payın bu yıl da eğitime ayrıldığını, toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim hizmetlerini yürütmek için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK), üniversiteler ve diğer bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin 1 trilyon 619 milyar 907 milyon 408 bin lira olarak belirlendiğini anlattı.
Bu rakamın 2024 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,6'sını oluşturduğunun altını çizen Tekin, "2002'de 4 milyar 955 milyon dolar olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, 2023 yılında 16 milyar 215 milyon dolara, 2024 yılında ise 38 milyar 294 milyon dolara çıkarıldı." dedi.
Tekin, sunumunda, obezite ve dijital bağımlılıkla mücadele, fiziksel aktivitenin teşviki, devam-devamsızlık, sınıf tekrarı ve ölçme değerlendirme, öğretmenlerle görüşme için randevu sisteminin getirilmesi gibi konuları içeren mevzuat değişikliklerine ilişkin bilgiler verdi.
- Müdahale komisyonları kurulacak
Bakan Tekin, devamsızlık ve erken okul terki riski taşıyan öğrencilerin devam ettiği okullara yönelik kurumsal kapasite geliştirme ve erken okul terkine yönelik farkındalık arttırma çalışmalarına devam ettiklerini, bu kapsamda okullarda önleme müdahale komisyonları kurulmasını kararlaştırdıklarını söyledi.
Ayrıca görsel sanatlar, müzik, drama, performans sanatları, atölye çalışmaları, telafi, yetiştirme sınıfları ve öğrenciler için mentörlük hizmetleri gibi okul içi ve okul dışı eğitim etkinliklerinden oluşan entegre bir önleme, müdahale ve telafi modeli geliştirme çalışması içerisinde olduklarını kaydeden Tekin, ortaöğretim çağ nüfusunda okullaşmayan tüm gençlere tek tek ulaşarak şartlarına uygun okullaşma seçeneklerinden faydalanmalarını sağladıklarını aktardı.
Eğitim çağ nüfusundaki tüm çocukların eğitimle buluşmalarını sürdürülebilir kılmayı amaçladıklarını belirten Tekin, "Tüm eğitim kademelerinde okuldan erken ayrılma riski taşıyan öğrencilerin erken tespitini kolaylaştırmak için çoklu veri noktaları kullanan bir erken uyarı sistemi geliştiriyoruz." bilgisini verdi.
- "Öğretim programlarında yaptığımız değişiklikleri bu motivasyonla gerçekleştiriyoruz"
Bakan Tekin, eğitimin niteliğinin artırılması amacına yönelik, yaşanan toplumsal gelişmeler, oluşan talepler ve değişen yaşam şartları neticesinde öğrencilere çağın gerektirdiği temel yetkinlikleri, fikri temelleri ve toplumsal değerleri kazandırmayı istediklerini dile getirerek şöyle devam etti:
"Bakanlık olarak öğretim programlarında yaptığımız değişiklikleri bu motivasyonla gerçekleştiriyoruz. İçeriğin, birbirinden kopuk bilgi kompartımanları şeklinde değil gündelik hayatta olduğu gibi birbiri ile ilişkili bir bağlam bütünlüğü içerisinde öğrencilere kazandırılmasını hedefliyoruz. Böylece öğrencilerin gerçek hayatta karşılaştıkları problemlerde olduğu gibi olaylara çok boyutlu yaklaşmalarına imkan verecek bir anlayışı mümkün olduğunca hakim kılmaya çaba sarf ediyoruz. Bakanlığımıza bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında uygulanan programları, konu alanında meydana gelen değişim ve gelişmeler, bireyin ve toplumun ihtiyaç ve beklentileri ile K-12 Beceriler Çerçevesi Türkiye Bütüncül Modeli doğrultusunda sürekli iyileştirmekte ve güncellemekteyiz."
Bu değişimlerin yaşandığı alanları sürekli takip ettiklerini, gerekli çalışmaları hızlıca ders çizelgeleri ve öğretim programlarına yansıttıklarını ifade eden Tekin, bu doğrultuda ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde uygulanmakta olan haftalık ders çizelgelerinde yer alan seçmeli dersler bölümünü; öğrencilerin gerekli akademik becerileri edinmelerinin yanında yetenekleri doğrultusunda da yetiştirilmelerinin sağlanması, ilgi ve ihtiyaç duydukları alanlarda gelişimlerine zemin hazırlanması, milli, manevi, ahlaki değerlerin kazandırılması amacıyla 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere güncellediklerini söyledi.
Haftalık ders çizelgeleri kapsamında ihdas edilen seçmeli derslere yönelik öğretim programları geliştirdiklerini anlatan Tekin, çağın ihtiyaçlarını ve gelişen teknolojiyi göz önünde bulundurarak hem ilköğretim hem de ortaöğretim seviyesinde seçmeli ders grubunu bir bütün olacak şekilde "insan, toplum ve bilim", "din, ahlak ve değer" ile "kültür, sanat ve spor" olmak üzere üç başlıkta güncellediklerini dile getirdi.
- "Değerlerimizi evrensel bakış açısıyla harmanlayarak yeniden inşa etmeliyiz"
2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren okutulmak üzere ilköğretim seviyesinde 16 seçmeli dersi, ortaöğretim seviyesinde de 18 seçmeli dersi öğrencilerin tercihine sunduklarına işaret eden Tekin, ayrıca "sosyal sorumluluk programı" ile sosyal sorumluluk ve toplum hizmeti anlayışının geliştirilmesini hedeflediklerini ve ortaöğretim süresi boyunca en az 40 saatlik sosyal sorumluluk programı çalışma zorunluluğu getirdiklerini kaydetti.
Medeniyetin nesillere aktarılmasının ancak ve ancak dilin korunması, geliştirilmesi ve güçlenmesiyle sağlanabileceğine dikkati çeken Tekin, "Eğitimciler olarak hepimizin öncelikli görevi, miras aldığımız medeniyetimizi idrak ederek milli kültür şuuruyla dilimize sahip çıkmaktır. Yerli ve milli kültür değerlerimizi evrensel bakış açısıyla harmanlayarak yeniden inşa etmeliyiz. Teknolojik gelişimlerin, yaşanan dönüşümlerin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanını etkilediği bu hızlı akan çağda, dilimizi tüm özgünlüğüyle muhafaza etmek birincil vazifemizdir." diye konuştu.
Bakan Tekin, 6 Şubat depremlerinin tahribatını gidermek için Bakanlık olarak birçok alanda kapsamlı faaliyetler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Onarım ihtiyacı oluşan eğitim yapılarının tamamının çalışmalarını tamamladıklarını dile getiren Tekin, bu kapsamda deprem bölgesindeki yaklaşık 45 bin dersliği, 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için hazır hale getirdiklerini söyledi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin sunumunu yapan Tekin, yükseköğretimde son yıllarda yaşanan niceliksel büyümeyle başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi.
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla 129 devlet, 78 vakıf olmak üzere 207 yükseköğretim kurumunda 8,3 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü dile getiren Tekin, 1984 yılında 20 bin 333 olan öğretim elemanı sayısının ise 2022 yılında 184 bin 702'ye yükseldiğini ifade etti.
Tekin, 2022 verilerine göre 93 bin 813 öğretim üyesi bulunduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Öğretim elemanlarının yüzde 45,78'si kadın, yüzde 54,22'si erkektir. Profesör unvanına sahip öğretim üyelerin üçte biri kadındır. 2003 yılında kadın öğretim elemanı sayısı toplam öğretim elemanı sayısının yüzde 37'si iken bugün bu oran yüzde 46'ya yükselmiştir. 2003'te araştırma görevlisinin yüzde 42'si kadın iken bugün bu oran yüzde 53'e ulaşmıştır. Araştırma görevlilerinin sayısındaki artış ilerleyen dönemde yükseköğretim sistemimizdeki öğretim üyesi sayısını da artıracaktır."
Yükseköğretimde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma alanında son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiğini vurgulayan Tekin, 22 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında, bölgelerin kendi dinamikleri ile hazırlayıp sundukları projeler doğrultusunda bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmelerinin sağlandığını belirtti.
Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs uygulamasıyla YÖK tarafından ilk etapta 11 pilot üniversitenin belirlendiğini ifade eden Tekin, üniversitelerin sürdürülebilir, enerji verimli, doğa dostu, sıfır atıklı ve çevreye asgari düzeyde etki eden kampüslere sahip olmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Tekin, son iki yılda birçok üniversitede yapay zeka alanında lisans ve lisansüstü programlar açıldığını, ilk defa Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü kurulduğunu anımsatarak, "Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi aracılığıyla yürütülen proje kapsamında 4 üniversitede kurulan siber güvenlik meslek yüksekokullarına 2023 yılından itibaren öğrenci alınmaya başlanmıştır." dedi.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) faaliyetleri hakkında da bilgi veren Tekin, şunları kaydetti:
"YÖKAK, 2023 yılı itibarıyla halihazırda 189 yükseköğretim kurumunun kurumsal dış değerlendirmesini tamamlamış, 145 yükseköğretim kurumuna yönelik izleme faaliyetlerini gerçekleştirmiş ve 53 yükseköğretim kurumunu Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında akredite etmiştir. 2027 yılına kadar tüm yükseköğretim kurumlarımızın Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında değerlendirilmesinin tamamlanması planlanmıştır. YÖKAK dış değerlendirme çalışmaları gerçekleştiren ulusal kuruluşların yetkilendirilmesi ve uluslararası kuruluşların tanınması görevi kapsamında, program akreditasyonu çalışmaları yürüten 24 ulusal akreditasyon kuruluşuna yetki vermiş ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşunu tanımıştır."
Yusuf Tekin, ÖSYM'nin tüm hizmetlerini e-Devlet standartları çerçevesinde yürüttüğünü, bilimsel ve teknolojik yeniliklerden yararlanarak sürekli kendisini geliştirdiğini ve hizmet kalitesini günden güne artırdığını söyledi.
- ÖSYM'den deprem bölgesinde ücretsiz hizmet
ÖSYM'nin tek ve çift yıllarda değişmek üzere, her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 55 farklı sınav gerçekleştiren bir kurum olduğunu hatırlatan Tekin, şöyle devam etti:
"6 Şubat'ta meydana gelen depremler sonrası Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS), Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) ve Dikey Geçiş Sınavı'na (DGS) başvuru yapan adaylar ile bugüne kadar yapılan çeşitli sınavlarda şehit eşi, şehit çocuğu, gazi, gazi eşi ile gazi çocuklarından yaklaşık 3 milyon adaya ücretsiz sınav başvurusu ile sınav tercihi ve yerleştirme hizmeti verilmiştir. Afet bölgesinde dönemsel olarak gerçekleştirilen ücretsiz sınav uygulaması şehit eşi, şehit çocuğu, gazi, gazi eşi ve gazi çocuklarına yönelik olarak devam etmektedir."
ÖSYM'nin elektronik sınav uygulaması yapılan yabancı dil ve elektronik sınav merkezi sayısını artırıp hizmet ağını genişletme çalışmalarına da devam ettiğini belirten Tekin, "Ankara Esenboğa e-Sınav Merkezi, aynı anda 5 bin adayın elektronik sınava girebileceği kapasitesiyle dünyanın en büyük elektronik sınav merkezlerinden biridir. İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça, Rusça, Farsça, Bulgarca, İspanyolca, İtalyanca ve Yunanca sınavları ile birlikte toplamda 10 farklı yabancı dilde elektronik sınavlar gerçekleştirilmektedir." diye konuştu.
Tekin, 2023 yılında ÖSYM bünyesinde yaklaşık 11 milyon adayın katıldığı 15'i elektronik sınav olmak üzere 53 sınav gerçekleştirildiğini, bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 32 bin 775 adayın sağlık durumlarına uygun özel koşullar sağlanarak sınavlara alındığını kaydetti.
Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı'nın 13 yıl aradan sonra ilk defa Türkiye, KKTC, Almanya, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Afganistan, Tunus ve Suudi Arabistan'da uygulandığını aktaran Tekin, sınavın ikinci uygulamasının ise 12 Kasım'da 81 il ve KKTC ile 12 ülkede gerçekleştiğini belirtti.
Tekin, gelecek yıl için Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine 1 trilyon 90 milyar 229 milyon 668 bin lira tahsis edildiğini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin, 2020 yılından itibaren harcamaların program sınıflamasına göre tasnif edildiğini anlatan Tekin, "Harcama önceliği, geliştirme konusunda karar alıcılara kamu hizmet sunumu performansına ilişkin bilgilerin sağlandığı ve bu bilgilerin kaynak tahsisi sürecinde sistematik olarak kullanıldığı program bütçe çerçevesinde hazırlanmaktadır." ifadelerini kullandı.
Tekin, 2024 yılında engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim programına 56 milyar 922 milyon 916 bin lira, hayat boyu öğrenme programına 21 milyar 77 milyon 399 bin lira, ölçme, seçme ve yerleştirme programına 468 milyon 3 bin lira, ortaöğretim programına 331 milyar 287 milyon 777 bin lira, temel eğitim programına 574 milyar 564 milyon 240 bin lira, uluslararası eğitim işbirlikleri ve yurt dışı eğitim programına 11 milyar 300 milyon 859 bin lira, yönetim ve destek programına 94 milyar 608 milyon 474 bin lira ödenek ayrıldığını bildirdi.
Yusuf Tekin, 345 milyar 814 milyon 782 bin lirası YÖK, YÖKAK ve üniversitelerin bütçesi, 4 milyar 692 milyon 832 bin lirası ÖSYM Başkanlığı bütçesi, 132 milyar 990 milyon 126 bin lirası Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi, 19 milyar 709 milyon lirası ilköğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı giderleri, taşımalı ilköğretim ve ortaöğretim uygulaması kapsamında öğle yemeği giderleri ve özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin taşıma giderleri için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak ödenek, 1 milyar 300 milyon lirası okullarda kullanılacak kömür alımları için Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinde tefrik edilen ödenek, 25 milyar 171 milyon lirası aday ve çıraklara ödenecek devlet katkısı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinde tefrik edilen ödenek olmak üzere eğitim bütçesinin 1 trilyon 619 milyar 907 milyon 408 bin lira olarak öngörüldüğünü söyledi.
Eğitimin, ülkenin yarınını şekillendiren en önemli unsur ve insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi olduğunu vurgulayan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı 2024 yılı bütçesinin eğitim ailesine, öğretmenlere, öğrencilere ve velilere hayırlı olmasını temenni etti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 2024 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, eğitim alanında Cumhuriyet tarihinin en büyük çöküşüne tanıklık ettiklerini, eğitimin tahrip edildiği bir dönemden geçildiğini öne sürdü.
Milli Eğitim Bakanlığının "batık proje bakanlığı" olduğunu savunan Açıkel, MEB'in dik yazı uygulamasından eğik yazı uygulamasına geçtiğini, 12 yıl boyunca uygulamanın yürürlükte kaldıktan sonra kaldırıldığını söyledi.
MEB'in "sözde asrın projesi olan" Fatih Projesi'ni uyguladığını ancak Kovid-19 sürecinde öğrenci ve öğretmenler teknolojik yetersizliğin mağduru olduğunu ileri süren Açıkel, "Son olarak öğretmenlik meslek kanunu deneyi başladı. Önce öğrencileri denek olarak kullanan Milli Eğitim Bakanlığımız şimdi de fedakar öğretmenlerimizi denek ve deneme tahtası olarak kullanmaya başladı." diye konuştu.
Deprem bölgelerinde eğitim krizinin yaşandığını savunan Açıkel, "Deprem bölgesinde eğitim adeta kaderine terk edilmiştir. Büyük bir travma ile karşı kaşıya kalan depremzede öğretmen ve öğrenciler, psikolojik sorunlarla yapayalnız kalmıştır. Bu sorunlar acil çözüm beklemekteyken çok sayıda PDR öğretmenimiz istihdam edilip, deprem bölgelerinde görevlendirilebilecekken bu yapılmamaktadır." ifadesini kullandı.
- "5 yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalı"
HEDEP Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, eğitim harcamalarının büyük kısmının velilerin sırtına yüklendiğini, geçim sıkıntısı çeken velilerin bu yükün altında kaldığını dile getirdi.
Öğretmenliğin teknik bir mesleğe dönüştürülerek toplum ve okul üzerindeki etkisinin görünmez kılınmak istendiğini söyleyen Sayyiğit, öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında bir ücretle yaşamaya mahkum edildiğini savundu.
Sayyiğit, "Temmuz 2016'dan bu yana kadrolu atama yapmak yerine sözleşmeli atamalarla güvencesizliği dayatan politikalarla karşı karşıyayız. Yine mülakat dayatmasıyla atamalarda hakkaniyet gösterilmemiş, hak ihlalleri yaygınlaştırılmıştır." dedi.
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, eğitim çağındaki çocukların çoğunun kahvaltı yapmadan okula gittiğini belirtti.
Sunat, İYİ Parti olarak "Rüzgargülü" adı altında, devlet okullarında sabah ve öğlen yemeklerinin verilmesi için proje geliştirdiklerini hatırlatarak, öğrencilere verilecek bir öğünün bile bütçe kalemlerinin içinde yer almamasından üzüntü duyduklarını kaydetti.
Okullarda 5 milyon öğrenciye yemek verileceğinin söylendiğini belirten Sunat, "Bırakın onu, ana okullarında katkı parası bile devam ediyor." diye konuştu.
11. Kalkınma Planı'nda 5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınacağının ifade edilmesine rağmen bunun gerçekleşmediğini belirten Sunat, bu hedefe 12. Kalkınma Planı'nda ise hiç yer verilmediğini kaydetti. Sunat, "5 yaş zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır." dedi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yeniden ele alınmasını isteyen Sunat, ücretli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması gerektiğini söyledi.
- "Mülakat kaldırılmalı, şeffaflık sağlanmalı"
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, eğitimin, devlet politikası haline dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.
Karaman, "Sayın bakandan bundan sonra süreklilik arz edecek çalışmalar beklemekteyiz. Son 25 yılda 15 kez sınav formatı ve katsayı değişikliği gerçekleşmiş. Bu kadar yapboz tahtasına dönmüş bir sistemden ne bekliyoruz?" diye sordu.
Eğitimde başarı isteniyorsa bunun üçlü bir saç ayağına bağlı olduğunu kaydeden Karaman, "Öğrencinin hevesi, öğretmenin nefesi, anne babasının kesesi. Ne yazık ki öğrencide heves yok, öğretmenin nefesi kesilmiş, anne babanın ise kesesi boş." diye konuştu.
Mülakat sistemini de eleştiren Karaman, "Mülakat kaldırılmalı, şeffaflık sağlanmalı." ifadesini kullandı. Karaman, ücretli öğretmenlik sisteminin de yeniden düzenlenmesini istedi.
- Öğretmenlere araştırma geliştirme tazminatı talebi
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, bütçeden en büyük payın eğitime ayrılmasının, eğitime, eğitim hizmetlerinin yaygın ve erişilebilir olmasına ve fırsat eşitliğinin sağlanmasına verilen önemin göstergesi olduğunu söyledi.
Aksu, eğitim sisteminin, çocukların hayatının her alanında millete değer kazandıracak, onu geliştirecek ve kalkındıracak bir donanıma sahip olmasını, bilgi toplumunun gerektirdiği beceriler ile uluslararası rekabet yeteneğine sahip, teknoloji kültürü gelişmiş insan gücü olmasını sağlayacak şekilde yapılandırılması gerektiğini kaydetti.
Atanamayan öğretmen sorununun kademeli olarak çözülmesi gerektiğinin altını çizen Aksu, bu konunun sorun olmaktan çıkarılmasını gerektiğini vurguladı.
Öğretmenlerin, mesleki olarak kendilerini geliştirme ve yenilemeleri, çağın, çocukların gerisinde kalmamaları için alanlarıyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmelerine imkan sağlanması gerektiğini aktaran Aksu, "Bu doğrultuda parti olarak, öğretmenlerimize araştırma geliştirme tazminatı adı altında ilave bir ödenek verilmesinin doğru olacağını değerlendiriyor ve öneriyoruz." dedi.
Üniversite sayısının artırılmasıyla, en büyük sorunlardan biri olan "yükseköğretime ulaşılabilirlik" sorunun çözüldüğünü, fırsat eşitliğinin büyük ölçüde sağlandığını kaydeden Aksu, "Bu şekilde Türkiye, sınavsız üniversiteye geçişi başarabilecek üniversite zenginliğine ve yeterliliğine sahip hale gelmiştir. MHP olarak üniversite giriş sınavının kaldırılmasını; bunun yerine orta öğretim başarısını ve orta öğretim sonunda yapılacak olgunlaşma sınavını esas alan, fırsat eşitliğini gözeten üniversiteye geçiş sisteminin uygulamaya konulmasını öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kariyer basamakları çıkarılırken tüm dünya incelendi"
AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, 2002'den bu yana her kademede, okullaşma oranının OECD ortalamalarına yaklaştığını, fırsat eşitliğini sağlama çalışmalarının sonuç vermeye başladığını söyledi.
"Öğretmenler için ne yapsak az" diyen Erdem, öğretmenlerin ücretlerine 2002'den bu yana devlet imkanları ölçüsünde önemli katkılar yapıldığını söyledi. Öğretmenlik Meslek Kanunu'na yönelik eleştiriler yapıldığını anımsatan Erdem, "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu eleştirmeyi haksızlık olarak görüyorum. Öğretmenlerimizin diğer kamudaki görevlilerden faklı olduğunu bu sayede sağlamış olduk."dedi.
Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin maaşlarının ek derslerle yaklaşık 26 bin liraya, uzman öğretmenlerin maaşlarının ise 35-36 bin liralara geldiğini belirten Erdem, bunun yeterli olmadığını vurgulayarak, "Yetmez ama 2002'de 407 liradan bugün bu rakamlara gelmiş olması öğretmenlerimize verdiğimiz kıymetin bir değeridir. Kariyer basamakları çıkarılırken tüm dünya incelendi, yeni bir şey değil." ifadesini kullandı.
Erdem, 2003 yılında Türkiye'de 13 milyon 675 bin öğrenci olduğunu, şimdi 19 milyonun üzerinde öğrenci bulunduğunu aktararak, 1 milyon 160 bin öğretmenle her kademede iyileştirme sağladıklarını kaydetti.
Kahramanmaraş merkezli depremleri anımsatan Erdem, depremde MEB'in önemli işler yaptığını, öğretmenlerin illerde seferber olduğunu söyledi. Deprem bölgesinde 93 binanın yıkıldığını vurgulayan Erdem, şunları ifade etti:
"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 1022 ağır hasarlı, 476 orta hasarlı, 4 bin 675 az hasarlı okul tespit edildi. Hasarsız bina sayısı 9 bin 473. Bakanlığımız eğitim öğretim dönemini başlattı. Kısa sürede 117 bin derslik ilave edildi. 2024'ün sonun kadar da derslik ihtiyaçlarının bir kısmı çelik konstrüksiyon yapılarak bitirilecek. Deprem bölgesine ciddi öğretmen atamaları yapılmış, öğretmenlerimizin adaptasyonları için psikolojik destek eğitimleri gerçekleştirilmiştir. Öğretmenlerimize kalmaları için de ciddi sayıda konteyner verildiğini görüyoruz."
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, öğretmenlerin neredeyse tamamının yoksulluk sınırı altında olduğunu öne sürdü. Meslekte 25 yıldır çalışan bir öğretmenin, 24 bin 154 lira maaş aldığını kaydeden Köksal, "Siz öğretmene ne veriyorsunuz? Beyaz önlük. Doktorların simgesi olan bir beyaz önlük var. Bir meslek grubunun simgesi haline gelmiş giysinin, başka bir meslek grubu için önerilmesi uygun ve samimi değil. Eğer öğretmen giysisini korumak istiyorsa istediği renklerde başka önlükler giyebilir. Bu tamamen kişisel tasarrufuyla olmalıdır. Bakanlık bu konuda herhangi bir yükümlülük getirmemeli." diye konuştu.
MEB'in Diyanet İşleri Başkanlığı ile Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesi yürüttüğünü bildiren Köksal, proje ile vaiz, din işleri uzmanların okullarda ders vermek için görevlendirildiğini aktardı. Köksal, bu kişilerin pedagojik formasyonunun olup olmadığını, bu kişilere ödenen maaşın hangi bakanlık tarafından karşılandığını sordu. 1 milyonu aşkın öğretmenin atama beklediğini aktaran Köksal, şunları söyledi:
"Sözleşmeli öğretmenler kadro beklerken, ücretli öğretmenler açlık sınırın altındaki maaşlarla yaşamaya mahkum edilirken, ÇEDES gibi bir projeye bütçe harcamanın tek dayanağı acaba laik eğitim sistemi ile oynamak mı? Siz birçok kez karma eğitime karşı olduğunuzu ifade ettiniz, kız çocuklarının okula gönderilmeme gerekçesi olarak karma eğitimi gösterdiniz. ÇEDES ile kız çocuklarının okula gönderilme oranı artmış mıdır yoksa azalmış mıdır? Kız çocuklarının okula devamsızlığının, okul terkinin en önemli sebebi yoksulluktur. Bu ülkede çocuklar evlendiriliyor çocuk yaşta okuyacakken doğum yapıyor, siz buna karşı önlem almak yerine karma eğitimi suçluyorsunuz."
Bu sözlere Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Siz de dinlediğinizi anlamıyorsunuz." diyerek tepki gösterdi.
-"Siz hangi eğitim kalitesinden bahsediyorsunuz?"
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, okul öncesi eğitimin 3 yaştan itibaren zorunlu ve ücretsiz olması gerektiğini söyledi. "Okul öncesi eğitimde zaten felaket durumdayız." diyen Özlale, ilköğretimde öğrencilerin haftada 5 saat matematik dersi aldığını belirterek, "Her hafta beş saat matematik eğitimi alan öğrencilerin yüzde 8,21'i LGS matematik sınavında doğru yapamıyor, sıfır doğrusu var. 5'ten daha fazla doğru matematik sorusu çözen çocukların oranı yüzde 30. Bunlar bizzat Milli Eğitim Bakanlığının istatistikleri. Siz hangi eğitim kalitesinden bahsediyorsunuz?" diye konuştu.
-"Çocuklar aç, hangi beslenme kültürünü öğreteceksiniz?"
HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de "sağlıklı büyüyen Türkiye için okullarda sağlıklı besleniyorum" sözlerinin sarf edildiğini belirtti. Koçyiğit, "Çocuklar aç, hangi beslenme kültürünü öğreteceksiniz? Beslenme çantasına insanlar kuru ekmek koyamıyorlar, sabah okula aç gidip aç geliyorlar. Servis parası bulamıyorlar ama siz burada beslenme kültürü kazandıracaksınız. Hangi çocuklara? Ayda bir kere et yiyemeyen çocuklara... Vallahi aklımızla dalga geçseniz bu kadar olur." ifadesini kullandı.
-"Yükseköğretim kurumlarında bir planlamaya gitmek gerekir"
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, AK Parti iktidarında, altyapı, insan kaynağı, müfredat noktasında çok büyük değişimler yaşandığını belirtti. Güneş,"Ülkemizdeki derslik sayısını 343 bin 194'ten almışız, 613 bin 875'e çıkarmışız. Neredeyse iki katına. Öğretmenlerimizin gücünü de katbekat artırmışız. 798 bin 735 öğretmen atadık."diye konuştu.
Atanamayan öğretmenlerin sorunlarının komisyonda dile getirildiğini belirten Güneş, AK Parti iktidarı döneminde 800 bine yakın öğretmen ataması yaptıklarını söyledi. Bu sorunun sadece öğretmen atamasıyla olmayacağını vurgulayan Güneş, "Mutlaka yükseköğretim kurumlarında bir planlamaya gitmek gerekir." dedi.
28 Şubat sürecinde meslek liselerinin önünün kesildiğini söyleyen Güneş, bundan ülkenin zarar gördüğünü kaydetti. Meslek liselerine yönelik de önerilerde bulunan Güneş, şöyle konuştu:
"Meslek liselerinin çeşitlendirilmesi lazım. Ortaokula giden öğrencilerin yatkınlığının tespit edilmesi lazım. Neye yatkınlığı varsa o alanda mesleki eğitim alması lazım. Bu öğrencilere üniversiteye girişte de kolaylıklar sağlanması lazım."
- Öğretmenlere 24 Kasım'da 1 maaş ikramiye talebi
MHP Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç, öğretmenlerin baş tacı olduğunu söyledi. 1 Kasım 2023 tarihinden itibaren MEB'e bağlı eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığı görevlendirilen öğretmenlerin ek ders ücretlerinde yüzde 25 artış sağlandığını aktaran Kılıç, bunu olumlu bulduklarını ve desteklediklerini bildirdi. Kılıç,"Bu gelişmeye ilave olarak beklentimiz, öğretmenler gününü kutladığımız 24 Kasım'da, öğretmenlerimizi motive etmek, ekonomik bakımdan desteklemek için bir maaş ikramiye verilmesini içeren Türk Eğitim Sen'in çalışmalarını da gündeminize almanızdır." diye konuştu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, İstanbul'un, Marmara Bölgesi'nin diken üzerinde olduğunu söyledi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile özel bir ekip kurulmasını isteyen Temurci, "Okullarımızın İstanbul'da elden geçirilmesi lazım. Gerçekten bu konuda bizim acil bir şey yapmamız gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, konuşmasının ardından çocukların ücretsiz yemek yemesi için başlatılan kampanyada toplanan 10 bin imzayı içeren dosyayı Bakan Tekin'e verirken, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ise o anların görüntüsünü çekti. Bunun üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş, "Burada siz çekim için bulunmuyorsunuz. Sadece kendi milletvekilinizi çekebilirsiniz ama Sayın Bakan ile diyalog içerisine girme hakkınız yok." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de şikayetçi olduğunu, yapılanın özel hayatın ihlali olduğunu vurguladı. Tekin, "Nezaketen izin almanız gerekiyordu. Şov malzemesi haline dönüştüremezsiniz." diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'den yurt dışına ciddi bir beyin göçü olduğunu savundu. "Milli Eğitim Bakanlığının bursuyla Türkiye'den yurt dışına gidenlerin hemen hemen hiçbiri geri gelmiyor" diyen Türeli, burs kapsamında yurt dışına gidenlere bir taahhütname imzalatıldığını aktardı. Türeli, "Ben tanığıyım, okulu, üniversiteyi bitirdikten sonra ilk işe girdikleri firma onlara toplu para verdi, hepsi onu yatırdı, geri gelmediler." dedi.
Türkiye'nin bir sıçramaya ihtiyacı olduğunu belirten Türeli, bütçeye baktığında bu sıçramayı yaptıracak bir şey göremediğini ifade etti. Türeli, "Daha önce söylenen şeylerin burada yeniden tekrarlandığını görüyorum, bundan da büyük üzüntü duyuyorum." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban da eğitim kadrolarındaki öğretmen açığının ücretli öğretmenlik uygulamasıyla kapatılmaya çalışıldığını savundu.
Gürban, "Ücretli öğretmenlerin gerek aldıkları gerekse hazır bulunuşluk seviyesi göz önünde bulundurulduğunda, eğitimde fırsat eşitliği zedelenmektedir." dedi. Gürban, ücretli öğretmenlerin ders saati başına aldıkları ücretlerinin de arttırılmasının elzem olduğunu söyledi.
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, "eğitimin yapboz hale gelmesi" tartışmalarının, milletvekilleri tarafından sık sık gündeme getirildiğini belirtti. Yegin, "Her şeyin korkunç bir hızla değiştiği bir ortamda eğitim hayatı da eğitim sistemi de zaman zaman bu değişiklikleri yakalayacaktır." dedi.
Dünyanın bütün koşullarıyla olduğu yerde durmadığı için sistemde de zaman zaman değişiklikler olabileceğini vurgulayan Yegin, "Bu değişikliklere dönük itirazlar, eleştiriler, yerinde bulmalar veya geliştirilmesi gerektiğine dönük eleştiriler olabilir ama ben 'eğitim yapboz tahtasına dönüştürüldü' tarzı yaklaşımları, dünyanın yaşadığı bu hızlı dönüşüme ayak uydurma ve onun önüne geçme çabasını biraz yerinde görmemek olarak değerlendiriyorum." ifadesini kullandı.
"Biz eğitimi özgürleştiren bir iktidar olduk" diyen Yegin, iktidara gelmeden önce hem eğitime ulaşımda hem teknik altyapıda hem de özgürlükte sorunların olduğunu vurguladı. Yegin, "İnsanlar yaşam tarzlarına ilişkin bariyerlere takıldığından dolayı bu eğitim hakları engelleniyordu. Çok işlendi bu konular, tekrar altını çize çize vurgulamayacağım ama sadece öğrencinin yaşam tarzından dolayı eğitimden uzak kaldığını bazen söylüyoruz. Öğretmenlerimiz de yaşam tarzından dolayı eğitim ortamından uzaktı, kılık kıyafetinden dolayı engellenen öğretmenler vardı." diye konuştu.
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'de meydana gelen depremde vatandaşların hayatını kaybettiğini, deprem nedeniyle birçok binanın hasar gördüğünü anımsattı. Devletin bütün organlarıyla İzmirlilerin acısının hafifletilmesi ve yaralarının en kısa sürede sarılması için seferber olduğunu hatırlatan Osmanağaoğlu, "Bu depremin etkilediği ilçelerimizin başında Bayraklı ilçemizde hasarlı okul binaları boşaltılmış, öğrencilerimiz başka okullara kaydırılmış ve binaların yıkımları tamamlanmıştır. Yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılmasına ise çok kısa sürede başlanmıştır. Bayraklılı hemşehrilerimiz inşaat sürecinin bir an önce bitirilerek okullarının hizmete açılmasını dört gözle beklemektedir." dedi.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den mesleki eğitime odaklanmalarını, öğrencilerin iş, sanayicinin ise işçi bulamadığı açmaza son vermesini istedi. Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programında suistimallerin olduğuna yönelik haberlerin bulunduğunu aktaran Ekmen, "MESEM programını teftiş programı içerisinde denetime alınız." dedi.
HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Tekin'e, "Üniversite stajları SGK borçlanmasına ne zaman dahil edilecek?" diye sordu.
Komisyonda, konuşmaların tamamlanmasının ardından soru cevap bölümüne geçildi.
