2005-05-06 - 18:30
TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ'NCE DÜZENLENEN "AB SÜRECİNDE KAMU HARCAMALARININ DENETİMİ" KONULU PANEL, TBMM'DE YAPILDI
Türk Parlamenterler Birliği tarafından düzenlenen panelde, AB sürecinde kamu harcamalarının denetimi, anayasal boyutu ve yasal düzenlemeler ele alındı.
Türk Parlamenterler Birliği tarafından düzenlenen panelde, AB sürecinde kamu harcamalarının denetimi, anayasal boyutu ve yasal düzenlemeler ele alındı.

Türk Parlamenterler Birliği'nin, TBMM Eski Senato Salonu'nda düzenlediği ''Avrupa Birliği sürecinde kamu harcamalarının denetimi, anayasal boyut, yasal düzenlemeler ve Avrupa Birliği müzakereleri'' konulu panelin son oturumunda, siyasi parti temsilcileri görüşlerini aktardılar.

AK Parti Ordu Milletvekili Cemal Uysal, kamu kaynaklarının denetimi ile ilgili mevzuat değişikliği çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Uysal, Sayıştay'ın güçlendirilmesi gerektiğini, bunun için de girişimlerde bulunacaklarını söyledi. Uysal ayrıca, kamu harcamalarının daha verimli ve şeffaf olacağını bildirdi.

''DENETİMLER TARAFSIZ YAPILMALIDIR''
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''söylemler ile uygulamaların farklı olmasının'' Türkiye'nin temel sorunları arasında yer aldığını söyledi.

Halen belediyelere ait şirketlerin, kamuya ait olmasına rağmen tümüyle denetim dışında tutulduğuna değinen Kılıçdaroğlu, ''Kamu kaynaklarını kullanıyorlar ama denetime tabi değiller. Kendi kaynaklarımızı denetliyoruz ama AB'den gelen kaynakları denetlemiyoruz'' dedi.

Sayıştay'ın üye atamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Yargıtay ve Danıştay üyelerini kendileri seçiyor. Sayıştay'a aday üyeler ise milletvekillerinin peşlerinde dolanıyor. Parlamento'nun gölgesi olmamalı, denetimler tarafsız yapılmalıdır'' diye konuştu.

DENETİM SİSTEMİ
ANAP Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlu, Türk siyasetinin de AB standartlarına uyması gerektiğini, aksi halde denetim sisteminin değiştirilemeyeceğini ileri sürdü.

Eski milletvekili Ahmet İyimaya, saydamlık ve katılımın bütün raporlarının gazete ve televizyonlarda yayınlanması gerektiğini, hükümleriyle birlikte de internet ortamına yüklenmesi gerektiğini ifade etti.

SHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kul ise denetim görevini üstlenen kurumların bağımsız olması gerektiğini söyledi.

Sayıştay'ın kamunun yüzde 13'ünü denetlenme yetkisine sahip olduğunu vurgulayan Kul, ''Sayıştay'ın denetleme yetki alanı artırılmalıdır. Gerekirse özel şirketlerin denetiminin de Sayıştay tarafından yaptırılmasına imkan sağlanmalıdır'' dedi.

Panelde konuşan Prof. Dr. Nihat Falay, AB sürecinde artık hiçbir kamu kurumunun Sayıştay denetimi dışında kalamayacağını söyledi. Çok yıllı bütçe uygulamasının ABD'de uygulandığını ancak yüzde 47 oranında başarılı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Falay, çok yıllı bütçeye büyük umutlar bağlanmamasını önerdi.

Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) Başkanı Fikri Keskin de Türkiye'de ve dünyada yüksek denetimin tarihçesini anlattı. Keskin, TBMM KİT
Komisyonu'nun yaptığı denetimin Türkiye'de şeffaflığın ön planda tutulduğu tek denetim olduğunu söyledi. YDK raporlarında 1936 yılından sonra ''Sümerbank'ın özelleştirileceğinin'' belirtildiğini anımsatan Keskin, ''O dönemlerde kara geçen bu tür kuruluşların özel sektöre devri önerilmişti. Bu
raporlarımızda yer alıyor'' dedi.

Eski bakanlardan Prof. Dr. Nami Çağan da parlamentoların kamu harcamalarını bütçe kanunları ile denetlediğini ifade ederek, ''yasalarımıza göre, harcama gerektiren önerilerde kaynak gösterme zorunluluğu var ama buna ne Meclis ne de Anayasa Mahkemesi dikkat ediyor'' diye konuştu. Çağan, bütçedeki faiz ve borç ödemesi gibi zorunlu harcamaların, parlamenter denetimi engellediğini anlattı.

Prof. Dr. Rıza Ayhan da parlamenter denetimin yargı boyutu ve AB ile kıyaslamasına ilişkin bir bildiri sundu.