2009-10-22 - 16:40
NAZARBAYEV: ''TÜRK DÜNYASININ İKİ BÜYÜK ÜLKESİ KAZAKİSTAN VE TÜRKİYE'NİN BİRLİKTE YAPACAĞI ÇOK İŞ VAR''
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev TBMM Genel Kuruluna hitap etti. Genel Kurula gelişinde milletvekillerinin ayakta alkışladığı Nazarbayev, TBMM'ye hitap etmekten onur duyduğunu söyledi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, TBMM Genel Kuruluna hitap etti.

Genel Kurula gelişinde milletvekillerinin ayakta alkışladığı Nazarbayev,
TBMM'ye hitap etmekten onur duyduğunu söyledi. Nazarbayev, şöyle devam etti:
''Çünkü, Mustafa Kemal Atatürk 1920'li yıllarda, yeni Türkiye'nin
bağımsızlığı için yürüttüğü milli mücadeleyi ülkenin yeni başkenti Ankara'daki bu
Büyük Meclis'ten yönetmiş ve onu 'benim en büyük eserim' olarak ifade etmişti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, dahi şahsiyet Atatürk daha o zamanlarda
bile, diğer Türk devletlerinin günün birinde bağımsızlıklarına kavuşacağını büyük
bir öngörüyle ifade etmişti. Tarihimiz bugün bu sözlerin doğruluğunu ispatlamıyor mu?''
Türkiye'nin, ülkesinin bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olduğunu anımsatan
Nazarbayev, ''Bunu hafızamızda sonsuza dek saklayacağız'' dedi.

-''MÜTEŞEKKİRİZ''-

Nazarbayev, şunları söyledi:
''Kazak halkı olarak, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çarlık
Rusyası ve daha sonra Sovyet yönetimi altında olduk. O zamanlar Kazak isminde bir
halk ve Kazakistan isminde bir devlet dünya haritasında yer almadı. Son yüz elli
yıl içinde dinimizi, dilimizi, kültürümüzü az kalsın tamamen kaybediyorduk.
Fakat, bizler atalarımızın ve analarımızın büyük tarihini, kahraman ecdatlarımızı
hiç unutmadık.
199O'lı yılların başında Sovyetler Birliği dağıldı ve bizler
bağımsızlığımızı ilan ettik. Yeni bir devlet kurmak, onun ekonomisini geliştirmek
ve halkımızın psikolojisini değiştirmek kolay olmamıştır. Yine de bizler o
dönemdeki 'dar yol ve kaygan geçitleri' başarıyla aştık.
Bugünkü Kazaklar, sizlerin kardeşleriniz olarak eski yüce Türk
atalarımızın ilk yurtlarında yaşamaktadırlar.
Bugünkü Kazakistan, temeli sağlam, ekonomisi gelişmiş, dünyada kendine
saygın bir yer edinmiş bir devlet haline geldi. Böylece Kazak topraklarını, büyük
bozkırları muhafaza eden ecdatlarımızın rüyası gerçekleşmiş oldu. Geçen yüzyılın
son on yılında bizler de sizler gibi özgür olduk. Türkiye Cumhuriyeti, tüm Türk
halkıyla bizi destekledi. Biz bundan dolayı müteşekkiriz.''
Türkiye'ye ziyaretinden önce Başkent Astana'nın en güzide mekanlarının
birinde Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük bir heykelini açtıklarını kaydeden
Nazarbayev, ''Bu heykeli Kazak halkının sizlere olan kardeşlik duygularının bir
tezahürü olarak kabul ediniz. Bu sebeple, bugün hepinize, Ankaralılara, tüm
kardeş Türk halkına Astana'mızın sıcak selamını, tüm Kazak halkının samimi
duygularını beraberimde getirmiş bulunuyorum'' diye konuştu.
Ülkesinin sağladığı gelişmeleri anlatan Nazarbayev, ''Devamlı olarak
kardeş Türkiye'ye güvendik ve desteklerinizi gördük'' dedi.
Nazarbayev, Türkiye'nin başarılarına sevindiklerini, son yıllarda Türkiye
ekonomisinin dünyada 17, Avrupa'da ise 6. sıraya yükselen, sanayisi hızla gelişen
bir ülke haline geldiğini anlattı.

-''YÜZÜNÜZÜ DOĞU'YA DA ÇEVİRMENİZ YERİNDE OLURDU''-

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye küresel siyasette de özel bir konumu ve kendi bölgesinde de
büyük bir gücü olan ülkeye dönüştü. Ortadoğu sorunu, İran, Irak, Afganistan,
Kafkasya'daki çatışmaların çözümünde Türkiye'nin rolünün daha da devam edeceği
muhakkaktır. Biz, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasını destekliyoruz.
Bununla beraber, akraba olarak 'yüzünüzü Doğu'ya da çevirmeniz yerinde olurdu'
diye düşünüyoruz. Rusya ile stratejik ortaklık geliştirilmesi, Çin ile dengeli
bir siyaset yürütmesi Türkiye'nin itibarını yükseltecektir. Bu çerçevede
Ankara'nın Türk dilini konuşan akrabalarıyla yakın ilişki siyasetini takip etmesi
bizi özellikle memnun etmektedir.
Bu hususta Kazakistan'ın da elinden geleni esirgemediğini Türk
kardeşlerimiz iyi bilmektedir. Türk dünyasındaki işbirliğinin hiç kimseye karşı
olmadığı açıktır; bu süreci aralarındaki ilişkiler kesintiye uğramış kardeş
ülkelerinin bir birine olan samimi ilgisi olarak değerlendirmek gerekir.
Kanımca biz ancak kendi aramızda bir güç birliği yaptığımızda, Türk
medeniyetini dünyaya tanıtabiliriz, diğer milletlerle eşit ve prestiji yüksek
devletler olarak, kalkınarak bir yere varabiliriz.
Kazakistan'ın inisiyatifi ile geçen yıl çalışmasına başlayan Türkçe
konuşan devletlerin Parlamenterler Asamblesi ve Aksakallar Konseyi'nin devamı
olarak, bizler yakın zamanda Nahçıvan'da gerçekleşen zirvede Türk Dili Konuşan
Devletler İşbirliği Konseyi'ni, kısaca Türk Konseyinin kurulmasıyla İlgili
anlaşmayı imzaladık.
Netice itibarıyla, yüce Atatürk'ün asil ülküsü, Turar Riskulov ve Mustafa
Şokay gibi Türklerin birliğini sağlamaya hayatlarını adayan bütün aydınlarımızın
idealleri gerçekleşme yolundadır.
Bizim ulu ecdatlarımız Altaylar'dan Akdeniz'e kadar geniş bozkırlara
hükmetti. İlk defa dünyaya örnek olan ortak kubbe - keçe evi, bundan başka
demiri, pantolonu, ok ve yayı, ayakkabı ve topuğunu, üzengiyi icat ettiler. Bize
unutulmaz kahramanlık destanları ve birçok manevi hazineler bırakmışlardır. Tüm
bunları dünyaya anlatma zamanının artık geldiğini düşünüyorum.''

-''YURTTA SULH, CİHANDA SULH''-
l
Atatürk'ün ''yurtta sulh, cihanda sulh'' ilkesinin günümüzde önemini
kaybetmediğini ifade eden Nazarbayev, nükleer silahlanmadan duyduğu endişeyi de
dile getirdi.
Nazarbayev, ''Afganistan, Irak, Kafkasya'daki çatışmalara çözüm üretme
çalışmalarını aktif bir şekilde katkıda bulanacağız'' dedi.
Ülkesinin 3 bin genci yurt dışına eğitime gönderdiğini anlatan
Nazarbayev, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde
başlatılan Türkiye'ye de öğrenci gönderme sürecinin sürdüğünü anlattı.
Nazarbayev, Türk gençlerinin de Türkistan'daki Ahmet Yesevi Üniversitesinde
öğrenim gördüğünü hatırlattı.
Nazarbayev, şöyle konuştu:
''Türk dünyasının iki büyük ülkesi Kazakistan ve Türkiye'nin birlikte
yapacağı çok iş var. İki veya çok taraflı olsun eldeki imkanları tam olarak
kullanamıyoruz. Ticaret, yatırım, ekonomi, ulaştırma gibi birçok alanda kapsamlı
ortak projeleri gerçekleştirmek için yeterli potansiyele sahibiz.
Bağımsızlığımızın ilk yıllarında yabancı yatırımlara muhtaçtık. Türkiye'den gelen
yatırımların ve kredilerin bize katkısı büyük olmuştur. Bu sayede güçlendik ve
artık biz de dışarıya yatırım yapan bir ülke konumuna geldik. Son rakamlara göre,
Kazakistan-Türkiye ticaret hacmi 3 milyar dolara ulaştı. Ancak bu durum kardeş
ülkeler arasındaki ilişki seviyesine hala layık değildir.
Çünkü, Türkiye'nin jeo ekonomik ve jeo siyasi ağırlığına uygun ve
ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak petrol ve gaz boru hatları projelerinin
var olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye'nin dünya yakıt koridoru olmaya her türlü
imkanları mevcut ise Kazakistan'ın da bu projelere katkısı büyük olabilir. Bu
yüzden zamanın Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını nasıl desteklediysek, aynı şekilde
Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesine Rusya ile birlikte katılmaya
hazırız.''
Nazarbayev, yaşanan küresel ekonomik krizi kendi kaynaklarıyla
yönettiklerini anlatarak, Türk işadamlarını yürüttükleri önemli projelere katkı
yapmaya çağırdı.
''İkili ilişkilerimizi geliştirmek yolunda yapacak daha çok işimiz var''
diyen Nazarbayev, özel sektör ve sivil toplum kurumlarının kollarını sıvamasını
istedi.
Nazarbayev, ''İkili ilişkilerimizi geliştirme hususunda halkın seçtiği
milletvekillerimizin yapacağı katkıların büyük olacağı düşüncesindeyim'' dedi.
Nazarbayev, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hepinizi tüm kardeş ve akraba Türk halkını, önümüzdeki milli bayram,
Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla en içten dileklerimle, yürekten kutluyorum.
Birlik, beraberlik ve başarılar diliyorum. Kazakların bilge şairi Abay, bir
şiirinde 'Huzurdan daha iyi bir dost bulamadım' demektedir. Öyleyse halklarımızın
arasındaki dostluk ebedi olsun. Yaşasın Kazakistan, yaşasın Türkiye.''
Nazarbayev, konuşmasının ardından milletvekilleri tarafından ayakta
alkışlandı.
Konuk Cumhurbaşkanı'na, makam aracına kadar TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin
ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eşlik etti.