2006-03-01 - 18:50
Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Tasarı kabul edildi.
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Ek İhtiyari Protokol, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin denetim organı olan İnsan Hakları Komitesi'ne, insan hakları ihlalleri nedeniyle mağdur olan bireylerden gelen şikayetleri kabul etme ve inceleme yetkisi veriyor.
Görüşmeler sırasında AK Parti grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Salih Kapusuz Türkiye'nin, Loizidu davasını kaybetmesinin ardından Rumların açtığı diğer davalarda da mahkum olmasını önlemek amacıyla, Rumların KKTC'deki mülkleri ile ilgili olarak geçmişte de var olan bir komisyonun, tekrar aktif hale getirildiğini söyledi.
''Bu komisyon kuruldu çünkü 40 milyar dolara varıncaya kadar bir rakamın ödenebileceğinden bahsediliyor'' diyen Kapusuz, AİHM'in, Rumların KKTC'deki mülkleriyle ilgili olarak, iç hukuk yolları tüketilinceye kadar yapılan başvuruları ele almama kararı verdiğini kaydetti.
''KIBRIS ELDEN GİTMEMİŞTİR''
Kapusuz, komisyon kurulmasının eleştirilmesi yerine, teşekkür edilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Türkiye hep uzlaşmaz taraf olarak takdim edildi. Annan Planı gündeme getirilince, biz bu plana sahip çıktık. Ancak Rumlar, çözümden yana olmadıkları için planı kabul etmedi. Bu da Türk tarafının lehine oldu.
Hükümetimiz, Kıbrıs konusunda 10 maddelik bir plan açıkladı. Plan, dünya kamuoyunda ilgi çekerken, Rum tarafında infial yarattı. İngiltere Dışişleri Bakanı, 'Rum tarafının uzlaşmaz tavrı devam ederse, KKTC'yi tanıyabiliriz' dedi ve KKTC'ye gelerek, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüştü. Bunlar hep Türkiye'nin lehine olan şeylerdir. 'Kıbrıs elden gitti' diyenlere şunu söyleyebilirim; Kıbrıs elden gitmemiştir.
''HADİ BE ANNEM Mİ DİYECEKLER?''
Görüşmeler sırasında CHP grubunun görüşlerini açıklayan Grup Başkanvekili Haluk Koç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Loizidu davasında, ''KKTC'nin, Türkiye'nin etki alanında olduğunu'' iddia ederek, Türkiye'yi tazminata mahkum ettiğini vurguladı.
Mahkumiyetin ardından yaklaşık 1400 Rum'un da AİHM'ne dava açtığını belirten Koç, olayın Türkiye aleyhine kullanıldığını kaydetti. Haluk Koç, KKTC'de, Rumların Türk tarafındaki mülklerini alabilmelerine olanak tanıyan komisyon kurulmasını eleştirdi
Koç, ''24 Nisan'daki Annan Planı'nın referandumunda 'evet be annem', 'yes be annem' diyenler, acaba bugün AB'nin çifte standardı karşısında 'hadi be annem mi?' diyecekler'' diye konuştu.
Rumların, referandumun ardından AB'ye kabul edildiğini belirten Haluk Koç, ''(Kıbrıs'ta çözümsüzlük çözüm değildir) diyenlerin Kıbrıs'ı ne hale getirdiğini görüyoruz. Kıbrıs'ta Türkler kandırılmıştır. Bu, birilerinin eliyle, siyasi marifetiyle olmuştur'' dedi.
Daha sonra yapılan oylamada tasarı kabul edildi.
Ek İhtiyari Protokol, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin denetim organı olan İnsan Hakları Komitesi'ne, insan hakları ihlalleri nedeniyle mağdur olan bireylerden gelen şikayetleri kabul etme ve inceleme yetkisi veriyor.
Görüşmeler sırasında AK Parti grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Salih Kapusuz Türkiye'nin, Loizidu davasını kaybetmesinin ardından Rumların açtığı diğer davalarda da mahkum olmasını önlemek amacıyla, Rumların KKTC'deki mülkleri ile ilgili olarak geçmişte de var olan bir komisyonun, tekrar aktif hale getirildiğini söyledi.
''Bu komisyon kuruldu çünkü 40 milyar dolara varıncaya kadar bir rakamın ödenebileceğinden bahsediliyor'' diyen Kapusuz, AİHM'in, Rumların KKTC'deki mülkleriyle ilgili olarak, iç hukuk yolları tüketilinceye kadar yapılan başvuruları ele almama kararı verdiğini kaydetti.
''KIBRIS ELDEN GİTMEMİŞTİR''
Kapusuz, komisyon kurulmasının eleştirilmesi yerine, teşekkür edilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Türkiye hep uzlaşmaz taraf olarak takdim edildi. Annan Planı gündeme getirilince, biz bu plana sahip çıktık. Ancak Rumlar, çözümden yana olmadıkları için planı kabul etmedi. Bu da Türk tarafının lehine oldu.
Hükümetimiz, Kıbrıs konusunda 10 maddelik bir plan açıkladı. Plan, dünya kamuoyunda ilgi çekerken, Rum tarafında infial yarattı. İngiltere Dışişleri Bakanı, 'Rum tarafının uzlaşmaz tavrı devam ederse, KKTC'yi tanıyabiliriz' dedi ve KKTC'ye gelerek, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüştü. Bunlar hep Türkiye'nin lehine olan şeylerdir. 'Kıbrıs elden gitti' diyenlere şunu söyleyebilirim; Kıbrıs elden gitmemiştir.
''HADİ BE ANNEM Mİ DİYECEKLER?''
Görüşmeler sırasında CHP grubunun görüşlerini açıklayan Grup Başkanvekili Haluk Koç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Loizidu davasında, ''KKTC'nin, Türkiye'nin etki alanında olduğunu'' iddia ederek, Türkiye'yi tazminata mahkum ettiğini vurguladı.
Mahkumiyetin ardından yaklaşık 1400 Rum'un da AİHM'ne dava açtığını belirten Koç, olayın Türkiye aleyhine kullanıldığını kaydetti. Haluk Koç, KKTC'de, Rumların Türk tarafındaki mülklerini alabilmelerine olanak tanıyan komisyon kurulmasını eleştirdi
Koç, ''24 Nisan'daki Annan Planı'nın referandumunda 'evet be annem', 'yes be annem' diyenler, acaba bugün AB'nin çifte standardı karşısında 'hadi be annem mi?' diyecekler'' diye konuştu.
Rumların, referandumun ardından AB'ye kabul edildiğini belirten Haluk Koç, ''(Kıbrıs'ta çözümsüzlük çözüm değildir) diyenlerin Kıbrıs'ı ne hale getirdiğini görüyoruz. Kıbrıs'ta Türkler kandırılmıştır. Bu, birilerinin eliyle, siyasi marifetiyle olmuştur'' dedi.
Daha sonra yapılan oylamada tasarı kabul edildi.
