2007-01-09 - 21:00
BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN SORUNLARI TBMM'DE...
TBMM Genel Kurulunda, Batı Trakya Türklerinin sorunlarıyla ilgili genel görüşme önergesinin öngörüşmelerinde konuşan Dışişleri Bakanı Gül, Yunanistan ile 1999 yılında başlatılan diyalog ve işbirliği süreci çerçevesinde iki ülke arasında çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesinin amaçlandığını belirterek, ''Bu anlayışla, Türkiye ile Yunanistan arasında stratejik ortaklık ilişkisi geliştirmeyi hedefliyoruz'' diye konuştu
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah
Gül, Türkiye ile Yunanistan arasında stratejik ortaklık ilişkisi geliştirmeyi
hedeflediklerini belirterek, ''Türkiye'nin çabalarını sürdürmeye ve sorunlara
diyalog içinde çözümler üretmeye kararlıyız'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, AK Parti ve CHP'nin, Batı Trakya Türklerinin
sorunlarıyla ilgili genel görüşme açılmasına ilişkin verdiği önergenin
öngörüşmelerine başlandı.

Dışişleri Bakanı Gül, konuyla ilgili Meclise bilgi verirken, Yunanistan ile
1999 yılında başlatılan diyalog ve işbirliği süreci çerçevesinde iki ülke
arasında çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesinin amaçlandığını belirterek, ''Bu
anlayışla, Türkiye ile Yunanistan arasında stratejik ortaklık ilişkisi
geliştirmeyi hedefliyoruz'' diye konuştu. Bu yönde önemli adımlar atıldığını
kaydeden Gül, enerji, ticaret, bankacılık, turizm ve ulaştırma gibi çok çeşitli
sektörlerde bölge barışına ve refahına katkıda bulunacak işbirliği projelerine
imza attıklarını söyledi.
Gül, Türkiye'nin bu çabalarını sürdürmeye ve sorunlara diyalog içinde
çözümler üretmeye kararlı olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
''Bugünkü toplantımızı, Batı Trakya Türk azınlığının haklarının ileri
götürülmesi ve hayatlarının iyileştirilmesi yolunda bir fırsat olarak
değerlendirmek gerekir. İnanıyorum ki böyle bir toplantının neticesinde Batı
Trakya'daki Türklerin sıkıntıları gündeme gelecektir ve onların giderilmesi
yönünde Yunanistan Hükümeti, üstüne düşeni daha çok yapacaktır.
Artık günümüzde ülkeler, 'Bu benim iç meselem' diyemez. Hele hele AB'ye üye
olmuş bir ülkenin sorunları herkes tarafından izlenir. Önemli olan, bunların
yapıcı bir üslup içinde ele alınması ve çözümlerin yapıcı bir üslupla
şekillendirilmesidir. Bugün TBMM'de yapmak istediğimiz de budur.
Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının sorunlarının çözüme kavuşturulması,
Türk-Yunan ilişkileri gündeminin önemli bir maddesidir. Türk-Yunan diyaloğu,
soydaşlarımızın kişilik haklarını ilgilendiren alanlarda yaşadığı bazı sorunların
aşılmasına da yardımcı olacaktır.''

-''YUNANİSTAN KAÇINIYOR...''-

Yunanistan'ın özellikle azınlık hakları olarak nitelendirilen alanlarda bir
açılım yapmaktan kaçındığını belirten Gül, şunları söyledi:
''Yunanistan bazı adımlar atmışsa da azınlığımıza eşit eğitim imkanları
sağlanması, seçilmiş müftülerin tanınması, Batı Trakya Türklerine ait vakıflara
yönelik ayrımcı uygulamalara son verilerek, vakıfların yönetimlerinin azınlığa
devredilmesi, azınlıkların Türk kimliğinin tanınması ve 19. madde mağduru
soydaşlarımızın haklarının iadesi gibi sorunlar çözüm beklemektedir.''
TBMM Genel Kurulunda, Batı Trakya Türklerinin sorunlarıyla ilgili genel
görüşme önergesinin öngörüşmelerinde konuşan Dışişleri Bakanı Gül, Yunanistan'ın
açılımlarının, İskeçe dağlık bölgesinde ''gezi rejiminin'' kaldırılmasıyla Türk
azınlığına yönelik ayrımcı uygulamalardan bazılarına son verilmesinden ibaret
olduğunu söyledi. Gül, 21. yüzyılda üstelik 25 yıllık AB üyesi olan bir ülkede bu
uygulama ve kısıtlamaların bulunmasının izahının zor olduğunu ifade ederek,
şunları söyledi:
''Batı Trakya Türk azınlığı ile ülkemizdeki Rum Ortodoks azınlığı, iki ülke
dostluğunun pekiştirilmesinde köprü rolü oynamalıdır. Azınlıkları, Türkiye ile
Yunanistan'ı ayıran değil, birleştiren bir unsur olarak görüyoruz. Bu çerçevede
Yunanistan, soydaşlarımıza 1913 Atina Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması ile ikili
ve çok taraflı uluslararası anlaşmaları uygulasın. İlgili AB Konseyi
sözleşmesinden kaynaklanan hakların, AB normlarına uygun ve AB şartlarında yaşama
koşulları sağlansın. Bunu bekliyoruz.
Yunan hükümeti, Lozan Antlaşması'nda uygulanan terminolojiye sığınarak Türk
azınlığı 'Müslüman azınlık' olarak nitelendirmekte, kendilerini Türk olarak
tanımlamalarına izin vermemekte ve bu konuda yasal engel çıkarmaktadırlar. 1927
yılında kurulan ve en eski sivil toplum kuruluşu olan İskeçe Türk Birliği, 1984
yılında başlatılan hukuki süreç neticesinde 1995 yılında Yunanistan Yargıtayınca
kapatılmıştır. Rodop Türk Kadınları Kültür Derneğinin kurulması da 2006 yılında
Yunanistan Yargıtayınca yasaklanmıştır.''
Derneklerin kapatılmasının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşındığını
anlatan Gül, Türk azınlığın, kendi müftülerini kendilerinin seçtiğini hatırlattı.
1913 Atina ve 1923 Lozan antlaşmalarından kaynaklanan müftüleri seçimle belirleme
hakkının, 1990'dan itibaren Türk azınlığın elinden alındığını kaydeden Gül, buna
rağmen Batı Trakya Türk azınlığının seçtiği müftülerin görev yaptığını söyledi.
Yunan hükümetinin seçilmiş müftüler hakkında açtığı davaların Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine taşındığını ve Yunanistan'ın bu davalardan 5 kez mahkum
olduğunu anlatan Gül, İskeçe seçilmiş müftülerinden merhum Mehmet Emin Aga'nın da
6 ay hapis yattığını hatırlattı.
Gül, Avrupa Konseyi Delegeler Komitesinin geçen haftalarda Yunanistan'ın
seçilmiş müftülerle ilgili kararı uygulamasını talep ettiğini ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun hareket edilmesini istediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Gül, Batı Trakya Türklerinin, 31 Aralık günü Bayram namazı
öncesinde Ahmet Mete'yi müftü olarak seçtiğini ifade ederek, ''Yunanistan'ı,
diğer alanlarda olduğu gibi dini özgürlükler alanında da yürürlükteki anlaşmalar
ve AB ve Avrupa Konseyi kararlarına uymaya, Batı Trakya Türk azınlığının seçtiği
müftüyü tanımaya, atanmış müftü uygulamasına son vermeye davet ediyoruz'' diye
konuştu.
Yunanistan vatandaşlık yasasının ırkçık esasına dayalı 19. maddesinin
yürürlükte kaldığı 1955-1998 yılları arasında onbinlerce Türk'ün Yunan
vatandaşlığından çıkarıldığını kaydeden Gül, bu kişilerden bazılarının vatansız
durumda bulunduklarını bildirdi. Bazı Batı Trakya Türklerinin bir başka AB
ülkesinde çalışırken Yunan vatandaşlığını kaybettiğini anlatan Gül, bu kişilerin
tekrar Yunan vatandaşlığına alınmasının, Yunanistan'ın bir yükümlülüğü olduğuna
işaret etti.

-EĞİTİM-

Abdullah Gül, Batı Trakya Türklerinin en önemli sorunlarından birinin de
eğitim sorunu olduğunu belirterek, Yunan hükümetlerinin, giderek asimile etmeye
çalıştığı Batı Trakya Türk azınlığını, eğitim hakkından mahrum bıraktıklarını
söyledi.
Batı Trakya Türk azınlıkları okullarının Yunanistan'daki 9 yıllık eğitime
karşılık 6 yıl olduğunu ifade eden Gül, nüfusun yarısı Türklerden oluşan
Gümülcine'de azınlıkların bir okuluna karşılık 25 Yunan ortaokul ve lisesinin
bulunduğunu ifade etti. Türklerin, nüfusun yüzde 40'ı oluşturduğu İskeçe'de 1
azınlık lisesine karşılık 37 Yunan devlet lisesi bulunduğunu kaydeden Gül,
azınlık okullarının kapasitelerinin genişletilmesi talebine dahi cevap
verilmediğini belirtti.
Azınlık okullarına Yunanistan tarafından 2 yıllık pedagoji okullarından
mezun yetersiz öğretmenlerin atandığını bildiren Gül, bu öğretmenlerin hem Türkçe
hem de Yunancada yetersiz olduklarını söyledi. Gül, Türkiye'den gönderilen
öğretmenlerin sayısının da 16 ile sınırlı tutulduğunu hatırlattı.
Yunanistan'ı Türk azınlıklara da ülke ortalamasında eğitim sağlamaya davet
eden Gül, Yunanistan üniversitelerinde azınlığa ayrılan yüzde 5 kontenjanın da
kullanılamadığını, üniversiteye giden öğrencilerin de başarısız olduğunu söyledi.
Yunanistan'ın, Türkiye'deki üniversitelerden mezun olanların diplomalarının
denkliğini de tanımadığını belirten Gül, bu nedenle pek çok kişinin meslekleri
dışındaki alanlarda çalışmak zorunda kaldığını ifade etti.

-AZINLIK VAKIFLARI-

Abdullah Gül, 1967 yılında yönetime gelen cuntanın Türk vakıflarına el
koyduğunu hatırlatarak, aradan geçen 40 yılda bu durumun değişmediğini söyledi.
Gül, Yunanistan'ın bu konuda Lozan Antlaşmasından doğan yükümlülüklerini yerine
getirmesini istedi. Gül, sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki faaliyetlerinin
de memnuniyetle izlendiğini söyledi.
Hükümetlerinin, sorunların aşılması için en üst düzeyde girişimlerde
bulunmaya devam edeceğini belirten Gül, ''Aramızdaki sorunları Yunanistan ile
görüşmeye hazırız'' dedi. Gül, aynı zamanda AB vatandaşı da olan Batı Trakya
Türklerine sağlanan azınlık haklarının, AB standartlarının çok gerisinde olduğunu
vurguladı.
Gül, Batı Trakya Türklerinin maruz kaldığı insan ve azınlık hakları
ihlallerinin BM, Avrupa Konseyi, AGİT ve İKÖ gibi kuruluşların gündemine
taşınarak, Türk azınlığın içinde bulunduğu durumun anlatılmasına ihtiyaç
bulunduğunu ifade ederek, bu yöndeki çabaları desteklediklerini bildirdi.
Batı Trakya'nın, neden AB'nin en geri kalmış bölgesi olduğunu, bu rağmen AB
fonlarından yararlanmada neden en son sırada yer aldığını Yunan makamlarına
sorduklarını bildiren Gül, Batı Trakya Türklerine, AB fonlarından daha fazla
yardım yapılmasını istedi.
Bu gibi toplantıların, herkesin gözünü daha iyi açmasını ümit ettiklerini
kaydeden Gül, ''AB'nin bir bölgesi var, orada yaşayan belli bir soydan gelen
insanlar var. Bunlar sanki AB üyesi değilmiş gibi bir muameleye tabi
tutulmaktadırlar'' dedi. Bu sorunların çözümünün, aynı zamanda Yunanistan'ın da
bir şerefi olduğuna işaret eden Gül, Yunanistan'ın, kendi vatandaşlarına karşı
bir ayrımcılık içinde olmaması gerektiğini söyledi.
Batı Trakya Türklerinin ekonomi ve eğitim alanındaki sorunlarının çözüme
kavuşturulmasını isteyen Gül, bu konudaki girişimlerini artırarak
sürdüreceklerini kaydetti. Gül, Yunanistan'ı, 1997 yılında imzaladığı Avrupa
Konseyi Ulusal Azınlıkların Korunması Sözleşmesine aykırı uygulamalara son
vermeye, Türk azınlığın refahı için gerekli önlemleri, gecikmeksizin almaya davet
etti.

CHP'Lİ KOÇ, HÜKÜMETTEN, BATI TRAKYA'DA SEÇİLMİŞ MÜFTÜ OLAN AHMET METE'NİN, YUNANİSTAN MAKAMLARI TARAFINDAN TANINMASININ SAĞLANMASINI İSTEDİ

AK PARTİ'Lİ DÜNDAR: ''BATI TRAKYA'DAKİ TÜRK NÜFUSU YÜZDE 65'DEN 35'E, SAHİP OLDUKLARI TOPRAKLAR DA YÜZDE 84'DEN 25'E DÜŞÜRÜLDÜ''

ANAVATAN'LI GAYDALI, BATI TRAKYA'DA BANKA ŞUBESİ
AÇILMASINI TALEP ETTİ

TBMM Genel Kurulunda, Batı Trakya Türklerinin
sorunları tartışıldı.
TBMM Genel Kurulunda, AK Parti ve CHP'nin, Batı Trakya Türklerinin
sorunlarıyla ilgili genel görüşme açılmasına ilişkin verdiği önergenin
öngörüşmeleri üzerinde CHP grubu adına konuşan CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç,
Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk olduğunu, ancak sorunların da yaşandığını
söyledi.
Koç, sorunların nedenleri üzerinde durmadan, dostluğun kalıcı olacağına
inanmadığını belirtti.
''Biz millet olarak muhacirlik, mübadele nedir biliriz'' diyen Koç, Batı
Trakya'da yaşayan bazı Türklerin, Lozan Antlaşmasından sonra Türkiye'ye göç
ettirildiğini söyledi.
Haluk Koç, Batı Trakya'da 170 bin Türk soydaşın yaşadığını ifade ederek,
bölgede sistematik ve devlet politikası olarak Türklüğü inkar politikası
uygulandığını bildirdi.
Yunanistan'ın, yaşanan sorunları iki ülke arasında çözmek yerine Brüksel'e
havale ettiğini kaydeden Koç, ''Yaşanan sorunlar, AB üyelik sürecinde karşımıza
siyasi koşullar olarak getiriliyor'' dedi.
CHP'li Koç, Batı Trakya'da yaşayan Türklerin sorunlarının Türkiye'de insan
özgürlüğü konusunda mücadele edenler tarafından dile getirilmemesini eleştirdi.
Bölgedeki Türklerin eğitim sorunu olduğunu da dile getiren Koç,
''Yunanistan, nasıl Başbakanı, Meclis Başbakanını Türkiye'ye göndermiyorsa,
Türkiye de azınlık hakları konusunda diplomatik açıdan dik durarak Yunanistan'ı
masaya davet edebilir'' dedi.
Haluk Koç, Hükümetten, Batı Trakya'da seçilmiş müftü olan Ahmet Mete'nin,
Yunanistan makamları tarafından tanınmasının sağlanmasını istedi.

-ANAVATAN'LI GAYDALI-

Anavatan Partisi Bitlis Milletvekili Edip Safder Gaydalı, 1923'te Batı
Trakya'da 129 bin 120 olan Türk nüfusunun bugün 500 bin olması gerekirken, 150
bin civarında olduğunu söyledi.
Türklerin Batı Trakya'da sahip olduğu toprakların, Yunan Hükümetinin
çabaları sonucu yıllar boyunca azaldığını ifade eden Gaydalı, Yunanistan
Hükümetinin, Türklerin milletvekili seçilmesini önlemek için çeşitli metotlara
başvurduğunu kaydetti.
Gaydalı, Batı Trakya'da banka şubesi açılmasını, tütüncülük ve seracılığın
teşvik edilmesini ve bölgeyle ticaretin daha da geliştirilmesini istedi.

-AK PARTİ'Lİ DÜNDAR-

AK Parti grubu adına görüşlerini dile Bursa Milletvekili Mustafa Dündar,
Batı Trakya'da, adında Türk kelimesi olan vakıfların kurulmasına izin
verilmediğini söyledi.
Lozan Antlaşmasında bölgede yaşayan Türklere müftülerini özgürce seçme hakkı
tanınmış olmasına rağmen, buna izin verilmediğini belirten Dündar, seçilen
müftülerin tanınmaları için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğunu ve
davalarının lehlerine sonuçlandığını kaydetti.
Batı Trakya'daki Türk nüfusunun yüzde 65'den 35'e, sahip oldukları
toprakların da yüzde 84'den 25'e düşürüldüğünü ifade eden Dündar, ''İstanbul'daki
azınlık vakıfları, yöneticilerini seçebilmektedir, ancak Batı Trakya'da
seçememektedir'' dedi.

-ONUR ÖYMEN-

Önerge sahipleri adına konuşan CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen,
Yunanistan'ın bölgedeki baskı politikasının sadece Türklere yönelik olmadığını,
bunu alışkanlık haline getirerek, Makedonlara da uyguladığını söyledi.
Hükümetin Batı Trakya ile ilgili politikasını eleştiren Öymen, ''Yunanistan,
Türkiye ile arasındaki en ufak bir meselede AB'yi, Avrupa Konseyi'ni, BM'yi ayağa
kaldırıyor. Ancak Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanı, bir kere bile Batı
Trakya'daki sorunları uluslararası bir toplantıda dile getirmedi'' diye konuştu.
CHP'li Öymen, ''Orada camimizi bile onaramadık. Niçin bunu dünyaya
duyurmadınız? Size kötülük yapan ülkeye karşı yakınlaşacaksınız, ona iyilik
yapacaksınız. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir politika olur mu?'' diye
sordu.

-İNCİ ÖZDEMİR-

AK Parti İstanbul Milletvekili İnci Özdemir de önerge sahibi olarak yaptığı
konuşmada, Batı Trakya ziyaretlerinde, heyete baskı unsuru olarak, daha alana
inmeden uçakta ''Havaalanının fotoğrafını çekmek yasaktır'' anonsunun yapıldığını
söyledi. Özdemir, ''Bize, daha alana inmeden bu baskıyı yapanlar, orada yıllardır
yaşayanlara acaba nasıl baskı yapmıştır'' dedi.
Özdemir, Yunanistan'ın, yaptığı bütün baskılara rağmen Türklük kimliğini
alamayacağını belirtti.
Genel Kurulda Batı Trakya Türklerinin sorunlarıyla ilgili genel görüşme
açılmasına ilişkin önergenin öngörüşmelerinin tamamlanmasının ardından yapılan
oylamada, genel görüşme açılması talebi kabul edilmedi.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, yarın saat 14.00'de toplanmak üzere
birleşimi kapattı.
Görüşmeleri, Batı Trakya Türklerinin Lideri merhum Dr. Sadık Ahmet'in eşi
Işık Ahmet de izledi.