2007-05-29 - 12:00
TBMM Küresel Isınma Komisyonunun hazırladığı taslak raporda, Türkiye'nin Kyoto Protokolünü izlemekle kalmayıp, konumunu belirleyerek bir an önce müzakerelere başlaması gerektiği belirtildi.
Komisyonun bugünkü toplantısında ele alınacak olan taslak raporda, küresel
ısınmaya karşı alınması gereken önlemler, genel, uluslararası alanda yapılacak
çalışmalara yönelik politikalar ve sektörel politikalar olmak üzere 3 ana
başlıkta toplandı.
''Genel Öneriler'' bölümünde, iklim değişikliğinin Türkiye'deki tüm
sektörleri, ekolojiyi ve kalkınmayı etkileyeceği vurgulanarak, uzun vadede düşük
karbon ekonomisine geçiş için önlemlerin bugünden alınması istendi.
Taslak raporda, sera gazı salınımı azaltımı konusunda halkın tüketim
alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik özellikle enerji ve su tasarrufu konusunda
bilinçlendirme ve eğitim çalışması yapılması gerektiği vurgulanarak, enerji arz
güvenliğinin artırılmasına yönelik politikaların verimlilik, temiz teknolojiler,
yerel enerji ve tasarruf merkezinde şekillendirilmesi gerektiği bildirildi.
-KYOTO PROTOKOLÜ-
İklim değişikliğiyle ilgili politika seçeneklerinin güncellenmesi gerektiği
ifade edilen taslak raporda, bu plan çerçevesinde her sektörün eylem planının
hazırlanması ve uygulanması gerektiği kaydedildi.
Taslak raporda, uluslararası alanda yapılacak çalışmalara yönelik politika
önerileri kısmında Kyoto Protokolünün önemine dikkat çekildi. Kyoto Protokolünün
2. dönem yükümlülükleri belirleme çalışmalarının Mayıs 2006'da başladığına dikkat
çekilen taslak raporda, Türkiye'nin, Kyoto Protokolünü izlemekle kalmayıp,
konumunu belirleyerek bir an önce müzakerelere başlaması gerektiği vurgulandı.
-9 SEKTÖRDE ÖNERİ-
Sektörel politika önerileri ise enerji, su kaynakları, tarım, ormancılık,
sağlık, sanayi ulaştırma, ar-ge ve turizm olmak üzere 9 ana başlıkta toplandı.
Enerji sektöründe alınması gereken önlemler, özetle şöyle sıralandı:
''Jeotermal kaynakların mülkiyet sorunları giderilmeli ve gerekli hukuki
düzenlemeler yapılmalı. Türkiye'deki güneş enerjisi potansiyeli dikkate alınarak,
bu konuda ar-ge faaliyetleri teşvik edilmeli ve yatırımlar desteklenmeli.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, birincil enerji kaynakları içindeki payı
korunmalı veya artırılmalı, ısınma elektrik üretiminde daha fazla kullanılmalı.
Sıfır emisyon teknolojilerine geçilmesi yönünde hazırlık yapılmalı. Atık depo
sahalarının enerji amaçla kullanımı teşvik edilmeli.''
-SU KAYNAKLARI-
Taslak raporda, su kaynaklarının korunmasına yönelik alınması gereken
önlemlere yer verildi. Su kaynaklarının bütün sektörleri etkileyeceği vurgulanan
taslak raporda, az su tüketen teknolojilerin teşvik edilmesi gerektiği
belirtildi.
Su kaynaklarının tek elden yürütülmesinin önemine değinilen taslak raporda,
tarımda klasik sulama yöntemlerinin acilen değiştirilerek, kapalı sistem damlama
yöntemlerine geçilmesi ve bu tür yatırımların teşvik edilmesi gerektiği
bildirildi.
Taslak raporda, iklim değişikliğinin, sel felaketlerinin sıklığı şiddeti ve
etkileme alanını değiştireceği, bu nedenle risk haritalarının oluşturulması
gerektiği ifade edilerek, yeraltı sularının korunmasına yönelik de acil tedbir
alınması istendi.
-TARIM SEKTÖRÜ-
Tarım sektöründe ise sıcağa dayanıklı, Türkiye'de yetişebilen yüksek fayda
sağlayacak bitki çeşitlerinin belirlenmesi ve bunların üretiminin desteklenmesi
gerektiği vurgulanan taslak raporda, küresel ısınmada etkili olan azot
emisyonunun kontrolüne yönelik gübre üretimi ve kullanımının kontrol altına
alınması gerektiği kaydedildi.
Taslak raporda, mevcut orman alanlarının korunması, yeni orman alanları
oluşturularak yutak alanlarının artırılması önerilerek, susuzluğa ve kuraklığa
dayanıklı ağaç türlerinin belirlenerek yaygınlaştırılması istendi.
-ORMANCILIK-
Orman yangınlarını önlemeye yönelik risk haritalarının hazırlanması
gerektiği ifade edilen taslak raporda, enerji ormancılığının da desteklenmesi
önerildi.
Sağlık konusunda acil durum planının hazırlanması gerektiği vurgulanan
taslak raporda, ''Riskli grupların sağlık eğitimi ihmal edilmemeli, afet planı ve
hazırlığı yapılmalıdır. İklim değişikliğine bağlı sağlık etki değerlendirmesi,
bir politika olarak benimsenmeli, sağlık üzerine etkisini belirleyen araştırmalar
yapılmalı'' denildi.
-SANAYİ-
Taslak raporda, sanayi alanında yapılan öneriler ise şöyle:
''Sanayide fazla enerji tüketen ve standart dışı teknolojilerin Türkiye'ye
transferini önlemek için gerekli tedbirler alınmalı. Enerji yoğun üretim yapan
çimento, demir-çelik gibi sektörlerin mümkün olan tasarruflu şekilde çalışması
konusunda gerekli hassasiyet gösterilmeli. Enerji yoğunluğu düşük, ancak katma
değeri yüksek sektörler desteklenmeli. Sanayi sektörünün suya olan gereksinimini
en aza indirecek teknolojiler desteklenmelidir.''
-ULAŞIM-
Ulaşım sektöründe ise şehiriçi toplu taşımacılıkta demiryolu ve denizyolu
taşımacılığının paylarının artırılması ve yerel yönetimlerin bu konuda
desteklenerek teşvik edilmesi önerildi.
Hidrojen ve biyoetenol gibi alternatif yakıtların kullanımına ilişkin
hazırlık yapılması gerektiği vurgulanan taslak raporda, eski araçların trafikten
çekilmesi amacıyla taşıtların bakım ve ayar durumlarının denetlenmesi gerektiği
vurgulandı. Bu kapsamda muayene istasyonlarının işlevini tam olarak yerine
getirmesine yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilen taslak raporda,
araç filolarının yenilenmesi için tedbir ve teşvikler uygulanması istendi.
ısınmaya karşı alınması gereken önlemler, genel, uluslararası alanda yapılacak
çalışmalara yönelik politikalar ve sektörel politikalar olmak üzere 3 ana
başlıkta toplandı.
''Genel Öneriler'' bölümünde, iklim değişikliğinin Türkiye'deki tüm
sektörleri, ekolojiyi ve kalkınmayı etkileyeceği vurgulanarak, uzun vadede düşük
karbon ekonomisine geçiş için önlemlerin bugünden alınması istendi.
Taslak raporda, sera gazı salınımı azaltımı konusunda halkın tüketim
alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik özellikle enerji ve su tasarrufu konusunda
bilinçlendirme ve eğitim çalışması yapılması gerektiği vurgulanarak, enerji arz
güvenliğinin artırılmasına yönelik politikaların verimlilik, temiz teknolojiler,
yerel enerji ve tasarruf merkezinde şekillendirilmesi gerektiği bildirildi.
-KYOTO PROTOKOLÜ-
İklim değişikliğiyle ilgili politika seçeneklerinin güncellenmesi gerektiği
ifade edilen taslak raporda, bu plan çerçevesinde her sektörün eylem planının
hazırlanması ve uygulanması gerektiği kaydedildi.
Taslak raporda, uluslararası alanda yapılacak çalışmalara yönelik politika
önerileri kısmında Kyoto Protokolünün önemine dikkat çekildi. Kyoto Protokolünün
2. dönem yükümlülükleri belirleme çalışmalarının Mayıs 2006'da başladığına dikkat
çekilen taslak raporda, Türkiye'nin, Kyoto Protokolünü izlemekle kalmayıp,
konumunu belirleyerek bir an önce müzakerelere başlaması gerektiği vurgulandı.
-9 SEKTÖRDE ÖNERİ-
Sektörel politika önerileri ise enerji, su kaynakları, tarım, ormancılık,
sağlık, sanayi ulaştırma, ar-ge ve turizm olmak üzere 9 ana başlıkta toplandı.
Enerji sektöründe alınması gereken önlemler, özetle şöyle sıralandı:
''Jeotermal kaynakların mülkiyet sorunları giderilmeli ve gerekli hukuki
düzenlemeler yapılmalı. Türkiye'deki güneş enerjisi potansiyeli dikkate alınarak,
bu konuda ar-ge faaliyetleri teşvik edilmeli ve yatırımlar desteklenmeli.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, birincil enerji kaynakları içindeki payı
korunmalı veya artırılmalı, ısınma elektrik üretiminde daha fazla kullanılmalı.
Sıfır emisyon teknolojilerine geçilmesi yönünde hazırlık yapılmalı. Atık depo
sahalarının enerji amaçla kullanımı teşvik edilmeli.''
-SU KAYNAKLARI-
Taslak raporda, su kaynaklarının korunmasına yönelik alınması gereken
önlemlere yer verildi. Su kaynaklarının bütün sektörleri etkileyeceği vurgulanan
taslak raporda, az su tüketen teknolojilerin teşvik edilmesi gerektiği
belirtildi.
Su kaynaklarının tek elden yürütülmesinin önemine değinilen taslak raporda,
tarımda klasik sulama yöntemlerinin acilen değiştirilerek, kapalı sistem damlama
yöntemlerine geçilmesi ve bu tür yatırımların teşvik edilmesi gerektiği
bildirildi.
Taslak raporda, iklim değişikliğinin, sel felaketlerinin sıklığı şiddeti ve
etkileme alanını değiştireceği, bu nedenle risk haritalarının oluşturulması
gerektiği ifade edilerek, yeraltı sularının korunmasına yönelik de acil tedbir
alınması istendi.
-TARIM SEKTÖRÜ-
Tarım sektöründe ise sıcağa dayanıklı, Türkiye'de yetişebilen yüksek fayda
sağlayacak bitki çeşitlerinin belirlenmesi ve bunların üretiminin desteklenmesi
gerektiği vurgulanan taslak raporda, küresel ısınmada etkili olan azot
emisyonunun kontrolüne yönelik gübre üretimi ve kullanımının kontrol altına
alınması gerektiği kaydedildi.
Taslak raporda, mevcut orman alanlarının korunması, yeni orman alanları
oluşturularak yutak alanlarının artırılması önerilerek, susuzluğa ve kuraklığa
dayanıklı ağaç türlerinin belirlenerek yaygınlaştırılması istendi.
-ORMANCILIK-
Orman yangınlarını önlemeye yönelik risk haritalarının hazırlanması
gerektiği ifade edilen taslak raporda, enerji ormancılığının da desteklenmesi
önerildi.
Sağlık konusunda acil durum planının hazırlanması gerektiği vurgulanan
taslak raporda, ''Riskli grupların sağlık eğitimi ihmal edilmemeli, afet planı ve
hazırlığı yapılmalıdır. İklim değişikliğine bağlı sağlık etki değerlendirmesi,
bir politika olarak benimsenmeli, sağlık üzerine etkisini belirleyen araştırmalar
yapılmalı'' denildi.
-SANAYİ-
Taslak raporda, sanayi alanında yapılan öneriler ise şöyle:
''Sanayide fazla enerji tüketen ve standart dışı teknolojilerin Türkiye'ye
transferini önlemek için gerekli tedbirler alınmalı. Enerji yoğun üretim yapan
çimento, demir-çelik gibi sektörlerin mümkün olan tasarruflu şekilde çalışması
konusunda gerekli hassasiyet gösterilmeli. Enerji yoğunluğu düşük, ancak katma
değeri yüksek sektörler desteklenmeli. Sanayi sektörünün suya olan gereksinimini
en aza indirecek teknolojiler desteklenmelidir.''
-ULAŞIM-
Ulaşım sektöründe ise şehiriçi toplu taşımacılıkta demiryolu ve denizyolu
taşımacılığının paylarının artırılması ve yerel yönetimlerin bu konuda
desteklenerek teşvik edilmesi önerildi.
Hidrojen ve biyoetenol gibi alternatif yakıtların kullanımına ilişkin
hazırlık yapılması gerektiği vurgulanan taslak raporda, eski araçların trafikten
çekilmesi amacıyla taşıtların bakım ve ayar durumlarının denetlenmesi gerektiği
vurgulandı. Bu kapsamda muayene istasyonlarının işlevini tam olarak yerine
getirmesine yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilen taslak raporda,
araç filolarının yenilenmesi için tedbir ve teşvikler uygulanması istendi.
