2005-08-05 - 13:00
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KOÇ: "AİLE HEKİMLİĞİNE GEÇİŞ, BİRİNCİ KADEME SAĞLIK HİZMETLERİNİN İÇİNİN BOŞALTILMASIDIR"
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Hükümet'in sağlık politikasını ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki vekaleten atamaları eleştirdi.
Birinci kademe sağlık hizmetlerinin, aile hekimliğine geçiş adı altında içinin boşaltılmak istendiğini, böylece vatandaşın daha çok katkıda bulunarak sağlık hizmeti almasını öngören bir anlayışın yerleştirilmeye çalışıldığını iddia eden Haluk Koç, AK Parti ve diğer sağ partilerin sağlık, eğitim, sosyal güvenlik gibi temel alanlarda sosyal devlet anlayışına uygun olarak hizmet sunmadıklarını ifade etti. Haluk Koç, iktidarın bunları bir ticari araç, piyasa hizmeti olarak ele aldığını savundu.

Haluk Koç, seçim bölgesi Samsun'un Alaçam ilçesinin bazı köylerindeki sağlık ocaklarının fotoğraflarını göstererek, bu yerlerin mısır deposu olarak kullanıldığını, avlusunda ineklerin otladığını, sağlık malzemelerinin ambalajlarında beklediğine dikkati çekti ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, 'Vatandaşın sağlık ocaklarını güvenini yeniden sağlayacağız." sözlerine işaret ederek şöyle konuştu: ''Senin niyetin yok bunu yapmaya. Sen sağlıkta birinci kademeyi boşaltıyorsun, ondan sonra aile hekimliği gibi finansmanını da genel sağlık sigortasına bağlayacağın, yurttaşların ek para ödeyerek alabilecekleri bir birinci derece sağlık hizmeti kurmaya çalışıyorsun. Özrü kabahatinden büyük... Güveni nasıl sağlayacaksınız? Bu sağlık ocakları Anadolu'nun ilçelerinde ahır oldu, köyde depo olarak kullanılıyor.''

Türkiye gibi gelir dağılımı ve bölgelerarası hizmet dağılımı farklılığının çok yüksek olduğu bir ülkede vatandaşın piyasadan sağlık hizmeti almasının önemli sakıncalar doğuracağını belirten Koç, ''Bunun sonuçları bir gün bebek ölümleriyle çıkıyor, bir gün büyük bir metropolde bağırsak enfeksiyonu, genel adı altında tanımlanan ve bir kısmında da hekimler için tanısı çok kolay olan kolera gibi salgınlarla ortaya çıkıyor. Durum perişan...'' diye konuştu.

Basın toplantısına katılan CHP Muğla Milletvekili Ali Aslan da hastanelerin birer işletme gibi görülüp, kar sağlama amacının güdülmesi nedeniyle temizlik gibi hizmetlerin işin uzmanlarına değil dışarıdan sağlanan ucuz işgücüne yaptırılması nedeniyle hastanelerde ölümlerle sonuçlanan salgınların yaşandığını söyledi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NDAKİ VEKALETEN ATAMALAR

Basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığında 5 yılını dolduran okul müdürlerinin yerlerinin değiştirilmesi ve vekaleten atamalara ilişkin görüşlerini de dile getiren Haluk Koç, okul müdürlerinin değiştirilmesine yönelik genelgenin keyfi olarak uygulanması nedeniyle tepkiyle karşılandığını bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatındaki görevinden alınmış veya görev yeri değiştirilmiş 46 üst düzey yöneticiden yargıya başvuran 26'sının idare mahkemeleri tarafından haklı bulunduğunu, okul ve kurumlardaki görevlerinden alınan öğretmen ve yöneticilerden idare mahkemelerine dava açan 450 kişiden 223'ünün davayı kazandıklarını anlatan Koç, Talim Terbiye Kurulu'nda görevden alınan 167 öğretmenden 112'sinin idare mahkemelere dava açtığını ve tamamının haklı bulunduğunu ifade etti. Koç, Bakanlığın, aleyhine açılmış davaların yüzde 70'ini kaybettiğini bildirerek, ''Bu hukuk tanımazlığın en açık göstergesidir'' dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, bu uygulamaları nedeniyle yargıya dava açıp kazanan personele geriye dönük olarak ek ders ücreti, makam tazminatı gibi kazanılmış haklarını ödemek durumunda kaldığını belirten Koç, hukuk dışı uygulamalar nedeniyle büyük miktarlarda parasal kaybın yanı sıra emek, yetişmiş insan gücü ve bozulan iş barışını da hesaba dahil etmek gerektiğini söyledi.

VEKALET VE GÖREVLENDİRMELERLE CUMHURBAŞKANI BY-PASS EDİLİYOR

Verdiği rakamların, dönemin Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu zamanında görevinden alınan üst düzey yöneticiler ve 1041 okul müdürünü kapsamadığını da bildiren Koç, yine söz konusu bu bakanlıkta atanmaları Cumhurbaşkanı tarafından uygun bulunmamış 14 yöneticinin vekaleten görevlendirildiğini söyledi.

''Vekalet ve görevlendirme ile Cumhurbaşkanı by-pass edilirken aynı zamanda atama koşullarını taşımayan kişilerin bu makamlara getirilmesi sağlanmaktadır'' görüşünü savunan Koç, şöyle konuştu: ''Vekalet veya görevlendirme ile görev yürütenler yaptığı işi, asli işi olarak görmez. Çünkü, görevini nereye kadar yürüteceği belli değildir. Bir kişinin iki dudağının arasında görev yapmaktadır. Kendisini siyasilerin talimatlarına uymakla yükümlü hisseder. Ve öyle de olmaktadır, içlerinde öyleleri var ki yapması sakıncalı görülen işlerin başına getirilmiş. Örneğin Talim ve Terbiye Kurulu üyesi Ahmet Ergün Bedük. Teftiş kurulunun yaptığı soruşturma sonunda onay verdiği kaynak kitapların onayları iptal edilmiş, taraflı davrandığı için disiplin cezası ile cezalandırılmış; üstelik bir daha kaynak kitap incelettirilmemesi teklifi getirilmiş olmasına karşın bırakın kaynak kitabı, ders kitaplarının onaylandığı, eğitim sistemine yön veren kurumun karar organında görevlendirilmiş.''