2010-01-19 - 18:33
Anayasa değişikliklerinin halkoylamasına sunulma
süresini 60 güne indiren düzenleme, TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildi.
AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın,
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Yasa Teklifi, TBMM Anayasa Komisyonunda görüşüldü. Referandum
süresinin 120 günden 45 güne, yabancı ülkelerdeki vatandaşların halk oylamasından
40 gün önce başlayan oy verme süresinin ise 15 güne indirilmesini öngören
teklifin görüşmelerinde, Anayasa değişikliği konusu tartışıldı.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçilmeden önce, Yüksek Seçim
Kurulu'nun; ''referandum süresinin 60 güne, yurtdışındaki vatandaşların oy
kullanma süresinin ise 20 güne indirilmesi''ni içeren yazısı, Komisyonun
bilgisine sunuldu.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından AK Parti
Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün'ün verdiği önergenin kabul edilmesiyle,
teklifte değişiklik yapıldı. Buna göre, Anayasa değişikliklerinin halkoyuna
sunulma süresi 60, yurtdışındaki vatandaşların halkoylamasından 20 gün önce
başlaması benimsendi. 18:33)
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİN HALKOYLAMASINA SUNULMA SÜRESİNİ
KISALTAN TEKLİFİN GÖRÜŞMELERİNDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞILDI
Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulma
süresini kısaltan yasa teklifinin görüşmelerinde ''Anayasa değişikliği'' konusu
tartışıldı.
AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın yasa
teklifi, TBMM Anayasa Komisyonunda ele alındı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
e-devlet uygulamasının yaygınlaşması, bilgisayar destekli merkezi seçmen
sisteminin yürürlüğe girmesiyle, 733 noktada YSK'nın kullandığı sistemle seçmen
kütüklerinin oluşturulmasında yüksek teknolojiye ulaşılması nedeniyle referandum
için öngörülen 120 günlük sürenin oldukça uzun olduğunu belirtti. Ergin,
Türkiye'de bugüne kadar 5 referandum yapıldığını hatırlattı.
Bozdağ'ın teklifle ilgili bilgi vermesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu
(YSK) tarafından gönderilen yazı, Komisyonun bilgisine sunuldu. YSK, ''Konunun,
tüm seçim iş ve işlemlerinin düzen içinde yürütülmesi yönünden bir bütün olarak
görüşüldüğü, Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulma süresinin 60 gün,
yurtdışındaki vatandaşlar için öngörülen sürenin ise 20 gün olmasının uygun
görüldüğünü'' bildirdi.
Teklifin tümü üzerinde konuşan MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, Anayasa
değişikliklerinin belirli bir mutabakata ulaşılarak yapılması gerektiğini
savunarak, uzlaşmanın zemininin TBMM olduğunu ifade etti. Bal, '' Demokratik
uzlaşmaya zemin vereceksek, 45 gün bile uzundur, 35 güne indirilsin. Ama
çözülmeye, ayrışmaya, milli bütünlüğü bozmaya hazırlık olarak kullanılırsa, bu
iyi niyetli olmayan hareket, millet vicdanında karşılık bulacaktır'' dedi.
Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, teklif sahibinin iktidar
partisi grup başkanvekili olduğunu hatırlatarak, teklifin nezaket gereği AK Parti
Grup Başkanvekili tarafından verilmemesi gerektiğini savundu. Teklifin kamu
düzenine ve hukuk düzeniyle bağdaşmadığını ve sakıncalı bulduğunu ifade eden
İçli, ''İşin siyasi gerekçeleri ve realitesi var. Türkiye'de yargıçların,
savcıların, bir çok kişinin izlendiği, dinlendiği, temel hakların ihlal edildiği
bir süreçte propaganda süresinin kısaltılması söz konusu. Oysa konunun ayrıntılı
şekilde tartışılması gerekir'' görüşünü dile getirdi.
AK Parti İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür, bütün partilerin katılımıyla
Anayasa değişikliği yapılmasından yana olduklarını belirterek, ''Halka
sorulmasından niye rahatsız olunuyor? Uzlaşma olduktan sonra 120 gün çok, 45 gün
değil, hatta 1 ayda da olabilir. İletişim imkanları çok fazla. En fazla bir hafta
tartışırız, ondan sonra tartışma güncelliğini kaybediyor'' dedi.
-''AKP KENDİ MAHKEMESİNİ, KENDİ YARGICINI SEÇMEK İSTİYOR''-
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, teklif üzerinde görüşlerini ifade
ederken, ''AKP, yasaları her ne pahasına olursa olsun dayatmacı bir anlayışla
gerçekleştirme örneklerini bize hep yaşattı. Referandum, Anayasal bir kurumdur,
tartışılacak bir yönü yoktur, demokratik bir yöntemdir. Ancak demokrasi
çoğunluğun egemen olduğu bir yöntem olmakla birlikte, azınlığın temel hak ve
özgürlüklerinin bertaraf edici bir yönü olamaz'' dedi.
Referandumun istisnai olarak uygulanması gereken bir yöntem olduğunu
savunan Kart, şöyle konuştu:
''Toplumsal ayrışmanın artık her aşamada zirveye vardığı bir yönetim
süreci, Anayasal kurumların kimilerine göre çatışma içine girdiği, bize göre
Anayasal kurumlara saldırının yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin
yönetilemez hale geldiğini, fetret döneminin yaratıldığı bir ülke haline
geldiğini görüyoruz. Böyle bir dönemde toplumsal sözleşme olan Anayasa
değişikliklerinin alt yapısı hazırlanıyor. AKP, 'erken de olsa zamanında da olsa
bir takım Anayasa değişiklikleri var kafamda. Ben bunları tek başına yapmayı göze
alıyorum. Siyasi ve toplumsal anlamda uzlaşma arayışına girmeye gerek görmüyorum'
diyor. 'Çünkü ben kendi mahkememi, kendi yargıcımı seçmek istiyorum, başta HSYK
ve Anayasa Mahkemesi yapılanması olmak üzere ben bu değişiklikleri yapmak
zorundayım, bu süreci başlatacağım' diyor. Bürokratik anlamda bir mesafeyi zaten
oluşturmuş. En son, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı Tasarısıyla, polis devleti, parti
devleti yapılanması anlamında o örülen taşları kurumsal hale getirecek, devamında
da bu anlayışla Anayasa değişikliği yapacak. Süreç bunu bize gösterecek. HSYK,
Anayasa Mahkemesi yapılanması gerçekleştirilirken, demokratik meşruiyet kavramı
ardına sığınılarak, sadece onunla da yetinilmeyecek, o mahkemelerin, o
yargıçların görev ve yetki alanın da daraltılacağını göreceğiz. Hem Danıştaya hem
Anayasa Mahkemesine yönelik olarak göreceğiz. Başbakanlık, Adalet Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı kaynaklı karargah, kamu gücünü sürekli olarak kötüye kullanmak
suretiyle artık legal olmaktan çıkan bir karargah, Türkiye'yi yönetiyor. AKP, 12
Eylül mansulü olan bir parti. 12 Eylül'ün mahsulü olan bir partinin, 12 Eylül ile
darbelerle hesaplaşmasını bekleyemezsiniz.''
-''ÖZAL'A YAPILANLARI HATIRLATIYOR''-
Adalet Bakanı Ergin, Kart'ın ifadelerini kabul etmediğini belirterek,
talihsiz beyanlarda bulunduğunu söyledi. Yargı Reformu Strateji Taslağı'nın kendi
parti anlayışları, bireysel görüşlerini yansıtan bir çalışma olmadığını kaydeden
Ergin, şöyle konuştu:
''AB çerçevesinde bir çalışma yapılmıştır. Örneklere bakılarak
esinlenmiştir. Bu çalışma yapılırken HSYK'nın yapısına ilişkin genel prensip
mutabakatla oluşturulmuştur. HSYK'nın tarafsızlık, objektiflik, şeffaflık
ilkeleri temelinde geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması,
kararlarına karşı itiraz sisteminin getirilmesi, yargı yolunun açılması
ilkesidir. Bu uzlaşının içinde Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, YÖK, Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi, Askeri Yargıtay, Türkiye Barolar Birliği, Adalet
Bakanlığının yanı sıra Adalet Akademisi temsilcilerinin olduğu zeminde bu
mutabakat metni oluşturulmuştur. Legaliteden maksat nedir? Bakanlıkların,
kurumların Anayasaya uygun çalışma yöntemleri tatmin etmemekte midir, belli
çevrelerden onay alması mı gerekmekte dir? Bu çıkışlar Özal'a yapılanları
hatırlatıyor. Şimdi de buna ilaveten karargah olmakla itham ediliyor. Yakın
siyasi tarihe bakarsanız, AK Parti'nin 12 Eylül mahsulü değil, milletin sesi
olarak ortaya çıkmış bir parti olduğunu görürsünüz.''
-''YÜZDE 47, KAFATASCILARA KARŞI VERİLDİ''-
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü de teklifin altında başka amacın
yattığını ileri sürerek, ''Sorun süre değil, daha basit çoğunlukla Anayasa
değişiklikleri yapmak istenmesindedir. Hiç halkoylaması yapmamış ülkeler
demokratik değil mi? Anayasa değişikliği için belki BDP ile uzlaşacaksınız. Legal
bir parti. Ama toplumu, bunu tartıştırma noktasına götürürsünüz, bu tehlikeli
olur'' dedi.
MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, ''Ak Parti'ye yüzde 47 oy
verilirken, 'Gidin Habur'da teşrifatçılık yapın ya da laik devletin bütün
unsurlarını en iyi şekilde işletin, kurumlar arasında işbirliği, devletin bütün
mekanizmalarının en iyi şekilde çalıştırılması için mi oy verildi?'' diye
sordu.
Kurumlar arası çatışmaların ayyuka çıktığı ortamda hukuk devletinin
gereklerinin tam anlamıyla yerine getirildiğini söylemenin mümkün olmadığını
ileri süren Çelik, ''İş takipçiliği için Sayın Başbakan'ın Moskova'ya gidip
devlet eliyle nükleer santral kotarmalarına girmesi, işin başka bir garabetidir.
'Yüzde 47 ile geldik, dilediğimizi yaparız' derseniz, Türkiye o zaman farklı bir
rejime doğru yönelmiş olur. Onun için bu eğer bir Anayasa değişikliğine yönelme
olursa, art niyet var demektir'' diye konuştu.
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, teklifin, Anayasada yapılan
değişikliklerin halkoylamasına sunulma süresini belirlediğine dikkati çekerek,
''Çıkarılmış yasaların Anayasaya aykırılığı giderilmek isteniyorsa işte o zaman
acele davranmanın mantığını daha iyi kavrarım. İleride düşünülen Anayasa
değişiklikleri için öndeki bentin kaldırılmasıdır'' dedi.
AK Parti Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, MHP'li Çelik'in sözlerine
tepki göstererek, ''Yüzde 47, halkın, e-muhtıralara, darbelere, kafatasçılara
karşı kullanmamız için verilen bir oy oranı. Bu da halkın kendisine güvenilmediği
için bazı zihniyetler tarafından hala tartışılıyor. Halkoylaması, halktan
çekinildiği için mi istenmiyor. Acaba korkuluyor mu? Son dönemlerde tam demokrasi
kurallarının işlemesinden korkmaya başladık, açık oy gizli tasnif zihniyeti hala
devam ediyor. Ruh tahlilleri yapmaya kalkıyorlar. Halkın ihtiyacı varsa Anayasa
değişiklikleri de yapılır. Bundan neden korkuluyor? Kurucu meclis olması
gerektiği söyleniyor. İlla darbe olması mı gerekiyor, bunu da sormak gerekiyor''
diye konuştu.
MHP'li Behiç Çelik Türkmenoğlu'nun ''kafatasçı'' ifadesine tepki
göstererek, ''Kürt, Laz, Çerkez diye sayanlar kafatascıdır'' derken, MHP'li Bal
ise kullanılan ifadelerin yanlış olduğunu, üzerlerine alınmadığını söyledi.
CHP'li Mengü'nün ''12 Eylül'ün yargılamalarından geçerek geldim''
demesine, AK Parti'li Ayhan Sefer Üstün, ''Ama savunuyorsunuz...'' dedi.
''Hukuka aykırılığı savunmak farklı, 12 Eylül'ü savunmak farklı'' diyen Mengü,
Üstün'ün ''Bütün Ergenekoncular sizi arıyor, niyeyse...'' sözlerine ise ''Ordunun
şerefli bir komutanı arıyorsa arar, Tuncay Özkan arıyorsa arar'' karşılığını
verdi.
CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, ''12 Eylül ile toplumun üzerinden
buldozer geçtiğini'' ifade ederek, ''Bu Anayasa değiştirilmeli, ama AKP bu konuda
güven vermiyor. 2007 seçimlerinde yüzde 47 ile geldiniz. Kamu vicdanında seçim
sonuçlarının sandığa girdiği gibi çıkmadığı yolunda ciddi kaygılar var'' görüşünü
savundu.
Adalet Bakanı Ergin, seçim sistemini yargı mensuplarının işlettiğini
belirterek, şeffaf bir yöntemin izlendiğini söyledi.
Teklifte, AK Parti'li Üstün'ün, YSK'nın yazısında öngörülen süreler
doğrultusunda verdiği önergeyle değişiklik yapıldı. Buna göre, Anayasa
değişikliklerinde halkoyuna sunulma süresi 60 güne, yurtdışındaki vatandaşların
oy kullanması ise 20 güne indirildi. (08.51)
