2005-10-14 - 16:00
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç,TBMM'de düzenlediği basın toplantısında,verdikleri gensoru önergesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, verdikleri gensoru önergesi reddedilse bile gensorunun içeriğinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında, gelecek dönemin Yüce Divan dosyaları olduğunu savundu.
Koç, verdikleri gensoru önergesine ilişkin TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın, özellikle kendi grubunda ''aslan kesilip'' bazı açıklamalarda bulunduğunu savundu.
Haluk Koç, bu açıklamaları önemseyen yazar ve yorumcuların, Erdoğan'ın söylemleriyle, Türkiye'de belli bir duyarlılık sergilemeye çalışan herkese, cevap hakkı tanımadan, köşelerinde ''saldırmayı'' görev bildiklerini öne sürdü.
Türkiye'yi yağmalama ve yağmalatma sürecine karşı çıktıklarını, son derece haklı konumda olduklarını savunan Koç, ''Biz sermaye ırkçısı, sermaye düşmanı değiliz'' dedi.
Koç, bütün olup bitenlere seyirci kalmaları için ''sınırsız baskılarla karşı karşıya olduklarını'' ileri sürerek, yaşananları sorgulamamalarının ve kafalarını kuma sokmalarının istendiğini söyledi. Koç, ''Türkiye'nin artık kerameti kendinden menkul şeyhlerin at oynattığı bir ülke olmadığını hep beraber göstermek zorundayız'' dedi.
''BUGÜNÜN SALTANATI, YARININ MAHKUMİYETİ...''
Yapay ve sayısal çoğunluğuna dayanarak, tüm yönetim gücünü kendilerinde topladıklarını sananların, bugün olmazsa, yarın mutlaka Yüce Divan'da hesap vereceklerini savunan Koç, şöyle devam etti:
''Yakın tarihimiz, aynen bu şekilde yoksulluk ve fakir edebiyatı yaparak, bunun üzerine siyaset geliştirip, kişisel olarak zenginleşen siyasetçi ve yönetici örnekleriyle doludur. Trilyonluk villaları, değişik evlatların, değişik şirketlerde görev almalarını ibretle basından izliyoruz. Böyle bir süreci Türkiye bir kere daha yaşıyor. Fakat bugün yaşanan çok daha acı.
İnsanların yoksulluğunun üzerinden siyaset yaparak, bu konuma gelenler, bugün bu çarkı çeviriyorlar. 11 ay zengin sofralarında gezenler, şimdi Ramazan dolayısıyla göstermelik yoksul sofralarına konuk olmaya çalışıyorlar.
Gensoru önümüzdeki hafta görüşülürken, reddedilse bile, bu gensorunun içeriği önümüzdeki dönemin, bahsettiğim kişiler hakkındaki Yüce Divan dosyalarıdır. Bugünün saltanatı, yarının mahkumiyetini doğuracak gelişmelere gebe.''
CHP Grup Başkanvekili Koç, gensorunun, sağduyulu iktidar milletvekilleri tarafından reddedilmemesini istedi.
''SİYASET BİR GÖRÜŞ ETRAFINDA MÜCADELE SANATIDIR''
Hangi çevrelerden baskı görüldüğünün sorulması üzerine Koç, ''basının bir kesiminin CHP'yi ortaya aldığını ve büyük bir haksızlıkla dövme niyetinde'' olduğunu savundu.
CHP'den Anavatan'a geçen bir milletvekilinin, ''Mersin milletvekilinin kendisine silah çektiği'' yönündeki iddialarına ilişkin bir soruyu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin MilletvekiliMustafa Özyürek cevaplandırdı.
Özyürek, Parti Meclisi toplantısında, bu milletvekilinin, ''asılsız söylemleri'' üzerine, başka bir milletvekilinin, sadece ''doğru söylemiyorsun'' diye uyardığını söyledi.
Haluk Koç da aynı soruya, ''Arkadaşlarımız siyasi tercihlerini yapmışlardır. Siyaset, bir inanç, dik durma, belli bir görüş etrafında mücadele etme sanatıdır. Yeni siyasi tercihlerini yapan arkadaşlarımızın, bu söylediğim noktalarda bir özeleştiri yapmaları gerekiyor mu diye bir sonuç çıkıyor, onu kendilerine bırakıyorum'' karşılığını verdi.
Koç, verdikleri gensoru önergesine ilişkin TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın, özellikle kendi grubunda ''aslan kesilip'' bazı açıklamalarda bulunduğunu savundu.
Haluk Koç, bu açıklamaları önemseyen yazar ve yorumcuların, Erdoğan'ın söylemleriyle, Türkiye'de belli bir duyarlılık sergilemeye çalışan herkese, cevap hakkı tanımadan, köşelerinde ''saldırmayı'' görev bildiklerini öne sürdü.
Türkiye'yi yağmalama ve yağmalatma sürecine karşı çıktıklarını, son derece haklı konumda olduklarını savunan Koç, ''Biz sermaye ırkçısı, sermaye düşmanı değiliz'' dedi.
Koç, bütün olup bitenlere seyirci kalmaları için ''sınırsız baskılarla karşı karşıya olduklarını'' ileri sürerek, yaşananları sorgulamamalarının ve kafalarını kuma sokmalarının istendiğini söyledi. Koç, ''Türkiye'nin artık kerameti kendinden menkul şeyhlerin at oynattığı bir ülke olmadığını hep beraber göstermek zorundayız'' dedi.
''BUGÜNÜN SALTANATI, YARININ MAHKUMİYETİ...''
Yapay ve sayısal çoğunluğuna dayanarak, tüm yönetim gücünü kendilerinde topladıklarını sananların, bugün olmazsa, yarın mutlaka Yüce Divan'da hesap vereceklerini savunan Koç, şöyle devam etti:
''Yakın tarihimiz, aynen bu şekilde yoksulluk ve fakir edebiyatı yaparak, bunun üzerine siyaset geliştirip, kişisel olarak zenginleşen siyasetçi ve yönetici örnekleriyle doludur. Trilyonluk villaları, değişik evlatların, değişik şirketlerde görev almalarını ibretle basından izliyoruz. Böyle bir süreci Türkiye bir kere daha yaşıyor. Fakat bugün yaşanan çok daha acı.
İnsanların yoksulluğunun üzerinden siyaset yaparak, bu konuma gelenler, bugün bu çarkı çeviriyorlar. 11 ay zengin sofralarında gezenler, şimdi Ramazan dolayısıyla göstermelik yoksul sofralarına konuk olmaya çalışıyorlar.
Gensoru önümüzdeki hafta görüşülürken, reddedilse bile, bu gensorunun içeriği önümüzdeki dönemin, bahsettiğim kişiler hakkındaki Yüce Divan dosyalarıdır. Bugünün saltanatı, yarının mahkumiyetini doğuracak gelişmelere gebe.''
CHP Grup Başkanvekili Koç, gensorunun, sağduyulu iktidar milletvekilleri tarafından reddedilmemesini istedi.
''SİYASET BİR GÖRÜŞ ETRAFINDA MÜCADELE SANATIDIR''
Hangi çevrelerden baskı görüldüğünün sorulması üzerine Koç, ''basının bir kesiminin CHP'yi ortaya aldığını ve büyük bir haksızlıkla dövme niyetinde'' olduğunu savundu.
CHP'den Anavatan'a geçen bir milletvekilinin, ''Mersin milletvekilinin kendisine silah çektiği'' yönündeki iddialarına ilişkin bir soruyu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin MilletvekiliMustafa Özyürek cevaplandırdı.
Özyürek, Parti Meclisi toplantısında, bu milletvekilinin, ''asılsız söylemleri'' üzerine, başka bir milletvekilinin, sadece ''doğru söylemiyorsun'' diye uyardığını söyledi.
Haluk Koç da aynı soruya, ''Arkadaşlarımız siyasi tercihlerini yapmışlardır. Siyaset, bir inanç, dik durma, belli bir görüş etrafında mücadele etme sanatıdır. Yeni siyasi tercihlerini yapan arkadaşlarımızın, bu söylediğim noktalarda bir özeleştiri yapmaları gerekiyor mu diye bir sonuç çıkıyor, onu kendilerine bırakıyorum'' karşılığını verdi.
