2009-02-04 - 19:58
TBMM Genel Kurulu'nda, Türkiye'nin, 11 Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto kentinde imzalanan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin Kyoto Protokolüne katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin tasarının görüşmeleri sürüyor.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga,
Türkiye'nin Kyoto sözleşmesine taraf olmakla 2013 yılında yürürlüğe girecek yeni
sözleşmede kendi hakkını koruma imkanı bulacağını bildirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Türkiye'nin, 11 Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto
kentinde imzalanan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin Kyoto Protokolüne
katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin tasarının görüşmeleri sürüyor.
AK Parti Grubu adına söz alan Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga,
uluslararası platformlarda üzerinde en çok tartışılan konuların terörle mücadele
ve iklim değişikliğiyle mücadele olduğunu söyledi.
Kyoto Protokolünün, BM tarafından yürütülen Uluslararası İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin alt sözleşmesi olduğunu belirten Özdalga,
sözleşmenin sera gazı salınımlarına sınırlama öngördüğünü bildirdi.
Özdalga, sera gazı salınımı yüksek olan ülkelerin Kyoto ek listesinde yer
aldığını belirterek, Türkiye'nin bu listede bulunmadığını, sözleşmeye taraf
olunması halinde Türkiye'nin emisyon indirimine tabi tutulmayacağını kaydetti.
Kyoto'da imzalanan sözleşmenin 2012 yılının sonunda biteceğini, 2012
Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak toplantıda yeni bir sözleşme yapılacağını
bildiren Özdalga, ''2013'ten itibaren yürürlüğe girecek yeni sözleşmenin ne
getireceğini bilmiyoruz. Sözleşmenin ana yapısı henüz ortaya çıkmadı. Kopenhag'da
yapılacak toplantıda, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede üstleneceği
yükümlülükler belli olacak'' diye konuştu.
Özdalga, Kopenhag'daki toplantıdan önce Almanya'nın Başkenti Berlin'de 2
toplantı daha yapılacağını ve Türkiye'nin Kyoto sözleşmesine taraf olması halinde
bu toplantılarda söz hakkı ve oy kullanma hakkını elde edeceğini bildirdi.
''Türkiye, Kyoto'yu onaylamakla 2013'te yürürlüğe girecek yeni sözleşmede
kendi hakkını koruyacak'' diyen Özdalga, Kyoto sözleşmesinin onaylanması halinde
yükümlülüğün söz konusu olmayacağını söyledi.
ABD ve AB'nin 2050 yılına kadar emisyon salınımını yüzde 80'e indirme
konusunda karar aldığını anlatan Özdalga, dünyanın bütün sanayileşmiş
devletlerinin adım adım emisyon salınımını indireceğini belirtti.
Emisyon salınımının indirilmesinin yeni teknoloji ve yeni enerji
biçimleriyle mümkün olabileceğine dikkati çeken Özdalga, ''Türkiye'nin, bu
gelişmelerin dışında kalmama şansı olacak. Emisyon salınımının azaltılması filtre
takmayla değil, yeni üretim teknolojilerine geçişle mümkün olacak. Bu tür
gelişmelerle ilgili henüz bir yükümlülük ortada yok'' dedi.
Özdalga, rüzgar enerjisi konusunda Türkiye'nin 2002'de Avrupa'da
sonuncusu olmasına karşın yapılan yatırımlarla bugün Avrupa'da 13. sırada
bulunduğunu kaydetti.
-''ÇEVRE, İMAN ETMEK GİBİ BİR ŞEY''-
DTP Grubu adına söz alan Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise dünyanın
havasını en fazla kirleten ABD'nin ekonomik çıkarları nedeniyle halen Kyoto
sözleşmesini imzalamadığını söyledi.
Türkiye'nin sözleşmeyi imzalayan 179. ülke olduğunu ve sözleşmenin
imzalandıktan 5 yıl sonra TBMM'ye getirildiğini anlatan Kaplan, ''ABD ne
yapıyorsa onu takip ediyorsunuz. Namaz kılarken Kabe'ye, siyasette ABD'ye,
İsrail'e bakıyorsunuz. Amerika halen Kyoto'yu imzalamadı. Amerika, Savaş Suçları
Mahkemesi sözleşmesini imzalamıyor diye bizim de mi imzalamamamız gerekiyor. Bu,
onların işine geliyor'' diye konuştu.
Türkiye'deki kömür üretimini de eleştiren Kaplan, ''Hükümet, harıl harıl
kömür dağıtmakla meşgul. Havamızı kirletiyorsunuz; dumanlardan dolayı minareler
gözükmez oldu. Şırnak'ta, kömür yerine rüzgardan, hidro elektrik santrallerinden
enerji elde edin. Çevre, AB istediği için imzalanan sözleşme değil, iman etmek
gibi bir şeydir, vicdanın sesi gibidir...'' dedi.
Türkiye'nin Kyoto sözleşmesine taraf olmakla 2013 yılında yürürlüğe girecek yeni
sözleşmede kendi hakkını koruma imkanı bulacağını bildirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Türkiye'nin, 11 Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto
kentinde imzalanan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin Kyoto Protokolüne
katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin tasarının görüşmeleri sürüyor.
AK Parti Grubu adına söz alan Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga,
uluslararası platformlarda üzerinde en çok tartışılan konuların terörle mücadele
ve iklim değişikliğiyle mücadele olduğunu söyledi.
Kyoto Protokolünün, BM tarafından yürütülen Uluslararası İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin alt sözleşmesi olduğunu belirten Özdalga,
sözleşmenin sera gazı salınımlarına sınırlama öngördüğünü bildirdi.
Özdalga, sera gazı salınımı yüksek olan ülkelerin Kyoto ek listesinde yer
aldığını belirterek, Türkiye'nin bu listede bulunmadığını, sözleşmeye taraf
olunması halinde Türkiye'nin emisyon indirimine tabi tutulmayacağını kaydetti.
Kyoto'da imzalanan sözleşmenin 2012 yılının sonunda biteceğini, 2012
Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak toplantıda yeni bir sözleşme yapılacağını
bildiren Özdalga, ''2013'ten itibaren yürürlüğe girecek yeni sözleşmenin ne
getireceğini bilmiyoruz. Sözleşmenin ana yapısı henüz ortaya çıkmadı. Kopenhag'da
yapılacak toplantıda, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede üstleneceği
yükümlülükler belli olacak'' diye konuştu.
Özdalga, Kopenhag'daki toplantıdan önce Almanya'nın Başkenti Berlin'de 2
toplantı daha yapılacağını ve Türkiye'nin Kyoto sözleşmesine taraf olması halinde
bu toplantılarda söz hakkı ve oy kullanma hakkını elde edeceğini bildirdi.
''Türkiye, Kyoto'yu onaylamakla 2013'te yürürlüğe girecek yeni sözleşmede
kendi hakkını koruyacak'' diyen Özdalga, Kyoto sözleşmesinin onaylanması halinde
yükümlülüğün söz konusu olmayacağını söyledi.
ABD ve AB'nin 2050 yılına kadar emisyon salınımını yüzde 80'e indirme
konusunda karar aldığını anlatan Özdalga, dünyanın bütün sanayileşmiş
devletlerinin adım adım emisyon salınımını indireceğini belirtti.
Emisyon salınımının indirilmesinin yeni teknoloji ve yeni enerji
biçimleriyle mümkün olabileceğine dikkati çeken Özdalga, ''Türkiye'nin, bu
gelişmelerin dışında kalmama şansı olacak. Emisyon salınımının azaltılması filtre
takmayla değil, yeni üretim teknolojilerine geçişle mümkün olacak. Bu tür
gelişmelerle ilgili henüz bir yükümlülük ortada yok'' dedi.
Özdalga, rüzgar enerjisi konusunda Türkiye'nin 2002'de Avrupa'da
sonuncusu olmasına karşın yapılan yatırımlarla bugün Avrupa'da 13. sırada
bulunduğunu kaydetti.
-''ÇEVRE, İMAN ETMEK GİBİ BİR ŞEY''-
DTP Grubu adına söz alan Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise dünyanın
havasını en fazla kirleten ABD'nin ekonomik çıkarları nedeniyle halen Kyoto
sözleşmesini imzalamadığını söyledi.
Türkiye'nin sözleşmeyi imzalayan 179. ülke olduğunu ve sözleşmenin
imzalandıktan 5 yıl sonra TBMM'ye getirildiğini anlatan Kaplan, ''ABD ne
yapıyorsa onu takip ediyorsunuz. Namaz kılarken Kabe'ye, siyasette ABD'ye,
İsrail'e bakıyorsunuz. Amerika halen Kyoto'yu imzalamadı. Amerika, Savaş Suçları
Mahkemesi sözleşmesini imzalamıyor diye bizim de mi imzalamamamız gerekiyor. Bu,
onların işine geliyor'' diye konuştu.
Türkiye'deki kömür üretimini de eleştiren Kaplan, ''Hükümet, harıl harıl
kömür dağıtmakla meşgul. Havamızı kirletiyorsunuz; dumanlardan dolayı minareler
gözükmez oldu. Şırnak'ta, kömür yerine rüzgardan, hidro elektrik santrallerinden
enerji elde edin. Çevre, AB istediği için imzalanan sözleşme değil, iman etmek
gibi bir şeydir, vicdanın sesi gibidir...'' dedi.
