2006-03-30 - 13:40
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Topuz, Diyarbakır'da yaşanan olayları değerlendirdi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Hükümetin Diyarbakır'daki
olaylara seyirci kaldığını öne sürdü. Topuz,
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun sözlerini eleştirerek, ''Bu olayı
yaratan, Apo posterleri açan, TSK aleyhine slogan atıp PKK'ya övgüler
yağan bu topluluk, Diyarbakır Valilik binasını basıp, Vali'nin
makamına oturmadı diye mi seviniyor? Bundan sonra yapılacak tek bir
şey kalmıştı; gidip Hükümet Konağı'na oturmak''dedi.
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Topuz, Diyarbakır'da
yaşanan olayları değerlendirdi. Son günlerde meydana gelen terörist
olayların kaygı verici ve düşündürücü olduğunu belirten Topuz, konunun
yaygınlaşma tehlikesinin sezildiğini ifade etti. Topuz, olayların
Diyarbakır ile başlamadığını, bir süreden beri Türkiye'de bir takım
kalkışma, terörist ve kargaşa yaratmaya dönük hareketlerin
sürdürüldüğünü kaydetti.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan herkesin sağduyu içinde olması
gerektiğine işaret eden Topuz, ''gerçekleri yakalayıp izlenmesi
gereken politikalar üzerinde tartışılmasını'' istedi. Böyle bir olayı
yaratan iç, dış, sosyal, siyasal ve ekonomik nedenlerin doğru analiz
edilmemesi halinde, alınacak önlemlerin de etkili, önleyici ve kararlı
durum yaratamayacağını savunan Topuz, şöyle konuştu:
''Hükümetin, bu gelişmelere karşı tam bir seyirci havası içinde
olduğu çok açık bir gerçektir. Diyarbakır olaylarından sonra İçişleri
Bakanı Aksu, 'tahrik değil, sağduyu kazandı, bölücü örgütün oyununa
kimse gelmedi' diyor. Keşke Sayın Bakan, sizin söylediğiniz gerçek
olsaydı... Keşke tahrikin değil, sağduyunun kazandığı bir durum söz
konusu olsaydı, keşke bölücü örgütün oyununa gelinmemiş olsaydı. Ben
bunu çok isterdim ama maalesef durum böyle değil.''
-''NE ZAMAN GİDECEK?''-
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in, yanına
Vali Yardımcısı'nı da alarak olayın tertipçileriyle konuşmaya
gittiğini ve kendilerine ''Şimdiye kadar istekleriniz ve cesaretiniz
için size teşekkür ediyorum, ama artık bırakın' dediğini öne süren
Topuz, ''Çok açık bir şekilde, Diyarbakır Belediye Başkanı'nın, bu
tahrikin planlayıcısı, destekçisi, teşvikçisi olduğu anlaşıldı. Vali
Yardımcısı'nın bu olaya seyirci kalması... Rica ediyor; 'yapmayın,
bundan sonra durun, ne zaman başlayacağınızı, ne yapacağınızı ben size
söylerim' diyor'' diye konuştu.
Aksu'nun, ''Bölücü örgütün oyuna gelinmedi, sağduyu kazandı''
sözlerini hatırlatan Topuz, şöyle devam etti:
''Burada vatandaşlarımız öldü, kepenklerini kapatmayan dükkanlar
tahrip edildi. Aksu, bu olayı yaratan, Apo posterleri açan, TSK
aleyhine slogan atıp PKK'ya övgüler yağan bu topluluk, Diyarbakır
Valilik binasını basıp Vali'nin makamına oturmadı diye mi seviniyor?
Bundan sonra yapılacak tek bir şey kalmıştı; gidip Hükümet Konağı'na
oturmak. Bu anarşiyi, terörü yaratanlar Hükümet Konağı'na gidemedi
diye mi sağduyu hakim oldu? Sayın İçişleri Bakanı, Ankara'dan niye
ahkam kesiyorsunuz? Orada önemli bir olay olmuş. Bunun üzerine
İçişleri Bakanı oraya gitmeyecek de ne zaman gidecek? Uzaktan
kumandayla mı bu işleri yönetecek?
DTP Siirt İl Başkanı, halkı kepenk kapatmaya çağıracak,
kapatmayanı tahribe çağıracak, Hükümet buna seyirci kalacak. Sonunda
tüm dükkanlar tahrip edilmedi diye sağduyu hakim olacak. En basit
tabiriyle bu, aymazlıktır. İçişleri Bakanı'nı bu aymazlıktan
kurtulmaya çağırıyorum. İçişleri Bakanı, her konuda vurdumduymaz
davranıyor. Türkiye'de hangi önemli olay olsa İçişleri Bakanı, adet
yerini bulsun diye iki cümle söyleyerek, olayı hallettiğini
zannediyor.''
-''BAŞBAKAN ÖYLE AÇILIMLAR YAPTI Kİ...''-
Bu noktaya nasıl gelindiğiyle ilgili değerlendirme yapılmazsa
yanlış sonucu varılacağına işaret eden Topuz, ''Bu noktaya gelmenin
başlıca nedeni, Hükümetin terörle mücadelede kararsız, bilgisiz ve
zafiyet içinde olması. Oy kaybetme kaygısına kapılarak, oy kazanma
bencilliği içinde olaylara yorum getirmeye çalışmasıdır'' görüşünü
savundu.
Bir süre önce TSK'nın, ''terörle ilgili konularda yetki eksikliği
olduğunu'' söylediğine, Hükümetin bir çalışma başlatmasına karşılık
bugüne kadar hiçbir şey yapılmadığına dikkati çeken Topuz, şunları
kaydetti:
''Hükümetin kararsız davranışının nedeni, bir süre önce
teröristlerle masaya oturma olanağını yaratabilecek bir süreç başlatma
basiretsizliğini göstermesidir. Başbakan, öyle bazı açılımlar yaptı ki
bu açılımlar, terör örgütü yöneticileri tarafından masaya oturacakları
izlenimi almalarına neden oldu. Bu yönde açıklamalar yaptılar. Yani
onlara göre iki taraf var; biri PKK, diğeri Hükümet, Başbakan... Buna
karşı ne yapıldı? 'Siz kim oluyorsunuz ki sizinle konuşacağım' dedi mi
Başbakan? Onların umutlarını taze tutmaya çalıştı. Bunun altında oy
kaygısı var. Çok bencil, yanlış bir davranış. Oy için herkese mavi
boncuk vermektir.
Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya dönük girişim için senin
karşına gelen insanlara, bunun demokratik hak olduğunu kabul ederek,
'evet seninle otururum masaya' diyebilir misiniz? Bu mücadelede 30 bin
insan ölmüştür. Bir tarafı dağa çıkmış olanlar, öbür tarafı Türkiye
Cumhuriyeti devleti yan yana gelip masaya oturabilir mi? Böyle bir şey
düşünülebilir mi? Bunun, devlet ciddiyeti ve sorunları çözme
anlayışıyla ne alakası var? Teröre, terörü çözmeye dönük bakış açıları
fevkalade yanlıştır. Çünkü bunlar, Türkiye'nin meseleleriyle meşgul
olmamışlar, iktidar gelinceye kadar İslam devrimini nasıl
yapacaklarını düşünmüşler. Ne devleti ne sorunları tanımışlar.
Bilmiyorlar, acemi politikacılar, danışman ve akıl vericilerle
sorunların üzerine gidiyorlar.''
-ABD VE AB'NİN ETKİSİ-
Türkiye'de olayların bu noktaya gelmesinde Hükümetin duyarsızlığı,
yanlış tercihi ve çelişkili bakış açılarının yanı sıra bazı dış
etkilerin de olduğunu belirten Topuz, ABD'nin PKK'ya karşı tutumundaki
zafiyetin de rol oynadığını söyledi.
Türkiye'nin, PKK'nın Kuzey Irak ve Kandil Dağı'ndaki yeriyle
ilgili taleplerine seyirci kaldığını ifade eden Topuz, ''ABD
Genelkurmay Başkanı hiç sıkılmadan, 'Türk yetkililerinin gözünün içine
baka baka gerçekleri söyledim' diyor. Bu gerçekler neymiş, Hükümet ve
Başbakan'ın kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz. Bu terörün arkasında
ABD'nin desteği vardır anlamını çıkartıyorum bundan... En azından
desteği yoksa bile seyirci kalması nedeniyle terör örgütü elini kolunu
sallayabiliyor'' dedi.
AB'nin müzakere süreci ve öncesinde, Türkiye'nin üniter yapısını
değiştirmeye dönük baskısı olduğunu ileri süren Topuz, kültürel
özerklik verilmesinden azınlıkların kabulüne, merkezi idarenin
zayıflatılmasından askeri gücün zayıflatılmasına dönük talepleri
olduğunu; bunun, kurulu düzene karşı harekete geçen terörist ve diğer
gruplara cesaret verdiğini iddia etti.
Topuz, Türkiye'de yapılan işlerin erken seçimi düşünen iktidarı
gösterdiğini ileri sürerek, seçim ne zaman yapılırsa yapılsın
iktidarın bugünden seçim startını verdiğini, buna göre harcama planı
hazırladığını söyledi. Bazı vergi indirimi ve kolaylıkların bu amaçla
Meclis'e getirildiğini, başka düzenlemelerin de getirileceğini savunan
Topuz, şöyle konuştu:
''Merkez Bankası Başkanlığı'na kendi buyruğunda, kendi meşrebinde
birini getirme arzusunun altında yatan şey; seçim ekonomisi
uyguladığında kendisine itiraz etmeyen bir başkanın olması içindir.
Seçimin yolu açılmıştır, kampanya başlamıştır. Seçim ne zaman olacaksa
oraya kadar Türk ekonomisi yara alacaktır. Bunlar kendileri açısından
ikinci lale devrini yaşıyorlar. Ama çökmeye, erimeye ve iktidarı
kaybetme sürecine girdiklerini kendileri de görüyorlar. Korkunun ecele
faydası yok. Önümüzdeki seçimde artık bir AKP iktidarı olmayacak. Kim
iktidara gelirse gelsin Türkiye üzerindeki kara bulutlar
dağılacaktır'' dedi.
olaylara seyirci kaldığını öne sürdü. Topuz,
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun sözlerini eleştirerek, ''Bu olayı
yaratan, Apo posterleri açan, TSK aleyhine slogan atıp PKK'ya övgüler
yağan bu topluluk, Diyarbakır Valilik binasını basıp, Vali'nin
makamına oturmadı diye mi seviniyor? Bundan sonra yapılacak tek bir
şey kalmıştı; gidip Hükümet Konağı'na oturmak''dedi.
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Topuz, Diyarbakır'da
yaşanan olayları değerlendirdi. Son günlerde meydana gelen terörist
olayların kaygı verici ve düşündürücü olduğunu belirten Topuz, konunun
yaygınlaşma tehlikesinin sezildiğini ifade etti. Topuz, olayların
Diyarbakır ile başlamadığını, bir süreden beri Türkiye'de bir takım
kalkışma, terörist ve kargaşa yaratmaya dönük hareketlerin
sürdürüldüğünü kaydetti.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan herkesin sağduyu içinde olması
gerektiğine işaret eden Topuz, ''gerçekleri yakalayıp izlenmesi
gereken politikalar üzerinde tartışılmasını'' istedi. Böyle bir olayı
yaratan iç, dış, sosyal, siyasal ve ekonomik nedenlerin doğru analiz
edilmemesi halinde, alınacak önlemlerin de etkili, önleyici ve kararlı
durum yaratamayacağını savunan Topuz, şöyle konuştu:
''Hükümetin, bu gelişmelere karşı tam bir seyirci havası içinde
olduğu çok açık bir gerçektir. Diyarbakır olaylarından sonra İçişleri
Bakanı Aksu, 'tahrik değil, sağduyu kazandı, bölücü örgütün oyununa
kimse gelmedi' diyor. Keşke Sayın Bakan, sizin söylediğiniz gerçek
olsaydı... Keşke tahrikin değil, sağduyunun kazandığı bir durum söz
konusu olsaydı, keşke bölücü örgütün oyununa gelinmemiş olsaydı. Ben
bunu çok isterdim ama maalesef durum böyle değil.''
-''NE ZAMAN GİDECEK?''-
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in, yanına
Vali Yardımcısı'nı da alarak olayın tertipçileriyle konuşmaya
gittiğini ve kendilerine ''Şimdiye kadar istekleriniz ve cesaretiniz
için size teşekkür ediyorum, ama artık bırakın' dediğini öne süren
Topuz, ''Çok açık bir şekilde, Diyarbakır Belediye Başkanı'nın, bu
tahrikin planlayıcısı, destekçisi, teşvikçisi olduğu anlaşıldı. Vali
Yardımcısı'nın bu olaya seyirci kalması... Rica ediyor; 'yapmayın,
bundan sonra durun, ne zaman başlayacağınızı, ne yapacağınızı ben size
söylerim' diyor'' diye konuştu.
Aksu'nun, ''Bölücü örgütün oyuna gelinmedi, sağduyu kazandı''
sözlerini hatırlatan Topuz, şöyle devam etti:
''Burada vatandaşlarımız öldü, kepenklerini kapatmayan dükkanlar
tahrip edildi. Aksu, bu olayı yaratan, Apo posterleri açan, TSK
aleyhine slogan atıp PKK'ya övgüler yağan bu topluluk, Diyarbakır
Valilik binasını basıp Vali'nin makamına oturmadı diye mi seviniyor?
Bundan sonra yapılacak tek bir şey kalmıştı; gidip Hükümet Konağı'na
oturmak. Bu anarşiyi, terörü yaratanlar Hükümet Konağı'na gidemedi
diye mi sağduyu hakim oldu? Sayın İçişleri Bakanı, Ankara'dan niye
ahkam kesiyorsunuz? Orada önemli bir olay olmuş. Bunun üzerine
İçişleri Bakanı oraya gitmeyecek de ne zaman gidecek? Uzaktan
kumandayla mı bu işleri yönetecek?
DTP Siirt İl Başkanı, halkı kepenk kapatmaya çağıracak,
kapatmayanı tahribe çağıracak, Hükümet buna seyirci kalacak. Sonunda
tüm dükkanlar tahrip edilmedi diye sağduyu hakim olacak. En basit
tabiriyle bu, aymazlıktır. İçişleri Bakanı'nı bu aymazlıktan
kurtulmaya çağırıyorum. İçişleri Bakanı, her konuda vurdumduymaz
davranıyor. Türkiye'de hangi önemli olay olsa İçişleri Bakanı, adet
yerini bulsun diye iki cümle söyleyerek, olayı hallettiğini
zannediyor.''
-''BAŞBAKAN ÖYLE AÇILIMLAR YAPTI Kİ...''-
Bu noktaya nasıl gelindiğiyle ilgili değerlendirme yapılmazsa
yanlış sonucu varılacağına işaret eden Topuz, ''Bu noktaya gelmenin
başlıca nedeni, Hükümetin terörle mücadelede kararsız, bilgisiz ve
zafiyet içinde olması. Oy kaybetme kaygısına kapılarak, oy kazanma
bencilliği içinde olaylara yorum getirmeye çalışmasıdır'' görüşünü
savundu.
Bir süre önce TSK'nın, ''terörle ilgili konularda yetki eksikliği
olduğunu'' söylediğine, Hükümetin bir çalışma başlatmasına karşılık
bugüne kadar hiçbir şey yapılmadığına dikkati çeken Topuz, şunları
kaydetti:
''Hükümetin kararsız davranışının nedeni, bir süre önce
teröristlerle masaya oturma olanağını yaratabilecek bir süreç başlatma
basiretsizliğini göstermesidir. Başbakan, öyle bazı açılımlar yaptı ki
bu açılımlar, terör örgütü yöneticileri tarafından masaya oturacakları
izlenimi almalarına neden oldu. Bu yönde açıklamalar yaptılar. Yani
onlara göre iki taraf var; biri PKK, diğeri Hükümet, Başbakan... Buna
karşı ne yapıldı? 'Siz kim oluyorsunuz ki sizinle konuşacağım' dedi mi
Başbakan? Onların umutlarını taze tutmaya çalıştı. Bunun altında oy
kaygısı var. Çok bencil, yanlış bir davranış. Oy için herkese mavi
boncuk vermektir.
Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya dönük girişim için senin
karşına gelen insanlara, bunun demokratik hak olduğunu kabul ederek,
'evet seninle otururum masaya' diyebilir misiniz? Bu mücadelede 30 bin
insan ölmüştür. Bir tarafı dağa çıkmış olanlar, öbür tarafı Türkiye
Cumhuriyeti devleti yan yana gelip masaya oturabilir mi? Böyle bir şey
düşünülebilir mi? Bunun, devlet ciddiyeti ve sorunları çözme
anlayışıyla ne alakası var? Teröre, terörü çözmeye dönük bakış açıları
fevkalade yanlıştır. Çünkü bunlar, Türkiye'nin meseleleriyle meşgul
olmamışlar, iktidar gelinceye kadar İslam devrimini nasıl
yapacaklarını düşünmüşler. Ne devleti ne sorunları tanımışlar.
Bilmiyorlar, acemi politikacılar, danışman ve akıl vericilerle
sorunların üzerine gidiyorlar.''
-ABD VE AB'NİN ETKİSİ-
Türkiye'de olayların bu noktaya gelmesinde Hükümetin duyarsızlığı,
yanlış tercihi ve çelişkili bakış açılarının yanı sıra bazı dış
etkilerin de olduğunu belirten Topuz, ABD'nin PKK'ya karşı tutumundaki
zafiyetin de rol oynadığını söyledi.
Türkiye'nin, PKK'nın Kuzey Irak ve Kandil Dağı'ndaki yeriyle
ilgili taleplerine seyirci kaldığını ifade eden Topuz, ''ABD
Genelkurmay Başkanı hiç sıkılmadan, 'Türk yetkililerinin gözünün içine
baka baka gerçekleri söyledim' diyor. Bu gerçekler neymiş, Hükümet ve
Başbakan'ın kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz. Bu terörün arkasında
ABD'nin desteği vardır anlamını çıkartıyorum bundan... En azından
desteği yoksa bile seyirci kalması nedeniyle terör örgütü elini kolunu
sallayabiliyor'' dedi.
AB'nin müzakere süreci ve öncesinde, Türkiye'nin üniter yapısını
değiştirmeye dönük baskısı olduğunu ileri süren Topuz, kültürel
özerklik verilmesinden azınlıkların kabulüne, merkezi idarenin
zayıflatılmasından askeri gücün zayıflatılmasına dönük talepleri
olduğunu; bunun, kurulu düzene karşı harekete geçen terörist ve diğer
gruplara cesaret verdiğini iddia etti.
Topuz, Türkiye'de yapılan işlerin erken seçimi düşünen iktidarı
gösterdiğini ileri sürerek, seçim ne zaman yapılırsa yapılsın
iktidarın bugünden seçim startını verdiğini, buna göre harcama planı
hazırladığını söyledi. Bazı vergi indirimi ve kolaylıkların bu amaçla
Meclis'e getirildiğini, başka düzenlemelerin de getirileceğini savunan
Topuz, şöyle konuştu:
''Merkez Bankası Başkanlığı'na kendi buyruğunda, kendi meşrebinde
birini getirme arzusunun altında yatan şey; seçim ekonomisi
uyguladığında kendisine itiraz etmeyen bir başkanın olması içindir.
Seçimin yolu açılmıştır, kampanya başlamıştır. Seçim ne zaman olacaksa
oraya kadar Türk ekonomisi yara alacaktır. Bunlar kendileri açısından
ikinci lale devrini yaşıyorlar. Ama çökmeye, erimeye ve iktidarı
kaybetme sürecine girdiklerini kendileri de görüyorlar. Korkunun ecele
faydası yok. Önümüzdeki seçimde artık bir AKP iktidarı olmayacak. Kim
iktidara gelirse gelsin Türkiye üzerindeki kara bulutlar
dağılacaktır'' dedi.
