DYP GENEL BAŞKANI AĞAR: TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK GEREKÇESİNİN ÜSTÜNDE HİÇBİR GEREKÇE OLAMAZ"

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Irak ve Kerkük'te
yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde
müşterek bir tavır sergilemesi gerektiğini belirterek, '' Türkiye, soğukkanlı ve
sağduyulu bir şekilde meseleyi takip etmeli, ancak her türlü gelişmeye karşı da
hazırlıklı olmalıdır'' dedi.
Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen Ağar, bugün TBMM Genel Kurulunda
Irak'taki gelişmelerle ilgili genel görüşme önergesinin öngörüşmesinde yeteri
kadar konuşma hakları olmadığı için konuyla ilgili görüşlerini ifade etti.
Görüşmelerden, ''bir büyük Türkiye fotoğrafının Meclisten çıkması''nı
beklediklerini anlatan Ağar, Hükümet ve Meclisteki siyasi partilerin üzerinde
olan konunun, ''milletin tümünün meselesi'' olduğunu söyledi.
Irak ile ilgili meselenin bugün her zamankinden daha önemli olduğunu ve
seçim yılı olması nedeniyle iç politika malzemesi olarak algılanamayacağını
kaydeden Ağar, ''Bu mesele, (Türkiye'nin) yakın tarihte karşısına çıkmış en
önemli meseledir. Mesele iç siyasetin kolaycılığı içine hapsedilemeyecek kadar
önemlidir'' dedi.
İktidar ve anamuhalefet partisi temsilcilerinin konuya ''milli mesele''
olarak bakmaları gerektiğine işaret eden Ağar, ''Sabah akşam herkes aklına
geldiği gibi konuşarak Türkiye dağınık bir durum sergileyemez. Yakın geçmişte
Kıbrıs meselesinde gördüğümüz manzara, burada devam edemez. Bu konudaki tüm
sorumluluk, Hükümete aittir. Hükümet konunun ne önemde olduğunu kavramalı'' diye
konuştu,
Ağar, Türkiye'nin, mesele karşısında gelişen şartlara göre çeşitli
seçeneklerinin elinin altında hazır olması ve her türlü senaryoya karşı
hazırlıklı olması gerektiğini, her dakika iç politika gereği dış politika
beklentilerini karşılamak amacıyla konuşmanın bu meselede işe yaramayacağını
ileri sürdü. ''Gün, Türkiye'nin geleceğini kavrama meselesidir'' diyen Ağar,
Hükümetin geç de olsa konuyu ''Türkiye'nin bir numaralı meselesi'' olarak
kavradığını kaydetti.
Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğünü koruma arzusunun hala
sürdüğünü, ülkenin birliğini koruyamayacağı ihtimali de dahil tüm ihtimallere
karşı hazırlıklı olunması gerektiğini ifade eden Ağar, ülkenin tamamını
kucaklayan, yapıcı ve yol gösterici mesajları Türkiye'nin ortaya koyması
gerektiğini vurguladı. Ağar, Türkiye'nin yüzyıllardan beri içinde bulunduğu
coğrafyada belirleyici ülke olma gücünü koruması gereğine işaret ederek,
''Herkesin Türkiye'ye rağmen oluşumların kalıcı olamayacağı gerçeğini
bilmelidir'' görüşünü kaydetti.

-''DİPLOMASININ BİTTİĞİ YERDE DİPLOMASİ BAŞLAR''-

Türkiye'nin dostuluğunu ve yapabileceklerinin kavranması ve kavratılmasının
önemli bir mesele olduğuna işaret eden Ağar, şöyle konuştu:
''Burada soğukkanlılık içinde meseleyi takip eden herkes, Türkiye'nin bu
gücünü kavradığını düşünüyorum. Aynı kaderi paylaşan insanların yapacağı,
demokratik birlikteliği sergileyebilmektir. Kerkük, bu yönüyle yeni bir barışın,
huzurun ve birlikteliğin sembolü olarak ortaya çıkabilmeyi başarmalıdır. Burada
herkesin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Bunun yerine getirilmesi noktasında
Türkiye'nin dikkati ve gücü vardır. Türkiye'nin elinde seçenek olarak verilen her
görevi yüzünün akıyla başarmış silahlı kuvvetleri vardır. Türkiye, bu yola
girmemek konusunda dikkatini muhafaza etmektedir. Çekindiği anlamında değil...
Millet, bütün gücü ve varlığıyla bunun arkasında olmuştur. Diplomasının bittiği
yerde diplomasi başlar. Irak'ın bu bölgesindeki birlikteliğin, beraber yaşamın,
beraber bir kaderi paylaşmanın sağlanacağı bir projenin varlığı bir yerlerde
olmalıdır. Türkiye, her zaman teklifi olan bir ülke olmuştur.''
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ağar, Mahmur Kampında yapılan
aramayla ilgili, buraya Türkiye'den geçmişte giden grupların bulunduğuna işaret
ederek, ''Burada eksik olan, bir trafik kontrolü yapılmamıştır. Bu kamptan
herhangi bir terörle mücadelede yarar temin edecek bir sonucun çıkmayacağını
görmek lazım. Diyarsınız ki bir adımdır, adımdır'' diye konuştu.
Ağar, sınır ötesi operasyon ile ilgili sorulara karşı da ''Dünyada bir
askeri harekat kararını en çok askerler alır. Çünkü bu işin ne demek olduğunu en
iyi onlar bilir. Türkiye'nin güvenlik gerekçesinin üstünde hiçbir gerekçe olamaz.
Böyle bir gerekçe söz konusu olduğunda elbette ki bu tedbir düşünülecektir. Ancak
bunları söyleyip de yerine getirmediğiniz vakit, caydırıcılığınızın zafiyeti
ortaya çıkar'' diğerlendirmesinde bulundu.