| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 14.10.2021 |
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 46'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün yapacağım bu beş dakikalık konuşma boyunca sizleri görüşülmekte olan bu kanun teklifinin birazcık dışına çıkarmayı ancak konuşmamın sonunu tekrardan bu kanun teklifine bağlamayı planlıyorum. Sizlerle bugün paylaşmak istediğim konu aslında küresel manada yaşadığımız kuraklık ve kuraklığın beraberinde getirdiği su problemi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkece karşı karşıya kaldığımız problemleri genellikle anlık tartışır ve değerlendirmelerimizi olayın sıcaklığı geçtiğinde bırakırız. Örneğin, bir sel felaketi yaşar ve yaralar sarıldıktan sonra bu konuyu gündemimizden düşürürüz veya bir deprem felaketi yaşadığımızda haftalarca gündemimizin ilk sırasına bu konuyu alır, enine boyuna bu meseleyi tartışır, yaralar sarılınca da bu konuyu gündemimizden düşürürüz. Yine, bir yaz boyunca susuzluk gündemimizin ilk sırasında yer alır ancak sonbahar kendini göstermeye başladığında yaz boyu yaşadığımız o korkunç günleri çok hızlı bir şekilde geride bırakırız, aynı bugün olduğu gibi. Bugün yazın bitimi, sonbaharın başlamasıyla birlikte yağışlar başladı ve artık yazın şehirlerimizde yaşadığımız su problemini konuşmuyoruz. İşte, bu konuşmanın önemi de aslında bu problemin ortadan kalktığı bir dönemde yani bugün yapılıyor olması.
Değerli arkadaşlar, yazın Hatay ilimiz genelinde yaşadığımız çok büyük bir susuzluk meselesi var. Normal şartlar altında gelişmiş kentlerde barajlar, göletler gibi su yapılarından karşılanan içme suyu ihtiyacımız ilimizde -üzülerek söylüyorum- traktörlerin arkasına takılan su tankerleriyle karışlanmaya çalışıldı. Hatay Büyükşehir Belediyesine -ki yetki ve sorumluluk Hatay Büyükşehir Belediyesinde- bunu, susuzluk meselesini sorduğumuz zaman bizlere verdiği cevap: "Yer altından suyu çıkartmak için kullandığımız pompaların elektrik kabloları çalındı." ifadesiydi. Hatay'da yazın yaşadığımız üç dört aylık susuzluğun çözümünü Hatay Büyükşehir Belediyesi bizlere bu şekilde açıkladı. Aslında biz biliyoruz, kabloların çalınması değil, Hatay Büyükşehir Belediyesinin vizyonsuzluğu sayesinde biz, Hatay'da 1,5 milyon insan, yazın, 15 ilçede susuzluktan kavrulduk.
Geldiğimiz noktada, Hatay'la ilgili, içme suyu ihtiyacıyla ilgili Hatay Büyükşehir Belediyesi yazın yaşananlardan ders alıp da acaba bir çalışma başlattı mı diye bakıyorum, son iki aydır hiçbir çalışmanın olmadığını görüyorum ki böyle giderse önümüzdeki yaz da yine biz Hataylılar olarak susuzluktan kavrulacağız. Oysa ki Devlet Su İşleri Hatay'da içme suyu ihtiyacını karşılamak için Samandağ ilçemize bağlı Karaçay'da çok güzel bir baraj yaptı. Bu baraj, şu an Antakya ve Samandağ ilçelerimizin içme suyu ihtiyacını karşılıyor. Yine, İskenderun gibi çok büyük bir ilçemizin içme suyunu karşılamak için devletimiz Osmaniye Aslantaş Barajı'na döşediği isale hatlarıyla İskenderun'a su getirdi fakat bu hattın devrini Hatay Büyükşehir Belediyesi bir türlü üzerine almadı.
Değerli milletvekilleri, içme suyuyla ilgili yaşadığımız sıkıntılar bunlarken tarımsal sulamada da Hatay gerçekten çok önemli günler yaşıyor. Hatay'da, devletimiz, Reyhanlı ilçemizin sınırları içerisinde çok büyük bir baraj yaptı. Aslında "baraj" ifadesi az kalır çünkü yaklaşık 7 tane orta büyüklükte baraja eş değer büyüklükte bir Reyhanlı Barajı'ndan bahsedebiliriz. Gerçekten mega bir projeydi. Bittiği zaman 480 milyon metreküp su tutma hacmine sahip olacak ve -yaklaşık 585 bin dekar- Amik Ovası'ndaki arazilerimiz bu barajdan sağlanacak suyla sulanacak. Peki, şu an çiftçilerimiz sulama suyu ihtiyacını nasıl karşılıyorlar? Hemen hızlıca söyleyeyim: Amik Ovası'ndaki binlerce kuyudan çektikleri suyla tarımsal sulama ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Elbette bu da önemli bir girdiye sebep oluyor. İşte, tam bu noktada aslında önerimiz şuydu: Bakınız, -sürem de bitmek üzere ama- 100 dönüm bir arazide bir çiftçimizin tarımsal sulamada ihtiyaç duyduğu su için, yer altından suyu çıkarmak için harcadığı tutar yaklaşık 80 bin ile 100 bin TL arasında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Devamla) - Dolayısıyla bunun da çok önemli bir girdi olduğunu görüyoruz. İnşallah Reyhanlı Barajı bittiği zaman bu girdi vatandaşımızın, çiftçimizin cebinde kalacak. İşte, o baraj bitene kadar şöyle bir önerimiz var: Tarımsal sulama için -biliyorsunuz- elektrik birim fiyat maliyeti meskenler için kullanılan elektrik birim fiyatından yaklaşık yüzde 15 daha pahalı. Eğer tarımsal sulama için elektrik birim fiyatları meskenlerle eş değer hâle geldiği zaman vatandaşımızın cebine aslında devletimiz tarafından önemli bir destekleme yapılmış olacak.
Ben bu hususta, bir madde üzerinde, Hatay'la ilgili, yaşanan içme suyu problemiyle ilgili özellikle vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları dile getirmek için söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)